AYAN: “Uzlaşma teklifleri reddedilmeli ve islami davetten asla taviz verilmemeli ”
İlmi ve kültürel Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen “Alternatif Eğitim Konferansları” Pazar günü yapılan “Vahyin Sosyalleştirilmesinde Resulullah’ın siyerinden Çıkarılacak Temel ilkeler ve İslami Mücadele yöntemi” konulu konferansla bu yıl ki programlarına son verdi. Konferansa konuşmacı olarak İlahiyatçı Emrullah Ayan katıldı.
.jpg)
Konuşmasına sosyalleşmenin tanımı (Toplu yaşayışa alışma, sosyal hale gelme, topluma mal olma) ile başlayan Ayan, Kur’anın hayatın kitabı olduğunu, vahyin bireyin hayatında sosyalleşmesi neticesinde Mu’minin hayatında;
Direnişin artacağını
Dünyevileşmekten uzaklaşacağını
Zamanını boş şeyler için harcamayacağını
Ölümden korkmayacağını, çünkü ölümün mü’minler için bir son değil ebedi bir hayatın başlangıcı olduğunu hatırlattı.
Verilen nimetin şükrün ve paylaşmanın hayata hâkim olacağını, en önemlisi ise vahyi hayata hâkim kılmanın neticesinde gündemi Müslümanların ve vahyin belirleyeceğini ve Allah Resulünün hayatının buna en güzel örnek olduğunu belirtti.
Sözlerine Mekke ve Medine döneminde vahyin sosyalleştirilmesine değinerek devam eden Ayan, Vahyi kendi hayatında sosyalleştirme çabasında olan Müslümanların öncelikli olarak bir hazırlık sürecinden geçtiğini gece namazı, gece tertil üzere okunan, üzerinde tefekkür edilen kur’an ayetlerini hareket anlayışına ve hayata hâkim kıldıklarını söyledi.
Gizlilik konusuna da değinen Ayan bunun gerektiğinde uygulanan bir taktik olduğunu ve Allah Resulü’nün daveti hiçbir zaman gizli yapmadığını ve tedbir ile İslami kimliğin gizlenmesinin birbirine karıştırılmaması gerektiğini vurguladı. Takiyye konusunda ise önderlerin takiyye yapamayacaklarını diğer bireylerin ise bunu ancak ikrah fiili olarak söz konusu olduğunda yapabileceklerini anlattı. Davetin açıkça ortaya konması en yakınlardan başlanması gerektiğini ve davetin üç esasının olduğunu vurgulayan Ayan, bu esasları şöyle sıraladı:
a- Tevhid
b- Risalete inanmak
c- Ahirete inanmak
Ayan sözlerine şöyle devam etti. Kaynak kitap olarak Kur’an-ı merkeze yerleştirilmelidir. diğer kitapların onun önüne geçirilmemesi ve Müslümanların İslami mücadelede hiçbir zaman şiddet taraftarı olmamaları gerekir. Müslüman için mazlumiyetin izharı önemli bir duruştur ve mü’minler mazlumiyetin kalkanına sığınmaları gerekir.
Hicret konusuna da değinen Ayan, Hicretin kaçınılmaz olduğuna inanıldığında yapılması gerektiğini söyleyerek, İslami mücadelede Müslümanların, kâfirlerin kendileri için sunduğu göreceli özgürlüklerden İslami kimliklerine ve mücadelelerine zarar vermediği müddetçe faydalanabileceğini belirterek konu ile ilgili siyerden örnekler sundu. İslami mücadele metodunda uygulamaya konulması gereken temel ilkelerden bazılarını sıraladı.
-Uzlaşma teklifleri reddedilmeli
-İslami davetten asla taviz verilmemeli
-Davette hasımlar dikkatle dinlenmeli
-Kadınların önemli bir fonksiyonun olması gerektiği
-Hikmetli mücadele ve davet
-İnanların hidayeti için gayret
– Kavmiyetçiliği red
– Duayı yalnız Allah’a yapmak
-Müşriklerden ve Ehli Kitaptan ayrışmak
-Kendisine getirilen haberleri irdelemek
-Müslümanlar hakkında duydukları konularda öncelikli olarak hüsnü zanda bulunmak
