Perşembe, Ekim 31, 2024
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe: Zinaya Yaklaşmayın

Hutbe: Zinaya Yaklaşmayın

by İlkav Editor
1,7K 👁
A+A-
Reset

 

            Not: Aşağıda okuyacağınız hutbe, yazar Sema MARAŞLI hanımefendinin yaşanan mağduriyetlerden ve konunun öneminden dolayı kaleme aldığı makalenin hutbeleştirilmiş şeklidir.

            Hutbe: Zinaya Yaklaşmayın

            “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.” (İsra: 32)

Ekitap için tıklayın

            “Kızlarımız okusun, hayat bayram olsun…” hayalinden bir çıkıp gerçekleri görürsek iyi olur. 18 yaş 14 yaş arası kızların çoğunun sevgilisi var. Sosyal hesaplarına bakılırsa hiç de çocuk havası yok. Ve sevgilileri ile de cinsellik yaşayanların sayısı da oldukça yüksek. 18 yaş altındaki kızlar, dini nikahla evlendiğinde kocaları tecavüzcü sayılıp hapse atılıyor; fakat zina yapsalar bir problem yok, yeter ki evlenmesinler. Erken evlilik olmasın, diye çabalayan muhafazakarlara  ve feministlere bakıyorum hiçbirinin de erken yaşta nikahsız ilişkiyi önleme konusunda bir çalışması yok. Çocuklar evlenmesinmiş. O çocuk dediğiniz ergenlerin yemediği halt kalmıyor, evliliğe gelince mi problem! Eğer samimi olarak gençleri düşünüyorsanız onlara faydalı eğitimler vermek ve zinanın önüne geçmek için çalışırsınız.Biz halkı Müslüman bir ülkeyiz. Bizde zina olmaması lazım, evlilik değil. Zinaya giden yollar açık bırakılır fakat evlilik yollarına taş konulursa bu zinayı artırmaktan başka bir işe yaramaz.                               

            Dinen reşit olmuş kişiler evlenebilir. Dinen reşit olmak için de ergenliğe girmiş ve aklı olgunlaşmış iyi ve kötüyü ayırt edebiliyor olması alış-verişten anlıyor olması gibi şartları var dinimizin. Bu olgunluğa sahip olan kişiler evlenebilir. Onlara evliliği yasaklamak zina yollarını açmak demektir. Batı’da da böyle. Resmi evlilik yaşı 18 fakat ergenler 14 yaşında reşit sayılıyor, evlenemiyor fakat  cinsel birliktelik yaşayabiliyor.Bizde, 18 yaş altına zina serbest, evlilik suç. Geçmiş yıllarda evlendiği zaman karısı 18 yaş altında olduğu için hapis yatan binlerce erkek var içerde. Tek suçları dini nikahla evlenmek. Kadınların hiçbirinin şikayeti yok ve kocalarını hapisten kurtarmak için çabalıyorlar.Resmiyette kocalarını kurtarmak için başvuran 4 bin üzerinde kadın var, diye açıklama yapılmıştı. Ki sayı bunun çok çok üstündedir fakat başvuranlar bunlar. Kadınlar “Biz kendi gönlümüzle, düğünle dernekle, dini nikahla evlendik, kocalarımızı seviyoruz, bizi zorlamadılar onları bırakın biz de çocuklarımız da mağduruz…” diyorlar.  Bu rakamlar üzerinden on bin çocuk da  “anne-babası erken evlendi” diye babasız büyüyor. Kadınlar ve çocuklar maddi- manevi sıkıntıda.Milletvekillerinin bir kısmının, bu mağdur kadınlara verilmiş sözü vardı ve kanun çıkacağı zaman feministler ayaklandılar ve “Tecavüzcü ile evlilik serbest bırakılıyor” diye yaygara çıkardılar. Öyle olmadığını bildikleri halde… 

            Kanun tekrar görüşülmek üzere notuyla geri çekildi, fakat tekrar görüşülmedi. Binlerce erkek dini nikahla evlenmenin cezası olarak içeride tecavüzden yatıyor. Hem de 8’den 16 yıla kadar ağır cezalarla. Eşleri ve çocukları dışarıda ağlıyorlar. O mazlumların göz yaşlarında hepimiz boğuluruz. Milletvekilleri bu kanunları nasıl içlerine sindiriyorlar acaba?Tek suçları evlenmek olan kişileri hapse atmanın hesabını, kanunun düzenlenmesine engel olanlar, ve yetkililer nasıl verecek? Gerçekten merak ediyorum, feministlerin nesinden korkuluyor? Neredeyse hepsi Avrupa fonundan besleniyor ve çoğunluğu hükümet düşmanı. Bunların nesinden korkuyor hükümet?Sayıları da çok değil. Sadece sosyal ağları ve medyayı iyi kullanıyorlar. Feministlerden değil, bunların dediklerini yapmaktan korkun. Feministlerin hiçbir yere huzur getirdiği görülmemiş ancak kargaşa çıkarırlar. Güya kadın haklarını savunurlar o da yalan. Bakın, kocaları onlarla evlendi diye “nikah cezası olarak” kocaları hapiste olan kadınların haklarını neden savunmuyor feministler. Onların ve çocuklarının gözyaşlarını neden görmüyorlar. Zira ideolojilerine uymuyor.Bırakın feministler carlasın dursunlar; onlar carlamak için büyük paralar alıyorlar Avrupa fonundan, herkes görevini yapar, milletvekillerinin ve hükümetin hakkı ve adaleti seçmesi gerekir. Allah’tan gayri bir şeyden korkmayanın yardımcısı Allah’tır.

            Sayın Milletvekilleri!

            Lütfen bir an önce erken evlendiği için hapis yatanların, serbest bırakılması için çalışmalar yapın. 15 yaş 18 yaş arası evliliği serbest bırakın. Bakınız ne zaman Allah’tan gayri şeylerden korkuldu, ayaklarınıza dolaştı.18 yaş evlilikler, gençlerin cinsel olarak aktif olduğu, dinimizin izin verdiği, geleneğimizde de var olan bir kültür. Bunun alt sınırını belirlersiniz. 15 yaş olabilir. 18-15 yaş arası evlenecek olanlar uzman bir ekipten izin kağıdı alabilirler.Burada aile baskısı var mı zorla mı evlendiriliyor, ya da erkekten yana bir tehdit ya da taciz var mı gibi konularda psikolog, polis ve diğer uzmanların olduğu ekip kızın tamamen kendi rızası ile geldiğine emin olursa izin verilir, o da evlenir. Bir kız zorla mı gönlüyle mi evleniyor anlamak zor değil bu devirde, artık her imkan var. Siz evliliğe izin vermezseniz ne olur? Zina olur. Vebali de üstünüze olur. Batı’da evlilik yaşı 18. Fakat 13-14 yaşından sonra kızlar istediği erkekle ilişkiye girebiliyor ve aynı evde evli gibi yaşayabiliyor, yasak değil. 14 yaşından sonra çocuk olarak değil, genç olarak görülüyor. Bu yüzden evlilik yaşının 18 olması onları pek ilgilendirmiyor zina serbest 18 i geçse de zaten çoğu evlenmiyor. Bizde evlilik yaşının 18 olması ancak düzgün helal hayat sürmek isteyenlere ceza oluyor. Geçen yıl Amerika’da 15-19 yaş arası 1000 kızdan 29.4’ü doğum yapmış. İngiltere de 15-19 yaş arası 1000 kızın gebe kalma oranı (44.2), yarısı kürtaj yaptırmış yarısı doğurmuş. Devlet bu kızların birlikte olduğu kişileri toplayıp toplayıp hapse atmıyor. Batı’nın serbestliğini alıyorsak modernlik diye, bari o konudaki kanunlarını da alalım. 14 yaş reşit olarak kabul ediliyor ve ona karışılmıyor. Bizde 18 yaş altında kızlara geri zekalı muamelesi yapılıyor ve kız “ben gönlümle evlendim” dese de hiç dikkate alınmıyor, “sen kız çocuğusun aklın ermez, bilmezsin” deyip kocası hapse tıkılıyor. Nasıl başarıyorsak Batı’dan aldığımız kanunlardan en çok dindarlar zarar görüyor.Bu yüzden 18 yaş altı çocuklarımızı koruyalım, sahtekarlığından çıkıp, realiteden bakıp ona göre inançlı insanlar zarar göremeyecek şekilde, düzenlenme yapılsın acilen ve içerde evlenme cezasından yatan mazlumlar bir an önce çıksınlar, hanımlarının ve çocuklarının yüzü gülsün.

            Sayın Milletvekilleri, 

            Sizin kendi oğlunuz 18 yaş altı bir kızla evlenmiş olsa, oğlunuzun 8 yıl hapis yatmasına hem de gerçek tecavüzcülerle birlikte aynı koğuşta kalmasına razı olur muydunuz?Karısını ve çocuklarından ve sizlerden ayrı suçsuz yere en ağır cezadan gençliğini hapis çürütmesine razı olur muydunuz?Müslüman kendisi için istemediğini, Müslüman kardeşi için de istemez. Sustuğunuz her şeyin hesabını vereceksiniz. Bu vebalde kalmak istemiyorsanız bir an önce resmiyette reşit olma yaşını değiştirmeniz lazım. 15 yaş reşit olmak için ideal bir yaş.Daha önceki problem dini nikaha “dini nikah” demeyip “cinsel istismar” dendiği için yaşandı. Dini nikaha “tecavüzcüsü ile evlenme yasası” denirse siz de tecavüzcüleri serbest bırakanlar olarak ilan edilirsiniz elbette.Lütfen Allah rızası için dini nikahı kabul edin ve dini nikaha dini nikah deme cesaretini bulun kendinizde. Önce cesaret. Dinsizlerin cesareti kadar bir Müslümanın cesareti yoksa ağlayalım halimize. Bu mazlumların eşlerinin, çocuklarının, anne-babalarının döktükleri gözyaşlarında boğulmak istemiyorsanız bir an önce kocalarını serbest bırakın.

                                                                                                                                                             Sema MARAŞLI


                                                                                                    

 

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon