Perşembe, Kasım 21, 2024
Ana sayfa YazarlarMehmet PAMAK Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü

Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü

by İlkav Editor
521 👁
A+A-
Reset

Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü

Bilindiği üzere cahiliye dönemimde “Türk-İslam sentezini esas alan milliyetçilik ideolojisi”nin önde gelen bir müntesibi idim. O süreçte Maliye Bakanlığında Gelirler Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaparken darbecilerin oluşturdukları Danışma Meclisinde Çanakkale Üyesi olarak yer almıştım.

Ancak daha meclisteyken, hazırlanmasına katkıda bulunduğum laik TC anayasasına bile red oyu kullanmıştım. Üstelik daha sonra da bu anayasaya oy verilmemesi için çaba göstermiştim. Bu cahiliye dönemimde bile bugünün Müslümanlarının çoğundan daha ilkeli davrandığım için olsa gerek samimi arayışım Rabbimin lutfuna Mazhar olup tevhidî imanla buluşmuş ve laik parlamentoda bulunmaktan da tevbe etmiştim.

Benim ancak orada bulunmaktan tevbe ederek müslim olduğum laik parlamentoya ve laik partilere bugünün tevhidi uyanış süreci bakiyesi Müslümanlarının çoğunluğu koşarak ve ibadet bilinciyle gidiyorlar. Benim 12 Eylül darbesini ve laik kemalist anayasasını reddedip Müslüman olmamı o gün alkışlayan tevhidî uyanış süreci bakiyesi grupların ve öncülerinin çoğunluğu, ibretlik bir tevafukla yine aynı güne denk gelen 12 Eylül 2010 tarihinde referanduma sunulan aynı laik kemalist anayasayı bir kaç değişiklikle sürdüren anayasanın yapımına iştirak edip tam sayfa gazete ilanları ve ortak açıklamalarla destek verdiler. Üstelik sadece kendileri “Evet” oyu vermekle de kalmadılar, sadece Kur’an’a çağırmaları gereken davetin muhataplarını da tüm Müslümanları da şirk anayasasına oy vermeye çağırdılar. Bu destekleriyle aynı zamanda yeni bir darbenin de mimarları oldular. Çünkü Fethullah çetesiyle birlikte yaptıkları bu yeni anayasa FETÖ’nün 15 Temmuz darbesine giden yolu açmış oldu.

Üstelik ben daha laik meclisteyken sorgulamaya başlayıp yaklaşık dört yıl sonra da kitap nedir iman nedir bilmeyen halimden kurtularak tevhidî imana ulaşırken, tevhidî uyanış süreci grupları ve öncüleri olarak bilinenler, benim tevbe ettiğim hâle ibadet bilinciyle koşup ikinci darbe anayasası olan laik kemalist 12 Eylül 2010 anayasasına oy verdikleri için hiç bir pişmanlık ve tevbe emaresi dahi ortaya koymadan 12 yıldır aynı batıl bataklıkta ve aynı savrulma çizgisinde, büyük yozlaşmalara yol açma bahasına ısrar ediyorlar.

Ben ise, Rabbimin hidayetiyle şereflendikten sonra, Almanya’da muhacir olarak bulunduğum 1999-2000 yıllarında geçmişimi ve o süreci değerlendiren, sorgulayan, tevbemi tekraren açıklayan ve henüz hepsi yayınlanmamış bulunan şiir formunda bir kitap hazırlamıştım.

İşte bu kitapta yer alan 12 Eylül dönemini ve içinde yer aldığım Danışma Meclisini anlattığım şiirimi yıldönümü vesilesiyle bir daha sizlerle paylaşmak istedim.

Umulur ki ikinci 12 Eylül anayasasını destekleyen ve 15 Temmuz darbe girişimine yol açan ve bu batıl bataklıkta 12 yıldır çırpındıkça batan kesimlerin de ibret alıp ıslah olmalarına vesile olur.

 

1981-1983 Darbe (Danışma) Meclisinde Durum

Darbe meclisinde, ulusçuluk yaptım, alkışlandım

İslam’dan her bahsettiğimde, yuh çekilip dışlandım

Ancak meclis dışında, özgür hissederdim kendimi

Kemalist meclis bir kâbustu, arttırırdı derdimi

İslam’ı terennüm ettikçe, bu yolda yalnız kaldım

İkbal makamında sıkıldım, baskılardan bunaldım

Darbeciye karşı, mecliste savundum tesettürü

Sıralara vurup “yuh” çekti, zalimlerden bir “sürü”

“Türkçüler” de horladı, tesettür konusunda beni

Rahatsız olup sorguladım, “Türk-İslam sentezi”ni

Sentezin ilk tarafı, memnun ediyordu her nefsi

İslam, bir slogan da olsa, rahatsız etti herkesi

Allah’ın ayetlerini okuyunca, laik mecliste

Kimse yanıma yanaşmıyordu, meclisteki kuliste

Bağnaz bir tepkiyle dışlandım, susturulmak istendim

İtirazım duyulmasın diye, boğulmak istendim

Hak, özgürlük taleplerim, faşistlere ters düşmüştü

Zalim “beyaz Türk”ler sürüsü, başıma üşüşmüştü

İnsan hak ve özgürlüğü, tehdit diye algılandı

Darbeci anayasa, bu önyargıyla kurgulandı

Hakk’a aykırı her şey, kolay kondu anayasaya

İslam’ı isteyince, hemen çağrıldım istifaya

Resmi ideoloji dayattı, despot anayasa

Farklılıkları yok etti, darbeci faşist yasa

Bu anayasaya “red” oyu verdim, aynı mecliste

Böyle oluştu, adımı yazdıkları “kara liste”

Hakk’ı kısmen haykırınca, sistemce karalandım

İstifa baskısıyla, generallerce sorgulandım

Evren, adeta çıldırmıştı, aykırı düştüm diye

Hemen sokulmak istendim, askere uygun çizgiye

İtiraz ettim, uymadım, dayatılan düşünceye

Büromun kapısı kırılıp, zarar verildi her şeye

Korkutmak istediler, hatta tehdit ettiler ölümle

Evimin kapısını zorlayıp, saldırdılar zulümle

Teslim olmadım korkuya, tavrımı sürdürdüm yine

Evren konuştu, “seçtiğimize pişman olduk” diye

Ondan sonra, sistem hedef yaptı, düşmanca davrandı

Hak, özgürlük yanlı çabam, hep dışlanarak kınandı

Birçok vetolar geldi, şu “kara liste”nin peşinden

Parti kurdum, aday oldum “veto” geldi Evren’den

Talep edince, hakkım olan bürokratik kadroyu

Bir de bu sebeple yedim, Kenan Evren’den vetoyu

Bakan Cantürk demişti, “yazık ettin istikbaline

Başörtüsünü savunmakla, zarar verdin kendine”

Cantürk devamla, “iflah olmaz askere ters düşen

Bu ülkede siyaset yapamaz, farklı yol seçen”

Sistem çok rahatsız olmuş, iyice dışlamıştı

Kemalizm’e uyumsuz olunca, linç uygulamıştı

Rabb’imizin Hidayetiyle Şereflenip Müslüman Oldum

Bunaldım bütün bu zilletten, şirkten, fesattan

Hak arayışım kaynaklandı, temiz fıtrattan

Sorguladım ahvalimi ve aradım hidayeti

Yaşadım, şirkten-tevhide manevi bir hicreti

Bu samimi yönelişle, ulaştım hidayete

Rabb’imizin de lütfuyla, ondan gelen rahmete

Kur’an’la teçhiz olarak, kaçındım tağuttan, şirkten

Resulullah’ı örnek alıp, arındım kirlilikten

Şirkten, münkerden kaçıp, Allah’a hicret ettim

Pisliklerden arındım, tevhidle şereflendim

“La ilahe illallah” deyip, Müslüman oldum

Tehlikeli sayıldım, düşman yerine kondum

Merhametle çağırınca, tüm insanları tevhide

Yargılandım hep DGM’de, maruz kaldım tehdide

Türkçülüğü terk edip Mü’min oldum, “dönek” dediler

Hemen vurdular, nasıl “dönek”lik bu, söyletmediler

Evet Rabb’imin lütfuyla döndüm, şirkten İslam’a

Bu “dönek”lik şeref getirdi, yönelince Kur’an’a

Yazardım, sağcı Tercüman’da ve ulusçu Hergün’de

Düşüncem zan alanında, İslami kimlik sürgünde

O zaman baş tacı etti sistem ve ulusçu kesim

Pek çok imkân tanındı, gür çıksın diye bâtıl sesim

İslamî kimlik döndüğünde, hayat dışı sürgünden

Tevhidi bakış oldu artık, yazılarımda gündem

Hakkı haykırınca medyada ve haftalık Selam’da

Artık DGM savcıları, takipçiydi arkamda

Siyasi mahkemelerde, yok edildi hürriyetim

Hedef alınıp yargılandı, İslami şahsiyetim

Partilerin Durumu ve Teklifleri

Uğraştılar, sistemin içine tekrar geri çekmeye

Bazı partiler başladı, yeni teklifler getirmeye

Defalarca teklifler geldi, Erbakan ve Kutan’dan

Tek delil gösteremediler, rehberimiz Kur’an’dan

Yolları gayri İslami’ydi, delili yoktu İslam’dan

O halde nasıl tabi olurum, ayrılıp da davamdan?

Dediler ki: “Seni parlamenter, ya da başkan yapalım”

“Yahut partimizin ön safında, iyi bir yer açalım””

İmanım izin verseydi, belki dönerdim geriye

Parlamenter, bakan olurdum, katılıp bir partiye

Belki bunları elde etmek, hoş gelirdi nefsime

Aldatıcı sebepler de bulurdum, her hal kendime

Ancak, akıdem izin vermez; laikçe hükmetmeye

Zillete, ilkesizliğe ve Kur’an’ı ketmetmeye

Razı olanlar bu sapmaya, makam ihtirasıyla

Dünyevileşip ilkesini yer, zan ve hevasıyla

“Laik, demokrat, Atatürkçüyüm” der, ikrah olmadan

“Bu sözü ikrah’sız söylemek””, çıkarırken imandan

“Hüküm ancak Allah’ın”, nihai olarak İslam’da

Laik yasa yapar, hevayla hükmedilen makamda

Allah’ın hükmünü reddeder, laik meclis, hükümet

Vahiyle gelen emirse; “Allah’ın hükmüyle hükmet”

Yaklaşmaz, şirkle hükmetmeye tevhidi iman

Bak,”Vahiyle hükmetmeyen”e, kâfir der Kur’an

Kim ki dini almaz ise, ancak Kur’an ile sünnetten

Kültür, zan ve hevayı din sayar, çıkamaz hiç zilletten

Bir yanda parlamenter makamı, zillet içinde

Diğer yandaysa, zindan ve hicret, izzet içinde

Şirki terkle, ”Allah taraftarı” olup, buldum izzeti

Şeref getirdi zindan ve hicret, terk edince zilleti

“Aptal” dedi bazısı, reddedince “ikbal” teklifini

Dediler; “tevhidi tercihle, kararttın istikbalini.”

Dediler ki: “Vekil, bakan olurdun, istikbalin parlaktı.”

Bu sözler, tevhidi yok edecek, bilinçsiz bir tuzaktı

Rabb’imin lütfuyla muhafaza oldum, korundum

Gayri İslami yolları reddederek, arındım

Arkadaşımdı, birçok yüksek bürokrat ve bakan

Tüm yollar açıktı, ikbale, zenginliğe çıkan

Rabb’in izniyle reddettim, çıkar eksenli hayatı

Tevhid yolunda riske attım, dünyadaki rahatı

Sarıldım, Kur’an ve sünnetten gelen yönteme

Allah için hep uzak durdum, bâtıl sisteme

Hak yolda direndim, reddederek geri dönmeyi

Hatırladıkça iğrendim, sistemdeki her şeyi

Bulaşmaktan kaçındım, aynı pisliğe ve şirke

Diğer insanları da çağırdım, tağutu terke

İman ettim tevhide, teslim oldum Allah’a

Bağlandım Kur’an’a ve örnek Rasûlüllah’a

Allah’a ve Rasulüne, lâyık olmak istedim

“Birinci öncelikli tehdit”, düşman ilan edildim

Rabbimiz korusun ve ayağımızı sabit kılsın

Tevhid yolunda şâkir, âbid ve vahye şâhid kılsın

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon