Pazar, Eylül 8, 2024
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe: Allah, Gökte de Yeryüzünde de Tek İlahtır.

Hutbe: Allah, Gökte de Yeryüzünde de Tek İlahtır.

by İlkav Editor
1,3K 👁
A+A-
Reset
Hutbe: Allah, Gökte de Yeryüzünde de Tek İlahtır.
“O, gökte de ilah olandır, yerde de ilah olandır. O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.” (Zuhruf: 84)
İslâm, yalnızca iki çeşit toplum tanır; İslâm toplumu ve cahiliye toplumu…
İslâm toplumu, içinde İslâmî esasların uygulandığı toplumdur. Bu sıfat, akîde, ibadet ve şeriat olarak İslâm’ın uygulandığı toplum için söz konusudur.  
Cahiliye toplumu ise; içinde İslâmî esasların uygulanmadığı, İslâm akîdesinin, düşüncesinin, İslâmî ahlâk ve hareket sisteminin hâkim olmadığı bütün toplumların adıdır. 
İslâm toplumu, İslâm şeriatını kendileri için geçerli kanun kabul etmedikleri halde kendilerine Müslüman adını yakıştıran insanların oluşturduğu bir toplum değildir. Namaz kılsalar, oruç tutsalar ve Allah’ın evini ziyaret etseler de İslâm toplumu değildir. Yine İslâm toplumu bazı kişilerin kendi kendilerine yeni bir İslâm icad edip Allah’ın belirttiği ve Rasulullah’ın açıkladığının dışında bir İslâm olarak çıkarıp üstelik modern İslâmiyet veya İslâm Sosyalizmi, İslam Demokrasisi diye adlandırdıkları şey de değildir. 
Cahiliye toplumu bazen çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Ama hepsinin özellikleri, temel esasları aynı olduğundan bu şekillerin tümü cahiliye esasına dayanır ve cahiliye olarak isimlendirilir. 
Cahiliye toplumu bazen, Allah Teâlâ’nın varlığını inkâr eden, tarihi; diyalektik ve materyalist açıdan yorumlayan ve Bilimsel Sosyalizm adı verilen düzeni uygulayan bir toplum şeklinde ortaya çıkar. Bazen de demokrasi, monarşi v.b. gibi Allah Teâlâ’nın varlığını inkâr etmeyen, fakat göklerin egemenliğini kendilerince O’na bırakıp yeryüzü egemenliğinden güya O’nu azleden, O’nun şeriatını hayatında uygulamayan, insanlar için değişmez prensipler olduğunu buyurduğu değerleri geçerli saymayan, insanların havralarda, kiliselerde ve mescidlerde Allah’a ibadet etmelerini serbest bırakırken, günlük hayatlarında Allah’ın şeriatı ile hükmetmelerini yasaklayan bir toplum şeklinde de ortaya çıkabilir. Bu toplum, böylece Allah’ın yeryüzündeki ulûhiyetini ya inkâr etmekte veya kendilerince askıya almaktadır. Allah Teâlâ’nın şu âyet-i celile ile değişmezliğini ilan ettiği ulûhiyeti: 
“O’dur gökte ve yerde ilah olan.” (Zuhruf: 84) 
İşte bu yüzden söz konusu toplum, Allah’ın dininden olamaz. Allah’ın aşağıdaki âyet-i kerimede ifade ettiği dosdoğru dinden: 
“…Hüküm ancak Allah’ındır. O yalnızca kendisine kul olmanızı emretti. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Yusuf: 40)
Bu toplum bu yüzden cahiliye toplumudur. Her ne kadar Allah’ın varlığını ikrar etmese de, her ne kadar insanların havralarda, kiliselerde ve mescidlerde ibadetlerini serbest bıraksalar da…
İslam toplumu sahip olduğu bu özelliği ile yegâne Medenî Toplum’dur. Cahiliye toplumları ise bütün çeşitleri ile gerici ve yobaz toplumlardır. 
Bir toplumda en yüce hâkimiyet, sadece Allah’a ait olursa ve bu hâkimiyet ilâhî şeriatın üstünlüğü esasına dayanırsa, işte bu tip toplum, biricik İslâm toplumu olur. İçerisinde, insanın gerçek ve olgun manada hürriyete kavuştuğu, kulun kula kulluktan kurtulduğu biricik toplum…                                                                                                           
Bu toplum, aynı zamanda insânî medeniyetin de ta kendisidir. Çünkü insânî medeniyet, insanın gerçek ve tam manada hürriyete kavuşması ve toplumdaki her ferdin mutlak onun yani hürriyetin sahibi olması ilkesine dayanmayı gerektirir. 
Bir kısım insanın Allah’tan bağımsız kanun koyduğu, tanrılaştırıldıkları, bir kısım insanların da bu kanunlara bile isteye uyduğu, bu tanrılaştırılmışlara itaat ettiği, kul ve köle olduğu bir toplumda gerçek anlamda insan hürriyetinden ve insan onurunun varlığından söz edilemez. 
Bir toplumda, insanların bazıları bazılarına bu baskıları uygularsa, toplumun bir kısım fertleri bu baskılara boyun eğerse o toplum hür toplum olamaz. Bu toplum az önce de belirttiğimiz gibi, bir takım insanların tanrılaştırıldığı, bir kısmının da köleleştirildiği bir toplumdur. Ve bu toplum bu nedenle geri bir toplumdur. Veya İslâmî ifadeyle, bu toplum bir cahiliye toplumudur!…
Tek ilâhın hâkimiyet kurduğu ve kulların kullara kul olmaktan kurtulup tek olan Allah’a kul oldukları yegâne toplum ise İslâm toplumudur. İşte bunun için İslâm toplumunun fertleri gerçek ve kâmil manada kurtuluşa kavuşmuş olurlar. İnsânî medeniyetin temel dayanağı olan kurtuluşa… Allah’ın insana takdir etmiş olduğu gibi insan şeref ve haysiyetinin en açık tarzda ortaya çıktığı toplum da yine İslâm toplumudur. Çünkü Allah insanı yeryüzünün halifesi olarak ilan etmiş ve yüce katında onları onurlandırdığını bildirmiştir.
24.07.2020
Hazırlayan: Emrullah AYAN
 

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

Hutbe: Allah, Gökte de Yeryüzünde de Tek İlahtır.

by İlkav Editor
1,5K 👁
A+A-
Reset

Hutbe: Allah, Gökte de Yeryüzünde de Tek İlahtır.
“O, gökte de ilah olandır, yerde de ilah olandır. O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.” (Zuhruf: 84)

İslâm, yalnızca iki çeşit toplum tanır; İslâm toplumu ve cahiliye toplumu…
İslâm toplumu, içinde İslâmî esasların uygulandığı toplumdur. Bu sıfat, akîde, ibadet ve şeriat olarak İslâm’ın uygulandığı toplum için söz konusudur. 
Cahiliye toplumu ise; içinde İslâmî esasların uygulanmadığı, İslâm akîdesinin, düşüncesinin, İslâmî ahlâk ve hareket sisteminin hâkim olmadığı bütün toplumların adıdır.
İslâm toplumu, İslâm şeriatını kendileri için geçerli kanun kabul etmedikleri halde kendilerine Müslüman adını yakıştıran insanların oluşturduğu bir toplum değildir. Namaz kılsalar, oruç tutsalar ve Allah’ın evini ziyaret etseler de İslâm toplumu değildir. Yine İslâm toplumu bazı kişilerin kendi kendilerine yeni bir İslâm icad edip Allah’ın belirttiği ve Rasulullah’ın açıkladığının dışında bir İslâm olarak çıkarıp üstelik modern İslâmiyet veya İslâm Sosyalizmi, İslam Demokrasisi diye adlandırdıkları şey de değildir.
Cahiliye toplumu bazen çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Ama hepsinin özellikleri, temel esasları aynı olduğundan bu şekillerin tümü cahiliye esasına dayanır ve cahiliye olarak isimlendirilir.
Cahiliye toplumu bazen, Allah Teâlâ’nın varlığını inkâr eden, tarihi; diyalektik ve materyalist açıdan yorumlayan ve Bilimsel Sosyalizm adı verilen düzeni uygulayan bir toplum şeklinde ortaya çıkar. Bazen de demokrasi, monarşi v.b. gibi Allah Teâlâ’nın varlığını inkâr etmeyen, fakat göklerin egemenliğini kendilerince O’na bırakıp yeryüzü egemenliğinden güya O’nu azleden, O’nun şeriatını hayatında uygulamayan, insanlar için değişmez prensipler olduğunu buyurduğu değerleri geçerli saymayan, insanların havralarda, kiliselerde ve mescidlerde Allah’a ibadet etmelerini serbest bırakırken, günlük hayatlarında Allah’ın şeriatı ile hükmetmelerini yasaklayan bir toplum şeklinde de ortaya çıkabilir. Bu toplum, böylece Allah’ın yeryüzündeki ulûhiyetini ya inkâr etmekte veya kendilerince askıya almaktadır. Allah Teâlâ’nın şu âyet-i celile ile değişmezliğini ilan ettiği ulûhiyeti:
“O’dur gökte ve yerde ilah olan.” (Zuhruf: 84)
İşte bu yüzden söz konusu toplum, Allah’ın dininden olamaz. Allah’ın aşağıdaki âyet-i kerimede ifade ettiği dosdoğru dinden:
“…Hüküm ancak Allah’ındır. O yalnızca kendisine kul olmanızı emretti. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Yusuf: 40)
Bu toplum bu yüzden cahiliye toplumudur. Her ne kadar Allah’ın varlığını ikrar etmese de, her ne kadar insanların havralarda, kiliselerde ve mescidlerde ibadetlerini serbest bıraksalar da…
İslam toplumu sahip olduğu bu özelliği ile yegâne Medenî Toplum’dur. Cahiliye toplumları ise bütün çeşitleri ile gerici ve yobaz toplumlardır.
Bir toplumda en yüce hâkimiyet, sadece Allah’a ait olursa ve bu hâkimiyet ilâhî şeriatın üstünlüğü esasına dayanırsa, işte bu tip toplum, biricik İslâm toplumu olur. İçerisinde, insanın gerçek ve olgun manada hürriyete kavuştuğu, kulun kula kulluktan kurtulduğu biricik toplum… Bu toplum, aynı zamanda insânî medeniyetin de ta kendisidir. Çünkü insânî medeniyet, insanın gerçek ve tam manada hürriyete kavuşması ve toplumdaki her ferdin mutlak onun yani hürriyetin sahibi olması ilkesine dayanmayı gerektirir.
Bir kısım insanın Allah’tan bağımsız kanun koyduğu, tanrılaştırıldıkları, bir kısım insanların da bu kanunlara bile isteye uyduğu, bu tanrılaştırılmışlara itaat ettiği, kul ve köle olduğu bir toplumda gerçek anlamda insan hürriyetinden ve insan onurunun varlığından söz edilemez.
Bir toplumda, insanların bazıları bazılarına bu baskıları uygularsa, toplumun bir kısım fertleri bu baskılara boyun eğerse o toplum hür toplum olamaz. Bu toplum az önce de belirttiğimiz gibi, bir takım insanların tanrılaştırıldığı, bir kısmının da köleleştirildiği bir toplumdur. Ve bu toplum bu nedenle geri bir toplumdur. Veya İslâmî ifadeyle, bu toplum bir cahiliye toplumudur!…
Tek ilâhın hâkimiyet kurduğu ve kulların kullara kul olmaktan kurtulup tek olan Allah’a kul oldukları yegâne toplum ise İslâm toplumudur. İşte bunun için İslâm toplumunun fertleri gerçek ve kâmil manada kurtuluşa kavuşmuş olurlar. İnsânî medeniyetin temel dayanağı olan kurtuluşa… Allah’ın insana takdir etmiş olduğu gibi insan şeref ve haysiyetinin en açık tarzda ortaya çıktığı toplum da yine İslâm toplumudur. Çünkü Allah insanı yeryüzünde kendi halifesi olarak ilan etmiş ve yüce katında onları onurlandırdığını bildirmiştir.
                                                                                                            20.07.2018
                                                                                              Hazırlayan: Emrullah AYAN

 

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon