Cuma, Aralık 26, 2025
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe : Yılbaşı ve Müslümanlar  

Hutbe : Yılbaşı ve Müslümanlar  

by İlkav Editor
7 👁
A+A-
Reset

Hutbe : Yılbaşı ve Müslümanlar                   
“Onlara: ‘Allah’ın indirdiğine uyun!’ dendiğinde, ‘Hayır, biz atalarımızdan ne görmüşsek ona uyarız’ diye karşılık verirler. Şeytan atalarını kızgın cehennem ateşine çağırmış, onlar da şeytanın çağrısına uyup doğru yoldan çıkmış iseler yine de onların izinden mi gidecekler?” (Lokman: 21)
Kıymetli mü’minler bugün Hicri Recep ayının 6’sı 1447/Cuma.
Bugünkü hutbemiz yılbaşı ve halimizi muhasebeye dair olacak inşâAllah. Birkaç gün sonra her birimizin ömür sermayesinden koca 1 yıl daha geçmiş olacak. Son elçinin konuya işaretle buyurduğu “İki günü birbirine müsavi olan ziyandadır” hakikatinin gereğini yerine getirmiş olanlara ne mutlu. Vur patlasın çal oynasın nev’inden günlerini/ömürlerini sorumsuzca fıtratlarını bozarak vahiyden uzak hatta fıskı ve fesadı yaygınlaştırarak geçirenlere veyl olsun.
Bu meyanda Rabbimiz; “İnsanların hesaba çekilecekleri gün yaklaştı; halbuki onlar gaflet içinde haktan yüz çevirmektedirler.” 21/1 buyurur. Bu âyetin yüklediği sorumluluğa göre hesap gününün yaklaşması endişesi ile her insanın, o gününün haşyetinden titreyip aklını başına alması ve hesap günü endişesi ile hayatını dizayn etmesi gerekir. Bu âyet; akledenlerde sorumluluk ve tefekkür bilinci oluşturup gafletten uzak bir hayat yaşamayı gerekli kılar.
Noel Hz. İsa’nın doğum günü olarak kabul edilen 24, 25 Aralık tarihlerinde kiliselerde dua ve ayinlerle anılan Hıristiyan kültürünün bayramıdır. Noel’in kelime anlamı doğuştur. Noel’in yılbaşı kutlamaları ile alâkası yoktur. Yılbaşı eğlence kültürü son yıllarda yapılan propagandalar ile “oyun ve eğlence” dininin bir ritüeli olarak dünya insanlığına dayatılmaktadır. İnsanlık özellikle körpe beyinler bu kültürle zehirlenmektedir. Yılbaşı eğlence ve çılgınlıkları insanlığın ve insafın yok edildiği sınırsız ve ölçüsüzce tüketim ve eğlence kültürünün zirvesinde kaybolma halidir. Sekiz milyarı aşan nüfusu ile insanlık İslâm’ın adaletinden uzak, büyük kısmı açlık ve sefalet hayatı yaşamaktadır.
Çarpık ve adil olmayan gelir dağılımına dair bir anket bilgisi: Dünya nüfusunun % 1’i dünya servetinin % 50’sine sahip bulunuyor. İnsanlık, özellikle Müslüman halklar bu çarpık servet dağılımından fazlasıyla etkilenmekte ve yoksulluğun zirvesinde yaşamaktadır. Ayrıca yıllardır başta Gazze, Yemen, Sudan, Somali, Arakan, Suriye ve Afrika’nın kimi bölgeleri ABD ve siyonist katillerin katliam ve soykırımlarıyla karşı karşıya bulunuyor. Hemen hemen birçok bölge bu halde iken insanlara barıştan, umuttan, mutluluk ve eğlenceden söz etmek mümkün mü? Bizler duyarlı ve sorumlu mü’minler olarak bu ve benzeri günlerde oyun ve eğlenceyle insanları aldatıp gözlerini boyayan emperyalist müstekbirlerin tarihten günümüze; Gazze’de, Suriye’de, Irak’ta, Arakan’da, D.Türkistan’da ve tüm insanlara yaptıkları sistematik katliam ve soykırımları asla unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
Değerli mü’minler, Rabbimiz her dönemde vahiyler göndererek fıtrata uygun, tuğyan ve fısktan uzak, nefsin ve neslin muhafazasını, yeryüzünün ıslah ve imarını gelecek nesillere örnek teşkil edecek şekilde Müslümanlara görev olarak vermiştir. Bizler bu görevin asr-ı saadet sonrası aşama aşama değişik sebeplerle yerine getirilememesi sonucunda örnek ümmet olma halinden taklidçi tüketim topluluğu haline geldik. Dünyaya tevhidin, kulluğun yalnızca Yaratana yapılması gerektiğini, O’nun dışında hiçbir güce boyun eğilemeyeceğini, daima Hay ve Kayyum olan Allah’a güvenileceğini, ölülerden medet beklenilemeyeceğini, onların ilke ve yasalarının ezeli ve ebedî olan Allah’ın yasalarına tercih edilemeyeceğini, kısacası bu hallerin şirk olduğu gerçeğinden hareketle bunların reddedilmesi gerektiğini örneklememiz gerekirdi. Ancak yıllardır yaşadığımız hakikat Hıristiyan ve Yahudi dünyasının da gerisinde batının kokuşmuş kural ve kanunlarını baş tacı yapıp batılılaşma uğruna her türlü dini hassasiyetlerden de vazgeçmek suretiyle kötü bir taklidçi olduk. Oysaki Kur’an “Onlara: ‘Allah’ın indirdiğine uyun!’ dendiğinde, ‘Hayır, biz atalarımızdan ne görmüşsek ona uyarız’ diye karşılık verirler. Şeytan atalarını o kızgın cehennem ateşine çağırmış, onlar da şeytanın çağrısına uyup doğru yoldan çıkmış iseler, yine de onların izinden mi gidecekler?” 31/21 vb. birçok âyette bu hali kesinlikle yasaklıyordu.
Ancak İslâm dünyası Arabı ve acemiyle Türkü ve Kürdü ile her tür gelişmişliği, kurtuluşu, medeniliği, batının kanun, kural ve hayat tarzının taklidiyle elde edilebileceğine inandırılmıştı. Yani eğitimden ticarete, hukuktan kılık-kıyafete her şeyimizle batıyı taklid edecek ve ancak o zaman medeni, çağdaş ve gelişmiş olacaktık. Bu değişimin üzerinden 100 yıldan fazla zaman geçti. 100 yıldır biz batılıyız. Ama her gün her taraf kanalizasyon gibi patlıyor. Yolsuzluklar, cinayetler, çocukların bile silahla çevreye dehşet saçar hale gelmeleri, bahis/kumar oyunları, uyuşturucu ve madde bağımlıları, trafikte yol kavgaları ve yan bakma dehşetleri ve daha niceleri. Tüm bunlar büyük bir bataklığın meydana getirdiği böcek ve sivrisineklerden kaynaklanmaktadır. Bu sayılan ahlaksızlık ve cürümleri işleyenleri yakalayıp cezalandırmak şimdiye kadar hiç çözüm olmadı ve olmayacakta… Zaten verilen cezalar da, şimdilerde olduğu gibi af yolu ile sıfırlanmaktadır. Bataklık kurutulmayıp ıslah edilmezse bu ve benzeri haşereler üremeye devam edecektir. Yıllardır uygulanan sistem hevaya dayalı, fıtrata ters, zulme dayalı, adalete ters bir hayat tarzı olduğu için tüm çaba ve emekler boşa gitmektedir. Duyarlı ve sorumlu bir Müslüman olarak yapılması gereken hakkı batılla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeden, insanlara iyiliği Kur’an’ı emredip, kendimizi unutmadan, Bakara: 143’te işaret edildiği üzere  “İşte böylece sizi mu’tedil (adâletli ve dengeli) bir ümmet kıldık ki, insanların üzerine şâhidler olasınız, Rasul de sizin üzerinize şâhid olsun” emr-i ilahisini gereği gibi idrak ettiğimizde, işte o zaman gerçek kurtuluşa ermiş olacağız. Ne mutlu bu güzelliği elde edenlere…
26.12.2025
Hazırlayan : Hayati İSAOĞLU                                                                    

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon