Pazar, Eylül 8, 2024
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe: Müslümanlar Dikkat..!

Hutbe: Müslümanlar Dikkat..!

by İlkav Editor
1,6K 👁
A+A-
Reset

Hutbe: Müslümanlar Dikkat..!
“…Kafirler, güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmayı sürdüreceklerdir…” (Bakara: 217)
Bu açıklama herşeyi bilen ve herşeyin içyüzünden haberdar olan Allah’tan gelen bir tesbittir. Burada kötülüğe ve Müslümanları dinlerinden koparmaya yönelik iğrenç bir ısrar açığa vuruluyor. Bu ısrarlı çaba, İslâm düşmanlarının sürekli hedefleri olmuştur. Bu çaba nerede ve hangi zaman diliminde olursa olsun Müslümanların düşmanlarının değişmez amacıdır. İslâm’ın yeryüzündeki varlığı, bu dinin düşmanları için başlıbaşına bir kin ve korku kaynağı olmuştur.
Başlıbaşına İslâm onları rahatsız ediyor, korkutuyor, kinlerini kabartıyor. İslâm o kadar güçlü, o kadar sağlam bir dindir ki, bütün Batı, Batı taraftarları ve yerli işbirlikçileri ondan korkuyor, bütün haydutlar ondan ürküyor ve bütün bozguncular, müfsidler ona karşı antipati duyuyor.
İslâm, gerek başlıbaşına gerek içerdiği apaçık hakk, gerek tutarlı sistemi ve gerekse sağlıklı sosyal düzeni ile doğrudan doğruya Batı’ya ve bâtıla karşı somut bir savaştır. O, bütün bu nitelikleri ile batıla, haydutluğa, zulme ve bozgunculuğa karşı doğrudan doğruya somut bir savaştır. Bundan dolayı batıl taraftarları, haydutlar, bozguncular onun varlığına katlanamıyorlar. Bu yüzden Müslümanların karşısında hep pusudadırlar, onları dinlerinden koparmak, kâfirliğe döndürmek için yanıp tutuşurlar. Kâfirlik olsun da hangi türü olursa olsun, onlar için farketmez. Zira yeryüzünde bu dine inanan, bu sistemin izinden giden, bu düzeni yaşayan bir tek Müslüman cemaat varken batıl düzenlerinin yaşayacağına, haydutluklarının ve bozgunculuklarının devam edebileceğine güvenemiyorlar.
Rabbimiz, bu âyet-i kerîme ile tüm cahilî yapıların İslâm’a karşı birlik olduklarını ifade buyurmaktadır. Bütün câhilî yapıların bu konuda hedef ve güç birliği vardır. Bu, çağlar boyunca, yani hiçbir zaman ve konuma bağlı kalınmadan ayakta tutulan ve ısrarla üzerinde durulan bir hedef birliğidir. Bu, İslâm ve câhiliye toplumlarının arasındaki ilişkilerin tabiatında var olan mecburî bir kanundur.  Bu konu, İslâm davetçilerinin ince eleyip sık dokumaları gereken bir kanundur.
Müslümanlar bu kanundan ileri gelen somut gerçekleri, yine bu kanuna başvurarak yorumlamak zorundadırlar. Bu kanunu bilmeden İslâmî cihadın tabiatını, cahiliye ve İslâm yapılarının uzayıp giden çatışmalarının özelliğini, ilk İslâm yapılarının uzayıp giden çatışmalarının özelliğini, ilk İslâm Mücahidleri’nin hareket sebebini, İslâm fetihlerinin sırlarını ve aynı şekilde putperest veya haçlı seferlerinin esrarını anlamaya imkan yoktur. Haçlı ve putperest düşmanlar ki, on dört asır boyunca dur-durak bilmeden seferler düzenlediler ve düzenlemeye de devam etmektedirler.
Şu halde bu, her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olan Yüce Allah’ın ifade buyurduğu zorunlu bir kanundur: “…Kafirler -güçleri yeterse- dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmayı sürdüreceklerdir…”
Bu; iğrenç niyetlerini ortaya koyan dosdoğru bir buyruktur. Şer yolundaki iğrenç direnişi ve Müslümanları dinlerinden çevirmenin amansız çabasını ortaya koyan bir buyruktur. Çünkü sözkonusu olan, İslâm düşmanlarının değişmez ve sabit hedefleridir. Ve bu, İslâm düşmanlarının hiçbir zaman ve hiçbir ortamda değişmeyen asıl hedefleridir.
Bu dinin ve İslâm cemaatinin düşmanları için İslâm’ın yeryüzünde varlığı bile başlı başına bir nefret ve korku kaynağıdır. Düşmanın her zamanki tavrı da budur. İslâm, bizâtihî onlara korku ve acı vermektedir. Onları öfkelendirmektedir. Çünkü İslâm, her batılperesti korkutacak, her müfsidin nefretini çekecek ve her saldırganı ürkütecek bir güç ve metânetin dinidir. O, başlı başına, ihtiva ettiği hakkaniyetle, sahip olduğu güçlü hayat sistemi ve kusursuz nizamıyla bir savaştır. Evet o, tüm bu özellikleriyle batıla, fesâda ve isyankarlığa karşı açılan bir savaştır. İşte bundan dolayı batılperest ve müfsid kimseler ona tahammül etmezler.

Bu dinin halkını fitneye uğratmak veya pek çok küfür türlerinden birine döndürmek için didinip dururlar. Çünkü onlar; batılları, isyankarlıkları ve fesadları elden gider diye endişe ediyorlar. Yeryüzünde bu dine inanan, bu dinin hayat sistemini kabullenip hayatına uygulayan bir İslâm cemaati bulunurken, batılperestlerin kendilerini güvende hissetmeleri mümkün değildir.

İslâm düşmanlarının başvurduğu yöntem ve araçlar çeşitli olabilir; ama hedefleri hep aynı hedeftir. Amaçları sadık mü’minleri -eğer güçleri yetecekse- dinlerinden çevirmektir. Bu yüzden ellerindeki silah kırıldı mı başka bir silaha, ellerindeki araç işe yaramaz hâle geldi mi başka bir araca başvurmaktan geri kalmazlar.
Her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olan Yüce Allah’ın buyruğu elimizdedir. Bu buyruk, İslâm cemaatini onlara teslimiyetten sakındırmakta, tehlike uyarısını vermekte, savaşa ve hazırlanan tuzaklara karşı sabırlı ve dikkatli olmayı emretmektedir. Aksi takdirde hüsran söz konusudur. Hem dünyada hem de âhirette hüsran… ve ayrıca geri çevrilmez, koruma tanımaz bir azap söz konusudur.
Ve Rabbimiz, meselenin sonucu ile ilgili nihâî uyarısını şöyle yapıyor:  
“Sizden kim dininden dönüp de kâfir olarak ölürse, işte o kimselerin amelleri, hem dünyada hem de âhirette boşa gitmiştir. Ayrıca onlar cehennem ehlidir, orada ebedî kalıcılardır.” (Bakara: 217)
08.11.2019
Hazırlayan: Emrullah AYAN 

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon