Salı, Ekim 8, 2024
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe: Gazze Direniyor

Hutbe: Gazze Direniyor

by İlkav Editor
524 👁
A+A-
Reset

Hutbe: Gazze Direniyor

“Burçlar sahibi göğe andolsun. O vadedilen güne. Şahid olana ve şahid olunana. kahrolsun o hendek ashabı. Ateşle dolu hendeğe… Onlar ateşin başına oturmuş, iman edenlere yaptıkları (işkenceyi) seyrediyorlardı. Onlardan sırf, Azîz ve Hamîd olan Allah’a inanıyorlar diye intikam alıyorlardı.” (Buruç: 1-8)
Kıymetli Müslümanlar bugün Rebilü’l-Âhir ayının 5’i 1445/Cuma

Rabbimiz bizlere Kur’an’ın gölgesinde, tevhid sancağı altında yaşamayı luftetsin.
Yaratıcımız tüm insanlığı tertemiz fıtratta ve sorumluluk bilinci ile yaratmıştır. Sorumluluk bilinci ve fıtrat zulme karşı olmayı, zalime dur demeyi, ona engel olmayı gerekli kılar. Ancak bu bilinci zayi eden, sorumsuz sözde insan görünümlü varlıklar zulüm de ederler, zulme seyirci de kalırlar.
Son iki haftadır Filistin de yaşananlar bunun son örneğini oluşturmaktadır. Son iki haftadır insanlık en kötü günlerini yaşıyor. İnsanlık canlı yayınlarda kadın-erkek, yaşlı-genç, bebek ve çocukların evlerinde, hastane ve camilerde alçakça siyonist katillerce katledilmesini seyrediyor. Bir anda en az 500 insanı öldürüp yüzlercesini de yaralıyorlar. 
Hutbemin başında okuduğum âyetler Kur’an’ın inzalinden yıllar öncesi dönemlerde yaşamış olan muvahhid bir grup mümine yapılanları anlatmaktadır. Rabbimizin Mümin olarak vasıflandırdığı bu insanların, dönemin vahşilerince hazırlanan ateş çukurlarında, diri diri, hunharca işkence ile öldürüldükleri bu âyetler aracılığı ile anlatılmaktadır. Rabbimiz, bu fiili icra eden Mekkeli işkencecileri ve tüm işkencecileri ve katilleri “Erkek ve kadın mü'minleri ateşe atıp, sonra da tevbe etmeyenlere, onlara cehennem azabı vardır. Onlara yakıcı azap vardır.” âyeti ile uyarmaktadır.
Kıssanın geçtiği zamanın üzerinden belki yüzlerce yıl geçmiştir ancak hevasını ilahlaştıran insan kılıklı aşağılık varlıkların icraatları değişmemiştir. Bugünlerde Gazze halkına yapılanlar hem de medeni(!), çağdaş ve gelişmiş devletlerin de desteği ve gözetiminde 2,5 milyonluk bir halk, Azîz ve Hamîd olan Allah’ın Mümini diye hunharca yok edilmeye çalışılıyor.
Gazze, büyük bir hendek gibi dört bir taraftan zalimlerce abluka altında günlerdir gıda, ilaç, elektrik ve su gibi temel ihtiyaçlardan yoksun bir şekilde karadan ve havadan bombalanarak yok edilmek istenmektedir. Hani bu çok insancıl, hayvan haklarını dahi gözeten kibarlığın zirvesi olarak bildiğimiz İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda Japonya, vs. ülkeler ve yöneticileri bu yangına su değil benzin taşımaktadırlar. Zalimin zulmüne tam destek sağlamaktadırlar.
Gazze’yi tamamen yok etmek isteyen çağdaş ashab-ı uhdud olan siyonistler ve yandaşları iki haftadır bölgeye tonlarca bomba ve füze yağmuruna tutarak Gazze’yi haritadan tamamen silmek istiyorlar.
Halkı Müslüman ülkelerin liderleri de kendilerini iktidarda tutan batılılara karşı uşaklıklarını ispat sadedinde katil, işgalci İsrail’e açık destek vermekten çekindikleri için ya sessiz kalarak ya da tarafsız kalarak yapılan zulmü seyretmektedirler. Hiçbir ülkeden ciddi ve somut bir adım atılmamaktadır.
İslâm İş Birliği konferansı dış işleri bakanları lütfetmişler(!), zahmet(!) etmişler daha yeni akıllarına gelmiş olacak ki olağanüstü toplanma kararı almışlar. Hiçbir yaptırımı olmayan bir kınama ve tel’in kararı çıkacaktır muhtemelen. Toplantıda en ağır ve sert söylemleri olan Dışişleri Bakanı bile İslâm ülkelerinin somut adımlar atması gerektiğini söylüyor. Her halde bu ülkelerin ellerinde bulunan petrol ve doğalgazı siyonist destekçisi batılılara ambargo uygulayarak kesmeyi veya ticarî antlaşmaları askıya almayı, elçilikleri kapatmayı kast ediyordur. Bırakın bunu yapmayı sözünü bile dillendirseler çok şeyler değişecektir. Ama uşaklar efendilerine böyle bir tehditte bulunamazlar.
Güney Amerika’dan fıtrî bir ses, Venezuella devlet başkanı Maduro vicdanı bozulmamış bir insan olarak sözde İslâm ülkeleri liderlerine seslenerek şöyle diyor: ”Ne zamana kadar İsrail’in yaptığı bu zulümlere sessiz kalacaksınız? Bırakın yalandan yaptığınız resmî açıklamalara, kınamalara, bunlar acziyetin ifadeleri… Orada kolu-bacağı koparılan, bombalarla füzelerle katledilen bir halkın yardımına koşun, İsrail’i durdurmak için somut adımlar atın, harekete geçin.”
Ancak basireti açık olan, kalpleri katılaşmamış, insanlıktan nasibi olanlar bu tür seslere kulak verirler.
Değerli Müslümanlar,  Allah’ın elçisi salah toplumunu oluşturmada “Bir kötülük, ifsad, zulüm gördüğünüzde onu eliniz ile gücünüz yetmiyorsa diliniz ile buna da gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğz edin bu da imanın en alt seviyesidir.” buyurarak önemli bir toplumsal ilkeyi bizlere tavsiye ediyor. Bu ilke hem ferdi, hem devleti ilgilendirmektedir. Kimin neye gücü yetiyorsa ne gibi imkânı varsa o istikamette bu sorumluluk yerine getirilmelidir ki dünya da sulh ve selâmet hâkim olsun. Yani ortada bir zulüm varsa Müslüman o zulme sessiz kalamaz kalmamalıdır. Devlet bazında gücü varsa ona göre fert bazında gücü varsa ona göre uyarı vazifesini yapmak zorundadır. Değilse kalben veya dili ile o zulmü lanetlemelidir. Bugünlerde bizlerin yaptığı gibi bu haldeki tavır imanın en zayıf derecesidir.
Burada önemli bir ayrıntıyı da belirtmeden geçmeyelim o da: aynaya bakıp kendimizde zulme dair yani en büyük şirk olarak tarif edilen bir halin olmaması konusunda dikkatli ve titiz olmayı unutmamalıyız. Yani bireysel tercihlerimize dikkat ettiğimiz kadar, toplum olarak da yaşantımıza dair sosyal, siyasal, kültürel ve ticarî Allah’ın fesad olarak tarif ettiği, şirk olarak tarif ettiği düşünce ve davranışlardan da uzak kalmalıyız. İsrail’in fesadını telin ederken birey ve toplum olarak da şirkin, fesadın ve zulmün her türlüsünden de kendimizi korumalıyız, korunmak için çaba sarf etmeliyiz. Yani onlar gibi yaşayıp, onları lanetlemek tutarsızlıktır.
Son olarak bu ashabı uhdud gibi davrananlara bir müjde “Deki ey kâfirler yenilgiye uğrayacaksınız, toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne kötü bir mekândır.” (Âl-i İmrân: 12)
20.10.2023
Hazırlayan hayati İSAOĞLU

Ekitap için tıklayın

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon