Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   CUMA HUTBELERİ  >  2013
 
14.06.2013 CUMA HUTBESİ
Tarih: 14/06/2013
   


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ وَالَّذِينَ لَا يَدْعُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ وَلَا يَقْتُلُونَ النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَا يَزْنُونَ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ يَلْقَ أَثَامًا “Onlar, Allah ile beraber başka bir ilâha kulluk etmeyen, haksız yere, Allah’ın haram kıldığı cana kıymayan ve zina etmeyen kimselerdir. Kim bunları yaparsa ağır azaba uğrar” (Furkan suresi 68. Ayet)

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

 

وَالَّذِينَ لَا يَدْعُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ وَلَا يَقْتُلُونَ النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ

 

إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَا يَزْنُونَ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ يَلْقَ أَثَامًا

 

 

“Onlar, Allah ile beraber başka bir ilâha kulluk etmeyen, haksız yere, Allah’ın haram kıldığı cana kıymayan ve zina etmeyen kimselerdir. Kim bunları yaparsa ağır azaba uğrar” (Furkan suresi 68. Ayet)

 

Aziz ve muhterem din kardeşlerim! Bugünkü hutbemizin mevzuu “Ahlaklı olmak ve Ahlaklı Yaşamakkonusu üzerine olacaktır inşallah.

 

            Evet, günler günleri, aylar ayları, yıllar yılları kovaladı. Boş işlerle uğraşalım derken birçok gerçeklerden habersiz yaşadık, saçımızda ağardı, sakalımızda. Ve göz açıp kapayıncaya kadar bir ömür hızlı adımlarla daha da süratle geçmeye başladı.  Hem de “ilmi halimizi” bilmeden, sorgulayamadan, “hamdimizi, şükrümüzü eda edemeden” kocabir ömür geçiiip gidiyor.Yaşlı adamın biri hekime gitmiş ve sızlanarak şöyle demiş “Ey iyi düşünceli, bilge hekim; hesapsız atan şu nabzıma bir bakar mısın? Ayaklarım uyuşuyor, ayaküstünde duramıyorum, çamura batmış gibiyim” Hekim ona ne demiş biliyor musunuz? “Elbet her zamanın, her mekânın ve her şeyin bir hesabı olacaktır. Hiçbir şey baki kalmaz Allah (cc)’tan gayrı. Eğer ki hesap gününde ayağının çamura batmasını istemiyorsan kalk ve hareket et, ahlaklı ol, yardım et, uyar ve davet et” demiş.

 

Muhterem din Kardeşlerim “Ahlak” kelimesi tabiat, yaratılış, huylar, seciyeler, mizaçlar, anlamında bir kavram olup hulk kelimesinin çoğuludur. “Hulk veya Hulûk”; İnsanın beden ve ruh yapısı, ruh bütünlüğü ile alakalıdır. Sözlük manasına baktığımızda ise, Ahlak; İnsanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan manevi nitelikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya koyduğu iradeli davranışlar bütünüdür.

Yaratılış fıtratı tağyir edilen insan, Allah (cc)’a kul olmayı bırakınca; Haram işleyerek, bütün melanetleri yaparak günah deryasına girmeye başlar. Ne zaman? Şeytana kul olup Allah (cc)’ı unuttuktan sonra başlar. İşte insan günlük yaşamında şeytanın adımlarını, veya şeytana kul köle olanların adımlarını takip ettiğinde, bir şekilde kötülük, yanlışlık ve günahlarla dolu bir hayatla karşı karşıya kalır. Şüphesiz ki bu ahlaksızca yaşamanın hesabını görecek olan ancak Allah (cc)’tır. Allah (cc)’u Teala Furkan Suresi 68. ayet-i celile de “Onlar ki Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarmazlar. Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan günahının cezasını bulur” buyurmaktadır.Bu ayet-i celilede Müslüman’ın ahlakından bazısı öz olarak şöyle belirtilmiştir:

           

1. “Allah (cc)’ın birliğidir” Allah (cc)’ın yönetiminde, kanun ve nizamında Allah (cc)’a şerikler koşmamak, İslam akidesinin temel hükmüdür. “Tevhid” akidesi olmadan hayatın üzerine sağlam bir “Nizam” inşa etmek mümkün değildir.

 

2. “Cana kıymaktan sakınmak” insan hayatına değer veren, emin ve güvenilir bir hayatla, kimsenin hayatının garanti altına alınmadığı, güvenin bulunmadığı mağara hayatı arasındaki ayrılış noktasıdır.

 

3. “Zinadan sakınmak” ise, insana insanca şeref ve yücelik duygusu veren onu aşağılık hayvani hayattan, temiz bir hayata, Eşref-i Mahlûkat derecesine çıkaran, yolların ayrılış noktasıdır. Müslüman’ın ahlakı Kur’an-ı Kerim’e dayanır. Aynı zamanda Kur’an ahlakı da dediğimiz “Ahlak” Her yönüyle Allah (cc) tarafından vahiy yoluyla belirlenmiş bir davranışlar manzumesidir. Zira Kuran-ı Kerim’in her emri, müminler için birer görev olarak telakki edilir.

 

Kur’an-ı Kerim’de Kalem suresi 4. ayet-i celilede “Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin” beyanıyla Rasulullah (sav)’e hitab olarak inzal olan bu ayet-i celile ahlakın ve ahlaklı insanın ne denli yüce bir değerde tutulduğunu belirtmiştir. Güzel ahlak; İlim, irfan ve edep öğrenmekle, Müslümanlarla bir araya gelmekle ve onlarla kardeş olmakla elde edilir. Kötü ahlak dediğimiz ahlaksızlık ise; Cahil kalmakla, kâfirler, münafıklar ve müşriklerle arkadaşlık etmekle hâsıl olur. İşte fıtratı tağyir edilerek ahlaksızlaştırılan, maddeye, paraya ve itibara aç bırakılan insan tipleri, ilk olarak çevresini sömürmeye başlar ve kendisini, “kusursuz kul” ilan etme yarışına girer. Tüm hayat mekanizmalarını maddi çıkarını azamileştirme yönünde kullanır. Artık bu bağlamda hevasını da ilahlaştırır, adam da öldürür, zinada eder. Zaten bu tip insanlar için “Tevhid Dininin anlamı da kalmaz, önemi de kalmaz”

 

Muhterem din Kardeşlerim! Günümüzde Kur’an ahlakından yoksun olan bazı cahiller bırakın kendisini, saygı duydukları kişilerin, Hatta bazılarının haberi bile olmadan, onları kusursuz ilan ettiklerine zaman zamanda olsa şahit olmaktayız. Oysa bizler çok iyi biliyoruz ki kusursuz kul anlayışı, Kur’an ahlakına, tevhidi bir anlayışa ters düşmektedir.

 

Şeyh efendi, müşid-i kamil, üstad, inşallah ve maşallah eşliğinde kendilerine sıfatlar yakıştırılan bazı kişilerin, hatasızlığını iddia etmek ve hatalarını bile “Hizmet kapsamında sevap işledi” diyerek onları lanse etmek, aşırı yüceltmek, onları ilahlaştırmak demektir. Hatta kusursuzluğunu kabul ettikleri kişilerin yazdıkları eserlerin de hatasız olduğunu “Onlara yazdırıldı” diyerek ilan etmektedirler. Ne yazık ki, bu hatasız saydıkları eserleri tenkit edenler, sapık ilan edilmekte, olmadık hakaret ve karalamalara muhatap kalmaktadırlar. Unutmamak gerekir ki kusursuz kitap yalınızca Allah (cc)’ın kelamı Kur’an-ı Kerim’dir. Çünkü o Allah (cc)’ın koruması altındadır.

 

Bakınız! Allah’u Teala Yasin Suresinin 60 ve 61. ayet-i celilelerinde şöyle beyan buyurmaktadır: Ey Âdemoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmanınızdır. Bana kulluk edin. İşte bu, dosdoğru yoldur diye emretmedim mi?”Birçok ayetlerde olduğu gibi bu ayette de şeytana kulluk edilmeyip yalnız Allah (cc)’a kulluk edilmesi konusunda, gerekli uyarıların yapılmış olduğunu görmekteyiz. Kullara yaptıklarını güzel göstermek, açıkça kendisine düşman olan şeytanın bir taktiğidir. Büyük bir hata ile şeytanın tuzağına düşenler, şeytana dost olmuşlardır, şeytana kul olmuşlardır, şeytanın kölesi olmuşlardır. Halkın deyimiyle “Dost için post olmuşlardır”

 

Ancak tevbe edenler müstesna. Bakınız Rasulullah (sav), bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur “Ettaaibu…. Günahlarından tevbe eden hiç günah işlememiş kimse gibidir” Sadagarasulullah. Onun için kusursuz ilan edilen kişi hayatta ise ve her şeyin farkındaysa, kendisine isnat edilen bu yakıştırmalardan vazgeçtiğini ilan etmesi, saydığımız bu çirkinliklerden Kur’an-ın hekimliğine, Rasulullah (sav)’ın da kimliğine başvurarak, pişmanlık ve nedamet içerisinde, tez elden tevbe etmesi, Allah (cc)’tan af ve mağfiret dilemesi gerekmektedir. Evet, tevbe edenler, Allah (cc)’ı birleyenler, iman edip sailh amel işleyenler, hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler, işte bunlar kurtulanlardır.

 

Hutbeme Sure-i Furkan’ın 70. ayet-i celilesi ile son vermek istiyorum  Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amel işleyenler başka. işte onların günahlarını, Allah iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” Sadagallahülazim.

14.06.2013

Şahin ÖZDAŞ

Bu içerik 2242 defa görüntülendi.
 
 
CUMA HUTBESİ YAZARI

  Diğer Cuma Hutbesi Yazıları

 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon