Konuyla ilgili bir açıklama yapan İLKAV Başkanı Mehmet Pamak ise şunları söyledi: “Siyonist İsrail’in ırkçı katliamlarını protesto çağrısı için yapılan ilana dayanarak bir araya gelen kitle, sadece sivil bir tepki ortaya koyup herhangi bir çatışmaya yol açmadan dağılmışken ve yaşanmış hiçbir şiddet olayı da yok iken, Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından böyle bir iddia ortaya atılarak “Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olması ilkesinin ihlal edildiği” suçlamasıyla Radyo Denge’den savunma istenilmiş olması, ceza ile tehdit edilmesi ve Ankara Emniyetinin suç duyurusuyla Radyo Denge Yayın Yönetmeni Bülent Koca’nın ağır cezalarla yargılanmaya kalkılması, “stratejik ortaklık dayanışmasının gereği mi yapılıyor” sorusunu akla getiriyor. Yoksa bu büyük Siyonist vahşete karşı nutuk çekmekten başka somut tek bir adım atamayanlar, Çavez ve Moralez kadar olamayanlar, Türkiye’de sivil halktan gelen tek somut adım olan maçın iptal ettirilmesini hazmedemeyip intikam mı alıyorlar? Radyo Denge, Gazze'ye yönelik saldırıların sürdüğü bir dönemde aynı insani ve İslami duyarlılıkları taşıdığı için, aslında hakkın ve halkın sesi olmak, halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmek konusundaki yayıncılık sorumluluğunu da yerine getirerek, Filistin Dostları Platformu’nun çağrısını seslendirmiştir. Eğer, egemen sistemin İsrail’e dost ve stratejik ortak olmasından kaynaklanan ve bu yüzden insanlık suçlarına seyirci kalmayı içselleştiren bakış açısıyla bir “suç” işlendiği iddia ediliyorsa, Radyo Denge de dâhil tüm erdemli insanlar ve Müslümanlar bu “suç”tan onur duymalıyız. Gerçek ve hukuki anlamda bir suç ise, ülkede yaşayan vicdan ve merhamet sahibi, insani ve İslami sorumluluklarını müdrik bütün insanların ve Gazze acısını derinden hisseden tüm yeryüzü halklarının meydanları doldurarak İsrail'i lanetlediği günlerde, bu haklı tepkimizle ve yüreklerimizi yakan acımızla alay edercesine ve kardeşlik duygularımıza meydan okurcasına Ankara’ya maç için gelen Siyonistlerde ve bu Siyonist katillerin takımını hiçbir şey olmamış gibi maç yapmak üzere Türkiye’ye davet edenlerde aranmalıdır. Büyük bir insanlık suçu olan Gazze katliamına karşı konulan bu haklı ve şiddet içermeyen tepkiye çağrı ilanını, bu insancıl ve kardeşçe dayanışmayı, ırkçılığı reddeden insanlık ve ümmet dayanışmasını, “ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı olarak” nitelendirmek, gerçekten aklıselim sahibi ve haktan, hukuktan yana hiçbir insanın kabul edemeyeceği bir saptırma gayreti, tamamen Siyonist İsrail yanlısı bir bakış açısı olarak değerlendirilmek gerekir. Bu ülkede, eğer ırkçı nefret duygularını kışkırtmak mahkûm edilecekse, her şeyden önce sistem kendi ırkçı resmi ideolojisini ve politikalarını gözden geçirmekle işe başlamalı. Ve bilahare de gerçek ırkçılığın zirvesinde bulunan ve ırkçılık menşeli büyük katliamlara imza atan soykırımcı Siyonist İsrail’le ilişkilerini sorgulayıp, bu Siyonist ırkçı çeteyle stratejik ortaklığını bir an önce bitirmelidir.”