Ankara'da tedavi görmekte olan Filistinli yaralıları ziyaretimiz sırasında bir kere daha Siyonist katillerin işledikleri suçun korkunçluğu yanında, Gazzeli kardeşlerimizin metin ve mütevekkil tutumlarını da müşahadede etme imkanı bulduk
Türkiye medyasında ve siyaset düzleminde Erdoğan'ın Şimon Peres adlı katile yönelik çıkışını günlerdir diplomatik usullere uygunluk, Türkiye'nin menfaatleri ve benzeri şablonlarla tartışmaya çalışan, daha doğrusu İsrail savunusuna malzeme arayan tipleri iğrenerek izliyoruz. Sayıları çok fazla olmasa ve sesleri eskisi kadar güçlü çıkamasa da Hamas'ın terörist olduğunu söyleyenlerden, İsrail'in Türkiye'nin çok yakın bir dostu olduğunu vurgulayana kadar bir dizi vicdan yoksunu yazar ya da politikacı bir biçimde İsrail'e karşı verilmiş insani bir tepkiyi yargılama ve mahkum etme çabasındalar. Günler, haftalar boyu Gazze'de yaşanan korkunç manzaralar karşısında bile hala hiç utanmadan İsrail'i savunabilen bu tiplerin insanlıktan nasibi olmadıkları çok açık. Oysa Siyonist saldırganlığın nasıl bir insanlık suçu olduğunu görmek hiç zor değil. Şehit edilen yüzlerce insanı, camisiyle, okuluyla, su şebekesiyle ambulanslarıyla yakılan yıkılan bir şehri "insanım" diyen birisinin nasıl görmezden gelebildiğini anlamak mümkün değil.