1,2K
Muhakkak ki Allah’ın yakalaması çok şiddetlidir. Muhakkak ki Allah zulmedenleri hiç ummadıkları bir anda çok fena yakalar. Ve azgınlar neye uğradıklarını şaşırarak feryad ederler. Onlar için azaptan kaçış yoktur.
بسم الله الرحمن الرحيم
افلم يسيروا فى العرض فيكون لهم قلوب يعقلون بها او اذان يسمعون بها فانها لايعمى الابصار
ولكن تعمى القلوب التى فى الصدور
Hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı ? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki gözler kör olmaz lakin göğüsler içindeki kalpler kör olur. Hac 46
Müslümanlar
Rabbimiz soruyor onlar hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Nitekim nice insanlar gelmiş geçmiş nice saltanatlar kurulmuş nice imparatorluklar kan ve zulum üzerine tahtlar kurmuş ve ebedi hakimiyet hayalleri kurarken niceleri ummadıkları bir yerden yakalanarak yerin dibine geçirilmişlerdir. Her şeyiyle tastamam olan, dönemin en güzel nimetleri kendilerine ulaştırılmış olan Hud (a.s) ın kavmi AD kavmini düşünelim . Rabbimiz onlara bir çok nimetler vermiş onlar ise bu nimetlere karşı azgınlıkla cevap vermişlerdi . Hud (a.s) yıllarca Ad kavmine tebliğ etmiş ancak onlar bu davete isyanla ve zulumle karşılık vermişlerdi. Derken bir müddet Allahın rahmeti olan yağmurları kesiliverdi. Ne yapacaklarını şaşırdılar . Ardından katar katar gelen bulutları görünce sevinç içinde bulutların altına koştular . Uyarıları dikkate almamışlardı. Rahmet yağacak ümidiyle sevinerek azgınlıklarını devam ettiriyorlardı. Fakat rabbimiz onları hiç ummadıkları bir yerden yakalayacaktı. Rahmet sandıkları bulutlar onlara azabı hazırlamaktaydı. Onları azapla müjdeleyeceklerdi.
ان بطش ربك لشديد
Muhakkak ki Allah’ın yakalaması çok şiddetlidir. Muhakkak ki Allah zulmedenleri hiç ummadıkları bir anda çok fena yakalar. Ve azgınlar neye uğradıklarını şaşırarak feryad ederler. Onlar için azaptan kaçış yoktur.
İşte ad kavmi ve Onlarda yıkık ve viraneye dönmüş saltanatlarınıyla tarihteki yerlerini aldılar. Tıpkı yeryüzünde şeytanın sesine kulak veren diğer azgınlar gibi.
Ad kavminin yeryüzünde saltanat kurma peşinde olan çağdaş yandaşları da var. Onlarda Kalplerin değil, kalıpların esas alındığı, yüreklerin değil, heveslerin hakim olduğu nimetlerin hiçe sayıldığı bir dünyayı kendi nefisleri adına teslim almanın peşindedirler. Onlar teslim almaya calıştıkları Dağların, tepelerin, bitkilerin hayvanların bulutların yağmurların şimşeklerin firtınaların, tufanların kendilerinden çok daha önce, kendilerini var edene teslim olduklarının farkında bile değillerdir. Ad kavmini yakalayan yağmurlar, Nuh’un kavmini yakalayan tufanlar, ebreheyi bozguna uğratan kuşlar ve daha niceleri çoktan teslim olmuş ve her an her zamanda ve zeminde emre hazır beklemektedirler. Allaha teslim olanları kendilerine kul etmeye çalışanlar asla başarılı olamazlar olamamışlardır. O beyinsizler ki yeryüzüne hakim olmak isterler.Rabbim soruyor “siz hiç yeryüzünde dolaşmaz geçmiş yoldaşlarınızın başına gelen hallerden ibret almazmısınız.? Acaba onların akledecek kalpleri işitecek kulakları yok mu? Hayır göremezler akledemezler. Onların baş gözleri görse de başları düşünsede ,Kalpleri kördür görmezler. Basiretleri kalmamıştır akletmezler.
Onun için Allah’tan korkmadan, azgınlık içinde yeryüzünde kulluk etmedikleri gibi, kulluk edenlere de her fırsatta zulmetmekten geri durmazlar. Allah’ın arzında Allahın kullarını sefil ve perişan bir halde görmek onların hoşuna gider. Alllah adına hesap soranlara karşı Allahın hakkını hatırlatanlara karşı asla müsamakar olamazlar. Allaha olan öfkelerini Allahın kullarından çıkarmaya çalışırlar. Allahı acze düşüremeyeceklerini bildikleri için kullarına zulmetmekten zevk alırlar.
Bugun Gazze'de siyonist işgalcilerin yaptığı budur. Ellerinde onurlarından başka hiçbir sermayeleri olmayan bir avuç insana karşı yapılan bunca zulum, abluka tecrit başka şekilde izah edilemez. Dünya üzerinde müslüman olduğunu iddia eden bunca devlet, hükümetler cemaatler hatta mahmut abbasın başını çektiği bizzat kendileri de filistinli olan insanlar varken; neden bir avuç Mustaz’af halkın direnişi bu kadar zalimce sindirilmeye çalışılmaktadır. Neden?
Çünkü, Gazze'deki direnişinin kalıbı zayıftır ama Gazze direnişinin kalbi güçlüdür. Gazze'deki direniş körlerin değil, kalbiyle görenlerin, yürekleriyle düşünenlerin direnişidir. Gazzeli müminlerin kalplerinin gönderdiği mesaj Ad kavmini helak eden yağmurları, bulutları, ebreheyi tarumar eden ebabilleri, tufanları harekete geçirecek güce sahiptir. Gazzedeki müminler Yağmurların, bulutların, tufanların, kasırgaların şimşeklerin diliyle aynı dili konuşmaktadır. Gazze direnişi kör kalplerin gözünü açabilir.
Bu direnişe kulak vermeyenler yağmurların gazabından korksunlar, bu direnişi hesaba almayanlar kasırgaların depremlerin öfkesinden sakınsınlar. Bu direnişi işitmeyenler imanlarını bir kez daha sorgulasınlar. Gözlerini kapatıp kalplerini dinlesinler. Ve hiç olmazsa rabblerine dua etsinler.
Rabbim bizleri kalpleriyle görenlerden kılsın.
Rabbim bizleri bulutların taşıdığı rahmetle nasiplenenlerden kılsın.
Rabbbim Bizi kalbiyle duyan kalbiyle gören kalbiyle akleden basiretli kullarından kılsın .
