Emrullah Ayan, İLKAV Cuma Konferansında, “İsrail’in Saldırıları Gazze ile Beraber İran’a da Yöneldi ” konulu bir sunum yaptı.
Ayan, konferansında şu konulara değindi: – İşgalci ve soykırımcı İsrail’in Gazze’ye saldırıları tüm şiddetiyle devam ediyor. Son olarak ABD’nin organizasyonunda tam bir tuzak olarak kurguladıkları Yardım Kuruluşları adı altında dağıttıklarını söyledikleri yardımı bekleyenleri katlederek katliam ve soykırımda sınır tanımadıklarını bir kez daha gösterdiler. – 20 aydır Gazze’de siyonist İsrail tarafından devam eden vahşi soykırım ile aynı habis ur tarafından 13 Haziran 2025 günü İran’a yönelik saldırıda İran’ın farklı kentlerindeki nükleer tesisleri başta olmak üzere ordusunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenlendi. Bu saldırılarda; Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim adamı saldırılarda katledilirken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı. – İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) İran’a dair raporunun İsrail’in saldırılarına bahane oluşturduğunu İsrail’in bölgeye “bitmeyecek bir savaşı” dayatmak istediğini dile getirdi. Daha önce Irak’ta kimyasal silahların olduğu gerekçesiyle ABD ve şürekâsı Irak’a saldırdı, milyonu geçen insanımızı katletti. Sonrasında da Irak’ta kimyasal silah olmadığını yine kendileri itiraf etmişlerdi. Aynı şey şimdi İran için de geçerlidir. –HAMAS, İsrail’in İran’da çok sayıda noktayı hedef alan hava saldırısı üzerine bir açıklama yaptı. HAMAS, yayınladığı bildiride, “İşgalci siyonist rejimin 13 Haziran’da İran İslâm Cumhuriyeti’ne karşı yaptığı geniş çaplı saldırı, son derece tehlikeli bir suçtur. Bu, aşırılıkçı Netanyahu kabinesinin, Talmudik hezeyanlarına ve hegemonyacı çabalarına hizmet etmek amacıyla bölgeyi geniş çaplı çatışmalara sürüklemedeki ısrarını göstermektedir. İran bugün, Filistin’i ve direnişi destekleyen kararlı duruşu ve bağımsız ulusal iradesine bağlılığı nedeniyle ağır bir bedel ödemektedir, ifadelerini kullandı. – Filistin ve Gazze’de devam eden katliam ve şimdi de İran’ın İsrail tarafından vurulması üzerine İsrail kabadayılığının gerisindeki ABD aklını görmeyen hiçbir Müslüman hatta insan kalmadı denilebilir. Fakat ABD’ye oldukça bağlı ve onun çıkarlarına tâbi zalim tiranlıklar hâlâ köleliklerine bir son veremiyor, ABD’ye Ortadoğu’dan defol diyemiyor, cizye ödemeye ve biat etmeye devam ediyorlar. – Büyük İsrail hayali için gizlenmemiş nihai hedef İslâm coğrafyasının tümüdür. İran ile küçücük İsrail arasında, bölgeyi hatta dünyayı bile kana bulayabilecek bir savaştan söz ediliyor. Ama gerçekte savaş, Amerika ve Batı’nın diğer emperyal güç odaklarının, İsrail’i ileri sürerek tezgâhlanan yarım asırlık birhesaplaşmasının yeni versiyonundan başka bir şey değil. – İsrail’in yaptığı saldırılara İran da karşılık verdi ve gönderdiği uzun menzilli füzelerle İsrail’in stratejik yer ve bölgelerini vuruyor. İsrail ise bu yer ve bölgelerdeki tahribatı göstermeyerek tam bir karartma uyguluyor. Dolayısıyla da İran füzelerinin nereleri vurduğu görülmüyor. Ama İsrail’in istihbarat merkezi, borsası, Hayfa limanı, petrol tesisleri vuruldu. İsrail’in “Demir Kubbe”si kevgire döndü. – Bütün dünya Müslümanlarının, mezhep, bölge ve ırk asabiyetlerini bir kenara bırakarak ABD ve İsrail’e karşı bir ve beraber olmaları gerekir. – ABD, AB ve şürekâları olan bölgenin müstemleke valilerinin hepsi için belirtelim ki, Müslüman demek, sadece Allah’a teslim olan demektir ve “Lâilâheillallah” tüm insanlığa sunulan tek gerçek olan bir “hakikat, adâlet ve hürriyet” manifestosudur. Müslümanlar, bu uğurda dünya hayatından geçmeyi bir şeref sayarlar. Bunu Trump ve şürekâsı anlamasalar da… – Şu iddia zaman zaman gündeme getiriliyor: İran ile İsrail danışıklı dövüş yapıyor. Bu iddianın saçma ve gerçeklerle alâkasının olmadığı artık fiilen ispat edilmiş oldu. Aslında daha öncesinde de Cumhurbaşkanı Reisî’nin katledilmesi de bunun daha önceki ispatlarından idi. Bahse konu iddiayı ortaya atanlar o süreçte ve halen Malatya Kürecik üssünün İran füzelerine dair istihbaratı Nato üyesi ABD, İngiltere, Fransa ve diğerlerine dolaylı olarak da İsrail’e vermeye devam ettiği halde Türkiye hükümetine karşı ciddi bir tavır ve mücadele ortaya koymama zaafı ile maluldürler. Ayrıca, bölge ülkeleri arasında Hamas’a silah ve mühimmat desteği veren tek ülke de İran idi. Peki, Türkiye ve diğerleri İsrail’i en çok destekleyen ABD ile dost olmayı sürdürüyorlar ve üstelik bugün İran’a da saldıran soykırımcı İsrail’e destek veren Trump’ı dost olarak niteleyip 4 trilyonluk silah ticareti yaparak hediyeler verip ABD’yi ve dolaylı olarak İsrail’i de destekliyorlar. Türkiye de, İsrail dostu Azerbaycan petrolünü İsrail’e ulaştırmak ve istihbarat vermek dışında başta çelik olmak üzere savaş mühimmatı ihracını devam ettiriyor.
Ayan, konferansını Amerikalı eski istihbarat subayı Scott Ritter’ın 16 Haziran’da İsrail ve İran arasındaki savaşta İsrail ve ABD’nin karşılaştığı durumlara dair verdiği röportajından önemli başlıkları zikrederek sonlandırdı.