İLKAV’DA KURBAN BAYRAMI NAMAZI VE BAYRAMLAŞMA COŞKUSU
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV Konferans Salonu sabahın erken saatlerinde doldu. Mü’minlerin Bayram namazını kılmalarının ardından bayramlaşma merasimi çok samimi görüntülere sahne oldu.
Bayram Namazı öncesi vaazında Şeyho Duman hoca Fussilet Suresi 30. Ayet bağlamında şu hususlara değindi:
Allah Rabbimizdir, sahibimizdir. Nas suresindeki üç sıfatı incelediğimizde Allah’ın genel anlamdaki sıfatları çok önemli bilgi verir. Allah, insanların Rabbi, insanların Meliki ve insanların İlahı’dır. Allah’ın Rabliği ve Melikliği müşriklerin bile kabul ettiği bir durumdu.
Rabbimizdir, Malikimizdir ama ilahımız mı? Yani hayatımızın kanun ve kurallarını O koyar demektir. O diyor ki: “Kainattaki, dünyadaki ve vücudumuzdaki işleyişini kanunlarını nasıl ben koymuş isem sizin hayatınızdaki kuralları da ben koyarım” diyor. Araf 54’te “Dikkat edin yaratmak da emretmek de Allah’a aittir.”
İnsan ne kadar nankördür Allah’ın ilahlığına gelince kabul etmez, kendisi ilahlık taslar. İlahlığa kalkışır hayatın kurallarını kendisi koymaya kalkar. Allah’ın indirdiğini kabul etmez, beğenmez. Böylelikle” ben de ilahım” demiş olur. Sen kimsin? Sen kendine bir bak! Senin vücudunun ne durumda olduğunu bile bilmiyorsun.
Allah diyor ki: “Şüphesi: “ Bizim Rabbimiz Allah’tır deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar(yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki:) “ Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size va’dolunan cennetle sevinin” (Fussilet-30) Ayet-i kerime’de : “Onlar derler ki: Sahibimiz Allah’tır.” Yani sahibimiz kimse biz onun sözünü dinleriz “derler. Sadece demekle kalmaz “ sonra dosdoğru davranırlar.” Dosdoğru yol Allah’ın bildirdiği yoldur.”
İstikamet üç şekilde belli olur:
1.Gerçek manada iman
2.Amel
3.İhlas
İhlas: Başka bir şey karıştırmadan inandığı dava için tam bir netlik içinde olmak. Sırat-ı müstakim‘in ne olduğunu Allah Kur’an’ında belirtiyor. İnsan hem kendisinin Rabbinin Allah olduğunu söylüyorsa beşeri ideolojileri kabul edemez. O ideolojileri reddetmesi imanının gereğidir. Çünkü ideolojiler hayatın kurallarını koymak iddiasıyla vardırlar.
İki şeyi gerçekleştirirseniz felaha erersiniz.
1.Rab olarak Allah’ı kabul edeceksiniz.,
2.Dosdoğru olursunuz.
Korkmayın, üzülmeyin sizi cennetle müjdelerim diyor.
Emrullah Ayan’ın, yıllardır Myanmar’lı Budistlerin uyguladığı katliamlardan dolayı hayat memat mücadelesi veren Arakan’lı Müslümanlara son bir haftada yapılan katliamda ise üç binden fazla Müslüman’ın katledilmesinin konu edildiği hutbesini aşağıda sunuyoruz:
Hutbe: Arakan’da İnsanlık Dahil Her Şey Ölüyor
“Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, ‘Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver’ diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?” (Nisa: 75) Arakan, Myanmar’ın kuzeybatısında yer almaktadır. Arakan nüfusunun önemli çoğunluğunu Rohingya Müslümanları ile Budist Rukhine’ler oluşturmakta. İslam, Arakan’da 8. yüzyıldan itibaren bölgeye gelen Müslüman tüccarlar vasıtasıyla yayıldı. Arakan’da 1430’da bir İslam devletinin kurulduğu ve bu devletin 1784 yılında Budist krallık tarafından işgal edilinceye kadar 354 yıl bağımsız bir devlet olarak kaldığı bilinmektedir.
1948 yılından beri Budist Myanmar devletinin işgali altında bulunan Arakan’daki Müslümanlar, büyük baskı ve kısıtlamalar içerisinde hayatlarını devam ettirmeye çalışmaktadır. Bölgede Müslümanların evlenmeleri, seyahat etmeleri ve ilkokuldan sonra eğitim-öğretim almaları yasaktır. Müslümanların seyahat yasakları o kadar geniş ki başka bir kasabaya ailelerini ziyarete gitmek için bile izin almaları gerekiyor.
Bir milyondan fazla Arakan’lı Müslüman, başta Bangladeş olmak üzere Pakistan, Malezya, Suudî Arabistan’da çok kötü şartlarda mülteci olarak hayat mücadelesi vermektedir. Kamplarda açlıktan toplu ölümler alışılagelmiş bir durum haline gelmiştir.
Geçtiğimiz günlerde radikal Budist gruplar, Rohingya Müslümanlarına karşı propaganda başlattı ve onların Bangladeş’ten gelen mülteciler olduğunu iddia ederek sınır dışı edilmelerini istedi. Budist hükümet yetkilileri de bu gösterilere katılıp destek verince soykırıma yeşil ışık yakılmış oldu. Bu gösterilerin ve kışkırtmaların başında Aşin Virathu isimli rahip ve 969 lakaplı Budist örgüt bulunuyor. Bu rahip, Müslümanları, Myanmar’ın en büyük düşmanı olarak nitelendirip sosyal medya üzerinden Budistleri Müslümanlara karşı kışkırtarak örgütlüyor.
Son bir haftada, tüm dünyanın gözü önünde üç binden fazla Müslüman öldürüldü. Yapılan bu katliama karşı hiçbir devlet elle tutulur ciddî bir adım atmıyor. Myanmar askerleri ve Budist çeteler önceden belirlenen bölgelere helikopter destekli baskın yapıp medreseleri ve evleri tahrip ederken kaçan Müslümanlar güvenlik güçleri tarafından vurularak öldürülüyor.
1982’de kabul edilen yasa ile “devletsiz” sayılan Arakan’lı Müslümanlar, ülke içinde vatandaşlık hakkına sahip değiller. Tutuklanan hiçbir Rohingya Müslüman’ından haber alınması mümkün değildir. Bir köyden bir köye izinsiz gidilmesi durumunda 7 yıl hapis cezası veriliyor. İzin istendiğinde ise izin verilmiyor. Saat 21:00’den sonra sokağa çıkmak yasak. Hiçbir Arakan’lı Müslüman devletin imkanlarından yararlanamaz, hastalandığında devlete ait hastanelere gidemez, devlet dairelerinde çalışamaz ve bir nüfus kağıdına sahip olamaz. BM tarafından “Dünyada en çok zulüm gören topluluk” olarak adlandırılan Arakan’lı Müslümanlar dört bir taraftan zulümle kuşatılmış halde varlıklarını sürdürmeye çalışıyor.
Şu anda hükümet destekli baskınlar ve katliam eyalet çapında sürüyor. Binlerce Müslüman evsiz ve ibadethanesiz hayatlarına devam etmeye çalışıyor. Hükümet basın mensuplarının ülkeye girişine engel olduğu için sağlıklı haber almak çok zor. Batı ve insan hakları örgütleri her zamanki gibi seyretmeye ve endişelenmeye devam ediyor. Fakat hiçbir ülke ciddî manada yardıma koşmuyor. Son derece sağlıksız ortamlarda yaşayan Arakanlı Müslümanlar dünyadan kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyor.
Myanmar’da 1982’de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakan’lı Müslümanlar “devletsiz” sayılıyor. Arakan’lı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.
Dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Myanmar’a bile gücü yetmeyen İslam Dünyası’nın iktidarları bugünkü suskunluklarının bedelini mutlaka ödeyecektir.
Suriye’den Yemen’e, Gazze’den Kudüs’e, Irak’tan Afganistan’a, Mısır’dan Libya’ya, Mekke’den Çeçenistan’a, Türkiye’den Arakan’a, Patani’den Filipinler’e, Somali’den Doğu Türkistan’a, Asya’dan Afrika’ya ve diğer bölgelere bütün İslam ümmetinin bayramı mubarek olsun. Zalimlerin bayramlarımızı zehir etme çabalarına karşı inancımızı ve değerlerimizi sahiplenerek İslamî kimliği taşımaktan vazgeçmeyeceğimizi tüm dünyaya ilan ediyoruz. Tevhid, adalet ve özgürlük sevdalılarının bayramı mubarek olsun.
01.09.2017
Hazırlayan: Emrullah AYAN
Cemaat, bayramlaşma ve geleneksel hale gelen çocuklara hediyeler verilmesi etkinliğinden sonra dağıldı.