Cumartesi, Şubat 8, 2025
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe: İbadet, hayat ve ölüm ancak Allah için olmalıdır

Hutbe: İbadet, hayat ve ölüm ancak Allah için olmalıdır

by İlkav Editor
321 👁
A+A-
Reset

Hutbe: İbadet, hayat ve ölüm ancak Allah için olmalıdır
“De ki: Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm sadece âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (En’âm: 162)
Değerli kardeşlerim, bugün Hicrî Rabiu’l-Âhir ayının 1’i 1446/Cuma
Okuduğum âyetteki ifadeyi Rabbimiz Rasulüne söylettiriyor. Bir manifesto olarak biz de söyleyeceğiz ve ilan edeceğiz: Benim namazım, yani Allah ile diyalogum ve tekmil vermem, bedenî ve bireysel hayatıma Allah’ın karıştığını ortaya koyup tasdik etmem anlamına gelen namazım ile hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.
Kardeşlerim, öyle bir hayat yaşayalım ki kâfir ve müşriklerinkinden farklı olsun. Öyle bir namaz kılalım ki dinimizin direği olup bizi tüm münker ve fahşâdan korusun. Namazımız, ibadetlerimiz ve tüm hayatımız Allah içindir. Allah için bir hayat yaşayanın hayatında kulluğun dışında bir saniye olur mu?
Dünya ve âhiret hayatımız, ferdî, toplumsal, âile ve iş hayatımız, ekonomik, siyasî, hukukî hayatımız Allah’a aittir. Biz hayatı Allah için yaşarız. Çünkü bu hayatın sahibi O’dur. Bizi yaratıp hayatımızı bize lütfeden O’dur. Mademki her şey O’na aittir, öyleyse onların tümünü O’na kullukta kullanmak zorundayız. Öldüren de O’dur, hayat veren de O. İşte O Allah’ın ortağı da yoktur.   
İnsan fiili, Allah’ın dinine göre değer bulur ve değerlendirilir.  Allah’ın dini, insanların istek, menfaat ve arzuları doğrultusunda değerlendirmeye alınamaz ve asıl yapının aksine yorumlanamaz! Tek ölçü, âlemlerin Rabbi olan Allah’ın koyduğu ölçüdür. Siz, biz, başkaları sadece birer beşer olup şu an yapmakta olduğumuz tek şey, tâbi olduğumuz mevcut imtihan sürecini yaşamaktır.
Bu süreçte siz, ya İslâm’a tâbi olmuş, kulluk görevini yapıyorsunuz, ya da tâbi olmamış, bu görevi savsaklayarak, büyük imtihanı kaybediyorsunuz! Müslümanlığımız, o yüce Dinin esaslarına ittibâmız oranındadır. İnsan olarak hiç kimse, dünyevî konumu itibarı ile salt bir üstünlüğe sahip olmadığı gibi, salt bir düşüklükle de itham edilemez! Üstünlüğünüz İttikâ derecenize bağlıdır. Mekân olarak yeryüzü, sadece ve sadece Allah’a aittir! Yerin, yurdun neresi olursa olsun. Hiç bir yerin üstünlüğü veya düşüklüğü yoktur. Bir yere ya ilâhî vahiy nizamı hâkimdir, ya da şirk sistemi hâkimdir. Allah’ın dini bir bütündür. O’nun sisteminde yarı vahiy, yarı şirk yoktur!
Mü’min için vatan, ilâhî vahyin hâkimiyetiyle ilgilidir. İster kabul et, ister birilerinin belleğine dayattığı ve aşamadığın, o hamaset nutuklarına devam et! 

Hiç bir grup, parti ve tarikata bağlı ve onların Allah’ın dinini aşan ölçülerini kendine ölçü alan, bir müntesip değiliz! Sadece ve sadece Allah’ın koyduğu ve Resulünün hayata geçirdiği, esaslara uyarak O’nun rızasını arayan, mü’minler olmaya çalışıyoruz.
Mü’min için tek kıstas, sadece Allah’ın dinidir. Buradan hareketle; cemaat ya da grup lideriniz, Allah’ın ahkâmı çerçevesinde bir duruş sergilemiş olduğu oranda değerlidir. Bu çerçeveyi aşarsa; ismi cismi ne olursa olsun o değerini yitirmiştir. Nihayetinde, lideriniz, Allah’ın indirdiği hükümlere tâbi olduğunda değerlidir.
Bu esaslara uymamış, halkın verdiği emaneti yeterlice değerlendirememiş ve ihanet boyutuna vardırmışsa; adı, sanı ne olursa olsun, değerini yitirmiştir! Bizler, İslâmî değerlere ittibamız oranında varız. Biz bu dine, bu ölçü ve değerler çerçevesinde iman etmişiz.
Kardeşlerim, bu ülkedeki gençlik ve toplum, son on yılda, hiç bir devirde olmadığı kadar tefessüh etmiştir! Her alandaki bu bozulmanın, bu inhirafın oluşumunda, 22 yıldır yönetimde olan iktidarı, sorumsuz görmek, ‘neden böyle oluyor?’ diye sorgulayıp eleştirmemek Allah’ın dini hususunda hiç bir sorumluluk taşımamaktır.  
Her gün bebekleri, çocukları, kadınları, topyekun bir soykırım uygulanarak bütün halkı katledilen Gazze’ye, “Fiilî bir müdahale”yi bir kenara bırakın -iktidar liderinin ismi, cismi ne olursa olsun- hâlâ Müslümanım diyenlerin yönettiği bu ülkenin, ticârî tırları, gemileri katil İsrail’e mal ve stratejik malzeme taşıyorsa; bu ülkeyi idare eden iktidar kim adına ve için iktidardadır?
15 Temmuz’dan sonra, subay yetiştirme yetkisi tamamen eline geçmişken; bunu değerlendirip, alınacak her subay adayı seçiminde; kılı kırk yarması gerekirken, yeniden vesayet sahibi kemalistleri alması ve şimdiden yarısının kendilerine kılıçları çekip; “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atmaları bu iktidar için beceriksizlikten çok kendilerine oy verenlere ihanetin ifadesi olmaz mı?  
Bir Müslüman olarak, Allah için hiç bir sorgulayıcı tavrı yüklenmeden, sen de Allah’ın dini adına tüm bunlara teviller getiriyorsan; İslâmî ölçüleri ve onun itikâdî yapısını algılamada ciddi  bir sorunun var demektir.  
“Biz sadece, O’na aidiz! Ve mutlak surette O’na dönücüleriz.” (Bakara: 156)
Varoluşumuzun temelindeki imtihanın hesabını da sadece Allah Teâlâ’ya vereceğiz. Bu, hiç bir şart altında değişmeyecek bir hakikattir. Bu hakikate tabi olun, boş verin gerisini.
Hutbemi, başlangıçta okuduğum Rabbimizin ifadesi ile bitirelim:
“De ki: Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm sadece âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.”
(En’âm: 162)
04.10.2024
Hazırlayan: Emrullah AYAN

1 yorum

Ahmet Özer 4 Ekim 2024 - 18:04

السلام عليكم و رحمة الله و بركاته

قَالَ تَعَالَى: وَمَا يُؤْمِنُ أَكْثَرُهُمْ بِاللّهِ إِلاَّ وَهُمْ مُشْرِكُونَ
يوسف 106
Onların çoğu şirk koşmadan Allah’a iman etmezler (imanlarına az çok bir şirk karıştırırlar).
Yusuf 106

İsanların çoğu Allah’a ancak müşrik olarak inanırlar. Bazen güneşi/ayı, bazen tâğutları, bazen idarecileri ve onların kanunlarını ilahlaştırarak, hayatlarının bazı bölümlerine Allah’ı, bazı bölümlerine de putlarını egemen kılarak kendilerince hem muvahhid, hem de demokrat Müslüman olurlar. Aslında bunlar, tam da ayetin dediği gibi müşrik olurlar.

جمعة مباركة طيبة
Selam ve dua ile Cumamız mübarek olsun

İlkav muhterem hocalarıma teşekkürler ederim…

Selam Duâ ile
Kardeşiniz Ahmet Özer
Urfa

Reply

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon