2,7K
Allah (cc)’u Teala insanlara olan merhametinden dolayı İlk peygamber Adem (as)’dan son peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav)’ya kadar gelen süreç içerisinde birçok peygamberler yani rehberler göndermiştir. Göndermiş olduğu her peygamberi de, insanlar onlardan haramlar ve helaller gibi anlaşılması gerekli olan şeyleri uygulamalı olarak, en iyi ve en kolay anlasınlar ve kavrasınlar, şirki telin edip, tevhidi ikame etsinler diye, kendi kavminin diliyle göndermiştir.
Gün olmuş insanlar kendi içlerinden bazı büyükleri İlah edinmişler, Rab edinmişler, Rabler edinmişler. İşte bu sapıtmış kimselere Allah'u (cc) Teâlâ Nuh (as)’ı göndermiştir. Göklerin hâkimiyetini ve yeryüzünün egemenliğini Allah (cc)'a vermek istemeyen Fir’avn-a Allah'u Teala (cc) Musa (as)’ı göndermiştir. Ölçü ve tartıdaki adalet mekanizmasını tahrip eden, yıkan bir toplumada Şuayp (as)’ı göndermiştir. Köleliğin, insanı sömürmenin ve sınıfsal bir ayrımın yapısını ortaya koyan toplumada, Alah'u Teala (cc) Yusuf (as)’ı göndermiştir. Gün olmuş akla hayale gelmeyen ahlaksızlığın en zirvesini yaşayan toplumada Allah (cc)’u Teâlâ Lut (as)’ı göndermiştir. Evet; Nihayetinde saydığımız tüm bu kötülükleri hayatına geçirmiş olan bir başka topluluğa ve hak yol arayışında olan tüm insanlığa da, son olarak Allah (cc)’u Teâlâ Hz Muhammed Mustafa (sav)’yı göndermiştir. (Sav. Ec) Allah (cc)’ın selamı hepsinin üzerine olsun. Bu örnekleri vahyin ışığı altında daha da çoğaltabiliriz.
Kur’an-ı Kerim’in peygamberlerin hayatından, Yahudilerin yaptıklarından böyle kıssalar sunmasındaki asıl amaç nedir? Bu örnekleri, bu kıssaları insanlar okusunlar anlasınlar da, kendilerine göre yaşayışlarını Kur’an-la güncelleştirsinler, Rasulullah (sav)’la pratiğe döksünler ki; Allah (cc)’ın çetin olan azabına önceki kavimler gibi, Yahudiler gibi duçar olup ta helak olmasınlar diyedir. Bu konuda Rabbimiz (cc) Haşr Sûresi 7. ayet-i celilede “Peygamber size neyi verdiyse onu alın Ve size neyi yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın azabı çetindir” buyurmaktadır.
İşte bu kavimler, özelliklede Yahudiler kendilerine vahyi esasları getiren elçileri önce reddetmişler, baskı yapmışlar, saldırmışlar hatta her türlü acımasız işkence ve şiddete başvurarak çoğunu katletmişledir, öldürmüşlerdir. Ancak bununla da bir başarı elde edemeyeceklerini anlayınca, çare olarak “Günümüzdeki uygulamalarıyla”da olduğu gibi, sureti haktan görünen Yahudiler ve Yahudileşme temayülünde olan insanlar, sünneti inkâr ederek, Hadis-i Şerifler üzerinde tahrifatlar yaparak, Kur’an-ın net olarak anlaşılmasını önlemişlerdir. Yani “vahiy dininin dışında bir toplum” oluşturmak için çalışmış ve tevhidi akideden insanları uzaklaştırmışlardır.
Muhterem din kardeşlerim şuna inanınız ki; Müslüman israiloğullarını Yahudileştiren en büyük sebep kitaplarını arkaya atarak onun hükümlerini terk etmeleri ve onun hükümlerini tahrif etmeleridir. Yahudilerin kendi kitapları üzerinde yaptıkları tahrifatın aynısını, Yahudileşme temayülü içinde olan ve bu ümmet içinde yer bulan, görünen veya bilinmeyen Müsüman kimlikli insanlarda 1.Kur'an-ı Kerim'i mehcur tuttular. 2.Hadis-i şeriflerde tahrifatlar yaptılar ve Hadis uydurdular.
Evet 1. Kur'an-ı mehcur tuttular; Dedik. Yani Kur'an-ı terk ettiler, Kur'an-ı arkalarına attılar, kendi hevalarından, elleriyle yazdıkları kitapları bu Allah'tandır, bu kitap bana yazdırıldı diyerek Kitaplarına kutsallık atfettiler. Kendi Yazdıklarıyla amel ederek Kitaplarını Kur'an-ı Kerimin önüne geçirerek tağutlaştılar. Allah'u (cc) Tela Nahl Suresi 36. ayet-i celilede “Andolsun biz her ümmete; Allah’a kulluk edin ve (Allah'ın emirlerini yapmaktan meneden ve hevasına göre hüküm koyup İlahlık taslayan) tağuttan kaçının diyen bir Rasul gönderdik” buyurmaktadır. Demekki bütün peygamberlerin gönderilişindeki asıl amaç; İnsanları tağuttan uzaklaştırıp Allah (cc)'ın vazettiği hükümlere kul olmaya çağırmalarıdır. Günümüzdeki bazı tarikat ve cemaatlerdeki yanlış inanışlar gibi Peygamberlerin görevi İnsanlara sadece Allah (cc)’ın varlığını ispatlamak için değildir. Dikkat ederseniz bu tip intisablı kullar dikkatleri başka yöne çekip çoğunlukla hep Allah (cc)’ın Haalık ismini önceleyip mahlûkatı nasıl yarattığını izah etmeye çalışırlar.
Mesela; Cinlerin ve Meleklerin yaratılışından, hayvanlar âleminden, arının yaratılışından, arının bal yapmasından, kuşların ötüşündeki zikirlerden, suyun akışındaki ahenkli seslerden bir mana ortaya çıkarmaya çalışarak Allah’u (cc) Tealanın Haalık isminden sıkça bahsederler. Ancak hiç Allah'ın Malik'ül Mülk isminden bahsetmezler. Allahın Haalık ismi varsa birde Malik-ül Mülk ismide var: Yani Mülkün, Kainatın ezeli ve ebedi tek sahibi. Bütün varlık aleminin tek hakimi. Yarattıkları üzerinde tek tasarruf sahibi olan, onlara hüküm vazeden, hüküm koyan, kanun ve yasa yapan anlamında bir Maalik ismide var öyle değilmi.
2.Hadis-i şeriflerde tahrifatlar yaptılar ve hemde hadis uydurdular Demiştik. Onun için mevzu hadisleri ortaya çıkarabilmemiz açısından Kur'an-ı çok iyi anlamamız ve sonrasında Hadis usulünü iyi bilmemiz gerekmektedir. Yahutta bu konuyu iyi bilenden hadis usülü dersi almamız gerkmektedir. Muhterem Şeyho hocamız bu konuda iyi bir örnektir. ibnu'l Kayyım el Cevziyye uydurma hadisleri anlamak açsından 25 madde halinde bir kısım kaidelere dikkat çekmiştir. Müsaade ederseniz bu kaidelerden birkaçını sizlerin dikkatine sunmak istiyorum.
1.Hadisin Rasûlullah'ın (sav) söylemeyeceği saçmalıkları ihtiva etmesi: Böyle hadisler gerçekten çoktur. Şu yalan hadiste olduğu gibi: 'Kim lâ ilahe illallah derse Allah bu sözden yetmiş bin dilli bir kuş yaratır. Her dil yetmiş bin lisan konuşur ve o kimse İçin Allah'tan mağfiretini isterler.
2.Hadisin sahih sünnetin getirdiği hükme aykırılık ihtiva etmesi: Fesad, zulüm, ırkı yerme, boş şeyler, batılı övme, hakkı yerme gibi hususları ihtiva eden her hadis batıldır. Allah Rasûlü bu tür hadislerden beridir. Mesela "İsmi Muhammed veya Ahmed olanlar cehenneme girmeyecektir" hadisi gibi Oysa bizler biliyoruzki 'Cehennemden isimler, lakablar, ırklar veya soylar sebebiyle kurtuluş yoktur. Cehennemden kurtuluş İman ve salih amel iledir.
3.Hadisin kendi içinde batıl olması: Hadisin batıllığı Rasûlullah'ın(sav) kelamı olmadığını gösterir. Şu hadis gibi: 'Gökyüzündeki samanyolu arşın altındaki yılanın terinden yaratılmıştır.'
4.Hadiste 'şu tarihte' şeklinde zaman belirtilmesi, veya Geleceğe dair tarih veren hadisler olması: 'Şu yıl geldiğinde şu meydana gelir' şeklindeki hadis gibi. veya şu şekildeki sözler gibi: 'Şu sene gelince şu olacak'; 'şu ay geldiğinde şu meydana gelecek gibi. Ebced ve cifir hesaplarıyla geleceği hesaplayanlar bu yaptıklarından derhal tevbe etmelidirler.
5.Akılla ilgili hadisler hepsi yalandır. Şunun gibi: 'Allah aklı yarattığında ona gel dedi, geldi. Git dedi, gitti. Sonra benim için senden daha kıymetli birşey yaratmadım. Seninle alır, seninle veririm, buyurdu.'
6.Hızır ve hayatının anlatıldığı hadisler hepsi yalandır. Hızır'ın hayatıyla İlgili bir tek sahih hadis yoktur.
7.Hadisin Kur'an'ın sarih nassına aykırı olması. Dünyanın ömrünü belirten hadis gibi: 'Dünyanın ömrü yedibin yıldır ve bizler yedinci bindeyiz.'
8.Gün ve gecelerdeki namazlara dair hadisler. Pazar ve pazartesi günü ve gecesi kılınan namazlar ile haftanın diğer günleriyle İlgili namazlara dair hadîslerin tamamı yalandır. Şabanın ortasındaki geceyle ilgili hadislerde böyledir. Şu hadis gibi: 'Ey Alî! Şabanın ortasındaki gecede bin kulhüvallahu'yu okuyarak her kim yüz rekat namaz kılarsa, bu gece istediği herşeyi Allah yerine getirir'.,.
9.Sûrelerin fazileti ve şu sûreyi okuyana şu kadar sevap vardır şeklinde, tüm sûrelerin faziletini tek tek beyan eden hadislerde mevzu hadislerdir.
10.Son olarakta Tavuk beslemeye dair hadisler. 'Tavuk, ümmetimin fakirlerinin koyunudur' hadisi gibi ve bunlar gibi daha nice nice mevzu yani uydurma hadisler mevcuttur.
Rabbimiz bizlere Kur'an-ı anlama, sünnete sarılma ve mevzu hadisleri yalanlama konusunda ilim ve izan nasip etsin. Amin… Amin… Vel…