Pazar, Eylül 8, 2024
Ana sayfa Sığınırım İnsanların Rabbine

Sığınırım İnsanların Rabbine

by İlkav Editor
1,2K 👁
A+A-
Reset
“Deki sığınırım insanların rabbine, insanların ilahına, insanların melikine……………”
Muhterem kardeşlerim
İnsan ve insanlık dünya hayatında Rabbinin izin verdiği zaman diliminde yaşayacak ve bu yaşadıklarından dolayı rabbine hesap verecektir. İnsan itaat etmek için yaratılmıştır.Rabbimiz insanı kendi haline kendi istek ve arzularına bırakmadığı gibi Allah’ın dışındaki herhangi bir şeyin emrine girip onun istediği hayat tarzına göre veya onların emir ve yasaklarına göre bir hayat sürmeyi de kulları için uygun görmemiştir.Fakat insan hayatında, onu yönlendiren ve onun hayatına şekil vermek, onu kendi kalıbına sokmak isteyen, en önemli etken, yine kendisi gibi insanlardır.Yani kişinin toplumsal çevresidir.
Birçok insan yaşadığı cahili toplumun esiri olmuş ve içinde yaşadığı toplumun yargılarını, algılarını içselleştirerek hayatının vazgeçilmezleri haline getirmişlerdir. İnsan kendi iç dünyasında arzuladığı, hedeflediği, birçok eylemi bile, sırf “insanlar ne der” korkusu ve kaygısı ile uygulamaya geçirememektedir. Doğruluğuna inanmasa dahi kendi hayatını hatta ailesinin, çocuklarının, hayatını içinde bulunduğu toplumun baskın dayatmalarına “realite diye sunduğu sahte gerçeğine “ göre düzenlemektedir. Rabbimiz kitabında, insanların birbirlerini ve kendi yanlarından, heva ve heveslerinden çıkardıkları şeyleri, ilah edinmemeleri gerçeğine birçok ayette vurgu yapıyor. ”Nas”ın, insanların İlah olarak, Rab olarak, Melik olarak, kabul edilmemesi gerektiğini, gerçekte o ilah sanılanlarında aslında TEK bir ilahının olduğunu hatırlatıyor ve şaşmayan, sapmayan, eğilip, bükülmeyen bir tek gerçeğe, bir tek realiteye davet ediyor bizleri. Bütün insanlık için koyduğu mükemmel nizama. Bütün sahte rablerın, ilahların, meliklerin, nemalandıkları ve üzerinden tuğyanlarını sürdürdükleri, nizama!
Heybetinden dehşete kapıldığımız, denizlerin, dağların, güneşin, ayın, yıldızların, galaksilerin, boyun eğdiği zerre kadar isyan etmediği nizama!
Bu durumda bizler Allah’ın arzında azgınlık edenleri, Allah’ın kitabıyla uyarmak ve o izzet ve celal sahibinin kitabında “Qul” -de ki- diye emrederek, zalimlere, azgınlara müfsitlere söylememizi istediği ne varsa, Alemlerin Rabbinin emir kulu olma izzetiyle, ve “işittik itaat ettik” ilkesiyle hepsini söylemeli ve insanlara inzar etmeliyiz.
Ve bizler diyoruz ki;
Ey bizim üzerimizde iktidar sahibi olduğunu iddia eden insanlar!
Eğer rabbimiz rahmetiyle hepimize bahşettiği güneşimizi elimizden alsa, hala ona isyanla mı uğraşacaksınız?
Eğer ilahımız suyunu çekiverse, gidip kime yalvaracaksınız?
Eğer malik el mülk olan melikimiz, bu mülkü bizim için yaşanamaz kılsa, bu verimli toprakları birden çölleştirse, hangi zeminde azgınlaşıp, kimin toprağında hüküm süreceksiniz?
İyi bilin ki sahiplendiğiniz ve bizi kendisiyle faydalanmaktan alıkoyduğunuz veya vermemekle, kullandırmamakla tehdit ettiğiniz –rızık gibi, mülk gibi, hüküm gibi- ne varsa onlar zaten bizimde sizinde ilahı olan,
Bizimde sizinde rabbi olan,
Bizimde sizinde meliki olan Allah’ındır.
Bundan dolayı sizin bizi uymakla zorunlu kıldığınız, dayattığınız ilkeleriniz, Allah’ın arzında kurduğunuzu iddia ettiğiniz, sahte saltanatınız hepsi gayri meşrudur. Kanunsuzdur. Allah tıpkı sizlere vesvese veren, sizleri tağutlaştıran, şeytana mühlet verdiği gibi size de mühlet vermiştir.
Bizler sadece kulluğumuzun bize verdiği güç ve izzetle bunu söyler ve yaratılmış kimseden sığınma talebinde bulunmaksızın, insanların şerrinden yine insanların rabbi olan Allah’a sığınarak deriz ki ;

“ neuzu birabbin nas, melikin nas, ilahin nas” Sığınırız insanların rabbine, insanların ilahına, insanların melikine…

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon