REKTÖRLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
“Demokratik hukuk sistemi içinde başörtüsü mağduriyetini gören ve değerlendiren TBMM, başörtüsü ile yükseköğrenim özgürlüğünün önündeki tüm engelleri ve gerekçeleri kaldıran bir Anayasa değişikliği gerçekleştirdi. 9 Şubat 2008 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak Anayasanın 10 ve 42.maddelerindeki değişiklik yürürlüğe girdi.
Anayasa Değişikliğini dikkate alan YÖK Başkanlığı, bütün üniversitelere gönderdiği bir yazı ile başörtüsü sebebiyle eğitim özgürlüğünün engellenmemesi gerektiğini açıklamasına rağmen müvekkilelerimiz 03.03.2008 günü fakültesine gittiklerinde, giriş kapısında görevli özel güvenlik görevlileri, Rektörden emir aldıklarını söyleyerek müvekkilelerimizi ders göreceği binalara almadılar. Müvekkilelerimizin, Anayasa değişikliği olduğunu söyleyip kanunsuz emirleri uygulamamaları gerektiği yönündeki ikazı fayda etmedi. Eğitim ve öğrenim hakları engellendi. Anayasa ve yasalara aykırı olarak, başörtülü olması gerekçe gösterilip “ayrımcılık” yapmak suretiyle eğitim hizmetinden yararlanmaları şüphelilerce engellendi.
Şüpheli Rektörün eylemi TCK’nun 112.maddesinde yazılı eğitim ve öğrenimin engellenmesi suçunu oluşturmaktadır. Anayasanın 42.maddesi “Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez” demektedir. Şimdiye kadar yasak konusunda YÖK genelgesi veya Anayasa Mahkemesi kararlarını öne sürenlerin hukuki dayanakları kalmamıştır. Bu durumda eğitim hakkımın engellenmesi TCK. nun 112. maddesinin öngördüğü biçimde “hukuka aykırı bir davranış” tır. Keyfi bir muameledir. Sıfatları ve makamları ne olursa olsun hiç kimsenin Anayasa ve kanunları ihlal etmek gibi bir ayrıcalığı olamaz. Yetkilerini, Anayasa ve kanunlara aykırı bir tutumla, başörtülü öğrencileri derslere sokmamak istikametinde kullandıkları için suç işlemişlerdir.
Şüpheliler ayrıca, müvekkilelerimizin kıyafeti sebebiyle eğitim hizmetinden yararlanmalarını engellenmek suretiyle, TCK’nun 122.maddesinde tanımlanan “ayrımcılık” suçunu işlemişlerdir. Görevlerini kötüye kullanmışlardır.
Kapılarda bulunan özel güvenlik görevlileri de, kanunsuz emirleri uygulamak suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işlemişlerdir. Anayasa’nın 137.Maddesi “kanunsuz emir” konusunu düzenlemiş ve “Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz” hükmünü vazetmiştir. Verilen emrin kanunsuz olduğu ve konusunun suç teşkil ettiğini söylememize rağmen, kanunsuz emri uyguladıkları için kapıda görevli güvenlik görevlilerinden de şikâyetçiyiz.”