Hutbe: İsmail Heniye’nin şehadeti

Hutbe: İsmail Heniye’nin şehadeti
 “Onlar; başlarına bir musibet gelince, biz Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na dönücüleriz’ derler.” (Bakara:156)                    
“Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehid olmuştur). Bir kısmı da (şehid olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” (Ahzab: 23)
Kıymetli mü’minler, bugün Hicri Muharrem ayının 26’sı 1446/Cuma.
Rabbimiz bizleri Kendisine verdiği sözü yerine getirmede bu hal üzere hayatının sonuna kadar direnen bahtiyarlardan eylesin. Muharrem ayı şehidlerimize katılan İsmail Heniye’nin de diğer şehidlerimizin de makamlarını âli eylesin. Gazze’deki direniş 9 ayı doldurmak üzere. Resmi rakamlara göre bile 40-50 bin can orada siyonist caniler ve onların yandaşlarının desteği ile hunharca ve kalleşçe katledildiler. Hastaneler, okullar, ibadethaneler dahil binaların nerede ise % 80’i hiç kullanılamaz hâle geldi. Buna rağmen Gazze’nin yiğit insanları, çocukları, kadınları bir an bile oradan göç etmeyi, bir başka ülkeye sığınmayı düşünmediler. Ya şehadet ya zafer umutları ile hayatlarını -buna hayat denirse- devam etmeye çalışıyorlar. İşte tam da bu noktada, bu nasıl metânet, nasıl sabır ve nasıl bir anlayıştır ki onlara bu mücadele azmini vermektedir. Bu hâli seküler kafa bir türlü anlayamıyor. Ama bunu onlara İslâm kazandırıyor, ah bir anlayabilseler!
Çocuklar o doğdukları, büyüdükleri evlerinin yıkıntıları arasında bulabildikleri şeylerle oyunlar oynamaya, vakit geçirmeye çalışıyorlar. Batılı akranları ise parklarda, sahillerde en güzel oyuncaklarla vakit geçiriyorlar. Çağdaş, modern insanlığın üçüncü dünya ve Müslüman ülkelerine layık gördüğü hal maalesef bu… Ama onlar mutlular ve gelecekten umutlular ve zafer de yakındır. Yine bölgenin insanları evlerinin yıkıntılarından çıkardıkları kullanılabilir eşyaları ile yaşamaya, nöbete devam ediyorlar. Hiç de bizler kadar şikâyet etmiyorlar. Yıkık da olsa, hâlen bombalansa da evlerinden sokaklarından ayrılmıyorlar.Kassam da siyonist canilerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Siyonist çeteler, hiç beklemedikleri tünellerden yapılan operasyonlarla cehenneme yolcu oluyorlar. 10 aydır devam eden kara, hava ve deniz bombardımanına ve bunca yıkıma rağmen hâlâ karşı operasyonlar düzenleyip günlük yaşamlarını sürdürüyorlar. Mucize görmek isteyenlere işte en güzel mucize…
Hamas mücahidleri hem vatanlarını savunmanın hazzını hem de siyonist barbarları leş haline getirmenin zevkini yaşıyorlar. İnanın onlar bizlerden daha mutlular. Yeis ve umutsuzluk yok. İşte bu imanın verdiği lezzet olsa gerek.Hutbemin başında okuduğum âyeti hem İsmail Heniye hem de Hamas’lı mücahidler sindire sindire yaşıyorlar.
İsmail Heniye hayatı İslâm davası uğruna geçmiş, kendini bu davaya adamış bir İslâm neferi idi. Daha birkaç hafta öncesinde yine alçak bir operasyon sonucu torunlarını ve çocuklarını şehid vermişti. Şehid Ahmet Yasin’in yetiştirdiği müstesna insanlardan birisi idi. Hayatı hapis, işkence, mücadele ve hicretlerle geçmişti. Ve sonunda da nasıl yaşanırsa öyle ölünür ilkesi istikametinde canice bir saldırı sonucu şehid düştü.
O zaten yaşarken hakka, hakikate, adalete, istikamete ve direnişe şahidlik ederek yaşamıştı. Yani yaşarken şahid ve şehiddi. 31 Temmuz 2024 itibarı ile iman ettiği dava uğrunda kalleşçe bir saldırıda şehid oldu. Rabbimiz bizleri de şahidliğini yaşayıp yerine getiren ve bu uğurda canını veren yiğitlerden eylesin.
Bu İsmail Heniye için zaten beklediği ve umduğu bir durum idi. Ancak bu teröristliği yapan siyonist çeteler ve gizli açık destekçileri yaptıkları zulümlerin hesabını verecekler ve akıttıkları kanda boğulacaklardır. Artık evlerinde, yaşadıkları bölgelerde, hiç rahat uyuyamayacaklar, ölümü hep enselerinde hissedeceklerdir.
Bu yapılan saldırıyı birkaç ülke dışında kınayıp tel’în eden olmadı. Bu alçaklığa duyarsız kalmak olayı sıradan görmek insan onuruna hele Müslüman onuruna hiç yakışacak bir durum değildir. Sözde İslam(!) dünyasından hiçbir ciddi tepki de gösterilmedi. Hele satılmış olduğu bir kere daha ispatlanan Mahmut Abbas vb. gerçek yüzlerini bu olayla bir kez daha ortaya koymuş oldular.
Değerli kardeşlerim, bugünlerde gerek bu olayla ilgili olarak, gerekse Aksâ Tufanı sonrası siyonist katillerin yaptığı soykırımdan hareketle İsrail’i şiddetle eleştiren en ağır sözleri söyleyenlerin 7 Ekim öncesi sarf ettikleri sözleri hatırlarsak bu çelişkili sözler bizlere fazla güven vermemekte. Dün sayın Herzok, sayın Netanyahu deyip onlara dostluk gösterisinde bulunup bugün bebek katili, cani, terörist demek çok inandırıcı gelmiyor. İncirlik üssü faaliyetine devam ederken, Kürecik savunma kalkanı İsrail’in güvenliğini korumak için etkin bir şekilde çalışırken en sert bildiriler yayınlansa da söylenilenler hava da kalacaktır.
Gerek 7 Ekim’den bu yana gerekse İsmail Heniye’nin şehid edilmesini kınamak için bir araya gelen kimi sözde Müslüman kesimlerin halen batılı kirli düşüncelerden medet bekleyen, demokratik kirliliklerle İsmail Heniye’ye sahip çıkmak, olayı kınamak, siyonistleri lanetlemek pek tutarlı olmamaktadır. Hamas’a ve Heniye’ye sahip çıkmak onlarla kendimizi kıyaslamayı gerektirir. Batılı değer yargılarından arınmadan, tevhîdî akîdeyi içselleştirmeden ne İslâm gereği gibi algılanır ne de Hamas’a sahip çıkmak için yapılan eylem ve destekler bir anlam ifade eder. Milyonlar destek verip sokağa dökülse kafa ve kalplerdeki kirler Kur’an süzgeci ile arındırılmadıkça hedefe ulaşılamayacaktır.
02.08.2024
Hazırlayan: Hayati İSAOĞLU