كتب اللهلأغلبنأنا ورسلي إن الله قوي عزيز
Muhterem Kardeşlerim
Azim olan Allah doğru söyler. O göklerin ve yerin sahibidir. O kulakları gözleri ve gönülleri yaratandır. O yaşatan ve öldürendir.
“Ey insanlar Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o Aldatıcı da Allah hakkında sizi kandırmasın. Çünkü şeytan sizin düşmanınızdır. Sizde onu düşman sayın. O kendi taraftarlarını ancak ateş ehli olmaya çağırır” (Fatır Suresi 5 – 6 )
Evet… Allah’ın vaadi gerçektir. Bu gerçek vaad unutuluyorsa anlaşılmıyorsa bunun iki sabebi vardır.
Birincisi: Aldatıcı dünya hayatı
İkincisi: Allah hakkında bizi kandırmaya çalışan Şeytan ve dostları.
Bir insan inandım diyor fakat mutlak galip gelecek olan Allah’ın ve Peygamberin yolunu takip etmiyorsa veya edemiyorsa, kendine başka başka yollar arıyorsa, bunun birinci sebebi aldatıcı dünya hayatıdır. Allah’ın üzerimize yüklediği sorumlulukları unutturan ve bizi sadece yaşamaya endeksleyen bize varolma sebebimizi unutturan dünya hayatı. Ümmetin aslında çok olduğu ama suyun üzerinde giden samançöpü gibi, dünyanın gidişatında mümince bir yönelişe hiçbir katkısının olmadığı dönemde yaşanılan hastalığın temel sebebi DÜNYA SEVGİSİ VE ÖLÜM KORKUSU.
İkinci sebep, Allah’ın “o sizin düşmanınızdır sizde onu düşman sayın” dediği Şeytan ve dostları, Allah’a karşı kibirlenen ebedi düşmanımız ve onun müstekbir yandaşları. Onlarla aynı tarafta olmaya gelmez. Çünkü onlar kendi taraftarlarını ancak ve ancak ateşe çağırırlar. Rabbimiz bizi uyarıyor. Onlarla iş tutmamamızı, stratejik ortaklıklar kurmamamızı, dost olmamamızı, dost görünmememizi hatta düşman olmamızı ve düşmanlığımızı açıkça ortaya koyup saf tutmamızı belirtiyor. Onlar görünüşte sevgiye hoşgörüye, barışa, kardeşliğe, adalete özgürlüğe çağırıyor olabilirler. Fakat onlar gerçekte her zaman Ateşe çağıranlardır. Onlarla dost olmaya gelmez muhakkak ki onlar düşmandır ve onların müminlere düşman oldukları da bizzat müminler tarafından açıkça ortaya konulmalıdır. Sen onları düşman edinmezsen onlar sana şeytanın dostları tarafından işgal edilmiş bölgelerdeki direnişçi kardeşlerini terörist gösterir ve düşman ilan ettirirler. Onların lügatında Filistin’de, Irak’ta Afganistan’da Pakistan’da Çeçenistan’da direnen Müslümanlar teröristtir. Onların lügatinde emperyalizme direnen devletler tehlikelidir. Onların safında saf tutmak en büyük saflıktır. Onlarla ortak noktada birleşemeyiz. Eğer onlarla beraber Allah’ın razı olmayacağı kendi hevamıza göre belirlediğimiz, daha güzel ortamlarda, daha iyi yasalarda anayasalarda birleşmeye beraberce yaşamaya evet demeye razı olacaksak, kısacası daha demokratik bir Türkiye’den razı olacak ve şeytanın dostlarıyla kendi kafamızdan uydurduğumuz bir adalet vasatında bulunmaya talipsek ve Allah’tan korktuğumuz iddaasınada sahipsek dikkat etmeliyiz. Ya Allah’ın dinini Allah’ın istediği şekilde yaşayalım Allah’ın dost dediğini ebedi dost, düşman dediğini ebedi düşman kabul edip bu ölçülere göre yaşayalım, yoksa Müslümanlık adına Allah düşmanlarıyla iyi geçinmek için kendi kafamızdan ortak paydalar aramayalım.
Unutmayalım ki Rabbimiz ve onun pak dini bize muhtaç değildir biz her saniyemizde ona muhtacız. Rabbimiz Fatır suresi 15. ayette buyuruyor
“Ey insanlar Allaha muhtaç olan sizsiniz”
Hakikat budur. Müslüman için tek bir çözüm vardır. Ara çözüm yoktur. Tek bir hakikate tabii olur Müslüman ve daima her yerde her zaman özgürde olsa köle de olsa zenginde olsa fakirde olsa yalnız o sözü dillendirir. Bu sebepten beklide “At gözlüğü takmakla” belki “tevhide takılı kalmakla” suçlanıp alay edileceğiz. Ama rabbimiz buyuruyor:
“Andolsun ki senden önceki peygamberlerlerle de alay edildi. Ama onları alaya alanları alay konusu ettikleri şey kuşatıverdi”
Kardeşlerim
Peki Allah’ın ve Peygamberlerin galip gelecekleri davanın adı nedir?
Peygamberlerin galip gelecekleri dava toplumlarını çağırdıkları davadır. Kim neye çağırıyorsa onun davetçisidir. Onlar toplumlarına “Allaha kulluk edin sizin ondan başka tanrınız yoktur.” demişlerdir. Onlar sahte güç sahiplerine değil, yalnız Allah’a boyun eğilmesini itaat edilmesini emretmişlerdir. Onlar insanlığa “Yalnız Allahtan sakının” demişlerdir. Allah adına ikaz etmişlerdir. Sırtlarını silahlarına bombalarına tanklarına veya Aihm kararlarına, AB kriterlerine, ABD’nin bölgesel çıkarlarına uygun projelere değil yalnız ve yalnız Âlemlerin rabbine dayamışlardır.Onlar toplumu bozan tuğyanın öncülerine şeytanın temsilcilerine dimdik karşı durmuşlar ve onlara “bizimle sizin aranızda ebedi bir düşmanlık vardır” demişlerdir. Bundan dolayı onlarla alay edilmiş “senin gücün kuvvetin ne ki karşı çıkıyor direniyorsun. Bizim silahlarımız toplarımız tüfeklerimiz tanklarımız gerektiğinde bir şehri topyekün yok edecek nükleer bombalarımız var. Senin neyin var, kimin varda bizim küresel hâkimiyetimize gölde düşürmeye çalışıyorsun ve bizi yargılıyorsun demişlerdir.
Bizimde “gökleri ve yeri bir kağıt parçası gibi dürüp yok edecek rabbimiz vardır.”O çok kuvvetlidir ve mutlak güç sahibidir.
Rabbim bizlere mutlak galip gelecek olanların bilincini ve mücadelesini nasip etsin
Rabbim Hakka hak ölçüleriyle tabii olanlardan kılsın Amin.
…ve biz hedefimizi asla saptırmaksızın O'nun ve resullerinin dosdoğru yolunu eğip bükmeden takip ettiğimiz müddetçe, mutlaka galip geleceğiz.
Allah, “Şüphesiz ben ve peygamberlerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. (Mücadele 21)
