2,4K
İLKAV Başkanı Mehmet Pamak’ın konuşmasının tam metni:
Basın Açıklamasının Tam Metni
Duanın Tam Metni:
Ey mazlumların ilahı olan Rabbimiz
Rabbimiz!
Ey Rabbimiz!
Rabbimiz!
Ey Rabbimiz!
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı’nın (İLKAV) çağrısı ile İsrail Büyükelçiliği önünde biraraya gelen binlerce Ankaralı Müslüman terör devletinin Gazze’ye yaptığı saldırıları protesto ettiler.
HAMAS’A, GAZZE’YE, DİRENİŞE BİN SELAM
İLKAV Başkanı Mehmet Pamak’ın Filistin halkının maruz bırakıldığı vahşete dikkat çeken konuşması ile başlayan basın açıklamasında Abdurrahman Çeliker, İLKAV adına bir basın açıklaması okudu. Filistinli bir öğrencinin yaptığı ve Filistin halkının duygularına tercüman olan konuşmasının ardından Bülent Koca bir dua yaptırdı. Siyon yıldızının da yakıldığı basın açıklamasında, “Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Emperyalist Katiller, Kahrolsun İşbirlikçi Zalimler, Hamas’a Selam Direnişe Devam, Yaşasın İslami Direnişimiz, Hayber Hayber Ya Yahud, İsrail Elçiliği Kapatılsın, Katil İsrail Ankara’dan Defol, Katil Olmert Katil Bush, Şehidlerin Yolunu Sürdüreceğiz, Şehidlerin Kanı İsrail’i Boğacak, Bir Ruh Bidd Dem Neftike Ya Aksa” sloganları atıldı.
“Gazze’de İnsanlık Katlediliyor, Katil Siyonist Terör Devleti Hayvanlardan Aşağıdır, Ey Suskun Dünya Sen de Utan Gazze Vahşetindeki Payından, Terör Devleti ile İlişki Türkiye’nin Utancıdır, İsrail ile Bütün Anlaşmalar İptal Edilmeli, Terör Devletiyle El Sıkışanlar Katliamdan Sorumludurlar, Gazze’de Ambargoya Son, Yaşasın Gazze Direnişimiz” pankartlarının taşındığı basın açıklamasında İLKAV Başkanı Pamak; Gazze’de dünyanın insan tarafının katledildiğine dikkat çekerek; “İnsanın onuru aşağılanıyor. Tüm insanlığın başını yere eğdirecek bir utanç yaşanıyor. Ve bu büyük katliama, her zamanki gibi, tüm dünya devletleri ve uluslar arası kuruluşlar seyirci olmaya devam ediyorlar. Dünya, insanın tükendiği, insani ve ahlaki tüm değerlerin çürümeye yüz tuttuğu, fesadın küreselleştiği günleri yaşıyor. Dünya insanlığının çoğunluğu için, anlamın ve değerlerin tükendiği, vicdanların iyice köreldiği, insani/fıtri erdemlerin çamura bulandığı bir dönemden geçiyoruz.” dedi.
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı’nın (İLKAV) çağrısı ile İsrail Büyükelçiliği önünde biraraya gelen binlerce Ankaralı Müslüman terör devletinin Gazze’ye yaptığı saldırıları protesto ettiler.
İLKAV Başkanı Mehmet Pamak’ın Filistin halkının maruz bırakıldığı vahşete dikkat çeken konuşması ile başlayan basın açıklamasında Abdurrahman Çeliker, İLKAV adına bir basın açıklaması okudu. Filistinli bir öğrencinin yaptığı ve Filistin halkının duygularına tercüman olan konuşmasının ardından Bülent Koca bir dua yaptırdı. Siyon yıldızının da yakıldığı basın açıklamasında, “Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Emperyalist Katiller, Kahrolsun İşbirlikçi Zalimler, Hamas’a Selam Direnişe Devam, Yaşasın İslami Direnişimiz, Hayber Hayber Ya Yahud, İsrail Elçiliği Kapatılsın, Katil İsrail Ankara’dan Defol, Katil Olmert Katil Bush, Şehidlerin Yolunu Sürdüreceğiz, Şehidlerin Kanı İsrail’i Boğacak, Bir Ruh Bidd Dem Neftike Ya Aksa” sloganları atıldı.
“Gazze’de İnsanlık Katlediliyor, Katil Siyonist Terör Devleti Hayvanlardan Aşağıdır, Ey Suskun Dünya Sen de Utan Gazze Vahşetindeki Payından, Terör Devleti ile İlişki Türkiye’nin Utancıdır, İsrail ile Bütün Anlaşmalar İptal Edilmeli, Terör Devletiyle El Sıkışanlar Katliamdan Sorumludurlar, Gazze’de Ambargoya Son, Yaşasın Gazze Direnişimiz” pankartlarının taşındığı basın açıklamasında İLKAV Başkanı Pamak; Gazze’de dünyanın insan tarafının katledildiğine dikkat çekerek; “İnsanın onuru aşağılanıyor. Tüm insanlığın başını yere eğdirecek bir utanç yaşanıyor. Ve bu büyük katliama, her zamanki gibi, tüm dünya devletleri ve uluslar arası kuruluşlar seyirci olmaya devam ediyorlar. Dünya, insanın tükendiği, insani ve ahlaki tüm değerlerin çürümeye yüz tuttuğu, fesadın küreselleştiği günleri yaşıyor. Dünya insanlığının çoğunluğu için, anlamın ve değerlerin tükendiği, vicdanların iyice köreldiği, insani/fıtri erdemlerin çamura bulandığı bir dönemden geçiyoruz.” dedi.
AKP yönetiminin, Türkiye oligarşisine ve onların ağa babaları olan ABD ve İsrail’e bağlılığını ve desteğini sürdürerek akıtılan kanlarda pay sahibi olmaktan utanmadığını kaydeden Pamak, Türkiye’de hükümetler değişse de, Cezayir’den Afganistan’a, Kore’den Filistin’e hep emperyalizmin, soykırımcıların, katliamcıların saflarında yer alma geleneği değişmiyor tespitini yaptı. Bu bağlamda AKP’li yöneticilerin, Bush’ların, Olmert’lerin stratejik ortaklığını sürdürmekten, onların kanlı ellerini sıkmaktan, katliamlarına dolaylı katkı sunmaktan, binlerce Müslüman’ı diri diri toprağa gömen toplu mezarcı, soykırımcı Raşit Dustum’u Ankara’da ağırlarken, Halkının bağımsızlığını, hak ve özgürlüğünü savunmaktan başka “suç”u (!) olmayan Çeçen Komutanı öldürülmek üzere zorla Moskava’ya göndermeye kalkmaktan utanmadıklarını ifade etti. Ve konuşmasını AKP yönetimine hitaben; “Haydi çoğunluk “Müslümanlar”ın kendileri gibi ılımlılaştığını, sekülerleştiğini, Protestanlaştığını zannedip korkmuyorlar diyelim. Ve ne yaparsak yapalım halk yine de “bir hikmeti vardır” diye düşünüp, oyunu bize verir zannıyla halkın tepkisini önemsemiyorlar diyelim. Geçirdikleri değişim, kendilerine iktidar uğruna insani ve ahlaki ilkelerini bile terk ettirmiş olsa da, acaba Allahın azabından korkmalarını sağlayacak ahiret inançlarını da mı kaybettiler? Eğer hala ahirete ve hesap gününe inançları varsa, bari Allah’ın azabından korksunlar. Ve ABD – İsrail vampir terör devletlerine stratejik ortak olmaktan, katliamlarına katkıda bulunmaktan vazgeçsinler ve en kısa zamanda bu iki devletle ilişkilerini askıya alsınlar” sözleriyle sona erdirdi.
Basın açıklamasında gözyaşları içerisinde Gazze’deki yangına dikkat çeken Abdurrahman Çeliker; “Ey onurunu yitirmemiş insanlar, Ey Müslümanlar, Gazze yanıyor, Gazze’ye bomba ve füze yağıyor, Gazze’de insanlık yok ediliyor. Hayvanlaşmış, azgınlaşmış, müfsid bir terörist çete; tüm dünyanın gözünün içine baka baka, arsızca, vahşice saldırılarla tarihin görmediği türden bir soykırım gerçekleştiriyor. Siyonistlerin Filistin halkına yönelik işlemekte oldukları insanlık dışı cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor.” dedi.
İslam dünyasının işbirlikçi yönetimlerine de seslenen Çeliker basın açıklamasını şöyle bitirdi: “İzzeti kâfirlerin, zalimlerin yanında arayanlara diyoruz ki: “İzzet de, şeref de, onur da ancak Müslümanlar’ın yanında olmakla mümkündür.” Sizlere Allah’ın ayetlerini hatırlatıyoruz: “Zalimler yakında nasıl bir inkılâpla devrileceklerini bileceklerdir.” İslam ümmetinin yüz akı, Siyonist işgale karşı onurlu bir şekilde direnen, bu hak yolda babalarını, evlatlarını kurban etmekten çekinmeyen ve izzetli bir şekilde kurtuluş mücadelesi veren kardeşlerimizin her zaman yanındayız ve onların bu samimiyet ve fedakârlıklarını saygıyla karşılıyoruz. Hâkimler hâkimi Allah’ın kardeşlerimizin haklı davalarında mutlaka yanlarında olduğuna, Allah’a kulluk için inşa edilen Aksa mescidinin şehri Kudüs’de bir gün tekrar hakkın ve adaletin hâkim olacağına gönülden inanıyor, kardeşlerimiz için zafer duaları ediyoruz.”
Basın açıklamasına katılan Filistinli grup adına söz alan Dr. Said El-Hacc; “Bize paradan, silahtan, ekmek ve ilaçtan daha çok İslam dünyasının siyasi desteği gereklidir. Ekmek belki karnımızı doyuracak, ilaç belki yaralamızı iyeleştirmiş olacak ancak bizler bu kez de karnımız tok olarak öldürüleceğiz. Bizler direnişimize devam ederken İslam dünyasının İsrail ile yaptığı anlaşmalar bizleri arkamızdan vurmaktan başka bir şey değildir. Siz sadece bu anlaşmaları iptal etseniz, İsrail’e destek vermeseniz zaten İslami Direniş İsrail’i yok edecektir.” sözlerini dile getirdi. Filistinli öğrencinin konuşması esnasında duygulu anlar yaşandı.
Basın açıklaması İLKAV Genel Sekreteri Bülent Koca’nın gözyaşları arasında yaptığı dua ile sona erdi.
İLKAV Başkanı Mehmet Pamak’ın konuşmasının tam metni:
Filistin ve Gazze’de tam bir vahşet yaşanıyor. Mazlum Gazze halkı topluca katlediliyor. Çocuklar, öğrenciler üzerine bombalar yağdırılıyor. Aşağılık Siyonistler, Rabbimizin lanetine muhatap olmuş ve hayvanlardan aşağı olarak nitelenmiş katiller, masum mazlum bir halkı soykırıma tabi tutuyor. Vampir terör devleti İsrail, alçakça katliamlarını tüm dünyanın gözleri önünde hunharca sürdürüyor
Aslında Gazze’de dünyanın insan tarafı katlediliyor. İnsanın onuru aşağılanıyor. Tüm insanlığın başını yere eğdirecek bir utanç yaşanıyor. Ve bu büyük katliama, her zamanki gibi, tüm dünya devletleri ve uluslar arası kuruluşlar seyirci olmaya devam ediyorlar. Dünya, insanın tükendiği, insani ve ahlaki tüm değerlerin çürümeye yüz tuttuğu, fesadın küreselleştiği günleri yaşıyor. Dünya insanlığının çoğunluğu için, anlamın ve değerlerin tükendiği, vicdanların iyice köreldiği, insani/fıtri erdemlerin çamura bulandığı bir dönemden geçiyoruz.
Türkiye ise, başından beri, soykırımlara, katliamlara hep yakın durmuş, Batı işbirlikçiliği ile nice katliamlara katkıda bulunmuş, meşruiyet kazandırmış bir ülke olarak bizi utandırmaya devam ediyor. Kendi tarihinde de ve bu gününde de bu tür kirlilikleri taşıdığı için olsa gerek Cezayir’de Fransızların yaptığı soykırımda Fransız saflarında yer alarak, Cezayir halkının bağımsızlığını tanımaya yanaşmamıştı. Viyetnam ve Kore soykırımlarında, ABD VE NATO saflarında yer almaktan utanmamış, üstelik işgalci güçlerin yerli halkın milyonlarcasını katletmesi sırasında, işgal güçlerine destek için gönderdiği zalimlerin işbirlikçisi askerlerinden ölenleri “şehid”, kalanlarını da gazi ilan edecek kadar gözü dönmüş tutumlar takınabilmişti. Irak, Afganistan işgalinde ve 2 milyon insanın katlinde ABD – NATO işbirlikçiliği yapmayı sürdürmüştü.
Filistin topraklarının işgaliyle ve Batı desteğiyle kurulan İsrail terör devletini ilk tanıyanlar arasında yer alan Türkiye, o gün bu gündür de Siyonist terör devletinin ve destekçisi ABD’nin stratejik ortağı olmayı sürdürüyor. Bu sebeple Türkiye, İsrail ve ABD’nin bütün katliamlarında payı olan ve mazlum halkların temiz kanına eli bulaşmış bir ülkedir. Son zamanlarda da bu geleneksel emperyalist işbirlikçiliği ve katliamcıların yandaşlığı çizgisini sürdürüyor.
Afganistan’da binlerce masum Müslüman’ı toprağa diri diri gömen, oluşturduğu toplu mezarlarla bölgesini ceset tarlalarına çeviren insanlık katili, savaş suçlusu cani Raşit Dustum’u özel uçakla Türkiye’ye getirerek, yeni katliamlara hazırlanmak üzere koruma altına alıp Ankara’da ağırlıyorlar. Aynı Türkiye yönetimleri ve bürokratları, Halkının hak, özgürlük ve bağımsızlığını, kendi topraklarında özgürce yaşama hakkını istemekten başka suçu olmayan Çeçen komutanı ise zorla sınır dışı ederek, öldürülmek üzere Moskova’ya göndermeye utanmıyorlar.
Türkiye’ye egemen oligarşi ve onlara biatlı siyasi yöneticiler, aynı şekilde katil Siyonist Devletin Cumhurbaşkanı Perez ve eli kanlı Başbakanı Olmert’i Türkiye’de ağırlayıp, bu katillerin Müslüman Filistin halkının kanına bulanmış kanlı ellerini sıkarak son katliamın yapılmasında da pay sahibi olmaktan kaçınmıyorlar. Aylardır Gazze’ye yönelik ambargoyu kaldırmaya, işgali ve katliamları durdurmaya yönelik olarak, BM ve İsrail nezdinde, onları harekete geçirici, ya da caydırıcı ciddi hiçbir adım atmadıkları halde, tam tersine Gazze’ye bomba yağdıran uçakların Türkiye hava sahasında eğitim almalarına fırsat veriyorlar. Askeri ve istihbaratla ilgili işbirliğini en ileri seviyede sürdürüyorlar. Silah alışverişi ve yenilenmesi üzerinden İsrail’e finans desteğini de devam ettiriyorlar.
AKP yönetimi, Türkiye oligarşisine ve onların ağa babaları olan ABD ve İsrail’e bağlılığını ve desteğini sürdürerek akıtılan kanlarda pay sahibi olmaktan utanmıyor. Haydi çoğunluk “Müslümanlar”ın kendileri gibi ılımlılaştığını, sekülerleştiğini, Protestanlaştığını zannedip korkmuyorlar diyelim. Ve ne yaparsak yapalım halk yine de “bir hikmeti vardır” diye düşünüp, oyunu bize verir zannıyla halkın tepkisini önemsemiyorlar diyelim. Geçirdikleri değişim, iktidar uğruna kendilerine insani ve ahlaki ilkelerini bile terk ettirmiş olsa da, acaba Allahın azabından korkmalarını sağlayacak ahiret inançlarını da mı kaybettiler? Eğer hala ahirete ve hesap gününe inançları varsa, bari Allah’ın azabından korksunlar. Ve ABD – İsrail vampir terör devletlerine stratejik ortak olmaktan, katliamlarına katkıda bulunmaktan vazgeçsinler ve en kısa zamanda bu iki devletle ilişkilerini askıya alsınlar.
Basın Açıklamasının Tam Metni
Basına, onurunu kaybetmemiş halkımıza ve tüm insanlığa duyurumuzdur.
Hayvanlardan aşağı olanlara, soykırım suçlularına, işbirlikçi hükümetlere Rabbimiz’in huzurunda uyarı şahitliğimizdir.
Ey onurunu yitirmemiş insanlar,
Ey Müslümanlar,
Gazze yanıyor, Gazze’ye bomba ve füze yağıyor, Gazze’de insanlık yok ediliyor.
Hayvanlaşmış, azgınlaşmış, müfsid bir terörist çete; tüm dünyanın gözünün içine baka baka, arsızca, vahşice saldırılarla tarihin görmediği türden bir soykırım gerçekleştiriyor. Siyonistlerin Filistin halkına yönelik işlemekte oldukları insanlık dışı cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor.
Dün Gazze’ye yönelik siyonist saldırıda 200’den fazla Filistinli kardeşimiz şehit edildi. Bir o kadar da kardeşimiz yaralandı. İsrail uçakları ve gemilerinden fırlatılan füzelerle kadın, çocuk, yaşlı gözetilmeksizin bütün Filistin halkı hedef alındı. Hatta okul çıkışında yüzlerce öğrenci de füzelere hedef oldu.
Kendilerine soykırım yapıldığını iddia edenler, bu gün başka bir halka, mazlum Filistin halkına, hamisi ABD’nin Irak’ta, Afganistan’da, Vietnam’da yaptığı gibi Hitlervari soykırım uygulamaktan çekinmiyor. Onları açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla, korku ve şiddetle terbiye etmeye çalışıyor. Filistin’i toplama kamplarına dönüştürüyor. İşgale karşı direnen İslami direnişin gücünü ve halkın desteğini kırmaya çalışıyor.
Tüm bunlar yaşanırken bütün dünya sessiz kalmakta ısrar ediyor. Aslında bu ambargo ve katliamlar sadece Filistin halkının çektiği sıkıntıları ortaya çıkarmıyor; aynı zamanda ambargoya ve katliama karşı sessiz kalan uluslararası toplumun işlediği insanlık suçlarını da açığa çıkarıyor.
Siyonist İsrail bir taraftan Filistin’de katliama, işgale, zulme ve sömürüye devam ederken, diğer taraftan Filistin’in meşru hükümetini göz ardı ederek yapılan sözde barış görüşmeleriyle de zulmü, katliamı ve işgali uluslararası boyutta meşrulaştırmaya çalışıyor. Sözde barış adına yapılan konferansların yansıması, mazlum Filistin halkına ambargo olarak, katliam olarak geri dönüyor. BM, AB, Arap Birliği, bölge ülkeleri, Türkiye ve işbirlikçi Abbas, katliamın ardından timsah gözyaşları döküyorlar. Öyle ki o Abbas ve yandaşları, mazlum Filistin halkının sırtından kazandıkları paralarla çocuklarını Amerikan üniversitelerinde okuturken, Filistin İslami direnişi evlatlarını Siyonist canavara karşı birer birer şehit veriyor.
Yapılan tüm işkenceye, ambargoya ve katliama rağmen Rabbim Allah’tır diyen, aziz ve hamid olan Allah’tır diyen; Allah erleri, Filistin’de, Gazze’de hala direnmekte ve “Direnişi, kanımızın son damlasına kadar sürdüreceğiz” diye haykırmaktadırlar. İslami Cihad, Hamas ve diğer direniş hareketleri intikam çağrısı yaparak, tüm direnişçilere “İsrail’in kıyımına yanıt vermeleri” talimatının verdiler. Ve yine Siyonist İsrail’in pervasızca gerçekleştirdiği bu katliamların karşısında bizlere de seslendiler. Dediler ki; “Tüm İslâm ülkelerindeki yönetimleri ve toplumlarını Siyonist düşmanın bu tutumuna karşı tavır almaya, Filistin halkının haklı direnişine destek vermeye, onun üzerindeki insanlık dışı kuşatmanın sona erdirilmesi için aktif olarak devreye girmeye ve sessizliklerini artık sona erdirmeye çağırıyoruz.” Biz de direnen onurlu kardeşlerimizin bu çağrılarına insan ve Müslüman olmanın kazandırdığı duyarlılıkla ve ümmet olmanın verdiği sorumlulukla icabet ettik.
Biz Filistin halkının toprağı ve kanı üzerinden siyaset yapan, işbirlikçi Abbas ve işbirlikçi Arap diktatörlerin, işgalci Siyonistlerle masaya oturanların, el sıkışanların yanında olmadığımızı ve kardeşlerimizin, şehitlerimizin safında yer aldığımızı göstermek için buradayız.
Bizler emperyalizme hizmet eden zelil siyasetlerden ve siyasetçilerden beri olduğumuzu ilan ediyoruz. Ve diyoruz ki; Nebilerin ve Allah dostlarının vatanı Kudüs’ü ve tabiatıyla ilk kıblemiz, İsra yurdu Mescid-i Aksa’yı, Filistin halkının hakkını gözetmeksizin pazarlık konusu edenlerin, katillerin kanlı ellerini sıkarak katliama ortak olanların, halkına ve hakka ihanet edenlerin yanında değiliz.
“Bizler şehitlerimizin Âlâyı-illiyyine yükselmelerinden dolayı sevinçliyiz, övünçlüyüz” diyen ve kanlarının son damlasına kadar direnen izzetli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu haykırıyoruz.
Bizler, her gün işlemekte olduğu insanlık dışı cinayetlerine şahit olduğumuz zalim firavunları, en yüce makamında konuk edip, ayakta alkışlama zilletini kendine yakıştıramayan, bunu kendisi için bir utanç sayan, firavunlarla stratejik ortaklığa girmektense kırk sene Tih çölünde izzetiyle yaşamayı yeğleyen bir inanca sahip olduğumuz için buradayız.
Zulmeden ve zulme destek veren bütün emperyalist güçleri ve yandaşlarını Allah’ın arzında azgınlık etmemeleri, yeryüzünü fesat ve cinayetleriyle ifsat etmemeleri, Allah’ın kullarına zulmetmemeleri ve Allah’ın gazabını üzerlerine çekmemeleri noktasında ikaz ediyoruz. Tıpkı Musa’nın Firavun’u, İbrahim’in Nemrut’u uyardığı gibi uyarıyoruz. Onlara işlemekte oldukları cinayetlerin ve katliamların hesabını bir gün mutlaka vereceklerini hatırlatıyoruz. Ve onlara azabın çok çetin olacağını müjdeliyoruz.
Değerli Kardeşlerimiz!
Buradan İslam Dünyası’nın işbirlikçi hükümetlerine de sesleniyoruz. Onlar bu soykırımda pay sahibidirler. Dökülen kanda katkıları vardır. Siyonistler ambargoyu Mısır yönetimi eliyle gerçekleştirdi. Arap dünyasının yönetimleri 60 yıldır bir çıban gibi coğrafyamızı rahatsız eden Siyonist çeteye karşı tavır alacakları yerde sürekli İslami Direnişi, Hamas’ı tecrit etmeye, yalnızlaştırmaya ve mahkûm etmeye dönük politikalar izlediler. Buradan Mısır diktatörüne, çağdaş Firavun’a çağrıda bulunuyoruz. Gazze halkı için belirli günlerde değil sürekli olarak Refah sınır kapısını açmalarını istiyoruz. Unutmayın, bizler de unutmayacağız. Ümmet ve tarih Mısır’ın bu duruşunu, Gazze’de bulunan genç, yaşlı, çocuk, kadın, erkek Müslümanları açlığa mahkûm eden, hastanelerde onları ölüme terk eden, karanlığa gömen Siyonist kuşatmaya verdiği desteği unutmayacaktır.
Buradan Türkiye’yi yönetenlere de sesleniyoruz. Siyonist çeteyle stratejik ortaksınız. Müslüman halktan topladığınız vergilerle, silahlarınızı İsrail’e modernize ettirerek onları ekonomik olarak destekliyorsunuz. Hava sahamızı İsrailli pilotların eğitimine tahsis ediyorsunuz. Katillerin elini sıkıyorsunuz. Bütün bunlardan dolayı mazlumların kanı sizin de ellerinize bulaştı. Buradan sizleri uyarıyoruz. Siyonist elçiliği bir an önce kapatın. Büyükelçiyi sınır dışı edin. İsrail ile yapılan bütün anlaşmaları iptal edin. Dostluk Gruplarını dağıtın. Sizi Allah’ın kitabıyla uyarıyoruz. Çocuklarınızın ve torunlarınızın üzerine soykırıma ortak olma günahını yüklemeyin.
İslam dünyasının işbirlikçi yönetimlerine de sesleniyoruz. İzzeti kâfirlerin, zalimlerin yanında arayanlara diyoruz ki: “İzzet de, şeref de, onur da ancak Müslümanlar’ın yanında olmakla mümkündür.” Sizlere Allah’ın ayetlerini hatırlatıyoruz: “Zalimler yakında nasıl bir inkılâpla devrileceklerini bileceklerdir.”
Değerli Kardeşlerimiz
İslam ümmetinin yüz akı, Siyonist işgale karşı onurlu bir şekilde direnen, bu hak yolda babalarını, evlatlarını kurban etmekten çekinmeyen ve izzetli bir şekilde kurtuluş mücadelesi veren kardeşlerimizin her zaman yanındayız ve onların bu samimiyet ve fedakârlıklarını saygıyla karşılıyoruz. Hâkimler hâkimi Allah’ın kardeşlerimizin haklı davalarında mutlaka yanlarında olduğuna, Allah’a kulluk için inşa edilen Aksa mescidinin şehri Kudüs’de bir gün tekrar hakkın ve adaletin hâkim olacağına gönülden inanıyor, kardeşlerimiz için zafer duaları ediyoruz.
Duanın Tam Metni:
Ey mazlumların ilahı olan Rabbimiz
Kardeşlerimizin Akıtılan kanlarına şahit olduk, yeryüzünde fesat çıkaran bozgunculuk yapan, Nebilerin düşmanı, peygamber katillerinin akıttığı kana şahit olduk. Topluca bedenleri sokaklara dökülmüş son nefesinde şehadet parmağını kaldırarak “eşhedu en la ilahe illallah.. ” diyerek Rabbinin huzuruna varmaya hazırlanan şerefli kardeşlerimizin şehadetlerine şahit olduk.
Rabbimiz!
Gazze şehitleri başta olmak üzere bütün şehitlerimizin haklarının bize helal olmasına vesile olacak şekilde ameller yapmayı ve sana olan kulluk görevimizi onurlu bir biçimde yerine getirmeyi nasip et! Rabbimiz senin arzında azgınlık yapan, Gazze’de masum kardeşlerimizi katleden saldırgan Siyonist köpekleri Kahhar isminle kahreyle.
Ey Rabbimiz!
Ey Kabe’nin, Hayber’in, Kudüs’ün Rabbi! Bize yardım et, dualarımızı karşılıksız bırakma! Bizlere merhamet et bizi arındır. Bizi uyananlardan, adananlardan eyle!
Rabbimiz!
Gazze’de ağır baskı, kuşatmanın ardından katliama maruz kalan kardeşlerimize yardım et, onlara sabır ve dayanma gücü ver. Sırat-ı müstaqımin yılmaz, geri dönmez direnişçilerinin azmini arttır, onları vaat ettiğin mübarek yardımınla onurlandır, rahmetinle kucaklayarak layık oldukları derecelere ulaştır. Kâfirlere karşı galip getir. Bize de Gazze’de topluca katledilen, ölüme mahkûm edilen kardeşlerimizin yardımcıları olma bilincini ver.
Ey Rabbimiz!
Üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı kaydırma, bizi dünyevileşme zilletinden, şehadet bilincinin, adanmışlığın izzetine ulaştır, bunun için bize inanç ve kuvvet ver.Ellerimizi ve yüreklerimizi birleştir. Bize senin kutlu taraftarlarından olmayı, Peygamberimize layık ümmeti yeniden inşa etmeyi ve aziz şehitlerimizin onurlu mücadelesini sürdürmeyi nasip et!
Allah’ım!
Sırat-ı mustaqiminde ayaklarımızı sabit kıl, zalimlerin ve vahşet kusan silahlarının ürettikleri korkulara karşı yüreklerimize sekinetini indir. Kafir ve zalim topluluğa karşı bize yardım et!