Pazar, Eylül 8, 2024
Ana sayfa Teslimiyet

Teslimiyet

by İlkav Editor
1,1K 👁
A+A-
Reset
ولا تركنوا الى الذين ظلموا فتمسكم النار وما لكم من دون الله من أولياء ثم لا تنصرون
 
Müslümanlar
 
İnsan acizdir. Bu sebeple kendinden üstün bir güce bir otoriteye sığınma, teslim olma ihtiyacı hisseder. Teslimiyet ise acziyetin ikrarıdır. Teslimiyet kulluğun ruhu ve ilk adımıdır. Teslimiyet biz acizlerin insanların değişmez kaderidir. Teslimiyet kulların hakikatidir. Teslimiyeti reddedenler terbiyeden mahrum kalırlar. Teslimiyeti hazmedemeyenler, sindiremeyenler silinmeye mahkûmdurlar.
 
Müslüman ise teslim olunması gerekene hakkıyla teslim olan, asiliği değil kulluğu izzet ve şeref bilendir. Arzu edilen şeref, izzet ve onur ancak teslim olunması gerekene bütün fedakârlıkları göze alarak her şeyiyle teslim olmakla elde edilir. Gücü otoriteyi iktidarı ve hakimiyeti elinde tutan teslim olmaya en layık olandır. İşte imtihan bu noktadadır . Kulların imtihanı teslim olacakları mercinin tesbitinde gizlenmiştir. Güç ve otoritenin gerçek merciğini doğru tesbit edemeyenlerin bir ömür çırpınmaları ve mücadeleleri boşa gider, faydasızdır.
 
Kulun teslimiyetindeki samimiyeti kulluk pratiğiyle ortaya çıkar. İşlerini düzenleyen, tabii olduğu güç ve otorite olarak gördüğü merciye karşı takındığı tutum ve davranışlarıyla, yönelişiyle yakarışıyla ve onu razı etme çabasıyla ortaya çıkar. Sorunlarını çözeceğine inandığı güce yönelmeyenler, o güce sırtını dayamayanlar, dayandığı güce kendini her zaman ve her ortamda nisbet etmekten onur duymayanlar, dilleriyle samimi olduklarını iddaa etselerde pratikte yalancı oldukları ortaya çıkacaktır. Çünkü normal bir insan önüne çıkan sorunları halletmek için ilk önce ihtiyaç duyduğu güce sığınan, ondan yardım dileyendir.
 
Kendisini güç ve otorite olarak gören hiç bir varlık, kendi gücü ve otoritesi sınırları dâhilinde kendisine şirk koşulmasına tahammul edemez ve hâkimiyeti bir başkasıyla paylaşmaya asla razı olmaz. Emir sahibi ancak ve ancak emirlerine dosdogru bir şekilde tabii olanlardan razı olur. Onun için rabbimiz resulüne emrolunduğun gibi dosdoğru ol buyurmuştur.
 
İşte bu noktada önümüze üç tip insan çıkmaktadır. Birincisi sözünde ve amellerinde gerçek güç, gerçek otorite olarak âlemlerin rabbini seçenlerdir ki, bunlarda bir sorun yoktur. Onlar için korku yoktur ve onlar mahsunda olmazlar. Çünkü onlar لا حول ولا قوة الا بالله diyerek tek güç sahibinin Allah olduğuna inanmışlar, onun emirleri doğrultusunda konuşup, onun rızası için fedakârlığı göze almışlardır. Onların söylemleri ve eylemleri yalnız alemlerin rabbini razı etmeye yöneliktir. Bundan dolayı kınayıcıların kınaması onların zoruna gitmez. Onlar bulundukları ortamlara, her şeyden önce Allah adına girenlerdir. Onlar hakkın şahitliğini yaparak hak adına Allah adına tavırlarını koyanlardır. Kimliklerini saklayıp başka şemsiyelerle yaşama onursuzluğuna düşmezler. Onlar tıpkı Gazze’de direnen kardeşlerimiz gibi Hamas gibi, İslami Cihad gibi hareketlerinin islamiliğinin onurlarını bütün fiillerinde yansıtırlar.
 
İkinci gurup ise güç ve otorite olarak Allah’tan başkasın üstünlüğüne inanan, Allah’ın yolundan başka bir yola dayanan gücü kuvveti ve hakimiyeti orada görenlerdir ki bunlar Allah’ın rızasına asla mazhar olamazlar fakat belki kendileri için seçtikleri ve kendilerine mühlet verilen tağutlarının, şeytanlarının ideolojilerinin rızasıyla tatmin olurlar.
 
Üçüncü bir gurup daha var ki onlar bulanık ortamları severler. Onların ne söylemlerinde nede eylemlerinde bir netlik yoktur. Kalplerini söylediğini dilleri söylemez, dillerinin ikrar ettiğini kalpleri ikrar etmez. İnsanlar onların hiçbir şekilde (ne imanda ne de küfürde) imanlarına şahadet edemezler. Bunlardan bir kısmı insanları Allah adına Allah’ın dışındakilerin otoritelerini güçlerini kabul etmeye çağırır. Bir kısmıda sahte güç ve otoriteleri benimseyerek, kutsayarak Allah’a çağırma sevdasındadır. Onlar kalplerinin Allah’ın gücüne inandığı iddasındadır fakat ne hikmetse dilleri hep demokrasinin gücünden bahseder. Yeryüzünde hak batıl savaşını sona erdirmek için arabuluculuğa, barış elçiliğine soyunurlar. batılın razı olacağı bir hakkı, batılın izniyle hakim kılma peşindedirler. İtirazlarını dahi Allah adına değil, Allah düşmanlarının kabul ettiği degerler adına yükseltirler. Oysa ki gerçek güç sahibinin perdeler arkasına gizlenmeye ihtiyacı yoktur.
 
Onlar batıla şirin görünmek, hak ve batılın birbirine geçtiği puslu havaları devam ettirmek için, ellerinden ne geliyorsa yaparlar. Güneşin doğmaması ve kendi ayıplarının gözler önüne serilmemesi için gerekirse zalimlerle işbirliği yaparak kardeşlerini satarlar. İşte bu gurub insanların tipik bir örneği ; onyıllardır filistinde müslüman kanı döken siyonist köpekleri bile hoşnut etmeği başarmış, zilletin doruğundaki bir alçak sözde barış için Türkiye’ye geliyor. Siyonist israil tarafından mazlum filistin halkının temsilcisi olarak görülen ve filistin devlet başkanı adıyla taltif edilen bu insan Allah’ın gücünü hiçe sayarak dünya müstekbirlerinin kuyruguna takılmış ve yıllarca el altından siyonistlerle işbirliği yapmıştır. Aslında Abbas Filistinlileri değil, Filistin’i esaret altında yaşatan, ABD-AB, Siyonist İsrail ve Arap-ırkçı Mısır ve diğer rejimlerin temsilcisi olarak Türkiye’ye gelmektedir. Çünkü Gazze’deki şanlı İslami direniş, Mahmut Abbas ve onunla beraber olan, puslu ortamlarda üreyen işbirlikçilerin üzerine güneş gibi doğmuş ve bu zelil yapının bütün pisliklerini, bütün kokuşmuşluklarını gözler önüne sermiştir. Hak ve batıl savaşındaki bu netleşme Abbas’ın oyununu bir bütün bozmuş ve Abbas Filistin halkı üzerindeki bütün itibarını tamamen yitirmiştir. Artık Filistin halkı yıllarca FKÖ yöneticilerinin emperyalist batının tezgahıyla işgalcilerle masaya oturarak, el sıkışarak, sözde barış görüşmeleri yalanlarına kanmamakta, gerçek çözümün islami direniş saflarında olduğunu açıkça görmektedir. Filistin davası asıl sahiplerini bulmuştur. Artık hak gelmiş batıl zail olmuştur. Su görünmüş teyemmüm bozulmuştur. Artık Abbas yolcudur. Allah’ın izniyle Abbaslar gidicidir. Bu işbirlikçi zalimi Filistin halkının temsilcisi olarak davet edip ona itibar etmek ise ancak onunla aynı familyadan olanlara yakışan bozguncuların tevessül edeceği lüzümsuz bir tavırdır.. Filistin halkının temsilcisi olarak Abbas’ı çağırmak Allah’ı değil ancak siyonist İsrail’i ve onun emperyalist ortaklarını memnun eder. Bu itibarla bizler çocuk katillerinine lojistik destek sağlayan, Filistin halkını temsil etmekten aciz Mahmud Abbas adındaki hakkaniyet ve izzetten sıyrılmış bu ikiyüzü zalimin Ankara’ya davet edilmesini nefretle kınıyoruz. Ve bu vesileyle AFDP olarak Cumartesi günü saat 12 de güven parkta düzenleyeceğimiz basın açıklamasına burada bulunan bütün kardeşlerimizi davet ediyoruz. Filistin davasını ancak filistin için canlarını ortaya koyan direnen kardeşlerimiz temsil edebilirler. Filistin davasını ancak Allah’tan başka hiçbir güç kabul etmeyen yalnız Allah’a boyun eğen, eylemiyle söylemiyle dosdoğru olan, hiçbir ortamda inancından taviz vermeyen yiğitler temsil ederler. Filistin davasını kulluğunu yalnızca Allah’a hasredenler temsil edebilirler. Elhamdulıllah bu yiğitler vardır ve her ortamda Allahın ismini yüceltmekten çekinmeyerek islami kimliklerini ortaya koyarak canları pahasına direnmektedirler .
 
Rabbim direnen kardeşlerimizin yardımcısı olsun . buradan Hamas’a İslami Cihada bin selam olsun.
 
Rabbim bizleri İSLAM ından gurur duyan , emrolunduğu gibi dosdoğru olan kullarından eylesin.
 
Rabbim bizlere yalnız Allah adına tavır koyma, Allah için itiraz etme , Allah adına yaşama ve ölme bilinci nasip etsin
 
Rabbimiz bizi zillet bataklığından korusun güç ve otoriteyi yalnızca Allaha has kılan, sadece o gücü razı etmenin peşinde olan, ümmetin derdini dert edinen izzetli kullarından kılsın. 

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon