3,6K
İLKAV Alternatif Eğitim Konferansları’nın 2008-2009 sezonundaki son konferansının konuğu Ali DEĞİRMENCİ idi.
İLKAV’ın Alternatif Eğitim Konferansları’nın bu haftaki konuğu Ali DEĞİRMENCİ idi.
Ali Değirmenci konuşmasına, sosyal dengenin ve adaletin kaybolmasını merkeze alan çeşitli sorular sorarak ve güncel, çarpıcı durum tespitleri yaparak başladı. Yöresel, bölgesel ve küresel ölçekte zulüm ve sömürü odaklarının yaptıklarına değindi; ifsad örnekleri sundu, yozlaşma ve değer yitimi konusunda özlü tespitlerde bulundu. Ekinin ve neslin bozulması, ilke ve değer merkezli yaşama üslubunun buharlaşması, “vitrinlerde yaşama”nın özendirilmesi, ekonomik ifsadın yaygınlaşması, yeryüzü kaynaklarının egemen emperyalist güçlerce sömürülmesi gibi konulara da değinen Ali Değirmenci, Müslümanların da bu kirli sarmalın bir parçası olmaya doğru evrildiğini belirtti: “Hem bireyler, hem aileler hem de sosyal öbeklenmeler değişip başkalaşarak çözülüyor bugün. Ölçü yok, itidal yok, ahret bilinci yok. Çocuklar bugün de en iğrenç yollarla istismar ediliyor, öldürülüyor; modernizm onları diri diri gömüyor. İnsanlar fuhşa zorlanıyor. Hayatın taşrasına itilen sokak çocukları, tinerciler artıyor. Her türlü ahlâksızlık ve düşüklük, dünyevî bir meşruiyete büründürülüyor. Dünyanın en zengin ailelerinden biri olduğu halde asgarî ücreti yüksek bularak yarıya indirilmesini isteyen sanayiciler var. Küçücük kızlar, gövdeleri üzerinden pazarlanıp satılıyor. Birçok insan yemekhane, yatakhane ve abdesthane arasında bir hortum gibi yaşıyor adeta. Obezite, en az açlık kadar ciddi ve küresel bir soruna dönüşüyor bu arada. Yeni bir insan tipi, bir “homo-ekonomikus” türedi sanki. Komşusu aç yatarken kendisi tok yatanlarla dolu yanımız yöremiz. Bu olumsuzluklar bizim mahallemize de dadanıyor ister istemez. Şuayb’ı taşlayanların arasında “müslümanım” diyenlere de sıklıkla rastlıyoruz artık.”
İslam’ın kendine özgü kavramlar ve ilkeler doğrultusunda, özgün bir hayat ve gelecek tasavvuru sunduğunu belirten Ali Değirmenci, bu konuyla ilgili olarak çeşitli kıssalardan ve ilk İslam toplumundan örnekler, etkileyici tablolar sundu.
Ali Değirmenci, sosyal denge ve adalet konularıyla bağlantılarını da gözeterek, sunumunun temelini oluşturan kavramları Kur’an bütünlüğü ekseninde tek tek açıklayıp izah etti. Değirmenci; ayetler eşliğinde ve güncel karşılıklarına da değinerek sırasıyla “israf”, “cömertlik”, “cimrilik”, “tebzîr”, “haset” gibi kavramlar üzerinde durdu. Bunların bireysel ve toplumsal karşılıklarına değindi, bu kavramlarla ilgili anlam daralmalarına ve yanlış algılara temas etti.
Zinde, inkılâpçı bir insanî perspektif ve şahsiyet inşası öneren İslâm’ın aynı zamanda bir ahlâk intifadası, insanî bir yüceliş de içerdiğini söyleyen Ali Değirmenci; küçük ve konulu bir Kur’an çalışması örneği sayılacak şekilde “infak” kavramı üzerinde de durdu. Çok önemli bir Kur’anî kavram olan “infak” kavramını Kur’an ayetleri eşliğinde izah ederken, çeşitli sorularla konunun daha iyi anlaşılmasını sağladı: “Niçin infak etmeliyiz, infak edersek ne olur, nelerimizden infak edeceğiz, kimlere infak edeceğiz, ne kadar infak edeceğiz, ne zaman infak edeceğiz, nasıl infak edeceğiz, hangi Müslümanlar infak konusunda mazurdur, infak etmeme nedenleri nelerdir, infak etmezsek ne olur?..”
Ali Değirmenci konuşmasının sonunda, müslümanca yaşamanın temel umdeleriyle bezeli olan “vahyedilen hikmetler” üzerinde durdu. Bu bildirimlerin özlü bir “ahlâk ve erdemlilik programı” sunduğunu, yeryüzünde bulunuş ve yaşayışımızı bütünüyle kuşattığını vurguladı. İsra suresinin 22 – 39. ayetleri arasında yer alan hikmetleri, günümüz gerçekliğiyle örtüştürerek kısa kısa açıklayan Ali Değirmenci, hayatı yeniden bu ilkeler, bu insanî ve evrensel hikmetler eşliğinde inşa etmemiz gerektiğini belirterek sunumunu tamamladı.