"CİHAD; ALLAH'LA KULLARI ARASINDAKİ ENGELLERİ KALDIRMA ÇABALARININ ORTAK ADIDIR."
İlmi Ve Kültürel Araştırmalar Vakfı ( İLKAV) ın düzenlemiş olduğu Alternatif Eğitim Konferanslarında bu hafta Cihad konu edildi. “Kuran’da Cihad, Kuran’la Cihad ve EmperyalizminCihadı Karalama Çabaları) başlıklı konferansın davetlisi Kenan Alpay’dı.
“Kavramları Kuran perspektifinden içini boşaltmadan almalıyız” diyerek sözlerine başlayan Alpay, kavramların bir düşünce aracı olduğunu ve doğru yerde ve doğru şekilde kullanılması gerektiğini ifade etti. Kenan Alpay konuşmasında aşağıdaki konulara yer verdi:
Kelime manası olarak cihad, cehd kökünden gelir güç sarf etmek bir konuda başarılı olmak için elden gelenin yapılması demektir. Şeytana ve dostlarına onların kötü emellerine karşı fikren ve fiilen gayret göstermek ıstılahı adıdır, cihadın. Kuran-ı Kerimde cehd kökünden türetilmiş yaklaşık kırkın üzerinde kavram geçmektedir. Cihadın bir bölümünü teşkil eden kıtal kelimesi de Kuran’da fiili savaş olarak ifade edilir. Allah’ın rızasına uygun olarak yapılan her türlü amel cihad kapsamında değerlendirilir.
Kuran cihadı ve diğer amelleri ayırmadan hepsine farz hükmünü vermiştir. Cihad hususunda bazı yanlış yorumlara gidilmiştir. Kimileri cihadı toprak elde etmek için yapılan fetih anlayışı olarak algılamışlardır. Aslında cihad; Allah ile kulları arasındaki engellerin kaldırılması noktasında yapılan çabaların tümüne verilen ortak isimdir. Bazıları da Allah resulune (s) nisbet edilen bir hadisi gündeme getirerek cihad kavramının anlamını nefisle yapılan mücadeleye indirgeme yoluna gitmişlerdir. İmam İbn-i Teymiyye “Küçük cihaddan büyük cihada dönüyoruz” sözü hakkında “Cihadın çerçevesini daraltma ve küçümseme amaçlı bir sözdür.” demektedir. Hadis kitaplarında geçen “Cihadın en faziletlisi zalim hükümdara karşı hakkı haykırmaktır” hadisi de cihadın gerçekten azim olan bir başka yönünü göstermektedir. Bu tür hadisler birbirinin alternatifi değil birbirinin tamamlayıcısı konumundadırlar.
Cihad insanların imtihanı sınanması için farz kılınmış bir ibadettir. Can ile olabileceği gibi başka şeylerle de olabilir. Kuran’da “Allah yolunda canlarıyla ve mallarıyla cihad ederler” ifadesine rastlamaktayız. Cihad mücadeledir. Allah için yapılan her mücadelenin adıdır. Müslüman’ın mücadelesi yoksa varlık sebebini yitirir. Rahmetli İmam Humeyni bu konuyu şu veciz ifadeyle dile getirmiştir.“Küfür ve şirk var oldukça mücadele var olacak, mücadele var oldukça biz var olacağız.”
Cihad Allah’a yakınlıktan ve tevekkülden kaynaklanan bir özgüvenden kaynaklandığı zaman etkilidir. Nitekim Musa (a.s) yalnız Allah’a dayanarak firavunun karşısına dikilmiş ve onu uyarmıştır. Ebu cehil Allah resulünün Kâbe’de namaz kılmasını yasakladığı halde o (s)Kâbe’ye giderek namaz kılmıştır. Ben sana bir daha burada namaz kılma demedim mi? Ben sana Kâbe’ de namaz kılmayı yasaklamadım mı? Diyerek çılgına dönen Ebu Cehile cevabı –Sen kimsin? Sen mi beni namaz kılmaktan alıkoyacaksın! Şeklinde olmuştur. Ardından Allah (c.c) Furkan suresi 52. ayeti indirerek resulünü teyit etmiştir. “Sakın ona itaat etme, secde et ve yaklaş” görüldüğü gibi kâfirlere itaat etmeme en büyük cihaddır. Bizler cihadın dört boyutu olan bir mücadele olduğunu görmekteyiz. Bunlar Can, mal, Akıl ve nefisle yapılan cihadlardır. Bizler Kuran’la cihad etmekle mükellefiz. Modern çağda kıtal ayetleri bizi bağlamaz şeklinde bazı yaklaşımlar vardır. Hayır, Kuran’ın tüm ayetleri her çağda bağlayıcıdır. Bizler müminler olarak Kuran-ı değil ancak içtihadı tartışabiliriz. Müslüman’ın tarafı belli olmalıdır Müslüman yaşadığı asrın şahidi olmalıdır.
Bugün emperyalistler Müslüman halkların topraklarını işkâl etmişler ve bu bölgelerdeki direniş hareketlerini kırmak içinde cihadı karalama kampanyasına girişmişlerdir. Çünkü cihadın karalanması işgalin meşrulaştırılmasının tek yoludur. İstişhad eylemlerinin adını çirkin bir ifade ile intihar saldırısı olarak isimlendirmekte ve direnişçileri kana susamış caniler gibi göstermektedirler. Müslümanları Amerikan emperyalizmine ses çıkarmayan yığınlar haline getirerek cihadı Müslümanların gündeminden çıkarma çabaları ve projeleri günden güne yoğunluk kazanmaktadır. Bunun içinde Müslümanların içinden yerli işbirlikçiler desteklenerek etkin hale getirilmektedir.
Müslümanlar içinde yaygınlaşan “Şiddetin her türlüsüne karşıyız” söylemi Kurani bir söylem değildir. Cihad bir düstur ve hayat yöntemi olarak zorunludur. Cihad Müslümanların gerçek projesidir. Cihad Allah’ın rızasına uygun hareket etmektir. Biz gerekli çabayı sarf ettiğimizde Allah’ın yardımı kesindir.
Katılımın oldukça yüksek olduğu, konferansın ardından, dinleyicilertarafından yöneltilen sorulara cevap verilmesiyle program sona erdi.