Perşembe, Kasım 21, 2024
Ana sayfa CUMA HUTBELERİ Hutbe: Kimse Kimsenin Günah Yükünü Çekmez!

Hutbe: Kimse Kimsenin Günah Yükünü Çekmez!

by İlkav Editor
686 👁
A+A-
Reset

Hutbe: Kimse Kimsenin Günah Yükünü Çekmez!

“Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Yükü (günahı) ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenmez…” (Fâtır: 18)
Kardeşlerim, bugün Hicrî Şaban ayının 25’i 1444/Cuma
Hiçbir yüklenen başkalarının yükünü yüklenmeyecektir. Âyetteki “Vizr”, ağırlık, yük, günâh, sorumluluk anlamlarına gelmektedir. Herkes kendi yaptıklarından, kendi günâhlarından sorumlu tutulacak, kimse kimsenin yaptıklarından sorumlu tutulmayacaktır.
Mekkeli kâfirler, Müslüman olan akrabalarını, şereflendikleri bu dinden vazgeçirebilmek için, “eğer dinlerinizden dönerseniz sizin günâhlarınızı biz yükleniriz,” diyorlardı da Rabbimiz onları böylece uyarıverdi. Öyleyse birilerinin yarın kendilerini kurtaracaklarına inananlar yalan söylüyorlar. Halbuki o gün baba evlâdından, evlât babasından kaçacak, kimsenin kimseye bir yardımı olmayacak. O gün ne babanın evlâdına, ne evlâdın babasına, ne kocanın karısına, ne kadının kocasına sağlayabileceği bir şey vardır.
Herkes yardımcısız ve yalnız olarak Allah’ın huzuruna gidecektir. Melikler yalnız, hükümdarlar, krallar yalnız, hacılar, hocalar yalnız, üstadlar, şeyhler yalnız ve hattâ peygamberler bile yalnız. Hepsi de çaresiz Allah’ın kendilerine vereceği hükme razı olacaklardır. Herkes kendi sorumluluğunu, kendi yükünü yüklenecek.
Üzerimizde pek çok yük, pek çok sorumluluk var. Kitabı okuyacağız ve yüklerimizi sorumluluklarımızı anlayacak ve Allah’ın istediği şekilde yerine getirmeye çalışacağız. Allah’tan ve Resûlü’nden başkalarının bizim üzerimize yükledikleri yüklerin asla umurunda olmayacağız.
Yine içinde bulunduğumuz toplum Allah tanımayan kâfir bir toplum olsa ve bizden Allah’ın emir ve yasaklarına ters şeyler istese, asla bizim önümüzde Rabbimizin bizden istediklerini yerine getirmemize engel olamayacaktır. Toplum içinde de olsak, tek başına da olsak bir ümmet olmaya çalışmak zorundayız. Çünkü işte bu âyetle anlıyoruz ki her insan, İman, hidâyet, emanet ve vahiy gibi yüklerin altındadır.
Bir Müslüman olarak, bir baba, bir ana, bir idareci olarak benim üzerime Rabbim hangi yükleri, hangi sorumlulukları yüklemişse, ben onların tümünü tek başıma taşımak zorundayım. Akraba da olsa kimse kimsenin yükünden bir şey taşımayacak, yüklenmeyecektir.
Hiç kimse cezanın bireyselliği ilkesi gereğince başkasının yerine geçemez, kendini başkasının yerine koyamaz. Öyleyse Mekkeli müşrikleri doğru yola iletmeye çalışan Peygamberimizin onların doğru yola girmelerinde doğrudan kendisi hesabına bir kazancı yoktur. Nasıl onlar kendi davranışlarından dolayı hesaba çekilecekler ise, Peygamberimiz de sadece kendi davranışlarının hesabını verecektir. Herkes sorumluluk yükünü kendi sırtında taşır. Hiç kimse bu konuda ona yardımcı olamaz. Kim kötülüklerden arınırsa, bu arınmayı kendi hesabına gerçekleştirmiştir. Kazançlı çıkan kendisidir, başkası değildir. Her iş sonunda Allah'a döndürülecektir.
Sorumluluğun ve cezanın bireyselliği ilkesi hem ahlâk bilincini, hem de davranış tarzını kesin biçimde etkiler. Her insanın davranışlarının cezasını göreceği, başkasının davranışlarından sorumlu tutulmayacağı, fakat kendi davranışlarının sorumluluğundan da yakayı kurtaramayacağı bilincine vardığını düşünelim. Bu bilinç, o kişiyi uyanık tutan güçlü bir etken olur. Adam hesaba çekilmeden önce kendini hesaba çeker. Üstelik başka birisinin kendisine faydalı olacağı ya da sorumluluk yükünü paylaşacağı yolundaki bütün yanıltıcı amellerden sıyrılır.
Bu ilke aynı zamanda insana güven aşılayan bir etkendir. Bireyler toplumların suçlarından sorumlu tutulacakları endişesinden kurtulurlar. Fertler topluma öğüt verdikten, ellerindeki bütün imkânları kullanarak onları sapıklıktan alıkoymaya çalıştıktan sonra görevlerini yapmış olacaklarının ve kendi kişisel iyi davranışlarının yararı ile baş başa kalacaklarının vicdan huzurunu hissederler.
Yüce Allah insanları listeleri tutulmuş gruplar halinde huzuruna çağırıp hesaba çekmez. O herkesi tek tek hesaptan geçirir. Herkesi kendi davranışlarından dolayı ve sorumluluğunun sınırları içinde hesaba çeker. İnsanın dilinin döndüğü kadar başkalarına öğüt vermesi, elinden geldiği oranda bozuklukları düzeltmeye çalışması gerekir. Bu herkesin görevidir.
Eğer birey bu görevi yerine getirirse, artık toplumun içinde yüzdüğü kötülüklerden sorumlu değildir. Tersine o yaptığı iyiliklerin ödülleri ile baş başa kalır. Buna karşılık toplumun iyi olması da kötü bir kimseye fayda sağlamaz. Çünkü dediğimiz gibi yüce Allah insanları listeleri tutulmuş gruplar halinde karşısına alıp hesaba çekmez.
Âyette bu gerçek, Kur'an üslubuna uygun bir somutlaştırma yöntemi ile dile getiriliyor. Bu yüzden de daha etkili, daha içe işleyici oluyor. Âyet bu ilkeyi şöyle somutlaştırıyor. Herkes kendi yükünü sırtında taşır. Hiç kimse başkasının yükünü taşımaz. Eğer birinin yükü kendine ağır gelir de en yakın akrabasını bu yükün bir kısmını kendi sırtına almaya çağırırsa, ricasını kabul ederek yükünü hafifletecek bir akrabasını bulamaz.
17.03.2023
Hazırlayan: Emrullah AYAN

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon