Sözlerini Değiştirmeyenler

Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir. Ahzap 23

 

Kıymetli Kardeşlerim

Mümin Allah’a verdiği sözde durandır. Müminin namazı ibadeti hayatı ve ölümü yalnız Allah içindir. Mümin cennet karşılığında canını ve malını rabbine feda edendir. Müminlerin arzusu Allah’ın istediği şekilde yaşamak Allah’ın razı olduğu şekilde rabbine dönmektir. Mümin için şahadet bir tutkudur Şehidlik bir özlemdir. Mümin Allah’tan başkasına tevekkül etmez ve ondan gayrısına tevessülde bulunmaz. Müminin derdi Allah’ı razı etmektir. Bu yüzden hesabını kitabını eylemini ve söylemini yalnız bu rızaya hasretmiştir. O müminlere karşı şefkatli ve merhametli Allah düşmanı kâfirlere ve onların emirkulu uşaklarına karşı ise hiddetli ve azametlidir. O Allah’tan başkasının kınamasından, rabbinden başkasının azarlamasından ve azabından korkmaz. O dünyadaki varlık sebebini bilendir. Müminin birincil gayesi nimetler içinde rahat yaşamanın hurmalıklar altında gölgelenmenin yollarını araştırmak değil, nimetin sahibine hamdetmek ve onun hakkını korumaktır.

وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلًا

İşte bu müminlerdir sözlerini değiştirmeyenler! işte bu müminlerdir Allah’a verdikleri Ahite sadık kalanlar. Sözlerini değiştirenler dün söylediklerinin bugün aksini iddia edenler, dün Allah’ı razı etme çabasındayken, bugün Allah düşmanlarına şirin görünme derdine düşenler. Zorlukları farkedince, tehlikeyi sezince direnmek ve ayaklarını sabit kılmak yerine, kuyruklarını kıstırarak topuklarının üzerine geri dönenler Allah’a verdikleri sözde isteseler de sabit kalamazlar. Çünkü onlar Allah’ın “eğer doğru sözlülerden iseniz ölümü dilesenize” dediği topluluktandır. Onların kalplerini dünya hırsı, dünya saltanatı bürümüştür. Onlar Allah önünde zelil olmaktan çok insanlar gözünde hakir görülmekten korkanlardır. Onlar her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar. Çünkü her ortamda kendi nefislerini kurtarmanın derdindedirler. Zillet sınırına dayanan tedbircilikleri de bu yüzdendir. Onlar müminler gibi, hak ehliyle beraber bir tek hakkın otoritesini tanıyıp ondan başkasına hiçbir otorite hiçbir sulta tanımamak gerekirken; Allah’ın arzında Allah’ın mülkünde batıla sığınarak batılı otorite kabul edenlerdir. Onların dünya hayatına yönelik sözleri kimilerinin hoşuna gider. Çünkü onlar Dünyada şeytanla ve dostlarıyla savaşmayı değil onlara zelil bir şekilde itaat edip, onlarla batıl bir vasatta buluşup ittifak içinde söylemde kardeşçe fakat hakikatte Allah’a ihanet içinde kalleşçe yaşamayı tavsiye ederler. Onlar Allah yolunda can vermeye yanaşmazlar. Bütün planlarını insanlardan eziyet görmemek ve incinmemek üzerine kurarlar. Bütün stratejilerini bu yönde geliştirirler. Onlar hak ve batıl karşı karşıya geldiğinde kâfirlerden çok Müslümanları suçlu görürler. Müslümanlara karşı aslan, kâfirler karşısında kedi kesilirler. İşte bu her çığlığı kendi aleyhlerine sanan güruh Rabbimizin vasıflamasıyla giydirilmiş kütük gibidirler. Söylemleri hoş görünse de eylemleri ve zor ortamlardaki beyanatları kendilerini ele verir. İşte gerçek düşman bunlardır. Hak görünümüne girmiş hak elbisesini giymiş kütükler, Hak adına hak ehline set olmaya çalışanlardır.

 

Fakat tanklara karşı taşlarla karşılık veren ümmetin onurlu neferlerinin kardeşleri; otomatik silahlara ve tam donanımlı askerlere karşı izzetleri için sopalarla mücadele etmişlerdir. Ve o müminlerden öyle erler var ki rablerine verdikleri sözde sağdık kaldılar ve Şehid oldular. Bir kısmı ise sözlerinden ve davalarından dönmediler. Bu yiğitlerden biri de bizim Cuma cemaatimizden Uğur Süleyman Söylemez kardeşimizdir. O Siyonist köpeklerle yiğitçe mücadele ederken yaralanmış ve çok agır yaralı bir şekilde Ankara’ya getirilmiştir. O sözünde sadık olduğunu ispat etmiştir. İnşallah bizde sözümüzde sadık kalanların safında yer alırız.

Allah hepimizi sözünde duran yiğitlerden kılsın

Rabbim bizlere yaşarken de kendisine kavuşurken de şehit olmayı nasip etsin