İLKAV (İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı) ile Genç Birikim Dergisi öncülüğünde başlatılan ve 200’ü aşkın sayıda kuruluşun imzasını taşıyan “İslami Kimliğe ve Başörtüsüne Şartsız ve Sınırsız Tam Özgürlük" bildirisi tam anlamıyla bir adalet ve başörtüsü manifestosu niteliği arz ediyor. Bildiri ile kamuoyu, kimsenin kimseye din yada ideoloji dayatmadığı, herkesin dilediği dini yada ideolojiyi özgürce tercih edip özgürce yaşayabildiği adalet vasatını birlikte tesis etmeye çağrıldı.
Bildiri 06. 02. 2008 günü Vakit Gazetesi'nde yayınlanırken, Bugün Gazetesi'nin ise son anda gündemdeki tartışmaları gerekçe göstererek yayınlamaktan vazgeçtiği öğrenildi. Gazete yönetiminin “ortamdaki gerginlik havası” bahanesiyle son anda bildiriyi yayınlamaktan vazgeçmesi, ilgili kuruluşlar tarafından bir açıklamayla kınandı.
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı ile Genç Birikim Dergisi’nin öncülüğünde Ankara'daki AKEV-ASDER-AYDER-KARDELEN-VAHDET gibi gönüllü kuruluşların katılımları ile hazırlanan ve ülke genelinde imzaya açılan "İslami Kimliğe ve Başörtüsüne Şartsız ve Sınırsız Tam Özgürlük" başlıklı bildiri iki yüz civarında kuruluşun destek imzasıyla birlikte bugün Vakit Gazetesi'nde yayınlandı.
Başörtüsü konusunda siyasiler eliyle yürütülen tartışmalara, konunun yıllardır acısını çekenler tarafından yeni bir boyut kazandırılması, hayatın ve hakların bütüncüllüğüne dikkat çekilmesi, İslami kimliğe yönelik tüm baskı ve yasakların kaldırılmasının vurgulanması ve ayrım gözetmeden herkese özgürlük talep edilmesi açısından önem arz eden bildiri tam bir adalet ve özgürlük manifestosu özelliğini taşıyor.
Bildiriye imza koyan ve milyonlarca insanı temsil eden 200’ü aşkın kuruluş, bu ülkenin Müslümanları olarak yıllardır burada olduklarını ve bundan sonra da varolmaya devam edeceklerini belirterek başladıkları açıklamada, İslami kimlik ve değerlere karşı acımasızca sürdürülen baskı, yasak ve zulümlere dikkat çekiyorlar.
Başörtüsü yasağının bunlardan sadece biri olduğunun önemle vurgulandığıbildiride; "Bugün bu büyük zulme, hiç değilse üniversitelerde ve kısmenson vermek için yola çıkanlar, oluşturulan baskı ve korku atmosferindeönerdikleri çözümle, aslında yeni yasakların ve çözümsüzlüklerinkapısını açmak üzere bulunuyorlar. Bu teklif, üniversitelerde dahiyasağı tam anlamıyla kaldırmak bakımından zaaflıdır. Hatta askerin“başörtüsü bağlama” formunu yasalaştırarak yeni çözümsüzlüklerinkapısını açmaktadır. Diğer yandan, anayasa ve yasalarda dayanağıolmayan fiili yasağı kısmen kaldırayım derken ortaya konan teklif veyapılan açıklamalar, bu fiili yasağı kamu hizmeti verenler ve ortadereceli okullarda okuyanlar bakımından daha sorunlu ve kalıcı halegetirebilecek, yeni adaletsizliklere zemin oluşturabilecek riskler detaşımaktadır" deniliyor.
Bu kısmi ve zaaflı değişikliğe bile tahammül edemeyen jakobenlerin,İslam karşıtı saldırganlık ve özgürlük düşmanı azgınlıklarıyla yaygarakopardıklarına dikkat çekilen açıklamada şu görüşlere yer veriliyor:"Birer özgürlük adası olması gereken üniversiteleri kışla halinedönüştüren bu militarist zihniyetin sahipleri, kendilerine rağmenüniversitelerin özgürleştirilme ihtimali karşısında paniğe kapılarakhalka ve halkın değerlerine meydan okumakta, anayasa ve yasalara aykırıdespotça açıklamalar yapmaktan da çekinmemektedirler.
Kimi bürokrat, sözde entellektüel ve oligarşik güçlerin, yıllardırjakoben dayatmalarla, İslam düşmanlığına dayalı korku krallığıoluşturarak ideolojik tarafgirlikle kamu hizmeti verdikleri halde,bugün "siz başörtüsü ile kamu hizmeti vermeye kalkarsanız tarafsızolamazsınız" demeleri, hem herkesi kendi gibi bilmek, hem de uzunyıllar süregelen kendi adaletsizliklerini, ideolojik tarafgirliklerinigörmeyen bir körlük değil midir?
Bilinmelidir ki, bizim hayatımız bir bütündür ve tamamını Allah içinyaşamak ibadi sorumluluğumuzdur. Bu sebeple İslami hayat tarzımızayönelik bütün baskı ve yasakların şartsız ve sınırsız olarakkaldırılması gerekir. Gasp edilmiş haklarımızdan bir kısmının iadeedilmesini kimse bize sunulmuş bir lütuf olarak gösteremez. Şüphesiz kibiz, gasp edilen bütün haklarımızı alana kadar özgürlük mücadelemizisürdüreceğiz."
Bildiri bir çağrıyla son buluyor: "Bu zulmü içselleştirmiş ve değişmezdogmalar haline dönüştürmüş kesimleri, fıtratın sesine kulak vermeye,insani erdemleri yeniden keşfetmeye, insanlık onurunu yenidenkuşanarak, on yıllardır sürdürülen bu büyük zulmü fark etmeye ve zulmeson vermeye çağırıyoruz. Temel haklar ve özgürlükler söylemini içi boşslogan olmaktan çıkarıp ete kemiğe büründürmeye, ideolojik dayatmalarapayanda kılmak için istismar edilen kavramlar olmaktan kurtarıp gerçekiçeriğine kavuşturmaya ve herkesim için çifte standartsız bir biçimdehayata geçirmeye çağırıyoruz. On yıllardır zulmettikleri Müslümanhalkın önünde başını yere eğerek, "bunca yıllardır yaptığımızzulümlerden ve emperyalist Batının seküler değerlerini, kimliğini vekıyafetini dayatmak suretiyle İslami hayat tarzınızı yok ederekçektirdiğimiz ızdıraplardan dolayı özür diliyoruz" demeye ve böyleceinsani erdemleri yüceltmeye çağırıyoruz. Kimsenin kimseye din yadaideoloji dayatmadığı, herkesin dilediği dini yada ideolojiyi özgürcetercih edip özgürce yaşayabildiği adalet vasatını birlikte tesis etmeyeçağırıyoruz."
Bugün Gazetesi'nden sansür
Öte yandan Çarşamba günü Vakit Gazetesi'nde yayınlanan bildirinin BugünGazetesi'nde de yayınlanması için gerekli görüşmeler yapılıp anlaşmasağlandıktan sonra ilginç bir gelişme yaşandığı ve bildirinin bu gazeteyönetimince yayınlanmasının engellendiği öğrenildi.
Konuyla ilgili olarak aldığımız bilgiye göre, Bugün Gazetesi reklamservisinin bir sorun olmadığını bildirmesine rağmen, gazetelerin yayınagirmesine az bir zaman kala Bugün Gazetesi yetkilileri gündemdekitartışmaları bahane göstererek metni yayınlayamayacaklarını bildirdiler.
Sansür niteliği taşıyan bu durum bildiriye öncülük yapan iki kuruluştarafından şokla karşılanırken, Bugün Gazetesinin kınandığı biraçıklama yapıldı. Açıklama da şu görüşlere yer verildi:
"Hukuki hiçbir dayanağı olmamasına rağmen fiili başörtüsü yasağı/zulmüyıllardır uygulanmaktadır. Bu yasağa hiç değilse üniversitelerde vekısmen son vermek üzere yola çıkanlar malum Anayasa değişikliğinigündeme getirmişlerdir. Yıllardır gasp edilen ve on binlerce gencinmağduriyetler yaşamasına vesile olan fiili yasağı kökten kaldırmaktan,her alanda şartsız ve ayrımsız tam bir özgürlük sağlamaktan uzak olanzaaflı Anayasa değişikliği bile özgürlük düşmanı kesimler tarafındanadeta Müslümanları linç sebebi haline getirilerek topyekun saldırıyageçilmiştir. Bu çerçevede yapılan açıklama, eylem ve bildirilerdeMüslümanların değerlerine hakaretler gerçekleştirilmektedir. Allah'ınemri olan başörtüsü üzerinden yapılan tartışmalar ve düzenlemelerdeöncelikli söz hakkı bu ülkenin Müslümanları'nındır. Bizimdüşüncelerimiz, açıklamalarımız, doğrudan bizi ilgilendiren konulardakifikir ve inançlarımız, yazılı/görsel basın tarafından görmezden gelinipyok sayılırken, konu sadece siyasi partiler arasında siyasi çatışmaaracı haline dönüştürülmüştür.
Her açıdan gerçekleştirilen psikolojik linç kampanyaları ve görmezdengelinmeler neticesinde bu ülkede yaşayan Müslümanlar olarak, hayattarzımızla, hak ve özgürlüklerimizle ilgili görüş ve düşüncelerimizikamuoyuyla paylaşmak üzere "İSLAMİ KİMLİĞE VE BAŞÖRTÜSÜNE ŞARTSIZ VESINIRSIZ TAM ÖZGÜRLÜK" başlıklı bildiriyi imzaya açtık. Ülke genelindeniki yüzü aşkın kuruluş bu metne desteğini belirtti. Bildiri; Anayasadeğişikliğinin Meclis'te görüşüleceği 6 Şubat 2008 Çarşamba günü bazıgazetelerde yayınlanmak üzere ilgili yerlere gönderildi. Bunlardanbirisi de Bugün Gazetesi'dir.
Reklam servisiyle ücret ve sayfa gibi konularda görüşülüp ücretinödenmesine dair anlaşma safhasına gelinmesine ve hukuk servisiniztarafından yapılan inceleme neticesinde suç unsuru taşımadığıanlaşılmasına rağmen, gazetelerin yayına girmesine az bir zaman kalayönetiminizce; "gündemin hayli sıcak ve tartışmalı olduğu, bubildirinin tartışmaları daha da artıracağı" yönünde görüş belirtilerekmetnin yayınlanamayacağı iletilmiştir.
Bu gelişme tarafımızdan gerçekten büyük şaşkınlıkla karşılanmıştır.Çünkü bu tavrınız, özgürlüklerin geliştirilmesinden yana olduğunu iddiaettiğiniz özgürlükçü yayın anlayışıyla hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır.Sayfa ve köşelerinde özgürlüklerden yana tavır koyduğunu ileri sürenBugün Gazetesi yönetiminin farklı seslere karşı ne denli duyarlı vetahammül sahibi olduğunun(!) belirtisi, yaşanan bu olayda bariz birşekilde ortaya çıkmıştır.
Her gün medyada İslami kimliğimize, değerlerimize ve başörtümüzeyönelik ağır saldırılar, hakaretler serbestçe yapılırken, bizlerkimseye zulmetmeden, hakaret etmeden sadece adalet ve özgürlük talepeden düşüncelerimizi, bütün kesimlerle farklılıklarımızı doğalkarşılayarak bir arada barış içinde yaşama talebimizi ve bu bağlamdakifikirlerimizi, bırakın medyada haber olarak yayınlamayı ya da köşeyazılarında ifade edebilmeyi, paramızla ilan vererek bile ifadeetmekten yoksun bırakılmaktayız. Bu durumun takdirini, olduğunu iddiaettiğiniz özgürlük anlayışınıza ve adalet idrakinize bırakıyoruz.
Basın ahlak ilkeleri ve gazetecilik etiği ile bağdaşmayan bu davranışıntüm kamuoyu ile paylaşılacağını iletir, gazetenizi ve yönetimini butavrından ötürü kınadığımızı belirtiriz”.