1,2K
Yıldırım: İslam eksiksiz ve mükemmeldir fakat ya Müslümanlar…
Bu dönem İLKAV’ın düzenlediği Online Eğitim Konferanslarının sonuncusunun sunumunu Yıldırım AK yaptı.
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV, bir Eğitim Konferansını daha online olarak youtube sayfasından gerçekleştirdi.
Online konferansın bu haftaki misafiri “İslâm Eksiksiz ve Mükemmeldir” konulu sunumuyla Yıldırım AK oldu.
Konferansta özetle şu konulara değinildi:
Konu; insanın ihtiyaçları, arzuları, korkuları, hevesleri ve hayallerini tatmin edecek bir hayat planlamak ve ne başıboşluğa, ne de hareket edemez bir kalıba sokmaktan ziyade kendisine erdem ve yücelik katacak, mutmain kılacak, ümit var halde tutacak anlamlar bütününe sahip kılınmasıdır.
“Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilahlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, Arş’ın Rabbi Allah, onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir.” (Enbiya: 22)
İslâm eksiksiz ve mükemmeldir. Çünkü eksiksiz, mükemmel ve her türlü noksanlıklardan münezzeh olan Allah tarafından gönderilmiştir.
“Allah insanlığa hakikati kavrasınlar diye bir örnek ile açıklamada bulundu. (Bu amaçla Allah size bir olay anlatmaktadır: Birbiriyle geçinemeyen bir kaç ortak kişinin kölesi olan adamla yani müşrik biriyle, yalnız bir kişiye bağlı olan köle yani bir mü'min içinde bulundukları şartlar açısından bu iki adam eşit olabilir mi? Hayır, tek Allah'a inananla, pek çok putlara tapan bir olmaz. Tüm eksiksiz övgüler Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu bu gerçeği bilmezler.” (Zümer-29)
Hevâyı ilah edinenler ise, tevhid den uzak, birbirinden farklı ve çelişkili talimatlar içeren emirler altında rahat yüzü görmeden bir ömür tercih etmiş olmakta idiler.
Akıl nimeti ile mücehhez kılınmış insan tercihine esastan başlamalı ve her iki ilahın da değerlendirmesini yapmak zorunda idi.
“Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.” (Kamer: 49)
Allah’ın egemen olduğu İslâm ve hayat düzeni:
İnsanlığın olmazsa olmazı kabul edilen esaslar şunlardır:
Nefsin (canın) korunması
Aklın Korunması
Dinin korunması
Neslin korunması
Malın korunmasıdır.
Hz.Cafer, İslâm’ın mükemmelliğini anlatan konuşmasında Habeşistan kralı Necâşî’ye hitaben şöyle demişti:
“Ey hükümdar! Biz cahiliye zihniyetine sahip bir kavimdik. Ağaçtan ve taştan yapılmış putlara tapar, kendiliğinden ölmüş hayvanların etlerini yer, kız çocuklarını diri diri toprağa gömer, insanlık dışı bütün kötülükleri yapardık. Akrabalarımızla ilgilenmez, komşu hakkı tanımazdık. Kuvvetli olanlarımız zayıflarımızı ezer, zenginlerimiz fakirlerin sırtından geçinirdi. Hak hukuk nedir bilinmezdi.
Biz bu halde iken Allah celle, bizim içimizden asil soylu, doğru, güvenilir, iffetli olarak bildiğimiz birini peygamber olarak gönderdi. O bizi bir olan Allah'a inanmaya ve yalnızca O’na ibadet etmeye çağırdı. Atalarımızdan miras kalan putlara tapmaktan bizleri kurtardı. Doğru söylemeyi, emanete riayet etmeyi, akrabalarla iyi geçinmeyi, komşuları gözetmeyi emretti. Bütün kötülük ve günahları, kan dökmeyi, yalancı şahidlik yapmayı, yetim malı yemeyi ve namuslu kadınlara iftira etmeyi ise yasakladı.
Biz de onu doğruladık ve ona iman ettik. Allah'tan ona gelenlere tabi olduk. Sadece Allah'a ibadet ederek O'na hiç bir şeyi ortak koşmadık. Onun haram kıldıklarını haram, helal kıldıklarını ise helal bildik. Halkımız bu sebeple bize düşman oldu, bize zulmettiler. Allah’ı bırakıp eskisi gibi putlara tapmamız ve önceden yaptığımız kötülükleri yeniden işlememiz için bize işkence ettiler. Hayat bizim için çekilmez bir hale geldi, dinimizi yaşayamaz olduk. Baskı ve zulümler dayanılmaz bir noktaya geldiğinde senin ülkene sığındık.”
Müslümanlar açısından İslâm’ın eksiksiz ve mükemmel oluşunu kabul, imânî bir gerekliliktir. Bu mükemmellikten şüphe duyan veya Allah’tan başkasının ilkelerini, hayat düzenlerini, ekonomik kanunlarını, medenî kanunlarını, ticaret kanunlarını İslâm’ın kanunlarından daha doğru kabul ediyorsa cahiliye hükmünü arzuluyor demektir. Kur’an ve sünnet ile sabit olduğu üzere Müslümanların yalnız Allah’a tevekkül etmeleri ve yine Allah’a dayanıp güvenmeleri imanın gereğidir. Hayat yolculuğunda Allah kuluna yeter.
İnsanlık şu gerçeği iyi bilmelidir. Konumuzda biz sahibi, ilahı Allah olan Tevhid dini İslâm’ın eksiksiz ve mükemmel olduğunu vahiy ve sünnet ile beyan ettik. Biz hiçbir zaman Müslümanların mükemmel ve eksiksiz olduğunu beyan etmedik. Bu esas unutulmamalıdır. Mükemmele en yakın olan tabi ki, Allah’ın resulleridir, nebileridir. Bunun için rabbimiz, Allah’ın rızasını ve âhiret gününde kurtuluşu isteyenler için, Allah’ın rasulleri en güzel örneklerdir buyurmuştur.
Rabbimiz müminlerin bu güzel örneklere uymalarını ve cennet için daha güzel işler ile rekabet etmelerini beyan etmiştir.
Müslümanlar vakarlı ve izzetli olmalıdır. Unutmamalıyız ki, yaşadığımız çağda şahid olarak yaşamak ve şehid olarak ölmek temel gayemiz olmalıdır. Eksiksiz ve mükemmel olan Allah’ın dininin insanlığa şahitliğini ortaya koyarak ateşin etrafında dolaşan insanları genişliği yerler ve gökler kadar olan cennetlere davet etmeli ve hayatımızla söze fazla gerek duymadan örnekliği ortaya koymalıyız. En sevdiklerimizden infak ederek rabbimizin rızasına ulaşmaya gayret etmeliyiz.
Bizim her işimizin başı da, sonu da Alemlerin rabbine hamdetmektir.
Konferansın videosu istifadenize sunulmuştur.