Resmi ideoloji kıskacında “öğütüm” mekanizması, yeni dönem için yine işlemeye başladı. Laik demokratik cahiliye kültürü ve seküler paradigmanın ürettiği şirk dini, tevhid dinine karşı savaşmaya ve zihinleri işgal edip, ruhları kirletmeye, fıtratları bozup insanı kendine ve Rabbine yabancılaştırma işlevi görmeye devam ediyor.
Görece de olsa adalet ve özgürlük vaat ederek iktidar olanlar, yaklaşık on yıldır bu zulmü kaldıracak tek bir adım atmadılar. 28 Şubatla zirveye çıkan ideolojik zulüm, mağdurlarının eliyle hükmünü sürdürdü. Ta ki, Ortadoğu’ya laiklik ihraç etmeye teşebbüs ettiklerinde, bu büyük zulmü kamufle etmek ve Müslümanların muhtemel büyük tepkilerini azaltarak iknada etkili olmak için olsa gerek, ancak kısmi bir değişiklik gerçekleştirdiler. Bu bağlamda, tam okullar açılırken, eğitimin amacı maddesindeki ideolojik vurgularda kimi azaltmalar, Ortadoğu’nun Müslüman halklarına “laiklik dini”nin önerilmesini sevimli kılma karşılığı olsa gerek, aceleyle yürürlüğe konsa da, çocuklarımız hâlâ resmi ideoloji olan Kemalizm dininin kışlaları ya da laik, seküler şirk dininin tapınakları hüviyetindeki okullarda kuşatılmaya ve her sabah Kemalizm dininin amentüsü mahiyetindeki andı tekrarlamaya mecbur bırakılıyorlar. Ulusal dinin bayrak törenlerinde, putperest ayinlerine benzer ritüeller tekrarlanmaya devam ederken, Müslüman çocukları seküler kutsalların, ideolojik putların önünde tazimde bulunmaya zorlanıyorlar. İlkel başörtüsü yasağı da, üniversitelerde fiili durum olarak kısmen kaldırılırken, ilköğretimde benimsenerek ve sahiplenilerek kalıcı hale getiriliyor.
Tevhid dini İslam’a karşı çıkarılan “Tevhidi Tedrisat Kanunu”na dayalı tek tipçi öğütüm sistemi, ideoloji kusan seküler içerikli ders programlarıyla fıtratlardaki tahribatını sürdürüyor. İnkılap Tarihinden, Türkçe ve Edebiyat derslerine, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi”nden “Milli Güvenlik Dersi’ne, neredeyse bütün ders kitaplarına içirilmiş şekilde ideoloji dayatan “öğütüm” sistemi, çocuk zihinlerdeki işgaline devam ederken, laikliği, sekülerleşmeyi, artık gönüllü bir biçimde “Müslüman’ım” diyenler savunmaya ve yaygınlaştırmaya çalışıyorlar.
İşte böyle bir ortamda, yıllar önce yazdığımız şiir formunda tespit ve uyarılarımızı, gündeme uygun düşmesi bakımından tekrar yayınlıyoruz.
Biz Müslümanlar, sadece Allah’ı razı etmeyi esas alarak, tevhidi ilke ve sorumluluklarımızın gereğini yerine getirmekte ısrarcı olmalı, her şartta, cahiliye hükmünü reddedip Allah’ın hükmünü esas almak suretiyle, hayatın bütününü ibadet kılmak üzere seferber olma duyarlılığımızı sürekli diri tutmalıyız. Bizi ve çocuklarımızı kuşatan laik seküler zincirleri parçalamaya, zulümatın zindan duvarlarını yıkmaya, cahiliye karanlıklarından, İslam’ın aydınlığına çıkaracak Kur’ani inkılabı gerçekleştirmeye odaklanmalıyız. Öncelikle ailelerimizi ve çocuklarımızı, cahiliye kirlerinden arındıracak, ateşten koruyacak tedbirleri almak üzere hemen harekete geçmeliyiz. Evlerimizi, dernek yada vakıflarımızı, cahiliyeye karşı anti virüs programı uygulayan Kur’an mektepleri, batıldan gelen kirli kanı arındıran diyaliz merkezleri gibi çalıştırmalı, arınma, korunma ve yeniden inşa merkezleri haline dönüştürmeliyiz.
“Ilımlı laiklik”le, “ılmlı İslam”ın örtüştürülüp uzlaştırılmasıyla üretilen yeni Türkiye modelinde, artık “Müslümanlar” tarafından yürütülen “gönüllü sekülerleşme/modernleşme” sürecinde yeni dönemin, sonuç alma ve yozlaştırma etkisi bakımından, şiddete dayalı politikaları esas alan jakoben baskıcı döneme nazaran daha tehlikeli ve daha çözücü, daha yozlaştırıcı olduğunu unutmamalıyız. Hiçbir baskı ve yasaktan yılmadan direnmemiz gerektiği gibi, yeni dönemde dünyevileşmeye yönlendiren etkilere de kapılmadan, kredi, ihale, makam, mevki ve imkan devşirme uğruna tavize, uzlaşmaya da prim vermeden, tevhidi stratejik yürüyüşümüzü tavizsiz bir adanmışlıkla sürdürmeliyiz.
Allah yoluna adanarak, tevhidi daveti her şartta yaymak için çırpınmalı, çağımızın Kur’an neslini, Kur’an toplumu nüvesini oluşturarak, eğitim, tebliğ ve vahye şahidlik çabalarımızı arttırarak, niteliğini yükselterek, Allah’ı razı edecek söz, fiil ve amelleri çoğaltıp yaygınlaştırarak, imanı, şahsiyeti, hayatı, toplumu ve ümmeti vahiy ekseninde yeniden inşa etmenin onurunu kuşanmalıyız.
ZİNCİRLERİ KIRMALIYIZ…
Köpekler serbest bırakıldı, bağlanıp da taşlar
Büyük zulümle koparıldı, nice mâsum başlar
Seküler zincire vuruldu, Kur’an ve Müslüman
Tehdit ve düşman ilan edildi, tevhidi iman
Kur’an; camide mahkum, Diyanet; sanki gardiyan
Aydınlığı karanlık kuşattı, toplumu tuğyan
Allah’la aldatıldı halk, şirke bulaştı iman
Yaygınlaştı dinde tahrifat, ruhlarda isyan
İslâmi hayat; eğitim, hicap, cemaat yasak
Okul; tek tip cahiller üreten seküler tuzak
Öğretmen; seküler rahip, okul; sanki tapınak
Çocuk zihinler işgal edildi, korkutularak
Kutsala karşı üretildi, seküler kutsallar
Tarih diye yutturuldu, uydurulmuş masallar
Kemalizm din sayılarak, devlet ilah yapıldı
Devlete ve kurucusuna törenlerle tapıldı
Fıtrat kirlendi, insan kuşatıldı resmi dinle
Uyanıp sorgulamasın diye, özgür zihinle
Okullar kışla gibiydi, faşizm kol geziyordu
İtiraz edeni, hiç acımadan eziyordu
“Rahat- hazır ol” komutuyla başlatıldı eğitim
Resmi tören ve din kıskacında tek tip öğütüm
Bu dine tâbi, hatta İmam Hatip, İlâhiyât
Seküler projeyle yapıldı, dinde tahrifat
Müslüman halkı yozlaştırdı, bu seküler kültür
Laik devletçe yasaklanıp, horlandı tesettür
Keyfilik, baskı, yasak ülkemize hâkim oldu
Hak, adalet rafa kalktı, zorbalık kâim oldu
Hukuk yok edilip, adalet alındı askıya
Yargı alet oldu, bu ideolojik baskıya
Yargı, sistemin elinde sanki bir kırbaç oldu
Halklar zulme uğradı, adalete muhtaç oldu
Her farklılık, aykırılık, hemen tehdit sayıldı
İslam’a ve Kürtlüğe, düşmanca saldırıldı
İdeolojik tornadan geçti, yeni nesiller
Genç zihinleri kirletti, kör taklitçi sefiller
Ruhlar esir oldu, düşünce atıldı zindana
Temel haklar yok sayılıp, zulmedildi insana
Kemalist dogma konunca, Hakka iman yerine
Kara bulutlar abandı, ülkemiz üzerine
Legal devlet yetmedi, halkı hizaya sokmaya
Darbeci çeteler vardı, kargaşa çıkarmaya
Çete, alkol, uyuşturucu, ilk mektebe indi
Ekin, nesil fesada uğradı, insan tükendi
Tefessüh etti sistem, seksen yılda çürüdü
Yolsuzluk, yoksulluk, kokuşmuşluk, aldı yürüdü
Böylece öğütüldü şahsiyet, bozuldu fıtrat
Niteliksiz topluma yol açtı, büyük tahribat
Sonuç; kimlik bunalımı ve fikir sarhoşluğu
Heva, zan ve misyoner doldurdu, doğan boşluğu
Serbest okunsa Kur’an, özgürce anlatılsa Hak
Hiç bu fesada kanar mı, Müslüman olan bir halk?
Kur’an kurtulsa, Diyanet denetimli zindandan
Tevhid topluma inse, minaredeki ezandan
İslam doğru anlatılsa, câmi durmasa âtıl
Hak kâim olsa, şüphesiz zail olacak bâtıl
Müslüman! Zilletten kurtul, onurunu çiğnetme
Zulmetme, zulmettirme, direnişi hiç terk etme
Bil ki, hakları bedelsiz vermez, zulmeden alçak
Özgürlük armağan edilmez, fethedilir ancak
Kalk! İtiraz et, hesap sor; hakkını al zalimden
Yoksa güç alıp, beslenir; suskun, zelil halinden
Hakk’a vurulmuş zinciri, mutlaka kırmalıyız
Baskı ve yasağa rağmen, Hakk’ı haykırmalıyız
Mehmet PAMAK