Yasak Mağduru Erkek Öğrenci
Basın toplantısında söz alan Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Ersen Akyıldız, derse başörtülü giren arkadaşının hakkında hocalar tarafından tutanak tutulması üzerine ‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırmış’ dediği için kendisinin hakkında soruşturma açıldığını ve kendisinin nereli olduğunu, hangi lise ve ilköğretim okulunda okuduğunun sorulması üzerine de İstanbullu olduğunu söyleyince ‘İstanbul’da o kadar üniversite varken neden Hacettepe Üniversitesi’ne geldiği’nin sorulduğunu dile getirdi. Bunun üzerine de ilk 500’e girdiğini Boğaziçi Üniversitesi olmayınca da Hacettepe’yi tercih ettiğini; herhangi bir cemaat okulu ya da imam-hatip lisesi mezunu olmadığını; yani örgütlü bir durumun söz konusu olmadığını belirterek bu sorunun neden sorulduğunu anlayamadığını ifade etti. Cevap olarak kendisini tanımak için bu soruların sorulduğunu ve paranoyak olmaya gerek olmadığı belirtilerek hakkında soruştulma açılacağı söylendi. Böylelikle düşüncelerin özgürce ifade edilmesi gereken yerler olması gereken üniversitelerde, sadece bir atasözü kullandığı için hakkında soruşturma açılan Ersen Akyıldız başörtüsü yasağı mağduru erkekler zincirine eklendi.
Serdar Arseven: “Mağdur öğrencilere hukuki yardım amaçlı ‘Beyaz Masa’ tüm STK’larda gerçekleştirilmeli ve ülke çapında yaygınlaşmalı”
Daha sonra Vakit Gazetesi Ankara Temsilcisi Serdar Arseven kürsüye geldi. Arseven, “Anayasa ve yasalarda daha önce de yasak yoktu. Şimdi de son değişiklikle yasağın olmadığı bir daha vurgulanmış oldu. Ancak yasakçı rektörler aynı hukuksuzlukla bu fiili yasağı sürdürmek istemektedirler” dedi. Arseven devamla, “Yasağa karşı direnen kızların bu hak ve hukuk mücadelesinde yalnız bırakılmaması gerektiğini, bu bağlamda kendisinin de önerdiği “Beyaz Masa” çalışmasıyla, başörtülü kızlarımıza hukuki yardım uygulaması başlatan İLKAV’ın bu çalışmasının diğer STK’lara da örneklik teşkil etmesi ve yurt çapında yaygınlaştırılması gereken takdire şayan bir çalışma olduğunu” ifade etti.
Mehmet PAMAK : “28 Şubat aktörlerinin tamamı ve despot Rektörler yargılanmalı, keyfiliğin, zorbalığın, hukuk dışılığın hesabı mutlaka sorulmalıdır”
Daha sonra, İLKAV Başkanı Mehmet Pamak ve Avukatlar Zeynep Şen, Zeynep Ülkü Taşyürek, Hüseyin Yılmaz ve Veysi Baraş, öğrencileri “Beyaz Masa” uygulaması ve yapılacak hukuki mücadele konusunda aydınlatıcı bilgiler verdiler.
İLKAV Başkanı Mehmet Pamak, yaptığı Basın açıklamasına; “Bugün 28 Şubat “post modern darbe” süreci adı altında gerçekleştirilen bürokratik zorbalığın yıldönümü. Bu zorbalık süreci; Silahlı Bürokrasi tarafından, yargıyı, medyayı ve üniversiteleri de brifinglerle yönlendirip kullanarak, bütün bir ülkeyi ablukaya almak, halkın irade ve taleplerini işlevsiz kılmak hedefini gütmüştür. Bu süreç, resmi ideolojiyle uyuşmadığına inanılan toplumsal kesimleri militarist yöntemlerle baskı altına almak, insanlık onurunu, akıl ve mantık ilkelerini dogmatizmin karanlıklarına gömerek devlet çetelerinin önünü açmaktır. Temel hak ve özgürlüklere, halkın İslami kimlik ve değerlerine “topyekun savaş” açmaktır. Böylece çok boyutlu zulümleri tırmandırıp yaygınlaştırarak halkı hizaya sokma amacı güden ve egemen oligarşiye halkın kaynaklarını çalma zemini hazırlama anlamına da gelen 28 Şubat süreci, geniş halk kitleleri açısından büyük ve derin acıların, ızdırapların sürecidir” tespitiyle başladı. “28 Şubat aktörlerinin tamamı ve despot Rektörler yargılanmalı, keyfiliğin, zorbalığın, hukuk dışılığın hesabı mutlaka sorulmalıdır” dedi.
“Son anayasa değişikliği, zaten var olan özgürlüğü daha da pekiştirdi. Ancak bu anayasa değişikliğine ve YÖK yasasının ek 17. maddesindeki “üniversitelerde kılık kıyafet serbesttir” hükmünün yer almasına rağmen, yasal bir dayanağı olmayan başörtüsü yasağı bir kısım rektörlerce despotça sürdürülüyor. Anayasa ve yasaları çiğneyerek eğitim özgürlüğünü engellemeleri TCK-112 ve 122. maddelere göre suç oluşturmaktadır. Maalesef bu açık suçüstü haline rağmen Savcılar seyrediyor, polisler ise mağdurları koruyacağına anayasa ve yasaları ihlal eden zorbalara yardım ediyorlar.
Halbuki Ergenekon çetesi ile yasadışı eylemle yasakçılık yapan bir kısım rektörün oluşturdukları organizasyonun özde hiçbir farklı yoktur. İkisi de anayasa ve yasaları aşıp rutin dışına çıkarak, keyfi hukuk dışı uygulamalar, halkı birbirine kışkırtacak provokasyonlar yapıyorlar. Ve ikisi de, bu hukuk dışı keyfilikleri yaparken kendilerine emanet edilmiş devlet gücünü ve yetkisini kullanıyorlar. İkisi de insanlara zulmediyorlar. Nitekim Ergenekon çetesi ile bağlantıları sebebiyle tutuklanan kimi öğretim üyeleri gibi bazı yasakçı rektörlerin de Ergenekonla bağlantılı olduklarına dair iddialar basında yer alıyor.
Özgürlük ancak direnişle kazanılabilir.
İşte biz, İLKAV olarak, eğitim özgürlüğünü yok eden bu hukuksuzluğa karşı hukuki hak arama süreçlerinde mağdur öğrencilere yardımcı olmak üzere, “Eğitimde özgürlük için beyaz masa” oluşturmuş bulunuyoruz. Arzu eden öğrencilere bu yardım ücretsiz olarak sunulacaktır. Başörtülü kızlarımızı, özgürlük ve adalet mücadelesindeki bu onurlu direnişleri sebebiyle kutluyoruz. Özgürleşmenin, ancak hak ve özgürlük taleplerinde ısrarcı olmakla ve ilkeli bir direnişle kazanılabileceğinin bilinciyle hareket edeceklerine inanıyoruz. İslami kimlik ve değerlerini onurlu bir biçimde sahiplenip direnen kardeşlerimizi her alanda destekleyeceğimizi ve sürekli yanlarında olacağımızı ve bunun bizler için önemli bir ibadi sorumluluk olduğunu ifade ediyoruz. Allah yardımcınız olsun.” dedi.
Toplantıda söz alan mağdur öğrenciler ise, üniversite yönetiminin despotça tavırlarını ve baş örtülü öğrencilerinin yakınlarının, hatta avukatlarının dahi kapıdan içeriye alınmamasını gündeme getirdiler.
Verilen bilgilere göre, Avukatlar ve başörtüsü mücadelesini uzun yıllar sürdürmüş, bu sebeple eğitim hakkından mahrum kalmış bayanlardan oluşan komisyon öğrencilere gerek hukuki alanlarda mücadele, gerekse de psikolojik motivasyon sağlanması ve hak arama yöntemlerinin geliştirilmesi hususlarında destek olacaklar.
İLKAV tarafından yapılan açıklamada, yeni anayasal düzenlemeye rağmen bazı üniversitelerde rektörlerin keyfi ve despotça uygulamaları sebebiyle halen başörtüsü yasağının sürdürüldüğüne dikkat çekilerek; “Başörtüsüne özgürlük mücadelesini hukuki zeminde sürdürmek, gasp edilen haklarını elde etmek ve hukuksuzluklara dur demek isteyen tüm öğrencilerimize ücretsiz olarak hukuki danışmanlık yapılacaktır. Bu mücadeleleri esnasında karşılaştıkları sorunlarda hukukçularla birlikte tüm vakıf görevlileri yanlarında yer alacaktır” denildi.
Yaşanan hukuksuzluklar, tutanakla tespit ettirimeli
ve suç duyurusunda bulunulmalı, Korkması gereken zorbalardır
Öte yandan yapılan açıklamada; bazı üniversite rektörlerinin öğrencileri acımasızca baskı altına alıp tehdit ettiklerine dikkat çekilerek; “Öğrenciler ‘eğitim hürriyetinden mahrum bırakılma, disiplin cezası verme, okul yerleşkelerinin tamamen başörtülülere kapatılması’ gibi ifadeler kullanılarak tehdit edilmektedirler. Bu tehditle, öğrencilerin hiçbir hukuki dayanağı olmayan yasağa karşı direniş hattı oluşturmaları ve haklarını almaları engellenmek istenmektedir. Bu sebeple, tüm öğrenciler üniversitelerinde yaşanan bu tür hukuksuzlukları tutanakla tespit ettirmeli ve suç duyurusunda bulunmalıdırlar. Zulmedenlerden asla korkulmamalıdır. Biz adaleti ve merhameti temsil eden Müslümanlar olarak, kendi ülkemizde müslümanca, insanca ve özgürce yaşamak istiyoruz. Esas korkması gerekenler kendi anayasa ve yasalarını da ihlal ederek bu temel hakkı yok eden zorbalardır” denildi.
Çok sayıda kişinin katıldığı basın toplantısı, İLKAV’ın geleneksel çay ve simit ikramıyla sona erdi.