2,5K
Ankara’lı Müslümanlar, Siyonist Elçiliği Kuşatarak Kapatılmasını İstediler
İLKAV’ın çağrısı ile İsrail Büyük elçiliği önünde toplanan Ankara’lı Müslümanlar, İsrail elçiliğinin kapatılmasını, İsrail terör devletiyle bütün anlaşmaların iptal edilmesini istediler. Akşam saat 18.30’da gerçekleştirilen eylemde meşaleler yakıldı. Yağışlı bir hava olmasına rağmen son derece canlı bir katılımda bulunan yaklaşık iki bin kişilik topluluk, polisin elçiliğin önüne yaklaşmalarını engellemesi üzerine, cadde üzerinden elçiliğin önüne kadar yürüyerek tekbirlerle protestosunu sürdürdü. Polis tarafından tekrar önleri kesilen topluluk bu sefer barikatı geriye çektirterek elçiliğe daha fazla yaklaşıp “tekbir ve la ilahe illallah” sloganlarıyla bir süre yürümeyi müteakiben, daha sonra, Refah kapısını tamamen kapatan Mısır’ın Ankara büyük elçiliği önünde toplanmak üzere dağıldılar. Eylem süresince “İslami Direniş Engellenemez, İsrail Elçiliği Kapatılsın, Kahrolsun İşbirlikçi Hainler, Yaşasın İslami Direnişimiz, HAMAS'a Selam Direnişe Devam, Ankara'dan Gazze'ye Direniş'e Bin Selam, Kahrolsun Siyonist İsrail, Siyonist İsrail Ortadoğu'dan Defol, Filistin Direnişi Ümmetin Onurudur, Kahrolsun Emperyalizm, Ortadoğu İsrail’e Mezar Olacak” gibi sloganlar atıldı.
Abdurrahman Çeliker’in toplanma amacını açıklayan kısa konuşmasını müteakip İLKAV Başkanı Mehmet Pamak tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Mehmet Pamak açıklamasında özetle; “İki vampir devlet olan Amerika ve İsrail’in birlikte İslam coğrafyasını kana buladıklarını, kanla beslendiklerini, Afganistan, Irak ve Filistin’de bu iki şeytanın mazlum halklara yönelik soykırım uyguladıklarını, çocuk, kadın, yaşlı ayırmadan yüz binlerce mazlum Müslüman’ın katledildiğini ve bütün dünya devletlerinin de utanmadan seyrettiklerini” ifade etti. Türkiye’nin de Müslüman halkını utandırıcı politikalarını ısrarla sürdürdüğünü ifade ederek, ülkenin egemeni olan oligarşi ve siyasi yönetimlerin bu katliamda pay sahibi olduklarını, bir an önce Siyonist terör devletinin elçiliğini kapatmaları ve bütün anlaşmaları iptal etmeleri gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin sahibi olma konumunu zorla elinde tutan oligarşinin, kendi ürettiği “ülkenin bölünmez bütünlüğü” putuna bile samimi bir bağlılığının olmadığını ifade eden Pamak, bu konuda bile sahtekarlık yaptıklarını söyledi. Bir yandan ülkeyi bölecekleri paranoyasıyla mazlum Kürt halkına zulmedenlerin, diğer yandan Türkiye’yi bölme iddiası da gücü de olan İsrail terör devleti ve Amerika ile stratejik ortaklık yapmaktan utanmadıklarını ifade etti. Türkiye’nin bölgedeki tek düşmanının ve Fırat’a kadar ki topraklarını “arz- mev’ud” olarak görüp bir gün alacağı iddiası taşıyanın, yani Türkiye’yi gerçekten bölme iddiası bulunanın sadece İsrail olduğunu, buna rağmen egemenler tarafından İsrail’le stratejik ortaklık konumunun sürdürülmesinin ibret verici olduğunu ifade etti. Daha sonra “Dinler Arası Diyalog”cuların durumuna değinen Pamak, “Dinler arası diyalogcular neden susuyor? Yahudi ve Hıristiyan cemaatleri önderleri neden susuyorlar? Biz bu emperyalist projelerin amacının ne olduğunu biliyorduk, ama bilmeyenlere de öğretecek olaylar yaşanıyor. Mazlum bir halk kendi topraklarında kuşatılıp topyekun yok edilmek istenirken, camiler, hastaneler bombalanırken, bebekler, çocuklar katledilirken, sivil bir halk, hava, kara ve denizden vahşi saldırılarla topluca soykırıma uğratılırken, diyalog ve hoşgörü çığırtkanları sadece seyretmekle yetiniyorlar. Neden papalık, Yahudi ve Hıristiyan cemaatleri önderleri, hahamlar, papazlar ve yerli diyalogcular o meşhur diyalog toplantılardan birisini de bu konuda düzenleyip katil İsrail’i kınayıcı açıklamalar yapmıyorlar?” dedi. Pamak, konuşmasının sonunda, Filistinli kardeşlerimizin hepimizin onurunu, insanlık onurunu ve ümmetin onurunu savunmak uğruna destansı bir direniş ortaya koyduklarını, canlarını feda ettiklerini ve bizim de onların safında yer alarak üzerimize düşen sorumluluklarımızı sürekli bir biçimde yerine getirmemiz gerektiğini, ancak böylece onur kazanabileceğimizi ifade etti.
Son olarak Mehmet Emin Akın hocanın yaptığı duygu yüklü dua ile eyleme son veridi.