Cuma, Kasım 22, 2024
Ana sayfa Kulluk ve Hüküm Sahibinin Hakkı

Kulluk ve Hüküm Sahibinin Hakkı

by İlkav Editor
1,1K 👁
A+A-
Reset

Allah bizlere, Allah’ın hudutlarını aşarak Allah’ın hükümleri karşısında hüküm koymaya yeltenen tagutları reddetmeyi emretmiştir. Zinaya yaklaşmamamızı emrettiği gibi tagutlardan da uzaklaşmamızı emretmiştir. Çünkü Tagutlara yaklaşmanın sonu tehlikelidir. Çünkü tagutlarında zina çağırıcıları gibi insanlara hoş görünen menfaat duygularını celbettiren, beşeri arzu ve isteklere göz kırparak onları kendine “evet” dedirten cazibeleri vardır. Ve mü’min her ne pahasına olursa olsun bu cazibeye direnmeli ve onların hükümlerini reddedip Allah’a sığınmalıdır. Hak kulların değil Allah’ın hakkıdır. Din kulların değil Allah’ın dinidir. Hüküm kulların değil Allah’ın hükmüdür. Bundan dolayı hâkimler Hâkiminin üzerimizdeki hakkını unutmayalım ve imanımızın bir gereği olarak hükmü yalnız ona has kılalım.
 
 
 
 
فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَه* وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ

 
Kıymetli Kardeşlerim!
 
Rabbimiz insanı yaratmış ve ona kulluk görevini yüklemiştir. Bundan dolayı insan hayatında karşılaştığı her olayda, yaşadığı her tecrübede bir kulluk imtihanı içerisindedir. İnsanın günlük yaşantısında önüne konulan tercihlerden doğru ve insaflı olanı seçmesi; yanlış ve zararlı olandan kaçınması; hayırlı olana yönelip şerli olandan kaçınması, bunların her biri onun kulluk imtihanını etkileyecek küçük parçalardır. Bu tercihlerin herbiri dünya imtihanında kendi başına bir değer ifade eden önemli parçalardır. Bu imtihanda katı kalplilikten uzak olmanın, karşılaştığımız insanlara tebessum etmenin bir önemi vardır. Sorumlu olduğumuz Eşimizi ve evlatlarımızı incitmemenin, hatta onların ağızlarına kendi elimizle küçüçük bir lokma koymanın bile bir önemi vardır. Hayvanları ve bitkileri yaratıcının bir emaneti olarak görüp onları koruyup gözetmenin, yolun ortasında duran bir taşı insanlara zarar verir endişesiyle kaldırmanın bile büyük bir önemi vardır bu imtihan içerisinde. Ve imtihanın sonundaki değerlendirmede hiçbir ayrıntı atlamaz, her an saniye saniye gözler önüne serilir.
فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَه* وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ
 
Çünkü her an imtihandan bir parçadır. Her saniye rızayi ilahiye ulaşmak için bir vesiledir.
 
İşte bundan dolayı sevgili kardeşlerim.
 
Din Hayattır. Rabbimiz dinde bir boşluk bırakmamıştır. Bizler yaşadığımız her an dini bir sorumlulukla yüzyüzeyiz demektir. Oruç tutarken gördüğümüz nimetlerden uzak durmamız, onlardan istifade etmekten sırf Allah rızası için uzak durmamız akşam olunca rabbimizin nimetlerinden yine onun adıyla birbir istifade etmemiz hepsi sabır ve şükrün bir yansıması Allah’a kulluğun bir göstergesidir. Mü’min bazı faydaları olduğunu bilmesine karşılık içki içmez. Çünkü rabbi ona içkinin zararının faydasından daha çok olduğunu bildirmiş ve ona yaklaşmamasını emretmiştir. Mümin ne olursa olsun karnını doyurma derdinde olmaz o karnını helal yolla doyurma derdindedir. Müminin kendi parasıyla alıp karnını doyurduğu ekmek helalken sahibinden habersiz olarak alıp karnını doyurduğu ekmek haramdır. İlk bakışta ikiside ekmektir ikisiylede karın doyurulmuştur; fakat bunların biri helal biri ise haramdır. Buradan hareketle şunu diyebiliriz. Mümini diğerlerinden ayıran en önemli özellik ne pahasına olursa olsun kendi menfaatine olan şeylerden istifade etmesi değil, menfaatine olan şeylerden Rabbinin izni ile istifade etmesidir. Rabbin izni olmayan, Allah’ın onaylamadığı bir şey insana menfaat gibi görünse de onun için aldatıcı, helak edici bir mefsedet olabilir. Müslümanın menfaat gördüğü her şeye koşması ona yakışmaz. Bu imana ve itikada terstir. Çünkü bu yaklaşım tarzı islami değil pragmatiktir. Dinin hayrını ve bekasını değil, nefislerin rahatını ve konforunu gaye edinir. Pragmatik yaklaşımlar ilkesizdir, fedakârlığın zıddı olan bütün unsurları içerir. Yani Pragmatizm münafıkların vasfıdır. Mü min aleyhine görünse bile, zorlanacak olsa bile, emirlere teslim olmakla emrolunmuştur : “Asa en tekrahu şeyen fe huve hayrullekum” bazı mücadele gibi mücahede gibi direniş gibi “akıntının tersine yüzmek” kabilinden şeyler kerih görülebilir fakat rabbim bunlarda bizim için büyük hayırlar murat etmiş olabilir. Bu yüzden en sağlam yol emre uyma yoludur.
 
Bütün bu anlattıklarımızdan sonra kardeşlerim, özellikle bu mubarek günlerde Allah’ın şu emirlerini hatırımızdan çıkarmamamız ve helal ve sağlam yoldan beslenmeye özen göstermemiz gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
 
Allah bizlere, Allah’ın hudutlarını aşarak Allah’ın hükümleri karşısında hüküm koymaya yeltenen tagutları reddetmeyi emretmiştir. Zinaya yaklaşmamamızı emrettiği gibi tagutlardan da uzaklaşmamızı emretmiştir. Çünkü Tagutlara yaklaşmanın sonu tehlikelidir. Çünkü tagutlarında zina çağırıcıları gibi insanlara hoş görünen menfaat duygularını celbettiren, beşeri arzu ve isteklere göz kırparak onları kendine “evet” dedirten cazibeleri vardır. Ve mü’min her ne pahasına olursa olsun bu cazibeye direnmeli ve onların hükümlerini reddedip Allah’a sığınmalıdır. Hak kulların değil Allah’ın hakkıdır. Din kulların değil Allah’ın dinidir. Hüküm kulların değil Allah’ın hükmüdür. Bundan dolayı hâkimler Hâkiminin üzerimizdeki hakkını unutmayalım ve imanımızın bir gereği olarak hükmü yalnız ona has kılalım.
Rabbim bizleri kendisine sığınan kullarından kılsın
Rabbim bizlere merhamet etsin. Bizleri Aklıselim sahibi kılsın.

Bizleri helal yollarıyla rızıklandırsın.

Haramzadelerin uzattıkları ekmeklere tamah etmekten bizleri korusun.

Bizlere Tagutları reddetme izzeti nasip etsin ve tagutların sofrasına oturmama bilinci nasip eylesin

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon