Perşembe, Kasım 21, 2024
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe: Bir Kavim Kendini Değiştirmedikçe Allah da Onları Değiştirmez

Hutbe: Bir Kavim Kendini Değiştirmedikçe Allah da Onları Değiştirmez

by İlkav Editor
733 👁
A+A-
Reset

Hutbe: Bir Kavim Kendini Değiştirmedikçe Allah da Onları Değiştirmezاِ
“… Bir kavim kendini değiştirip bozmadıkça Allah onların durumunu değiştirmez Allah bir kavmin fenalığını dileyince artık onun önüne geçilmez. Onlar için Allah’tan başka hâmi de bulunmaz.” (Ra’d: 11)
Kardeşlerim, bugün Hicrî Recep ayının 12’si 1444/Cuma
 
Bu âyetinde Rabbimiz, bize değişimin; bireysel ve toplumsal değişimin yasasını anlatıyor. İnsanlar ve toplumlar kendi kendilerini değiştirmedikçe, kendi içlerinde olanı değiştirip kendi kendilerini iyiliğe doğru götürmedikleri sürece Allah onları değiştirecek değildir. Öyleyse eğer Rabbimizin bizi değiştirmesini, bizi iyiye, doğruya, Hakka yönlendirmesini istiyorsak, biz önce kendimizi değiştirmek, kendimiz iyiye, doğruya, Hakka, hidâyete yönelmek zorundayız. Kendimizi ıslah etmek zorundayız.
Allah Teâlâ, insanlara verdiği nimeti ya da azabı, üstünlüğü ya da alçaklığı, izzetliliği ya da ezilmişliği, onlar, düşüncelerini davranışlarını ve pratik hayatlarını değiştirmedikçe değiştirmez. Yüce Allah onların şahısları ve davranışları açısından meydana getirdikleri değişiklikler doğrultusunda onların durumlarını değiştirir. Gerçi, yüce Allah daha olmadan ne olacağını bilir. Ne var ki, onlara ilişkin hüküm, onların davranışlarına göre olacaktır ve bu hüküm yaşanan değişiklikle aynı zamanda gerçekleşecektir.
Kuşkusuz bu, insana ağır bir sorumluluk yükleyen bir gerçektir. Yüce Allah'ın iradesi ve buna ilişkin yasası, insanlar hakkındaki iradesinin yine bu insanların davranışları yönünde gerçekleşmesi şeklindedir. Bu konudaki yasasını, onların bu yasaya karşı takındıkları tavır uyarınca yürürlüğe koyması yönündedir iradesi…
Evet, Allah’ın bizim durumlarımızı değiştirmesini mi istiyoruz? İnsanların durumlarını, çevremizdekilerin, çocuklarımızın, hanımlarımızın, arkadaşlarımızın, dostlarımızın, toplumumuzun mevcut hayatlarını beğenmedik de Allah’ın değiştirmesini mi istiyoruz? Veya bu insanların bu toplumun hayatlarını bir kademe ileriye götürmek, bir kademe daha güzelleştirmek, Müslümanlaştırmak mı istiyoruz? Kur’an ve sünnete uygun bir bireysel ve toplumsal yapıya kavuşmak mı istiyoruz? Önce kendimizin ve toplumun hayatını değiştirmeye, Allah’ın istediği bir hayata yönelmeye mecburuz. Müslümanlığımızı güzelleştirme yoluna girmeye mecburuz.
Biz böyle bir adım atarsak, biz kendimizi değiştirmeye karar verirsek Allah da bizi değiştirecektir. Bir kimse kendisini değiştirmeyi istemedikçe Allah onu değiştirmiyor. Bir toplum kendisini değiştirme yoluna girmedikçe Allah o toplumu değiştirmiyor. Bu Allah’ın değişmez bir yasasıdır. Yattığımız yerden şikâyetlenerek Allah’ın bizi ve toplumumuzu değiştirmesini beklememeliyiz. Bu sünnetullaha terstir.
Mala bakışı bozuk olan, dünyayla ilişkisini Allah’ın istediği biçimde ayarlayamayan, bireysel, toplumsal, ekonomik, hukûkî ve siyasî hayatını Allah’ın istediği biçimde dengede tutamayan, evinde karısını ve çocuklarını Allah’ın istediği biçimde eğitemeyen, evinde Allah’ın, Peygamberin, kitabın, sünnetin isminin dahi geçmediği, Allah’ın kitabından ve Resûlünün sünnetinden habersiz bir hayat yaşayan bir ferdi, bir aileyi, bir toplumu Allah asla değiştirmez.
İnsanlar alıştıkları İslâm dışı yerleşik hayatlarından rahatsız olup mevcut hayatlarından farklı Allah ve Resûlünün istediği bir hayat programına geçmeye karar verip bu yola girmedikçe Allah onları asla değiştirmez. Biz önce kendimiz değişikliğe talip olacağız, Allah da bizi değiştirecektir. Biz önce Allah’ın kitabıyla Resûlünün sünnetiyle tanışacak, tüm hayatımızı onlarla yargılayarak Allah’ın istediği bir hayata gireceğiz ki Allah da bizi düzeltsin. İşte İslâmî değişimin yasası budur.
Küfrün ve şirkin de değişim anlayışları vardır. Bakın insanlara, hep değişim istiyorlar, değişmeden yanalar değil mi? Yeterli bulmuyorlar, tatmin olmuyorlar hep değişmeden ve değiştirmeden yanalar da onun için moda denen şeyi icad ediyorlar. Arabasını değiştiriyor, modelini değiştiriyor adam, evini değiştiriyor, evindeki eşyasını değiştiriyor, değiştiriyorlar. Bu da küfrün değişim modelidir.
Allah bir toplumun fenalığını dileyince, bir topluma kötülük ulaştırmayı murad edince artık onun önüne geçilmez. Hiç kimse bunu engelleyemez. O’nun takdirinin önüne hiç kimse geçemez. O’nun isyankârlara yazdığı azabı hiç kimse engelleyemez.
Dünyada insanlara sınırlı bir özgürlük verir, ne yaparsanız yapın imtihan gereği size dokunmuyorum der, ama bir kere de onlara bir kötülük dokundurmayı diledi mi artık onun önüne kimse geçemez. Onlar için Allah’tan başka hâmî de bulunmaz.
Bu konuya değinen âyet gayet açıktır ve yoruma ihtiyaç bırakmamaktadır. Bu âyet insana yüklediği sorumluluğun yanında insana verilen değeri de göstermektedir. Yüce Allah iradesini yürürlüğe koymayı insanın davranışlarına bağlamakla ona büyük bir değer vermiştir.
İlke bu şekilde belirlendikten sonra âyetlerin akışı, yüce Allah'ın bir toplumun durumunu kötülüğe doğru değiştirmesini gözler önüne sermektedir. Çünkü onlar âyetten anlaşıldığına göre, durumlarını kötülüğe doğru değiştirmiş, Allah da onlara kötülüğü dilemiştir.
03.02.2023
Hazırlayan: Emrullah AYAN

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon