İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV) nın düzenlemiş olduğu alternatif eğitim konferansları devam ediyor. Bu hafta Yavuz Ay’ın sunduğu “ Rasyonalizm, Pozitivizm, Modernizm ve Postmodernizm” konulu konferans Enam suresinden okunan Kur’an ayetleriyle başladı. Sözlerine modernizm, postmodernizm, rasyonalizm, pozitivizm, sekülerizm, epistemoloji, deizm, pagan, ontoloji, ateizm ve nihilizm gibi ilgili kavramların açıklamasıyla başlayan Yavuz AY, konferansın konusunun çok geniş olması sebebiyle daha çok modernizm merkezli bir sunum yaptı.
5.yy da modernist kelimesinden türeyen modernizmin kültürel anlamda geleneksizlik olduğunu ve bununla beraber köksüzlük, yenilikçilik anlamlarına da geldiğini söyleyerek konuşmasını sürdüren Yavuz Ay, modernizm döneminin insanlık tarihinde hiç yaşanmamış bir dönem olduğunu; tarihte farklı farklı medeniyetlerin olduğunu ancak modern dünyayla gelen “uygarlık saldırısının” yirmi altı medeniyetten 16 sını yok ettiğini bunlardan dokuzunu da fosilleştirdiğini belirtti.
Konuşmanın başlarında modern dönemin 1630–1940 yılları arasını kapsadığını 1940 sonrası dönemin ise postmodern dönem olduğunu belirten Yavuz Ay, “Ancak, bununla beraber yeryüzünün hepsi postmodern bir döneme geçmemiştir” diye belirtti.
Yavuz Ay’ın konuşmasında öne çıkardığı vurdular şunlardı.
“ Batı uygarlığına göre yok olan bir medeniyet bir daha asla dirilemez dirildiği de görülmemiştir. Ancak İslam medeniyeti bundan istisna edilir. ‘İslam Medeniyeti’ her çağda, her mekânda gelebilecek bir medeniyet özelliğine sahip olmakla diğer medeniyetlerden ayrılır. “
“Sanayileşme İngiltere’de başladığı için İngiltere modernizm beşiğidir. Batı’nın bu uygarlık saldırısı büyük bir kaosa sebep olmuştur. Max weber’in de dediği gibi “Modernizm insanlar için demir bir kafestir” Ancak modernizmin insanlar üzerinde derin yaralar açtığını belirtip tepki gösteren insanlar da nedense yine modernisttirler olmuşlardır. Yine bir başka batılı düşünürün “ Mal fetişi modern zihnin hac ziyaretidir. “ sözü de bunu destekler niteliktedir."
“ Batı bugün, Tanrı’nın krallığı – insanın krallığı diye ayrım yapıyor. İşte böyle bir düşünce insanı sekülerizme götürür. Oysa İslam’da böyle bir durum söz konusu değildir."
Batı uygarlığının Tanrı’yı kovduğunu ve aklı putlaştırdığını belirten Yavuz AY, konuşmasına şöyle devam etti: “ Kilise dünyanın evrenin merkezi olduğunu ve dünyanın düz olduğunu bir ‘akide’ olarak kabul etmiştir. Ancak Kopernic’in dünyanın evrenin merkezi olmadığını ispatlaması ve Kristof Kolomp’un dünyanın yuvarlak olduğunu göstermesi Klise’nin ‘akidesini’ yerle bir etti. Böylece bilim kutsallaştırılmaya ve putlaştırılmaya başlandı ve hemen akabinde batı ‘ Madem biz sahip olduğumuz bilimle Tanrı’nın değerlerini yıkabiliyoruz o zaman bizim dine de ihtiyacımız yok’ demeye başladı.”
Yavuz Ay, 20.yy modernleşmesinin iki tane dünya savaşının meydana gelmesine sebep olduğunu ve hiroşimayı, Halepçe’yi de hatırlatarak bunların modernizmin açtığı yaralar olduğunu belirtirken hemen ardından şunları ekledi : “ modernizimle beraber her şey mubahtır anlayışı hâkim olmaya başlandı, insan değersizleştirildi ve ‘tekniği’ ortaya çıkaran insan modernizimle beraber tekniğin kölesi konumuna geldi.”
Konuşmasının sonunda Protestanlıktan bahseden Yavuz AY şunları söyledi “ Protestanlığa mensup insanlar doğuştan günahkâr olduğunu düşünür, bunu düşünenler birden kendini büyük bir boşlukta görmeye başlar ve Tanrı’nın kaderi yarattığını, bunu değiştirmeye kimsenin gücünün yetmediğini kabul ederler. Bunun üzerine “Dünya’da başarılı olan ahrette mutlu olur” görüşünü benimsemeye başlarlar. İşte bu da Kapitalizm’e götüren yol olarak karşımıza çıkmaktadır.”
Haber: Suat Yıldız