Pazar, Ekim 12, 2025
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe: Sumud, kitleleri harekete geçirecek canlı bir hikâye oldu.

Hutbe: Sumud, kitleleri harekete geçirecek canlı bir hikâye oldu.

by İlkav Editor
113 👁
A+A-
Reset

Hutbe: Sumud, kitleleri harekete geçirecek canlı bir hikâye oldu.
“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.”
 Kardeşlerim, bugün Hicrî Rabiu’l-Âhir ayının 11’i 1447/Cuma
Küresel Sumud Filosu,Gazze ile dayanışma ve katil İsrail’in ablukasını kırmak için 44’ten fazla ülke halkının desteğiyle birçok küçük gemiden oluşan filonun adıdır. Filo, 31 Ağustos’ta İspanya’dan hareket etmiş, filoya katılmak için Türkiye dahil farklı ülkelerden 400 aktivist teknelere binerek yola çıkmıştı.  
Sumud, artık yalnız bir kelime değil filoya dönüşen insan iradesidir. Sumud, sadece hayatta kalmayı değil, hayatı ve insan izzetini savunuyor. Gazze’deki çıkmazı çözme iddiası yok, ancak insanlığın, vicdanın ve dayanışmanın harekete geçmeyi mecbur ettiğini hatırlatıyor.
2010’da, kardeşlerimiz açık denizde, Mavi Marmara gemisinin güvertesinde hayatlarını kaybetti. İnsanlar biliyor ki soykırım ve kıtlık karşısında tarafsız olmak, tarafsızlık değil, suç ortaklığıdır. Tüm iktidarların önündeki tercih net; ya insanlığın ve uluslararası düzenin kalanını koruyun ya da halkınıza bu düzenin neden göz göre göre çökmesine izin verdiğinizi açıklayın!Gazze’ye giden Sumud filosunun anlamını kavramak için İsrail’in eylem ve söylemlerine bakmak yeterlidir. Bu çabaların en son ve en önemlisi Sumud Filosu denize açılırken, İsrail Savunma Bakanı Ben-Gvir düşmanca söylemler dile getirdi. Bakan, filodaki gönüllülerin “terörist” olduğunu ve böyle muamele edeceklerini ilan edip tehdit etti.
Aktivistlere suçlu muamelesi yapmak standart bir uygulama haline geldi ve bu durum, sivillere karşı işlenen korkunç şiddet eylemlerinden hiçbir İsraillinin sorumlu tutulmaması gerçeğiyle daha da güçlendi. Ancak bu, 2011, 2015 ve 2018 yıllarında tekrar tekrar denize açılmaya çalışan aktivistleri caydırmadı.
Bu dinamik, mevcut soykırımla birlikte dramatik bir şekilde değişti. Gazze’deki Filistinlilerle dayanışma dalgası yükseldi ve şu anda birçok Avrupa toplumunda hâkim durumda. Sonunda, en son Küresel Dayanışma Filosu‘nun yola çıktığı İspanya da dahil olmak üzere çeşitli hükümetlerin desteğini kazandı.
Gemiler, Gazze’ye hayati önem taşıyan yardım malzemeleri taşıyacak, ancak yükleriyle birlikte ele geçirilip el konulma ihtimalinin, kuşatma altındaki Gazze şeridine ulaşma ihtimalinden çok daha yüksek olduğunu çok iyi biliyorlardı.
İsrail, Gazze’ye uyguladığı ablukaya karşı çıkmaya cesaret eden kişi veya kuruluşlara karşı sürekli öfke dili ve şiddet eylemlerine başvuruyor.
İsrail, Filistin konusunda sivil toplum eylemlerinin güçlü etkisinin farkındadır. Aslında, Filistinlilerin haklarını savunan küresel hareketlerin çoğu, dayanışma filoları, sivil toplumun, hükümetlerin ve uluslararası kurumların sorumluluğu olması gerekeni yapmak için ne kadar ileri gitmeye hazır olduğunun güçlü bir ifadesidir.
Soykırımcı İsrail’in bakanı Ben-Gvir’in aktivistlere “terörist” olarak muamele edeceğine dair açık tehdidi, İsrail’in korkularının doğrudan bir yansıması ve uluslararası dayanışmanın artan etkisinin güçlü bir kabulüdür.
İsrail’i yenecek Filistin halkı ve onların sumudu/kararlılığı olsa da, uluslararası dayanışmanın kritik rolünü küçümsemek olmaz. Özgürlük filosu, izole eylemler değildir. Aksine, bunlar nihai olarak İsrail’in uluslararası arenada derin bir izolasyona uğramasına yol açacak küresel sürecin hayatî bir parçasıdır. Bu süreç, şimdiden önemli bir başarıya ulaşmıştır.
Sumud Filosu Gazze’deki ablukayı kırmak için denize açıldığında, mesele; sadece gemilerin kıyıya ulaşması değil, denizler ve kıtalar ötesine şu mesajı göndermekti: Gazze yalnız değil ve 497 aktivist, kuşatılmış bir halkın yanında olmak için dünyanın en saldırgan işgalcileriyle yüzleşmeyi göze almıştır.
Akdeniz’de olanlar sadece bir deniz müdahalesi değil; uluslararası dayanışma için yeni bir sayfanın açılmasıydı. Filonun her ferdi, sınırları aşan bir kararlılık taşıyordu. İsrail gemileri durdurabilir, ancak aktivistler döndüklerinde çok daha yüksek sesle yankılanacak sesleri susturamazlar. Bu aktivistler tutuklanıp kötü muamele görerek sınır dışı edilmeleri Filistin’in içinde bulunduğu durumdan etkilenmemiş kitleleri de harekete geçirecek canlı bir hikâye haline gelir.
17 yılı aşkın bir süredir devam eden abluka sonrasında Gazze’nin en büyük ihtiyacı, sadece maddi kısıtlamaların kaldırılması değil, aynı zamanda bu kısıtlamaları sürdüren sessizliğin ve suç ortaklığının kırılmasıdır. Özgürlük Filosu ve ona binmeye cesaret edenler tam da bunu başarır, denizi kürsüye, yolculuğu bir tanıklığa, aktivistleri ise elçilere dönüştürür. Bu bir vicdan savaşıdır ve gemiler yelken açmaya devam ettiği sürece Filistin’in hikâyesi yeni kıyılara ulaşmaya devam edecektir.
03.10.2025
Hazırlayan: Emrullah AYAN

  

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar