Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   CUMA HUTBELERİ  >  2014
 
Ramazan, Kur’an ve Müslümanlar
Tarih: 27/06/2014
   


شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

“O Ramazan ayı ki, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin.” (Bakara: 185)

İslam toplumlarının bozulma ve kaynaktan uzaklaşma süreci, birçok konuda olduğu gibi Ramazan algısında da önemli sapmalara yol açmış bulunmaktadır. Rabbimiz, Kur’an’ı  “bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesinde”, Ramazan ayında indirmeye başladığını beyan etmektedir. “O Ramazan ayı ki, insanlara yol gösteren, hakkı batıldan ayırma ölçüsü ve hidayetten belgeler taşıyan Kur’an O’nda indirilmiştir…” ayetiyle de Ramazan’a değer ve anlam kazandıran olaya vurgu yapılmıştır. İnsanlar için hidayet rehberi olan, hakkı batıldan ayırma ölçüsü furkanı ve hidayet için belgeleri ihtiva eden Kur’an’ın bu ayda indirildiği bildirilmiştir. O halde, Ramazan’ın ve Kadir Gecesi’nin değerli ve mübarek oluşu, insanlığı kurtaracak mesajın bu ay ve bu gecede indirilmesinden kaynaklanmakta ve bu değere bizzat Kur’an işaret etmektedir. Bu açıklama şu sonucu doğurmalıydı; madem Kur’an’ın indirilmeye başlandığı gece bin aydan hayırlıydı, o halde Kur’an’ı okumaya, anlamaya ve yaşamaya tahsis edilmiş bir gün de yine bin aydan daha hayırlı olarak algılanıp, her günün ve gecenin Kur’an’a  uygun olarak ihya edilmesi için seferber olunmalıydı. Buna rağmen yüzyıllar süren, kaynaktan kopuş ve bozulma süreci sonunda, Kur’an bir kenara bırakılmış, Ramazan ve Kadir Gecesi ise içi boşaltılarak yüceltilmiştir. Böylece, anlamın tüketilmesi sonucunda içeriksiz formları yücelten bir süreç başlamıştır. Bu süreç, vahyin özne olmaktan çıkarılmasına, bu durum da insanların rehbersiz kalmasına, hak ile batılı ayıramaz hallere sürüklenilmesine yol açmıştır.

Gelinen noktada, “Müslümanım” diyenlerin büyük çoğunluğu, Kur’an’ı hayat dışına çıkarırken, pek çok bid’at ve hurafeyi Kur’an’ın getirdiği dinin yerine ikame edip kutsallaştırmışlar, Ramazan ayı ile Kadir Gecesi’ni de, vahiyden soyutlanmış bir kutsallıkla ihya etmeye yönelmişlerdir. Kadir Gecesi’ni  ve hele çoğu bid’at olan diğer “kandil geceleri”ni kutlamak ve sonradan icad edilmiş bu gecelere has bid’at ibadetlerle “ihya etmek” öne çıkarılmıştır. Ne Kur’an’da ne de sahih sünnette yer almayan kutlamalar, bid’at ibadetler, bu gecelerde ısrarla ve yaygın olarak yaşanırken, Kadir Gecesi’nde inen ve bu geceye anlam ve değer kazandıran, okunup amel edilmesi ve insanları kurtuluşa götürecek rehberlik için indirilmiş bulunan Kur’an ise terk edilmiş bulunmaktadır. Yani insanları, zulumattan nura, karanlıklardan aydınlığa çıkaracak Kur’an’ın indiği ay ve gece, Kur’an’dan daha çok önemsenirken, Kur’an ihmal edilmiştir. Bu durum çok büyük bir çelişki oluştursa da, ancak Kur’an’ın sağlayabileceği bilinçten yoksun olmak, bu çelişkinin fark edilmesini de engellemiştir.

Ramazan ve oruçla yüzeysel ve formel boyutta kalmayan, özlü, derinlikli, kalbi boyutu ve tefekkürü, arınmayı öne çıkaran doğru bir ilişki kurabilmek için, Ramazan’a anlam ve değer kazandıran Kur’an’la samimi, ilkeli ve ciddi bir ilişki kurmak gerekir. Tıpkı ilk neslin Kur’an’la kurduğu nitelikli ve ihlaslı ilişki gibi bir bağ kurulmadan, Kur’an’ın doğduğu ay olan Ramazan ve onda tutulan oruç gerçek anlamına kavuşturulamaz.

Oruç, ruhun ve kalbin Kur’an’ın nuruyla aydınlatılması, mutmain hale getirilmesi sonucunu elde etmek amacıyla bedenin açlıkla ve şehevi arzulara sınırlar koyarak terbiye edilmesidir. Kulluk ve ibadet bilincimizi yükseltmek, imanın, arınmanın, tekamülün yolunu açmak, akleden kalbi harekete geçirmek, dünyanın süslerinin azdırıcı etkisinden, şehevi arzuların, hevanın, hırsların etki alanından kurtulmak için bir terbiye yöntemidir. Beşeri, hayvani arzuları, vahyin ölçüleriyle kontrol ve denetim altına alarak, nefsini ve Rabbini bilmenin bilincine vardırarak insanlaşmanın yolunu açar.

Bu sebeple her Ramazan’ı bu önemli uyanış ve dirilişin, yeniden ihya ve inşanın vesilesi kılmak gerekir. Ramazan’ı fırsat bilerek, her Ramazan’ı, kendisine anlam ve değer kazandırmış bulunan Kur’an’la çok yakın ve kopmaz ilişkilerin kurulmasının başlangıcı kılmak gerekir. Ramazan vesilesiyle, nefsani arzu v e isteklerimizi denetim altına almalı, dünyevileşmeye yönelik sapkın eğilimleri terbiye etmeli, kendimizi, hayatımızı vahyin yeniden inşa etmesinin zeminini hazırlamalıyız

27.06.2014
Hazırlayan: Emrullah AYAN

Bu içerik 4523 defa görüntülendi.
 
 
CUMA HUTBESİ YAZARI

Emrullah AYAN
  Diğer Cuma Hutbesi Yazıları

 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon