Perşembe, Eylül 19, 2024
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe: Ramazan, Kur’an ve Takva

Hutbe: Ramazan, Kur’an ve Takva

by İlkav Editor
4,8K 👁
A+A-
Reset

Hutbe: Ramazan, Kur’an ve Takva

“Ey iman edenler Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye size de farz kılındı.”  “Ramazan ayı içinde insanlara doğru yolu gösteren, doğru ile yanlışı birbirinden ayırıp açıklayan, bir rehber olmak üzere Kur’an’ın indiği aydır.”(Bakara/183 -185)

Kıymetli Kardeşler!

Bir Ramazan’a daha kavuşmanın mutluluğu, belki bir o kadar da hüznünü yaşamaktayız. Ama hamdolsun ki, Allah’ı büyükleme ve O’na kul olma gibi bir imkâna sahibiz. O’nun emriyle helal kıldıklarını dahi terk etmekte, O’nun istediği zamana kadar O’nu yüceltmenin bir tezahürü olarak imsaktan iftara kadar sadece O emrettiği için oruç tutmaktayız. Her itaat zaten O’nu tekbir etmenin bir karşılığı değil mi?

Ekitap için tıklayın

Evet, Müslümanlar!

Okuduğum ayette vurgulandığı üzere geçmiş toplumlara farz kılındığı gibi bizlere de farz kılınan bir ibadettir oruç. Ayette ifade edildiği üzere oruç ibadetinin temel amacı takvaya kavuşmaktır. Kurbanda vb birçok ibadette yapılan temel vurgu oruç ibadetinde de yapılmaktadır.

Kur’an’da çokça işaret edilen takva Türkçeye Allah korkusu olarak tercüme edilmektedir. Türkçede korkmak olumsuz bir vurgudur. Oysaki Allah sevilmeye, itaat edilmeye, derin saygı duyulmaya, sınırlarına riayet edilmeye layık olan yegâne güçtür. Takvayı Allah’a yaklaştıracak ibadetler, Allah’tan gereği gibi sakınmak, O’nun sevgisinden, rızasından mahrum kalmaktan dolayı duyulan sıkıntı, Allah’a sonsuz saygı ve bunun gereği kayıtsız şartsız itaattir diye tarif edebiliriz. Ancak kalbin şirkten arındırılması gerçekleştirilmeden yapılan ameller de boşa gider. Allaha yapılan her itaat takvayı artırır ve geliştirir. Takva tabii ki derinlikten yoksun, kuru, yavan, ritüel tarzı hareketlerden ibaret değildir. Takva ibadetin (Namaz, Oruç, Kuran okuma ) içeriğine nüfuz ederek bilinçli tefekkürü gerçekleştiren, Allah ile yakınlığı içeren,  Allah beni her an görüyor ve ben Allah’a yakınım şeklindeki bir anlayıştır. Yoksa takva zannedildiği gibi zahiri ve şekli bir takım görüntüler değildir. Zaten bize emredilen oruç dâhil ibadetlerin hasılası TAKVA’yı elde etmektir.

Oruç üzerinden takvayı değerlendirirsek; bütün organlarımıza oruç tutturabildiğimiz oranda yani gözümüzle haram olan şeylerden sakınıp, kulağımızla haram olan şeyleri dinlemeyip, hayra sevk edecek şeyleri dinleyerek, ellerimizle haram olan şeyleri değil helal olan şeyleri yaparak, ayaklarımızla, kalp ve zihnimizle duygularımızla yani her şeyimizle Allah’ı anarak, yaşayarak, O’nun farz ve haramlarını gözeterek sahurdan iftara iftardan sahura Ramazan’ı idrak etmekle ayette ifade edilen müjdeyi elde edebiliriz. Rasulullah’ın “Yalanı ve günahı terk etmeyenin aç ve susuz kalmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur” ifadesi gerçekte orucun nasıl tutulacağını ortaya koymaktadır.  Zaten Rabbimizin En’am 162. ayetinde belirttiği üzere “Deki namazım ibadetlerim hayatım ve ölümüm âlemlerin rabbi Allah içindir” diyerek bizim için Ramazan farklı olsa da Şevval’de de ve diğer aylarda da Allah için yaşanması gerektiğini hatırlatmıyor mu?

Evet, değerli kardeşler!

Ramazan ayına anlam ve önem kazandıran başka bir unsur da, Ramazan’ın Kur’an ayı olmasıdır. Kur’an’ın hayatımızdaki yeri bu ayda daha fazla öne çıkmalıdır. Çünkü Ramazan’ın kıymetini bizlere Kur’an’ımız haber vermektedir. Evet, Kur’an’a şöyle genel manada baktığımızda, tanımaya çalıştığımızda, Kur’an’ın okunup anlaşılmak ve yaşanmak için inzal olduğunu, anlaşılmasının kolaylaştırıldığını, her türlü şirk, küfür, nifak gibi kalbi hastalıklara şifa olduğunu görürüz. Ulûhiyetin yani ilahlığın, kanun koyma hakkının ancak Allah’a ait olduğunu, insanlar arasında hükmedilmek için gönderildiğini, ihtilafların çözüm kaynağı olduğunu, kimleri veli ve dost edinmenin yasaklandığını görür ve anlarız.

Hesaba çekileceğimiz, sorgulanacağımız yegâne kitap Kur’an’dır. Öyleyse okumaz, anlamak için gayret etmez isek içeriğinden nasıl haberdar oluruz ki? Hem çok açık ve net olarak  “Ve Kur’an okumam [emredildi]; artık kim doğru yolu bulursakendi yararına yolu bulmuş olur; kim de saparsa de ki: Ben ancak uyarıcılardanım.” (Neml: 92) “Kur’an’ı senin üzerine farz kılan elbette seni varılacak yere döndürecektir.”(Neml: 85) buyrukları bizleri titretmeli değil mi?

Öyleyse gelin bu ayda Kur’an seferberliği gerçekleştirelim. Kur’an okumasını bilmeyenlerimiz bu ayı fırsat bilip öğrenme gayreti göstersin. Kur’an’ı anlayarak okuma programları gerçekleştirelim. Namazları daha bir şuurlu ve anlayarak kılalım. Gece ibadetlerimizi artıralım. Fecrin huzurlu ortamını fırsat bilip günahlarımız için, ümmetin bu başıbozuk, dağınık hali için, küfrün fiili, kültürel işgal ve istilasından kurtulmak için gözyaşı dökelim, tefekkür edelim, çareler arayalım. İftarlarımızı sevdiklerimizle ve özellikle muhtaçlarla paylaşalım. İnfaklarımızla ümmetin yetim, öksüz ve mustazafları arasındaki kardeşlik köprülerini geliştirelim. Bugünlerin kıymetini idrak edip farkında olarak yaşayalım.Geçmiş yıllarımızın hesabını yapıp, yanlışlarımıza tevbe edelim. Önümüzdeki günlerimizi en güzel şekilde O’na kulluk sınırlarına riayetle yaşamanın yollarını arayalım. Ahiretimiz için takva azığı hazırlayalım. Unutmayalım ki, o gün kimsenin kimseye fayda sağlamayacağı, yardımlaşmanın olmayacağı, insanların birbirlerinden kaçacağı, mazeretlerin geçersiz olacağı ve herkesin tek başına hesap vereceği çok dehşetli bir gündür. Rabbimiz bizleri o günün endişe ve korkusundan emin eylesin, rahmetinin altında hesabını kolay verip cennet müjdesi alanlardan eylesin. AMİN

26.06.2015

Hayati İSAOĞLU

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon