İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı Alternatif eğitim konferansları devam ediyor. İLKAV konferans salonunda gerçekleştirilen konferansların bu haftaki konuğu Abdulhakim Beyazyüz “İslami Mücadeledeki Durumumuz ve İhtiyaçlarımız ” konulu sunumunu gerçekleştirdi. Abdulhakim Beyazyüz konuşmasına insanlığın kendi kendine zulmetmesi ve yeryüzünü ifsada boğması konusunu ele alarak başladı. Kendisine rehberlik görevi verilmiş olan insanın yeryüzünü ifsada kalkışmasının neden olduğu olumsuz gelişmeler üzerinde durdu. Beyazyüz şöyle dedi: “1965’ lardan sonra ciddi bir İslami kesim oluşmuş ve bunlar dünyaya söyleyeceklerimiz var demişlerdir. Fakat bu yapı bir denenmişlik yaşamadığı için niyetleri iyi olmasına karşı birçok zaaflar içeriyordu. Bu zaaflarla yaşanan süreç içerisinde bir kısım müslüman laik Kemalist sistem içerisinde hareket etti. Bu süreçte bir kısmı bireyselliğe, bir kısmı ise mistisizme yöneldi. Bunun yanında bir kısımda elhamdülillah kendini korumayı ve tevhidi hakikatler doğrultusunda yürümeyi bildi.” dedi.
Beyazyüz, günümüz itibariyle İslami hareket olarak durumumuzu ve varmamız gereken hedefleri belli başlıklar altında ele alarak konuşmasına devam etti. İlk olarak İslami hareketin bilgi yani eğitim boyutuna değinen Beyazyüz şöyle dedi:
“İslami kesimin eğitim boyutunu göz önünde bulundurduğumuzda bunu iki başlık altında değerlendirebiliriz Bunların birincisi, İslami ilimler alanındadır. Bizlerin geleneksel anlayışın olumsuz boyutlarını aşma, Kuran’’a yönelme, Kuran ve siyer birlikteliğini gündemleştirme önemli kazanımlarımızdır. İstenilen anlamda kaynaklarımıza ulaşma ve onlardan faydalanma ve ardından fıkh ederek onlardan halka bir şeyler sunmada ise büyük eksiklimiz vardır. Kuran’ın dilini bilmeden değerlerimizin ürettiği bilgi birikiminden faydalanmak elbette ki mümkün değildir.”
Konuşmada ikinci olarak dünya ve toplum bilgisi üzerinde duruldu ve şöyle denildi: Küresel istikbarın etkisini bugün küçük bir köy dahi hissetmektedir. Böylesine bir ortamda İslami liderliğin kapitalizmi modernizmi ve küresel istikbar sistemini bilememesi düşünülemez. Bu konuda değerlendirmelerden uzak liderliğin “at yarışları” hakkındaki bir soruya at yarışı sünnettir cevabını vermesi durumun vahametini ortaya koymak açısından kayda değer bir örnektir. Hicaz bölgesindeki bazı âlimlerin durumu ve siyasal olaylara yaklaşımı da bu konuda örnek gösterilebilir.
Beyazyüz konuşmasına şöyle devam etti.”Başka bir boyutta ahlaki boyuttur. Elbette ki iş boyutunda İslam’ın öngördüğü bir ahlak vardır. Aynı zamanda fertlerin birbiri ile ilişkileri anlamında da bir ahlak vardır.Bu noktada sınırlı oranda toplumdaki diğer kesimlerden farklı olmamıza karşılık bu alanda net bir düşünsel perspektife ne de bir pratiğe ulaşamadığımızı görmekteyiz.”
b-)İslami bir kimlik ve İslami bir dille kendimizi ifade etmekteki bilinç ve özgüven eksikliğimiz.(Bu durum gerçekleştirdiğimiz şahitliklerin liberal/demokrat ve diğer seküler kesimlerin hanelerine yazılmasına neden oluyor.)