Salı, Ekim 8, 2024
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe: Siyonist İsrail elbette kaybedecek…

Hutbe: Siyonist İsrail elbette kaybedecek…

by İlkav Editor
488 👁
A+A-
Reset
Hutbe: Siyonist İsrail elbette kaybedecek…
“Kötü tuzaklar kuranlar, Allah’ın, kendilerini yer(in dibin)e geçirmeyeceğinden yahut hiç ummadıkları bir yerden kendilerine azabın gelmeyeceğinden emin midirler?” (Nahl: 45)
Kardeşlerim, bugün Hicrî Ramazan ayının 16’sı 1444/Cuma
Siyonist İsrail hemen her Ramazan-ı Şerif’te yaptığını yine yaptı. Siyonist, zalim, İsrail rejimi Mescid-i Aksa’da yine terör estirdi. İbadet eden Müslümanlara saldırarak darp etti, bileklerine ters kelepçe vurdu. Zalimlerin, Mescid-i Aksâ’da direnen kardeşlerimize yönelttiği her kötülük mazlumların haklı ve iyilerden olduklarının sarsılmaz bir delildir.
Bize bu hadiselerden uzun yıllardır sadece derin bir utanç düşüyor. Bu zulmü durduracak güç ve imkâna ulaşmadığımız için bu dertle uykularımız bölünmelidir. Allah bizleri içinde bulunduğumuz bu zillet hâlinden, bu derin utançtan kurtarsın ve Ümmet-i İslam’ı tevhid şuuruyla bir ve bütün olarak zalimlerin karşısına dikilecek karara ve güce eriştirsin. Şu mübarek günlerde dualarımıza Kudüs’ü, Mescid-i Aksâ’yı, mazlum ve yiğit Filistinli kardeşlerimizi eklemeyi ihmal etmeyelim. Elbette zalime buğzetmeyi de…
Siyonist İsrail, Mescid-i Aksâ ve Müslüman Filistinli kardeşlerimizin aleyhine olacak bütün planlarını adım adım, göstere göstere uygulamaya koyuyor. Bu planlardan biri de; yakın geçmişte Halil İbrahim Camiinde yürürlüğe koydukları zaman ve mekân olarak Müslümanlarla Yahudiler arasında ikiye bölme uygulamasını Mescid-i Aksâ için de gerçekleştirme çalışmalarını yapıyorlar. Bütün saldırıları da, estirdikleri terör de buna yöneliktir.  
Ortadoğu coğrafyasında büyük bir kargaşa hüküm sürüyor. Müslümanlar birbirlerini öldürüp yine birbirlerini yurtlarından sürerken, Siyonist İsrail en rahat ve güvenli günlerini geçiriyor. Kur’an’da çevresi bereketli kılınan mescide işaretle Müslümanların kutsallarından sayılan Mescid-i Aksâ ve Kudüs, Yahudileştirilmeye ve Müslümanlardan arındırılmaya çalışılmaktadır. Ümmetin suskunluğundan ve ABD ile AB gibi odaklardan aldıkları cesaretle taktiklerini değiştirmeden işletiyorlar.
Müslümanlar her durumda ilkeli olmak, çelişik ve zaaflı tutumlardan kaçınmak zorundadırlar. Ve yine mücadele ufkunu geniş tutmak, olumsuz bir takım gelişmelerle, sıkıntılarla, zorluklarla karşılaştıklarında yeise düşmemek durumundadırlar. Eğer gerçekten de şu veya bu ülkenin, ordunun, süper devletin değil; Rabbu’l-Âlemîn’in Kâdir-i Mutlak olduğuna ve ondan başka da güç ve kudret sahibi bulunmadığına iman ediyorsak perspektifimiz, tutumumuz, kaygı ve özlemlerimiz bu inancımızı yansıtmalıdır.
Evet, bugün Kudüs ve Mescid-i Aksâ bir yönüyle İslâm Ümmeti’nin içinde bulunduğu âciz ve çaresiz durumun bir aynasıdır ama aynı zamanda bir diğer cihetten direnişin de sembolüdür. Ve tüm zorluklara, imkânsızlıklara ve ihanetlere rağmen sadece Rablerine güvenen ve ona tevekkül eden Mü’minlerin kararlılıklarının yansıdığı bir direniş odağıdır.
Siyonist-emperyalist saldırganlık karşısında teslim olmayan bir irâdenin göstergesidir. Bizler de bu irâdenin bir parçası olarak davranmaya ve Kudüs için ve tüm beldelerimiz için mücadele etmeye mecburuz! Bunun için perspektifimizi, söylemimizi ve saflarımızı netleştirmeliyiz.
Davâ, sadece Arapların ya da sadece Filistinlilerin davası değil, Kudüs’e ve Mescid-i Aksâ’ya sahip çıkma davasıdır ve bütün İslâm Ümmetinin omuzlarındadır. Kudüs ve Mescid-i Aksâ yüz yılı bulan bir zamandan beri siyonizmin işgali altındadır.
 
Kudüs meselesinde İsrail, sorunun temelini oluşturur. Kudüs ve Mescid-i Aksâ İslâm’ın kutsal mekânıdır ve bu durum her türlü tartışmanın üstündedir. Kudüs ve Mescid-i Aksâ'nın statüsü, dinî ve tarihî gerçeklerde olduğu gibi, uluslararası hukuk ve anlaşmalarda da Müslümanlara aittir. 
Unutmamak gerekir ki, ne Kudüs İsrail'in başkentidir ne de Mescid-i Aksâ bir yahudi tapınağıdır. Ve yine unutmamak gerekir ki, İslâm dünyası, kendi içinde etnik ve mezhep kavgaları ile enerjisini harcadığı sürece, İsrail, ABD ve şürekâsı tüm insanlığı karşılarına alma pahasına, bu tür faaliyetleri ve cinayetleri işleme cesareti bulacak demektir. 
 Vakit, Kudüs ve Mescid-i Aksâ'yı, ümmet bilincini merkezine alan her Müslüman’ın, ses çıkarma vaktidir. Arap, Kürt, Türk, Sünni- Şii gibi sahte çatışmalar yerine, gerçek hedeflere yoğunlaşma vaktidir, Kudüs'ü ve Mescid-i Aksâ’yı kuşanma vaktidir.
07.04.2023
Hazırlayan: Emrullah AYAN

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon