4,4K
Cuma namazı çıkışı bir araya gelen toplulukla beraber Mısırda darbe yönetimince katledilen Müslümanlar için Şeyho Duman Hoca tarafından gıyabi cenaze namazı kılındı.Sonrasında platform adına İLKAV yönetiminden Emrullah AYAN’ın okuduğu basın açıklamasına geçildi.Basın açıklamasında darbecilerin silahsız insanları katletmeye dünyanın gözleri önünde devam ettikleri, Batının iki yüzlü tavrının ibretle izlenirken,Müslümanların kurtuluşunun,ancak Kur’an’ın aydınlık yolunu takipten başka bir seçenek olamayacağı vurgulandı.Direniş ve desteğin, zulüm devam ettikçe var olacağı belirtilen açıklama sık sık sloganlarla kesildi.Sloganlarda ‘Şehitlerin Kanı,Tağutları Boğacak!’,İhvana Selam,Direnişe Devam,’,’İslami Hareket Engellenemez’,’Yaşasın Küresel İntifada’…..gibi ifadelere yer verildi. Basın açıklaması Şeyho Duman Hoca’nın duası ile son buldu.
Basın Açıklamasının Tam Metni
Bismillahirrahmanirrahim
Değerli kardeşlerim ve değerli basın mensupları.
Bugün burada toplanmamızın sebebi, 3 Temmuz’da, Mısır’da yapılan askeri ve bürokratik darbenin yapılmasının 100. Günü münasebeti ile bütün dünya Müslümanları olarak Mısır’da yapılan alçakça darbe sonucu masum Mısır halkına yönelik gerçekleştirilen hain saldırılara, vahşi katliamlara seyirci kalmadığımızı ve elimizden gelen her tür çabayla kardeşlerimizin yanlarında, zalim darbecilerin ise karşısında olduğumuzun bir ifadesi olarak itirazımızı yükselterek zalimleri lanetlemek ve safımızı mazlumların yanında belirlemektir.
Bildiğiniz gibi Türkiye de dahil çoğu ülkede yaşanan darbelerde olduğu gibi Mısır’daki darbenin de arkasındaki esas belirleyici aktör, yönlendirici, teşvik edici ve destekleyici emperyalist güç, sürekli terör ve katliamlar üreten ABD’dir. İşte bu sebeple, darbecileri ve onların destekçisi katil ABD’yi ve işbirlikçileri olan AB, körfez ülkeleri ve İsrail terör devletini lanetlemek ve bütün bu zalimlere karşı hakkı haykırmak, adaleti, insani ve İslami değerlerimizi savunmak için buradayız.
Hepimizin malumu olduğu üzere seçimle halk desteğini alarak iş başına gelmiş Muhammed Mursi’ye karşı yapılan 3 Temmuz’daki darbeye karşı Mısır’daki kardeşlerimiz başta başkent Kahire’deki Adeviyye ve Nahda meydanları olmak üzere Mısır’ın birçok şehrinde toplanarak onurlu ve haklı bir direniş başlatmışlardı. Bu süreçte zalim darbeciler gerek kendi askeri güçleriyle gerekse “sivil” baltacı adı verilen terörist milisleriyle haince ve alçakça saldırılarda bulundular ve hala da katliamlarına devam etmektedirler. En son, geçtiğimiz Pazar günü, 6 Ekim’de yaptıkları katliamda 100 kadarını şehid ederek, 400’e yakın kişiyi yaralayarak ve 1000’e yakın İhvan üyesi kardeşimizi de tutuklayarak yeni bir zulme daha imza attılar. Bütün bu saldırı ve katliamlarda binlerce şehid veren Mısırlı kardeşlerimiz meydanlardan çekilmek yerine, zulmü tasfiye ve adaleti ikame etmeyi hedefleyen izzetli ve şerefli seslerini en yükseğe taşıyarak yine aynı meydanlarda toplanarak katillere açık hedef olma pahasına direnmeye devam ediyorlar. Rabbimiz yardımcıları olsun ve sırat-ı müstakiminde ayaklarını sabit kılsın inşallah.
Darbeci yönetim bu arada boş durmuyor; katliamlarından, tutuklamalarından, işkencelerinden başka çalışmaları da ihmal etmiyor. Öncelikle ülke içerisindeki darbe karşıtı medyayı susturdular, böylelikle muhalif seslerin kesilmesi, yok sayılması hedefleniyordu. Çok hızlı bir şekilde İhvan yöneticilerini ve üyelerini tutuklamaya başladılar. En son olarak da İhvan-ı Müslimin’i bütün ülkede yasaklayarak mal varlığına el koydular. Zalimler ve İslam düşmanları şunu bilmiyorlar; ne yaparlarsa yapsınlar, yasaklamayla, baskıyla Müslümanları susturamazlar ve İslam’ın mesajının yayılmasını engelleyemezler, Allah’ın nurunu söndüremezler, çünkü zalimler, müşrikler hoşlanmasa da Allah nurunu tamamlayacaktır. Aynı şekilde katletmeyle, alçakça saldırılarla da Allah’ın izniyle Müslümanları tüketemezler. İslam ve Müslümanlar bu bölgede ve tüm dünyada Allah’ın izniyle var olmaya devam edecekler ve inşallah bölgenin kaderine yön verecek, tüm dünya mustazaflarına da ufuk açacak, kurtuluşun yolunu gösterecek İslami adalet sistemini kuracaklardır.
Darbeci katiller, bir yandan Mısır halkının kanını döküp onları sindirmeye, susturmaya çalışırken, diğer yandan da ABD’nin ve İsrail’in uşaklığını yaptıklarından hemen Mısır ve Gazze arasındaki Refah sınır kapısını kapattılar. Yine Gazze’nin bir anlamda hayat damarı kabul edilebilecek tünellerini yıktılar. Hatta Hamas’a karşı bir operasyonu da planladıklarına dair haberler medyada yer aldı. Çok ilginç bir durum da, iki mübarek mescidimiz olan Mescid-i Haram ile Mescid-i Aksa’mızı işgal atında tutan iki işgalci ve işbirlikçi yönetim olan Suudi Amerika ve terörist İsrail’in tüm bu süreçlerde tam bir dayanışma içinde Mısırlı darbecilerin arkasında saf tutmuş olmalarıdır. Batılı emperyalist güçler, bir yandan darbeyle Mısır’ı Siyonist İsrail için tehdit olmaktan çıkarırken, diğer yandan da Suriye’de doğrudan ya da dolaylı olarak destek verdikleri Esed katilinin soykırımını teşvik ederek orada da bir İhvan yönetiminin ortaya çıkmasını engelleyerek terörist İsrail’i iki taraftan Müslüman İhvan yönetimleriyle kuşatılma riskinden şimdilik kurtarmış görünüyorlar. Küfür tek millettir sözünü ispat eden bu zalimlerin, katillerin dayanışmasına karşı inşallah Hablullah olan Kur’an’a topluca sarıldığımızda ortaya çıkacak İslam birliği de İslam’ın tek millet olduğunu ispat ederek ve Allah’ın yardımını celbederek tüm bu zalimleri ve arkalarındaki emperyalist güçleri bölgemizden inşallah kovacaktır.
Bu ahlaksız, hukuksuz ve insani erdemlere de savaş açan darbeci müdahale, Mısır’da Müslüman halkın kaderi üzerinde söz sahibi olması örnekliği oluştuğunda aynı konuda sıranın kendilerine de geleceği korkusu içindeki bölgenin emperyalist işbirlikçisi diğer despot yönetimlerce takdirle karşılandı. Amerikancı Suudi Arabistan, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere, bölgenin diğer tağuti despot yönetimleri, bu darbeyi sevinçle karşılayıp kutladılar ve maddi-manevi bütün desteklerini sundular. Hatta şu anda bazı körfez ülkelerinin İsrail terör devletini ziyaret ederek gizli görüşmeler yaptıkları ve İhvan’a karşı ortak politikalar oluşturma çabası içine girdiklerine dair haberler de gelmektedir. İslami kimlik ve değerlerden kopanların, zamanla insani erdemlerini de yitirerek, süfli çıkarları uğruna şeytanla bile işbirliği yapmaktan çekinmeyecekleri bir daha ispatlanmış oluyor.
Emperyalist demokratların yönetimindeki zalim batılı ülkeler ve emirlerindeki Birleşmiş Milletlerin zalim yönetimi, Mısır’daki darbe yönetimine ya doğrudan sahip çıkarak ya da ikircikli, çekingen ifade ve tutumlarla, bir an önce seçimlere gidilmesini önermekle mevcudun yıkılması teşebbüsünü kabullenerek desteklediler. Bütün dünyanın emperyalist demokrasileri, ABD, AB hepsi katliamcı despot Sisi’nin ve terörist, işgalci İsrail’in yanında ve hep birlikte darbecilerin safında, Müslümanların ise karşısında mevzilendiler.
İnşallah bu büyük musibet, haksızlık ve zulümler, yeni bir uyanışın, gerçek bir inkılabın ve hakiki anlamda bir hayrın inşasının başlangıcı olur. Mursi’yi destekleyen kitlelerin onun çağrısına uyup, meydanları terk etmemeleri ve tevhidi ilkelere sadakat gösteren bir direnişi sürdürmeleri halinde, bundan önceki aldatıcı, yanılgılarla dolu süreç yerine inşallah doğru bir istikamete yönelen yeni kapılar açılabilecek, yeni ve sahici umutlar yeşerebilecektir. Allah yolunda tevhid ve adalet eksenli mücadelede sabır, sebat ve fedakarlıklar sonucunda hak-batıl karışımı aldatıcı “devrimler” süreci sona erecek ve inşallah gerçek, sahici bir Kur’ani inkılap bundan sonra yaşanacaktır. Böylece inşallah yalancı şafak sökmesi olan “fecr-i kazip”in aldatıcı, yanıltıcı ve sistem içi hükümet arayışı misali yanlış yerde oyalayıcı griliğinden kurtulunacaktır. Sonuçta da inşallah cahiliye karanlığının, zulümatın bütün tonlarını yok eden güneşin aydınlığı gibi Kur’an’ın gerçek, kuşatıcı, arındırıp inşa edici Nuruna, hakiki aydınlığa, “fecr-i sadık”a kavuşulacaktır.
Müslüman halklar Hablullah olan Kur’an’a topluca sarılıp tevhidi istikamette bir sosyal değişimi yaşayarak İslami adalet sistemini ve Allah’ın yardımını hak ettikleri zaman, bütün küresel kâfir güçler birleşseler de, Müslüman halkların kaderleri üzerinde söz sahibi olmalarını ve Allah’ın hükümlerini egemen kılarak adaleti ikame etmelerini önlemeye Allah’ın izniyle güçleri yetmeyecektir. Bu darbeci, baskıcı zulümler, inşallah en sonunda Müslümanların adalet yönetiminin oluşmasını engelleyemeyecektir.
Biz, zulme uğrayan Mısırlı Müslüman kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağız. Allah’ı razı etmeyi hedefleyen Mısırlı Müslümanlar gibi biz de dün ve bugün bu meydanlarda olduk ve Allah’ın izniyle yarın da bu meydanlarda olmaya ve Allah’ın yardımını üzerimize celbedecek ameller içerisinde bulunmaya devam edeceğiz. Allah yolunda hakkıyla cihad ve hak ölçüleri esas alan direnişler sonucunda zalimler Müslümanların kanlarında boğulurken, Allah yolunda can feda eden şehidler ümmete güç katacak, inşallah Allah’ın vadi gerçekleşerek zafer Müslümanların olacaktır. Ve direnen Müslümanlar bu mücadele örnekliğiyle inşallah ümmetin Kur’an’la dirilişine vesile olacaklardır. Rabbimiz kendilerinden razı olsun ve hak yoldaki direniş azimlerini arttırsın inşallah.
Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyoruz.
MÜSLÜMANLARLA DAYANIŞMA PLATFORMU