Perşembe, Kasım 21, 2024
Ana sayfa BASIN AÇIKLAMALARI Ankara Hamas’La Tek Vücut

Ankara Hamas’La Tek Vücut

by İlkav Editor
5,9K 👁
A+A-
Reset

Ankara Filistin Dostları Platformu Üyeleri ABD Büyükelçiliği önünde yaptıkları basın açıklamasında katilleri ve işbirlikçilerini protesto ettiler. Gazze’de yaşanan katliamların hesabının bir gün mutlaka sorulacağını kaydeden eylemciler, dünyanın her tarafında yükselen küresel intifadanın ümmettin yeniden dirilişinin müjdesi olduğunu belirttiler.

 
Siyonist işgal devletinin Gazze’de aralıksız sürdürdüğü katliam, Ankara Filistin Dostları Platformu’nun (AFDP) süreklilik kazanan eylemleriyle protesto ediliyor.
 
AFDP’nin çağrısı ile bugün saat 12.00’de Ankara Akay Kavşağı’nda biraraya gelen yaklaşık 3 bin kişi sloganlar eşliğinde ABD Büyükelçiliği’ne kadar yürüdüler. Katil siyonist devletin işbirlikçisi ABD’nin büyükelçiliği önünde miting havasında gerçekleştirilen basın açıklamasında katliam tel’in edildi.

Ankara Filistin Dostları Platformu Üyeleri ABD Büyükelçiliği önünde yaptıkları basın açıklamasında katilleri ve işbirlikçilerini protesto ettiler. Gazze’de yaşanan katliamların hesabının bir gün mutlaka sorulacağını kaydeden eylemciler, dünyanın her tarafında yükselen küresel intifadanın ümmettin yeniden dirilişinin müjdesi olduğunu belirttiler.

 
Siyonist işgal devletinin Gazze’de aralıksız sürdürdüğü katliam, Ankara Filistin Dostları Platformu’nun (AFDP) süreklilik kazanan eylemleriyle protesto ediliyor.
 
AFDP’nin çağrısı ile bugün saat 12.00’de Ankara Akay Kavşağı’nda biraraya gelen yaklaşık 3 bin kişi sloganlar eşliğinde ABD Büyükelçiliği’ne kadar yürüdüler. Katil siyonist devletin işbirlikçisi ABD’nin büyükelçiliği önünde miting havasında gerçekleştirilen basın açıklamasında katliam tel’in edildi.
 
Sunuculuğunu Genç Birkim Dergisi’nden Mücahit Aslantaş’nın yaptığı eylemde AFDP adına İLKAV Yönetiminden Abdurrahman Çeliker tarafından okunan basın açıklaması sık sık sloganlarla kesildi. Kalabalık “Allahu Ekber” ve “Lailahe İllalah” sloganları ile TC’nin başkentinin en merkezi yerinden katliama göz yuman dünya devletlerine, işbirlikçi hükümetlere, ABD ve siyonistlere direnişin asla kırılamayacağı mesajını ilettiler.
 
Gazze’de akıtılan her damla kanın hesabının mutlaka sorulacağını ifade eden Ankaralı Müslümanlar, her geçen gün yükselen küresel intifadanın oluşturduğu rüzgarın zalimleri ve katilleri fırtınanın önünde savrulan kuru yapraklara dönüştüreceği mesajını verdiler. Kur’an nesli idealinin tüm adaletsizlikleri ortadan kaldıracağı vurgulandı.
 
ABD elçiliği çevresinde oluşturulan yoğun güvenlik önlemlerinin dikkat çektiği eylemde "Kahrolsun Emperyalist Katiller", "Mazlumlar Tutsak, İşgal Altında Yaşasın Küresel İntifada", "Kahrolsun Siyonist Katiller", “Kahrolsun İşbirlikçi Katiller”, "Katil İsrail Ortadoğu'dan Defol", "HAMAS'a Selam Direnişe Devam", "İslami Direniş Engellenemez", “Üstler Kapansın, ABD Defolsun”, “Gazze Direniyor, Ümmet Diriliyor”, “Kahrolsun Büyük Şeytan ABD”, “Gazze’ye, HAMAS’a Direnişe Bin Selam”, “Yaşasın İslam’i Direnişimiz”, “İsrail, Amerika Cehennem Yolunda”, “Vur Vur HAMAS Vur, İsrail’e Vur” sloganları ile emperyalist devlet ve destekçisi katiller protesto edildi.
 
Ellerinde”Kahrolsun büyük şeydan Amerika” dövizleri ve “Filistin Direniyor, Ümmet Diriliyor”, “Kahrolsun İşbirlikçi Hainler”, “Gazze İzzetin Sancağı”, “Yaşasın Küresel İntifada”, “Katil Uçakların Konya’daki eğitimne son verilsin”, “Terör yuvası siyonist elçilik kapatılsın”, “ABD ve İsrail destekçisi BM kapatılsın”, “Terör devleti ile ilişki Türkiye’nin utancı”, “Gazze yanıyor, dünya susuyor, sen susma” pankartları taşıyan AnkaralıMüslümanlar sık sık“İşbirlikçi Hükümet İstemiyoruz”vb. sloganlar ile de çok söz söyleyip az icraat yapan hükümete yüklendiler.
 
Venezuella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in, Bolivya Devlet Başkanı Eva Moroles’in ülkelerindeki elçilere evlerinin yolunu gösterdiği, İsrail ile işbirliğini bitirdiklerine dikkat çekilen eylemde, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın bile İsrail elçiliklerini kapatma çağrısı yaptığı hatırlatılarak, “Türkiye Başbakanı söz söyleme aşamasından icraat aşamasına ne zaman geçmeyi düşünüyor? İcraat aşamasına geçmeyenlerin döktükleri gözyaşının timsal gözyaşlarından farkı nedir?” diye sordular.
 
Zulüm ve katliam devam ettiği, İsrail geri çekilmediği, Filistin halkına özgürlükleri sağlanmadığı, sınır kapıları şartsız açılmadığı ve şartsız ateşkes sağlanmadığı sürece eylemlerin aralıksız sürdürüleceğini belirten AFDP katılımcıları, “Filistin direnişinin İslam ümmetinin yeniden silkinişine ve dirilişine vesile olacağı kaydettiler. Bu direnişin ve dirilişin Türkiye başta olmak üzere bir çok ülkede yaygınlaşmasının birilerinin gözünü korkuttuğuna da belirttiler
 
“Filistin özgür olacaktır”
 
Basın açıklamasında “ABD başta olmak üzere bütün dünya, zalimler ve emperyalist Siyonist katiller bilsinler ki, Gazze’nin Müslüman halkının onurlu direnişi Allah’ın izniyle hiç bitmeyecektir. Filistin’in meşru hükümetinin Başbakanı İsmail Heniyye’nin; “Siyonist ateş çemberine ve derin yaralarına rağmen Gazze halkı korkmuyor ve kaçmıyor. Bilinsin ki bu barbar saldırılar, tüm Gazze'yi tek vücut ve bir aile yaptı.” diyerek tarif ettiği ve tüm İslam ümmetinin onuru olan bu tevhid, adalet ve özgürlük mücadelesi, Allah’ın izniyle, işgal ve Siyonist terör sona erene, adalet hakim olana kadar devam edecektir inşaallah. Bütün sıkıntılara, olumsuz şartlara ve birkaç istina dışında bütün dünyanın karşılarında yer almasına rağmen, Allah’ın yardımı, inşaallah Filistinli kardeşlerimize ulaşacak ve Filistin özgür olacaktır. Filistin halkı, bu onurlu direnişle inşallah kendi topraklarında insanca, Müslümanca, özgürce yaşama hakkını kazanacaktır. Çünkü ancak Allah yolunda tavizsiz direnenlere, tevhdi ilkeleri uğrunda can feda edenlere, Allah’ın vadettiği yardım ulaşacak, sonuçta izzet ve kurtuluş ancak onların olacaktır” denildi.
 
“Katliamların asıl sorumlusu ABD’dir”
 
ABD’nin, İkinci Dünya Savaşından sonra İngiltere’nin dünya hegemonyasında bıraktığı boşluğu doldurduğu günden bugüne kadar, Latin Amerika’dan, Afrika’ya, oradan da Asya’ya ve Ortadoğu’ya kadar çok geniş bir alanda egemen güç olabilmek adına sayısız ülke işgaline, sayısız darbeye ve sayısız katliama imza atmış bir devlet olduğuna dikkat çeken Genç Birkim Dergisi Editörü Ali Kaçar; “Bunu bazen yalnız başına, bazen yerli işbirlikçileri ile bazen de destek verdiği güçler kanalıyla yapmıştır. Vahşi Batı, vahşi kapitalizm sıfatı bütün Batı için kullanılsa da, herhalde bu sıfat, en çok ABD’ye uyan bir sıfattır.
 
Ortadoğu’da, Filistinli Müslümanlara yönelik insanlık dışı katliamlar, her ne kadar kukla Siyonist Devlet İsrail tarafından gerçekleştiriliyorsa da, bu katliamların asıl sorumlusu, asıl suçlusu, Siyonist Kukla devleti’ni her halükarda destekleyen ve koruyan ABD’dir. Bütün dünya da biliyor ki, Siyonist İsrail, ancak ABD’nin yardım ve izniyle bu katliamları gerçekleştirmektedir. ABD’li düşünür Chomsky’nin de belirttiği gibi ‘Washington, İsrail’in efendisidir.’ Dolayısıyla Filistin topraklarında, 60, hatta daha uzun bir süreden beri Filistin’deki katledilen bebeklerden, çocuklardan, kadınlardan ve yaşlı insanlardan birinci derecede ABD sorumludur. ABD kuruluşundan beri emperyalist ve terörist bir devlettir. Diğeri de Rusya’dır ve dünya bu iki süper emperyalist ülke arasında paylaşılmıştır. Bu paylaşımda Türkiye Emperyal ABD’nin arka bahçesine dönüşmüştür. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler, 1947’de Truman Doktrini, 1948’de ise Marshall yardımları çerçevesinde yapılan askeri ve ekonomik yardımlarla başlamıştır. Bu yardımlar sayesinde ABD iliklerimize kadar nüfus etmiş, ülkeyi yöneten egemen güçlere talimat vererek, ülkeyi bizzat yönetir hale gelmiştir.
 
İşine gelmeyen iktidarları ya darbeyle ya da iç kışkırtmalarla devirmiştir. Türkiye’de yapılan her darbenin arkasında emperyalist ABD vardır. 12 Mart darbesiyle ilgili olarak dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ‘CIA altımızı oydu’ demek suretiyle eli kanlı örgütün darbedeki rolünü itiraf etmek zorunda kalmıştır. Aynı şekilde 12 Eylül darbesinde de Jimmy Carter’a CIA yetkilisinin ‘Türkiye’de bizim çocuklar darbe yapmıştır’ sözü de, kapitalist ABD’nin bu darbedeki rolünü teyid etmiştir. 28 Şubat Postmodern darbesinin arkasında yine eli kanlı istihbarat örgütü CIA ve ABD vardır.
 
Bizler, içinde yaşadığımız bölgedeki işbirlikçileri tanıyoruz. İran’da Şah’ı, Filipinler’de Marcos’u, Mısır’da Enver Sedat ve Hüsnü Na-Mübarek’i, Irak işgaline kadar Saddam’ı ve Türkiye’de Morrisson lakaplı Ecevit ve Demirel’i unutmuş değiliz. Türkiye’de, hiçbir yetkilinin denetleyemediği, hatta ziyaret kasdıyla içine giremediği ABD’nin üsleri bulunmaktadır. 1974 Kıbrıs çıkartması nedeniyle ABD’nin uyguladığı ambargoya Türkiye’de üsleri kapatma kararı alarak cevap vermek istemiştir. Ancak buna muvaffak olamamıştır. Kendi ülkesinde başka bir ülkeye ait üsleri kapatmayan güç yetiremeyen bir ülkenin bağımsız olması mümkün müdür?
 
Bugün ortaya çıkan Ergenekon darbe örgütü ile baş etmenin yolu da, öncelikle ABD ile mücadele etmekte geçer. Bu, göze alınmadığı takdirde Ergenekon tipi örgütlenmelerin ortadan kaldırılması söz konusu olmaz. Çünkü Ergenekon’un da içinde bulunduğu Gladyo, Kontrgerilla, Özel Harp Dairesi türü illegal örgütlenmeler ABD tarafından kurulmuştur. Ergenekon’a yönelik yapılan tutuklamalar, yeni Ergenekon tarafından, kontrolden çıkmış eski Ergenekon’un tasfiyesinden başka bir şey değildir” dedi.
 
“Kuran Nesli Projesi emperyal projeleri çöpe atacak”
 
Dünyayı kana bulayan en büyük katil ve terörist büyük şeytanın ABD olduğuna dikkat çeken İLKAV Başkanı Mehmet Pamak ise konuşmasında; “Orta ve küçük şeytan emperyalist işgalci dostlarıyla birlikte, ellerindeki vahşi silahlarla, başta İslam coğrafyası olmak üzere, bütün dünyayı kana bulamakta, mazlum halkların topraklarını işgal edip, halklarını soy kırıma uğratmakta ve kaynaklarını çalarak, azgın kapitalist sistemlerini ayakta tutmaya çalışmaktadırlar. Bildiğiniz gibi, insanı kendine ve Rabbine yabancılaştırarak, esfelesafiline sürüklenen, hayvandan aşağı konuma düşen seküler Batı medeniyetinin iki azgın çocuğu vardı. Önce kendi aralarında emperyalist paylaşım savaşları gerçekletirip, dünyanın mazlum halklarından on milyonlarca insanın kanını döktüler, ülkelerini ve kaynaklarını paylaşıp sömürdüler. Sonra kendi aralarında anlaşıp, kapitalizm etrafında “küfür tek millet” halinde bütünleşerek, İslamı ve Müslüman halkları tehdid ve düşman ilan edip haçlı kiniyle topluca İslam’a ve Müslümanlara saldırıya geçtiler. Bir yandan coğrafyamızı işgal edip, kaynaklarımızı çalma amaçla istilalarını sürdürürken, diğer yandan ümmetin pençelerini sökmek amaçlı olarak, Kur’an Sünnet eksenli tevhidi diriliş ve direniş öbeklerini “terörist” olarak damgalayıp güçlü ve vahşi silahlarıyla yok etmeye çalışıyorlar. Bu amaçla, 60 yıl önce, ABD, İngiltere öncülüğündeki emperyalistlerin desteği ve BM kararıyla böğrümüze sapladıkları İsrail terör devletini silahlandırıp üstümüze salıyorlar. İsrail terör devletini güçlendirip, güvence altına alıp bölgemize hakim kılmaya, arz-ı mev’ud”u gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
 
En önemlisi de, bölgedeki işbirlikçi yönetimleri, despot rejimleri ve ülkemizdeki asker bürokratlar öncülüğündeki oligarşiyi kullanarak, Kur’an’ın kurtarıcı mesajının önünü kesmeye çalşıyorlar. İslamı ve Müslümanları, sekülerleştirmeye, protestanlaştırmaya, Kur’an ve sünnet çizgisinden uzaklaştırıp, bireysel hayatla sınırlı toplumsal ve siyasal hayattan soyutlanmış ve küresel kapitalizme uyumlu “ılımlı İslam” anlayışını tevhid dini İslam’ın yerine ikame etmeye çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar Allah’ın izniyle bütün bu emperyal projeleri, özgün Kur’an nesli projemizi yaygınlaştırarak çöpe atacağız. Bizi Kur’an’dan ve Resulün güzel örnekliğinden koparacak hiçbir silah henüz icad edilemedi, edilemeyecek. İlk Resulün önderliğindeki Kur’an neslinin örnekliğinde, Kur’an’a ve sünnete sarılarak, vahyi belirleyici kılarak, çağımızın Kur’an neslini ve onun öncülüğünde de ümmeti vahiyle yeniden inşa edip, o izzetli günlere yeniden ulaşacağız. Ve tüm emperyalist projeleri yırtarak, zalimlerin yüzüne fırlatıp atacağız inşallah.
 

Son olarak, hükümeti de uyarıyoruz. Artık lafı bırakın ve bir an önce somut adımlar atın. Terör devletleri ABD ve İsrail’le, tüm bölgenin Müslüman halklarının aleyhine olan stratejik ortaklığınızı sona erdirin. Şeytanla işbirliğini, terörist İsrail’e verdiğiniz tüm desteği bitirin. Bu halden utanın, utanın, utanın. Yeter artık, bizden zorla aldığınız vergilerle İsrail terör devletine verdiğiniz desteği kesin ve kardeşlerimizin karşısında başımızı yere eğdirmeyin. Emperyalistlerden ve oligarşiden, darbecilerden değil Allah’ın azabından korkun. Oligarşinin halkın İslami kimlik ve değerleriyle savaşmasına, Filistin İslami direnişini “terör örgütü” olarak nitelendirip gerçek terörist devlete destek vermelerine izin vermeyin. AKP hükümetine ve oligarşiye sesleniyoruz; bir an önce bu bağlamda somut adıp atmazsanız, terör devletiyle ilişkileri kesmeye yönelik somut adımlar atmazsanız, Başbakanlığın, AKP’nin ve Genelkurmay’ın kapısına dayanıp hesap soracağımızı bilin” dedi.

 

FOTOGRAFLAR :Halid ÇAĞDAŞ
 

 

 

Basın Açıklamasnın Tam metni
 
ABD emperyalizmi, yüz yıllardır süregelen ve dünyaya hep kan ve gözyaşı sunan Batı sömürgeciliğinin bir parçasını teşkil etmektedir. “Batı medeniyeti” denilen canavar, sadece maddi çıkar ve sömürü üzerine kurulmuştur. Zaman içinde geliştirip kabul ettiğini iddia ettiği insani değerleri bile sadece bir kamuflaj malzemesi olarak kullanmaktan öte gidememiştir. Sürekli insanlığı ve insani değerleri tahrip eden uygulamalara imza atmış, insanlığın tanık olduğu en büyük vahşet ve soykırımları gerçekleştirmiştır. İnsanı, insani değerleri tüketen, fesadı küreselleştiren büyük bir sapkınlığı, azgınlığı ve tuğyanı temsil etmektedir.
 
ABD’nin para ve çıkar hırsı, daha fazla üretim ve daha fazla tüketim azgınlığı o kadar gözlerini ve özlerini karartmıştır ki, içlerinden fıtratını koruyan erdemli istisnalar çıksa ve bu kötü gidişe samimi itirazlar yükseltip mücadele etse de, genel anlamda toplum olarak, “insanı insanın kurdu” haline dönüştüren materyalist bir kültürü temsil etmektedir. Kendine ve Rabbine yabancılaşan insanların çoğunlukta olduğu bu toplum ve destekleyip iktidar yaptığı yönetici ve bürokrat kadrolar, en temel insani, fıtri değerlerden bile çok uzakta olan vahşi bir saldırganlığı ve dünyayı kana bulayan bir azgınlığı hayat düsturu haline getirmiş ve ısrarla sürdürmektedirler. Hatta o kadar ki, ABD, sözüm ona özgürlük ve haklardan bahsettikleri “Bağımsızlık Bildirisi”nde bile, zulüm, haksızlık ve saldırganlığı meşru gösterici bir üslup kullanmaktan utanmamıştır. Ve bu bildiride Kızılderilileri “Savaş yapmalarının en bilinen tarzı herkesi katletmek olan bu merhametsiz vahşiler” olarak adlandırmıştır. En büyük insanlık suçu olan ırk ayırımcılığına dayalı politikalarla, milyonlarca insanı katleden bu ahlaksız ve adaletsiz terör devleti, silah gücüne dayanarak dünyada büyük katliamlar gerçekleştirmiştir. Vietnam’da 4 milyon, Doğu Timor’da 200 bin, Latin Amerika’da 200 bin, Filipinlerde, Lübnan’da 10 binlerce, Orta Amerika’da 200 bin, Hiroşima ve Nagazaki’de 350 bin, birinci ve ikinci Irak saldırılarında ve ambargo ile 2 milyon civarında,, Afganistan’da 10 binlerce, Filistin’de Siyonist Çete eliyle binlerce masum ve mazlum insanın haksız yere ölümüne yol açan büyük vahşetlerin altına imza atmıştır.
 
İşte bu derecede büyük vahşetlerin temsilcisi konumunda bulunan katil terör devleti ABD kendi yaptıkları yetmiyormuş gibi, bir de diğer terör devleti İsrail’in tam destekçisi rolünü sürdürüyor. Siyonist terör çetesi İsrail, Gazze’de binlerce Müslüman’ı esir alırken, zindanlara doldurup işkencelere tabi tutarken, kadınları ve çocukları bile bu alçakça uygulamalara muhatap kılıp, vahşice katliamlar gerçekleştirirken, ABD, silah ve politik gücünü İsrail’e destek için seferber ediyor. Siyonist devlet, kitle imha silahları üretip bunları çok fazla sayıda ve on yıllardır bulundururken, bu silahları kullanarak masum bir halkı topluca yok etmeye çalışırken, bir tek İsrailli askerin esir alınmasını ya da can kaybına bile yol açmayan birkaç el yapımı roket atışını sebep göstererek İsrail terör devletini haklı buluyor. Emperyalist Amerika, Gazze’de terör estiren katil İsrail’in günlerdir “misket bombaları”, “fosfor bombaları” kullanarak çocukları, yaşlıları, kadınları katletmesine “İsrail kendini savunma hakkını” kullanıyor diyerek destek veriyor. Hatta bununla da kalmayıp, yeni silah sevkiyatları yapmakta, tam bu katliam sürecinde Filistin’de masum insanların öldürülmesi için yeni silahlar, bombalar göndermektedir.
Katil Bush’un zalim Dışişleri Bakanı Condeleza Rice, “bu kadar insan yoğunluğunun olduğu yerde sivil kayıplar kaçınılmazdiyerek sivil halkın, bebek, çocuk ve kadınların, yaşlı ve hastaların katledilmesini, ambulans, hastane, okul ve camilerin vurulmasını mazur gösteren bir ahlaksızlığın altına imza atmaktan utanmıyor. Ve bütün dünya ABD’nin katillere verdiği bu alçakça desteği, bu hayvandan aşağı tutumu ve bu büyük ahlaksızlığı sadece seyrederek, aynı alçaklığı paylaşmış oluyor. Barak Obama’yı bir kurtuluş reçetesi gibi sunanlara Obama’nın müstakbel Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın “İsrail terör mücadelesinde haklıdır” sözleri ABD’nin genlerine işlemiş katliamcı, terörist ruhu açığa vurması bakımından oldukça düşündürücüdür. ABD’nin isteği, Filistin sorununu İsrail’in istediği gibi bir sonuca bağlamak ve İsrail’i tam güvence altına alıp, bölgeye hakim kılmaktır. Bu amaçla, başından beri kanla kurulmuş ve kanla beslenerek hayatlarını sürdüren iki “vampir devlet” olan ABD ve İsrail, iyice iç içe geçmiş olarak birlikte hareket etmekte, Orta Doğuyu da birlikte kana bulamaktadırlar.
 
 
Ancak ABD ve İsrail’in bu kanlı katliamlarına karşı direniş her türlü yokluğa, yoksunluğa, ambargoya rağmen sürüyor. Afganistan’da, Irak’ta ve Lübnan’da İslami direniş karşısında hezimete uğrayan ABD ve ileri karakolu Siyonist çete, inşaallah Filistin’deki İslami direniş karşısında da hezimete uğrayacaktır.
 
ABD başta olmak üzere bütün dünya, zalimler ve emperyalist Siyonist katiller bilsinler ki, Gazze’nin Müslüman halkının onurlu direnişi Allah’ın izniyle hiç bitmeyecektir. Filistin’in meşru hükümetinin Başbakanı İsmail Heniyye’nin; “Siyonist ateş çemberine ve derin yaralarına rağmen Gazze halkı korkmuyor ve kaçmıyor. Bilinsin ki bu barbar saldırılar, tüm Gazze'yi tek vücut ve bir aile yaptı.” diyerek tarif ettiği ve tüm İslam ümmetinin onuru olan bu tevhid, adalet ve özgürlük mücadelesi, Allah’ın izniyle, işgal ve Siyonist terör sona erene, adalet hakim olana kadar devam edecektir inşaallah. Bütün sıkıntılara, olumsuz şartlara ve birkaç istina dışında bütün dünyanın karşılarında yer almasına rağmen, Allah’ın yardımı, inşaallah Filistinli kardeşlerimize ulaşacak ve Filistin özgür olacaktır. Filistin halkı, bu onurlu direnişle inşallah kendi topraklarında insanca, Müslümanca, özgürce yaşama hakkını kazanacaktır. Çünkü ancak Allah yolunda tavizsiz direnenlere, tevhdi ilkeleri uğrunda can feda edenlere, Allah’ın vadettiği yardım ulaşacak, sonuçta izzet ve kurtuluş ancak onların olacaktır.
Bizler de Filistin Dostları Platformu olarak, iki asır önce zihnimizi kirlettikleri gibi şimdi de vahşi işgalleri ve Siyonist Çetesiyle topraklarımızı kirleten ve batılı aydınların tarif ettiği üzere "Uluslararası yasallaştırılmış korsanlık sistemi" olan ABD, Siyonist çete ve Batı emperyalizmine sesleniyor ve diyoruz ki; “Bu işgali ve sömürüyü asla kabul etmeyeceğiz. İşgal sona erene Filistin ve Kudüs özgürleşene kadar direnişle, direnişe destek veren çabalarımızla büyük şeytan ABD’ye, Siyonist çeteye, işgale, zulme ve emperyalizme karşı itirazımızı, tevhid, adalet ve özgürlük mücadelemizi Allah’ın izniyle devam ettireceğiz. Asla yılgınlığa düşmeyeceğiz. Bıkmadan, yorulmadan, usanmadan, ibadet bilinciyle direniş ve itirazlarımızı yükseltmeyi ölüm bize gelene kadar ısrarla sürdüreceğiz. Çünkü biz yalnız Allah’a ibadet etmek için yaratılmış olmanın ve bu bağlamda tevhidi ve adaleti ikame etme sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bu bilinç Filistin İslami direnişinin de kattığı diriliş ruhuyla daha da bereketlenecek, yaygınlaşacak ve inşaallah bütün ümmeti kuşatacaktır. Bu amaç uğrunda her şeyimizi feda etmenin, başta canımız ve malımız olmak üzere her şeyimizi Allah yoluna adamanın bilincini inşallah ölüme kadar terk etmeyeceğiz.
Çünkü biz hepimiz Allah içiniz ve yine O’na döneceğiz. Kur’an ve Resulullah’ın (s) sünneti, şehadet ve kulluk bilinci ve aziz şehidlerimizin onurlu şahidliği yolumuzu aydınlatacaktır. Hepimizin mukaddesi olan ilk kıblemiz Mescidi Aksa’yı, Allah’ın mübarek kıldığı beldeyi, Kudüsümüzü savunmak için can feda eden mazlum, ama zulme, işgale karşı direniş ruhunun zirvesini yaşayan Gazzeli kardeşlerimizin, Hamas’ın ve diğer İslami direniş çabalarının yanında Allah rızası için yer almaya, ısrarla ve tükenmez bir azimle devam edeceğiz.” ve inadına haykıracağız;
 
Ey Kudüs, Ey Aksa, Ey onurun ve adaletin merkezi
Ey acıya, şehadete sevdalı çocukların beldesi
Ey yeryüzünün en görkemli bildirisi
Ey tevhidin göğe uzanan şehadet parmağı; Selam olsun sana
Ve Kanımız Canımız Feda Olsun Sana
 
ANKARA FİLİSTİN DOSTLARI PLATFORMU

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon