Perşembe, Kasım 21, 2024
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe: Sizin Ümmetiniz İslâm’dır

Hutbe: Sizin Ümmetiniz İslâm’dır

by İlkav Editor
2,2K 👁
A+A-
Reset

Hutbe: Sizin Ümmetiniz İslâm’dır .

 “ Gerçek şu ki, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin (ortaksız) Rabbinizim, öyleyse bana ibadet ediniz.” ( Enbiya: 92)

 Eğer akîde toplumsal hayatın temel dayanağı olmazsa; insanların çeşitli cahiliye düşüncelerinden ve toplumlarından kurtulmalarına imkan yoktur. Bu kurtuluş sadece Allah’a itaat etmek akîdesinin esas alınmasıyla mümkündür. Yani, insanların gerek dünya görüşü ve gerekse toplumsal hayatlarında, akîdevî bağın temel olmasıyla mümkündür.

Kutsallığın kaynağının bir tek olması ve bunun sadece biricik “Mukaddese” ait kılınması zorunludur. “Mukaddeslerin” artmaması zorunludur. Bayrağın da bir tek olması ve bunun artmaması da zorunludur. İnsanların kendisine yöneldiği kıblenin de bir tek olması, kıble ve bakış açılarının artmaması da zorunludur.

Ekitap için tıklayın

Şurası kesindir ki, putperestlik bir tek biçimden; yani sadece taş ve efsanevî ilahlar biçiminden ibaret değildir. Çünkü putperestliğin çeşitli biçimlerde ortaya çıkması mümkündür. Nitekim putların da değişik biçimlerde yontulması, mitolojik ilahların da değişik biçimlerde tasvîri mümkündür. Yani bu düzmece ilahların bir daha ama değişik biçimlerde; isim ve merasimleri ne olursa olsun, Allah dışı bir takım mabut ve mukaddesat biçimlerinde ortaya çıkması mümkündür.

 Taştan putları ve mitolojik tanrıları ortadan kaldıran İslâm’ın, insanların uğrunda savaş verdikleri ırkçılık, milliyetçilik, vatancılık veya başka isimler taşıyan, sosyalizm, faşizm, demokrasi ve laiklik gibi putları kabul etmesi düşünülemez. Çünkü İslâm, insanları sadece Allah’a davet eder. Bir yaratılmışın itaatine değil, sadece Allah’a itaate çağırır. İşte bundan dolayı İslâm, bütün insanları beşer tarihi boyunca iki ümmete ayırmaktadır. Biri, peygamberlerin tabiileri olan Müslümanların ümmeti, diğeri de tağutperest ve putperestlerden meydana gelen gayr-i müslimlerin ümmetidir.

 Rasûlullah (S) ırkçılıkla ilgili olarak bakın ne diyor?

 “Irkçılığa çağıran bizden değildir, ırkçılık için savaşan bizden değildir, ırkçılık üzere, ırkçılık uğruna ölen bizden değildir.” (Müslim, İmâre, 53)

Yüce Allah, belirli zaman aralıklarıyla her kavme peygamber göndermiştir. Gönderilen son peygamber Muhammed (S) ise bütün insanların peygamberidir. Putlar, değişik tip ve şekillerde olabilir. Bu, tarih boyunca böyle olmuştur. Yüce Allah, Müslümanları kendilerini tarih boyunca bir araya getiren ümmet olarak tanıtmak isterken, onları peygamberlerin tabiileri olarak tanıtmıştır. Tabi her biri kendi zamanına göre…

Bu ümmetin kuşaklarını anlattıktan sonra diyor ki:

“Gerçek şu ki, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin (ortaksız) Rabbinizim, öyleyse bana ibadet edin.“ ( Enbiya: 92 )

 Yüce Allah, böyle buyuruyor. Yoksa Arap olana; “ Sizin ümmetiniz, cahiliyesi ve İslâm’ıyla Arap ümmetidir” demiyor. Yahudiye; “Sizin ümmetiniz, cahiliyesi ve İslâm’ıyla İsrailoğulları veya İbranîlerdir” demiyor. Selmân-ı Farisî’ye; “Senin ümmetin Fars ulusudur”, Süheyb-i Rûmî’ye “Senin ümmetin Bizans ulusudur”, Bilal-i Habeşî’ye; “Senin ümmetin Habeş ulusudur” demiyor. Pekiyi ne diyor?

Diyor ki, Arap, Fars, Habeş ve Bizans asıllı tüm Müslümanlara:

“Sizin ümmetiniz İslâm’dır. Musa ve Harun’un, İbrahim ve Lût’un, Nuh, Davud ve Süleyman’ın, Eyyub’un, İsmail’in, İdris, Zülkifl ve Yunus’un, Zekeriyya, Yahya ve Meryem oğlu İsa’nın zamanlarında gerçekten teslim olmuş Müslümanların dinidir.” Yani tıpkı Enbiyâ suresinin 48-91. âyetlerinde anlatılanlardır.

 İşte Yüce Allah’ın tarif ettiği “Müslüman ümmet” budur. Bundan sonra kim Allah’ın gösterdiği yoldan başkasına dönmek isterse dönebilir; ama “Müslümanlardan olmadığını “ da söylesin. Biz, Allah’a teslim olmuş kimselere gelince: Allah’ın tanıttığı İslâm ümmetinden başka hiçbir ümmet tanımayız. Allah, elbette ki hakkı söyler ve O en iyi hükmedendir.

İşte böyle… İslam düşüncesi, itikad ve amele dayanmayan bütün ilişki ve bağları koparıp atmaktadır. İtikad ve amele dayanmayan yakınlık ve akrabalıkları bağlayıcı ilke olarak görmemektedir. Akîde ve amelin sarsılmaz kulpuna bağlı olmayan bütün bağları ve bütün değer yargılarını koparıp atmaktadır.

 22.11.2019
Hazırlayan: Emrullah AYAN

 

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon