قُل لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ سَتُغْلَبُونَ وَتُحْشَرُونَ إِلَى جَهَنَّمَ وَبِئْسَ الْمِهَادُ
“ O inkarcı kafirlere de ki: siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehennemedoldurulacaksınız. Orası ne fena bir yataktır.” ( Al-i İmran: 12 )
Mübarek Ramazan ayı içindeyiz. Rabbimizin, Kur’an’la değer kazanarak mübarekleşen bu ayı bütün ümmetin dirilişine vesile kılmasını temenni ve niyaz ediyorum.Her gün ve her ayda olduğu gibi bu Ramazan ayında da aynı iç burukluğunu yaşıyoruz. İslam coğrafyası doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine İslam düşmanlarının saldırı ve sömürüsüne muhatap durumda. Her tarafta kan ve gözyaşı var. Müslüman halklar, işgaller, işkenceler, tecavüzler, katliamlar ve soykırımlarla yok edilmeye, kimliklerinden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. İçinde bulunduğumuz bu Ramazan ayında da Mısır’da, Suriye’de, Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da, Myanmar’da ve daha birçok İslam coğrafyasında, Batı medeniyetinin (!) vahşeti ya bizzat kendilerince, ya da en son Mısır’da ve Suriye’de olduğu gibi işbirlikçi despot yönetimlerince bütün azgınlığı ile devam ettiriliyor. İsrail’in katil, terörist sivil ve asker çeteleri, Filistinli çocukları, dövüyor, işkence ediyor ve hızını alamayıp diri diri yakarak öldürüyor.
İsrail’in 5 gündür şiddetini artırarak başlattığı son saldırılarının perde önündeki sebebini şöyle özetleyebiliriz; 12 Haziran’dan beri kayıp olan ve kimler tarafından öldürüldüğü bilinmeyen İsrailli üç gencin cesedinin 16 Haziran Pazartesi günü Batı Şeria’da bulunması.
İki gün sonra, bu sefer Kudüs’ün kuzeyindeki Şuafat beldesinde 17 yaşındaki Muhammed Hüseyin Ebu Hudayr isimli Filistinli bir genç kaçırılmıştı. Kaçırılan bu gencin yakılmış cesedi birkaç saat sonra bir ormanda bulunmuştu. Filistinliler cinayetten aşırı sağcı Yahudileri sorumlu tutmuştu. O günlerden bugüne yine İsrail Siyonist devleti değişik zamanlarda düzenlemiş olduğu saldırılarla Müslüman Filistinli katliamına başlamış bulunuyor.
Katil İsrail ordusunun “Sert Kaya” operasyonu adıyla geçtiğimiz Salı günü erken saatlerde başlattığı yoğun hava saldırılarında şu ana kadar 81 Filistinli şehid oldu. 500’den fazla Filistinli ise yaralandı ve Gazze Şeridi’nde birçok ev atılan füzelerle yıkıldı. Katil Siyonistler saldırmaya ve Müslüman öldürmeye devam ediyor.
Kardeşlerim, Müslümanlar ne zaman ki onlara hidayet kaynağı olan, dünya hayatındaki yürüyüşlerinde yol ışığı olan Kur’an’ı terk ettiler işte o zaman rehberleri olan peygamberlerinin izini, yöntemini kaybettiler, benliklerini ve kimliklerini yitirdiler ardından da şeytan ve dostlarının oyuncağı haline gelerek onların hile ve tuzaklarına teşne haline geldiler. Müslümanlar içinde bulundukları bu edilgen durumdan kurtulmak için de asıl yapmaları gereken; Kur’an’a sarılarak nebevi yöntemle bu hile, desise ve oyunlardan, tuzaklardan kurtulmaktır.
Filistin meselesi bütün Müslümanların meselesi olmasına rağmen, ABD, İngiltere ve onlar gibi emperyalist Batı devletleri tarafından işgal edilen ve sömürülen İslam topraklarında kurdurulan kukla, ırkçı Arap idareleri tarafından da ne yazık ki çözüm getirici bir şekilde ele alınmamıştır. Özellikle, Osmanlı’nın da tarih sahnesinden çekilmesinden sonra, Filistin meselesi ve orada yaşayan Müslüman Arapların Siyonist İsrail tarafından gaspedilen hakları ve topraklarıyla ilgili hususlarda BM Güvenlik Konseyi daima İsrail’in yanında yer almış ve İslam topraklarında Müslümanların sırtına bir hançer gibi saplanan İsrail’in işlediği cinayetleri bir kez dahi olsa cezalandıracak ve ciddi şekilde kınayacak hiçbir tavır sergilememiştir.
Müslümanlar olarak, kardeşlerimize ve Kudüs’e karşı girişilen bu zalimce yıkım ve saldırıların durdurulması, Müslüman Filistinli kardeşlerimizin yaralarının sarılması ve topyekun yeni bir soykırım ve sürgüne maruz kalmamaları ve Gazze’nin İsrail haritasına dahil edilmemesi için mücadele etmeye, Mescid-i Aksa’yı ve Filistin’i unutmamaya, unutturmamaya davet ediyoruz. Ve yine, bilinçli bir duruşla imani, insani ve tarihi görevlerimizi hatırlamak zamanı olduğuna olan inancımızdan yola çıkarak bütün Müslümanları ve bütün vicdan sahibi kesimleri Filistin’de İsrail’in, Suriye’de Esed’in, Mısır’da darbecilerin, Afganistan’da ABD’nin, Çeçenistan’da Rusya’nın, Arakan’da Budistlerin, Doğu Türkistan’da da Çin’in işlediği cinayetlere ve zulümlere ve gittikçe gözlerimiz önünde işgal edilmeye devam edilen İslam aleminin her gün daha vahim ve karanlık bir geleceğe doğru sürüklendiğini görmeye davet ediyoruz.
Müslümanlar olarak, daha fazla geç kalmadan, üzerimizdeki uyuşukluğu, pasifliği ve edilgenliği atarak, hiç değilse bu içinde bulunduğumuz Ramazan’dan itibaren, hep birlikte ilk Kur’an neslindeki doğru Kur’an, Ramazan, ibadet ve oruç algısını yakalamaya çalışalım. Allah’ı razı edecek söz, fiil ve Salih amellerle dolu bir hayatı, ahiret merkezli bir hayat tasavvuru içinde kurup yaşamaya gayret edelim. Dünyevileşmeye kapılarımızı kapatıp, Kur’an ayı Ramazan’dan başlayarak, bütün hayat alanlarımızı vahyin şahidi haline dönüştürerek, hayatımızı ibadet kılmaya yönelelim.
11.07.2014
Hazırlayan: Emrullah AYAN