Salı, Aralık 3, 2024
Ana sayfa HABERLER İLKAV’ DA KURBAN BAYRAMI NAMAZI VE BAYRAMLAŞMA

İLKAV’ DA KURBAN BAYRAMI NAMAZI VE BAYRAMLAŞMA

by İlkav Editor
3,4K 👁
A+A-
Reset

İLKAV’ DA KURBAN BAYRAMI NAMAZI VE BAYRAMLAŞMA

Sabahın erken saatlerinde kurban bayramı namazı için bir araya gelen Ankaralı Müslümanlar bayram namazı kıdıktan sonra birbirleri ile bayramlaştılar. Namazdan önce Şeyho Duman Hocanın sohbeti oldu.Sohbette Duman hoca şu hususlara değindi.

‘’Allah her zaman bizleri görüyor-gözetliyor. Rabbimiz bunun farkında olmayı bizlere nasip etsin.    Allah sınırlarına dikkat edilmesini istiyor. İnsanlardan kendilerine yazık edenler “Yazıklar olsun sana, yine yazıklar olsun sana…” (Kıyamet: 34) âyetinin muhatabı olurlar. Allahu Teâlâ âdetâ şöyle seslenerek kınıyor: “Sen temiz yaratılmıştın, sınırlarıma riayet etmeden yaşayarak kendinizi kirletmişsiniz” Bir kısmı da Allah’ın hudutlarına/sınırlarına riayet etmişler. Onlara da meleklerin müjdeli hitaplarına mazhar olmuşlardır: “Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der: ‘Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi ebedî kalmak üzere buraya girin.’ “ (Zümer: 73)Bunlar ayrıca YâsînSûresi 58. âyetinde de Allah’ın müjdeli hitabına mazhar olurlar:“Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak (kendilerine) ‘selam’ (vardır).”Allah’ın ve meleklerinin müjde içerikli hitaplarına muhatap olmak Allah’ın sınırlarına riayet etmekten geçer.“Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. işte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rum: 30)
Bu âyetten çıkan mesajlar da şöyle özetlenebilir: Benim yarattığım fıtratı bozmayın. Eğer bu yaratılışı bozarsanız sonucuna katlanırsınız. Ayrıca fıtratını bozanlara Rabbimiz “Ben sizi böyle yaratmamıştım” ifadesine muhatap olacaklardır. İnsanlar hata yaptıkça, günah işledikçe bunlar insanda yaralar açar. Bu yaralar onu yaratılış özelliklerinden uzaklaştıracaktır. Şeytan da zaten bu fırsatı kaçırmaz ve insanların gerek kendi fıtratlarını gerekse de yaratılmış diğer varlıkların fıtratlarını bozarlar ve fesadı yaygınlaştırırlar: “… Yine onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını bozacaklar..” (Nisâ: 119)Halbuki Allah; fıtratın bozulmaması için insana uyarılar içeren, yönlendiren Kur’ân’ı göndermiştir. Kur’an, hayatın ve fıtratın korunması için gönderilmiş ilâhî bilgi kaynağıdır. Maalesef bugün Kur’an, güzel sesli hafızlar tarafından, bilmem hangi makamda ölülerin arkasından veya mezarlarda okunur hale gelmiştir. Halbuki Allah;
“Biz, Kur’an’dan öyle âyetler indirmekteyiz ki, mü’minler için şifâ ve rahmettir. Zalimlerin de ancak sapıklığını artırır.” (İsrâ: 82) buyurur.Allah’ın hayatımız için göndermiş olduğu bu Kur’an’ın prensiplerini madde madde uygularsak hayatımızın hastalıklarına şifâ olduğunu çok açık olarak göreceğiz.’’

Bayram namazı hutbesini Yalçın İçyer hoca verdi.İçyer hoca hutbesinde Adem As ve Habi-Kabil  kıssaları bağlamında ihlas,Allah’tan gerektiği gibi korkma,hased ve kardeşine merhametle davranma konuları üzerinde durdu.

Ekitap için tıklayın

Hutbe aşağıda verilmiştir.

 

RAHMET VE TEVHİD AYI RAMAZAN

ADEM'in İKİ OĞLUNUN KISSASINDAN ALMAMIZ GEREKEN DERSLER

وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ابْنَيْ آدَمَ بِالْحَقِّ إِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِن أَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الآخَرِ قَالَ لَأَقْتُلَنَّكَ قَالَ إِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللّهُ مِنَ الْمُتَّقِينَ (Ey Muhammed!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “Andolsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki, “Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti. لَئِن بَسَطتَ إِلَيَّ يَدَكَ لِتَقْتُلَنِي مَا أَنَاْ بِبَاسِطٍ يَدِيَ إِلَيْكَ لَأَقْتُلَكَ إِنِّي أَخَافُ اللّهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ “Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım. إِنِّي أُرِيدُ أَن تَبُوءَ بِإِثْمِي وَإِثْمِكَ فَتَكُونَ مِنْ أَصْحَابِ النَّارِ وَذَلِكَ جَزَاء الظَّالِمِينَ Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın. İşte bu zalimlerin cezasıdır.”فَطَوَّعَتْ لَهُ نَفْسُهُ قَتْلَ أَخِيهِ فَقَتَلَهُ فَأَصْبَحَ مِنَ الْخَاسِرِينَ Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de (nefsine uyarak) onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu. 5/27-30

I-GİRİŞ

Rahman ve Rehim olan alemlerin Rabbına hamdediyorum. Salat ve selam Rahmana hamdetmenin yolunu yaşayarak gösteren tüm resullere ve dostlarına olsun. Rabbım onların yolunda gidenlerden razı olsun. Bizleri onlardan eylesin.

Sevgili kardeşler! Sizleri Allah'ın selamı ile selamlılyorum. Rabbım sizlerin ve tüm mazlumların yardımcısı olsun. Ramazan, müslümanların Allah'a yakın olduğu aydır. Ramazan onun için rahmet ayıdırr. Onun için sizinle merhametin zirvesini bize anlatan Kur'an'ın bir kıssasını paylaşayım. Hz.Adem'in iki oğlunu kıssası. Kur'an'da geçen ve büyük bir yekün tutan kıssalar bize rahmet olarak anlatılıyor. Onlardan ders çıkaralım ve örnek alalım diye anlatılıyor. لَقَدْ كَانَ فِي قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِّأُوْلِي الأَلْبَابِ مَا كَانَ حَدِيثًا يُفْتَرَى وَلَكِن تَصْدِيقَ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصِيلَ كُلَّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.12/101 İslam ümmetinin bu kıssalardan çıkaracağı çok dersler vardır. Bu kıssalar boşuna anlatılmıyor. Rabbım bu anlatacğım kıssadan gereken dersi almayı bize nasip etsin.

II-KISSAYI DOĞRU ANLAMAK

Kur'an kıssalarından ders çıkarmanın ilk yolu kıssları doğru anlamakatan geçer. Hz. Adem'in iki oğlu hakkında anlatılan bu kıssa oldukça özet ve kısa anlatılıyor. Detaylara inmeden bir kaç ayette öz olarak anlatıluıyor. Çünkü kıssanın bize gereken olanın ders almamaızdır. Kıssanın önünde iki engel vardır.Birincisi, tarihsel israiliyat haberler, ikincisi çağdaş israiliyat. Bunlar benim hutbemin konusu değildir. Ancak iki noktayı altını çizerek belirteyim. Bu kısaca anltılan kıssa hakkında uydurulan israiliyattan uzak okumak gerekiyor. Mesela, ayette kardeşin öldürülürmesinin sebebi sunumun kabul edilmememsi gösteriliyor. Uydurma haberler, iki kızdan dolayı gösteriyor. İkincisi çağdaş israiliyattır. Mesela, bu kıssanın yaşanmadığını, allahın sanatsal olarak örenk vetrdiğini iddiası. Bunların hepisi kur'an dışı iddialardır. Bu kıssa yaşamış bir tarihi olaydır. Allah ondan ders alalım diye bize anlatıyor. Yani geçmiş ve çağdaş uydurmalardan arındırarak okumalıyız. Şimdi bu bakış açısı ile kıssadan kısaca aldığımız derslere bakalım.

III- DÜŞÜNENLER İÇİİN GÜZEL DERSLER

Bu kıssadan alacağımız güzel dersler vardır. Özellikle biz müslümanların alması gereken dersler vardır. Beni de bu kıssayı anlatmaya iten bu dersler oldu. Özellikle siz kardeşlerime ve tüm müslümanlara bu dersleri güzel okumamaızı istiyorum. Rabbım ders almayı nasip etsin. Aşağıda vereceyim derslerle ilgili iki kitap tavsiye ediyorum. Said Havva Ruh Terbiyemiz ve imam Gazalinin İhya Ulum din dördüncü cildi. Kalbin halleri, hased, günah bölümleri.

1.DERS; İHLASLA KULLUK YAPMAK

Yukarda da ifade ettim kıssayı dikkatle okursak sunum-kurban- kabul edilişinin sebebi takvadır. İhlas üzere rabbına kurban sunan kardeşin sunusu kabul görüyor. '…Allah(cc) takva olanı kabul eder..' O halde amellerimizde riya, menfaat ve makam beklemeden sadece Allah rızasını gözetlemek gerekiyor. Zumer suresi ilk ayetlerden itibaren işliyor bu konuyu. إِنَّا أَنزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ فَاعْبُدِ اللَّهَ مُخْلِصًا لَّهُ الدِّينَ Ey Muhammed! Şüphesiz ki, Kitab'ı sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah'a has kılarak ihlas ile kulluk أَلَا لِلَّهِ الدِّينُ الْخَالِصُ وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ أَوْلِيَاء مَا نَعْبُدُهُمْ إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا إِلَى اللَّهِ زُلْفَى إِنَّ اللَّهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ فِي مَا هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌİyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez. 39/2-3 Ve ihlasla ilgili bir hayli disler vardır. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Şüphesiz Allah, biçimlerinize ve sözlerinize bakmaz, işlerinize ve kalblerinize bakar."
Ebû Hureyre radıyallahu anh. İbn Mâce.

2.DERS; İNSAOĞLUNUN DÖKTÜĞÜ İLK KANNIN SEBEBİ, HASED

Hased, kardeşinin güzelliklerini çekememeyip ona tuzaklar kurmaktır. Kardeşini tebrik etmesi ve onun gibi samimi olması gerekirken, hased onu öldürmeye teşvik ediyor. Bu cümleleri yazarken Hz. Yusuf kıssasını seyir ediyordum. Tamda hasedin anlatıldığı sahne. Yusuf(as) kıssaıda hasedin canlı bir örneği. Bir hadiste hased, 'Salih amelleri ateşin kuru odunu yiyip bitirdiği gibi bitiren hastalık'1 olarak tanıtılır. Ve insanlık tarihinde ilk kanın dökülmesine sebep olan bu hastalığı bize anlatmak için rabbımız bu kıssayı bize anlatıyor. Allah(cc) kainattaki şerlerden sakınmayı son resule(ass) emir ediyor. Ve üç şerri özellikle hatırlatıyor. Onlardan bir tanesi, 'وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ hased edenin hasedinden…'dir. 113/5

3.DERS; ALLAH KORKUSUNU HAYATIN İLKESİ YAPMAK

'…… seni öldüreceyim….' diyen kardeşine, '….. ben seni ölmeketen rabbımdan korkarım. Benim ve senin günahını yüklenmeni isterim…' Allah korkusu, gönlünü kaplamış bir mümin. Günah işlemekten korkar. Çünkü rabbından korkuyor. Bu tarihsel sünnet son elçininde korkusu idi. 10/15 Bir rivayette şöyle buyuruluyor. 'Günahlardan çok korkan, Allah’a en çok ibadet edenlerden olur. [İbni Mace] Tertemiz kalmanın ilkesi bu ahlaktır. Sevgili kardeşler.

4.DERS; KARDEŞİNE KARŞI ÖFKE, KİN VE İHTİRASLA DEĞİL MERHAMETLE KARŞILIK VERME

Büyük imtihan. Ve bügün su ve hava gibi ihtiyacı olduğumuz olay. Bakın kıssayı okuyalım bu kısmı ile. Kardeşi, '… Ben seni öldüreceyi….' diyor. Cevaba bakın kardeşler. '…… sen bana elini uzatırsan beni öldürmek için, ben sana elimi uzatmam seni öldürmek için….' Mümin ihtirasla ve öfkeyle kalkmaz ve oturmaz. İşte kıssa bize bunu anlatıyor. الَّذِينَ يُنفِقُونَ فِي السَّرَّاء وَالضَّرَّاء وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.'3/134 Bu kıssanın anlattığı kardeşlik ahlakı yaşanırsa, Allah'ın bize vaad ettiği zafer çok yakın olacaktır. İmamların herbirisi bir vasfı ile tanınır. İmam Ebu Hanife de insanlarla uzun uzun tartışmaları ile tanınır. Bir gün, bir kardeşi ile tartışan oğlunu tartışmadan men eder. Oğlu sorar sevgili babamsen hep tartışırdın, ama bizi alıkoyuyorsun. O da şu güzel cevabı veririr. 'Bizler, tartışırken kardeşimizin imanını başında bir kuş gibi bilir ve uçurmamak için dikkat ederdik. Ama siz kadeşinizinin imanını uçurmak için tartışıyorsunuz.'2 Ne doğru bir tesbit.

Sevgili kardeşler! Rahmet ayı olan ramazan ayında bu kıssayı okuyalım ve hayata geçirelim ve islam ümmetinin başında ki kardeş düşmanlığının kaldırılmasına vesile kılalım. 'Şüphesiz müminler kardeştir' 49/15 ilkesini yaygınlaştıralım ve şu duayı sürekli yapalım. Ensar ve muhacirin arasında ki dua. وَالَّذِينَ جَاؤُوا مِن بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلًّا لِّلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.” 59/10 Rabbim bize de bu güzel ahlakı nasip etsin ve bizi kıssada anlatılan dersleri alanlardan eylesin. Allaha emanet olun.

Kardeşiniz

Yalçın İçyer

Ramazan1439/2018 Essen

1-Said Havva Ruh Terbiyemiz, İmam Gazali ihya Hased bölümü

2-Muhammed Ebu zehra Mezhepler Tarihi Ebu Hanife ve İmamlar Sultanlar M. islamoğlu

 

Allah kurban bayramını Müslümanların dirilişine vesile kılsın,bayramınız mübarek olsun.

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV DA KURBAN BAYRAMI NAMAZI VE BAYRAMLAŞMA

by İlkav Editor
2,6K 👁
A+A-
Reset

İLKAV DA KURBAN BAYRAMI NAMAZI VE  BAYRAMLAŞMA

 

İlkav konferans salonunu sabahın erken saatlarinde dolduran Müslümanlar bayram namazını kıldıktan sonra bayramlaşma merasimi yaptılar.

 

“İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.”

Ekitap için tıklayın

Hac:27

Gelsinler ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”

Hac:28

 

Bayram namazı öncesi Şeyho Duman hocanın Kurban Bayramı idrakinin Hz.İbrahim in geçirdiği imtihan, Hz.İsmailin teslimiyeti, Haccın sembolleri eşliğinde düşünülerek anlaşılabileceğini, İslam ümmetinin içinde bulunduğu ahvalin, ancak Rabbimizin ipine sımsıkı sarılarak iyiye doğru değiştirilebileceğini ifade etti.

Paylaşmanın, bölüşmenin, ihtiyaç sahiplerinin sadece bayramlarda değil her zaman gözetilmesi gerektiğini ifade ettikten sonra, bayramların sevinçlerin paylaşıldığı, küslükleri ve dargınlıkları sona erdirildiği günler olduğundan bahsetti. Sözlerine devamla ama maalesef İslam coğrafyasının güneyinden kuzeyine doğusundan batısına her yanı kan ve gözyaşlarıyla zulüm altında inim inim inlemektedir. Müslümanların bu durumdan kurtuluşları rabbimizin gönderdiği Kur’an’a hep birlikte sarılmakla mümkün olacağını söyledi.

Duanın önemi ve Rabbimizle olan ilişkimizin iyi tutulmasının gereği üzerinde de durarak ayetlerle açıkladığı sohbetinden sonra teşrik tekbirleri getirildi ve bayram namazı eda edildi.

Emrullah AYAN'ın Haccın bir parçası olan Kurban'ın aslında hac ibadeti ile beraber düşünülmesi gerektiğini ve kurbanın mana ve önemine binaen irad ettiği hutbenin tam metni aşağıda sunulmuştur.

 

10 Zilhicce 1436/ 24 Eylül 2015

 

 

Hutbe: Kurban; Her Ümmet’e Meşru Kılınan İbadet


“Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır. Şu halde yalnız O’na teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele!” (Hacc: 34)

Yüceler yücesi Allah’a hamdolsun ki bir bayramı daha idrak ettik. O bayram ki; yaklaşmayı, yakınlaşmayı öğretir bize. Bize bizden daha yakın olana… Kutlu bir eylemle sevdiklerimizden vermeyi, sevindirilmesi gerekenlere ulaşmayı anlatır bize… Paylaşma ve dayanışmanın getirdiği ruh bizi birbirimize yaklaştırır. Coğrafi uzaklıklar kalplerde yakınlaşır. Bayramdır çünkü, verilecek selamımız, uzatılacak elimiz vardır. Kalplerimizi pekiştirecek rahmettir aradığımız. Buna vesiledir bayram. Çünkü adı kurbandır.


Kurban kesmek, bütün vahyi dinlerde bir tek Allah’a ibadetin önemli bir bölümüdür. Allah, tevhidi aşılamak için insanların kendisinden başkası adına kurban kesmelerini yasaklamıştır. Bu Allah’tan başkası önünde yapılması yasaklanan diğer şeylerle de uyum içindedir. Mesela; Allah’tan başkası önünde secde etmek, Allah’tan başkasına ibadet etmek, Allah’tan başkasına istianede (yardım dileğinde) bulunmak, Allah’tan başkası adına yemin etmek, Allah’ın belirlediği yerler dışındaki yerleri kutsal kabul edip ziyaret etmek, Allah’tan başkası için oruç tutmak gibi tevhidi bozan inanç ve amellerden uzak durmak.

    Kurban; insanı Allah’a yaklaştıran şey demektir. Bu bir ibadet ve hürmet ifadesidir ki, kurbanla insan Allah’a yaklaşmaya çalışır ya da kurban insanı Allah’a yaklaştırır. Bu yaklaşma elbette maddi anlamda bir yaklaşma değil, Onun rızasına ve sevgisine yaklaşmaktır. Kurban; bir alışveriştir. Allah’la kulu arasındaki çok karlı ticaretin sembolüdür. İstenen can ve mal, karşılığında ödenen ise cennettir. Cennetin de, mal ve canın da gerçek sahibi O olduğu halde hükmündeki tasarrufunu göstermek için, bağ bağışladığı kulundan, hikmeti gereği bir salkım ister ki, daha büyük bağlar ve bahçeler yani cennetler ihsan etsin.

Kurban; varlığın sahibine yönelişi sembolize eder. İnsanın emrine verilen maddenin yine O’nun emrine sunulmasıdır. Ya da “o benim kurbanımdı, ben ise Senin kurbanınım” demektir.

 Kurban; fedakarlıktır. Babanın oğlunu, oğulun canını feda etme iradesidir.

 Kurban; hayvanın insana verdiği en soylu derstir. Baş koymanın, kendini adamanın ve fedakarlığın dersi.

Kurban; ebedi olanı geçiciye, ahireti dünyaya, ameli söze tercih etmektir.

 Kurban; yaşamak ve yaşatmak için ölmenin öbür adıdır.

Allah’a yaklaşmak ancak ihlas ve samimiyetle yani Allah’ı gereği gibi sevmekle olur. Kurban; bu sevginin bir aracıdır. Mü’min kurban keserek bu sevgisini gösterir.

 Kurban; peynir gemileri bile lafla yürümezken, İslam gemisini lafla yürütmeye çalışanların aksine, karaya oturmuş bu gemiyi yeniden yüzdürmek için denizler akıtmanın, firavunlar için Kızıldenizler peyda etmenin talimidir. İslam tarihine baktığımızda kurban ile sembolize olmuş iki isim karşımıza çıkar, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail…


“(İbrahim) Dedi ki: Rabbim, bana salihlerden (bir çocuk) bağışla. Biz de ona itaatkar bir oğul müjdesini verdik. Ne zaman ki o, babasının yanı sıra yürümeye başlayınca dedi ki: Oğulcağızım! Gerçekten ben rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Bak! Artık, sen ne düşünürsün? (Oğlu) dedi ki: Babacığım, emrolunduğun şeyi yap! İnşaAllah beni sabredenlerden bulacaksın.

Böylece ikisi de teslim olup onu alnı üzere yıkınca, Biz ona ‘Ey İbrahim, diye seslendik, rüyanı tasdik ettin. Biz, muhakkak ihsan edicileri böyle mükafaatlandırırız. Muhakkak bu apaçık bir imtihandı. Biz de ona büyük bir kurbanlıkla fidye verdik. Sonra gelenler arasında da ona (iyi bir nam) bıraktık.” (Saffat: 100-108) 

  Hz. İbrahim çok sevdiği İsmail’ini yüceler yücesi Allah için feda etme iradesi göstermişti. Sen de kendi İsmail’ini ona en çok bağlı olduğun ve onu en çok sevdiğin zaman kurban etmelisin ki, kurbanın en değerli olsun.

Sen! Kim ve ne olursa olsun beraberinde kurban etmek için İsmail’ini getirmelisin. Hz. İsmail Hz. İbrahim’in yanında ne kadar sevgiliyse senin yanında da o kadar sevgili olanın olması gerekir İsmail’in… 

İnancını ne zayıflatıyorsa, gitmekten ne alıkoyuyorsa, sorumluluk kabul etmekten ne çekip çeviriyorsa, kendi kendinle olmana ne sebep oluyorsa, çağrıyı duymana ve gerçeği itiraf etmene ne engel oluyorsa, kaçmaya ne zorluyorsa, rahatın için bahaneler bulmana ne yol açıyorsa, seni ne kör ve sağır ediyorsa, işte odur senin kurban edeceğin…

Ne zaman ki Habil gibi en güzelini ve en sevdiğini kurban verirsen Rabbe o zaman onun gibi kurban olmaya hak kazanmışsın demektir. Ve önünde Zekeriya’lar, Yahya’lar, Sümeyye’ler, Yasir’ler, Mus’ab’lar, Ömer’ler, Ali’ler, Hüseyin’ler önder olarak duracaktır. Karanlık gecelerini aydınlatan o kurbanların yolunda yürümek için İsmail ol ve düş yollara ve sabret ve bekle Rabbinin vereceği emri.

24.09.2015
Hazırlayan: Emrullah AYAN

 

Hutbeden sonra bayramlaşma ve çocuklara hediyeler verilmesi ile merasim sona erdi.

 

 

Yorum yazın

* Bu formu kullanarak girdiğiniz bilgilerinizin saklanmasını ve size ulaşım için kullanılabileceğini onaylıyorsunuz.

İLKAV


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı

Editör'ün Seçimi

Son Yazılar

İLKAV Teknik Komisyon