Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   BASIN AÇIKLAMALARI  >  2009
 
Birleşmiş Milletler Kapatılsın
Tarih: 16/01/2009
   




Ankara Filistin Dostları Platformu’nun çağrısı ile BM Ofisi önünde bir araya gelen binlerce Ankaralı Müslüman Genel Sekreter Ban Ki Moon’un şehre girdiği saatlerde “BM Kapatılsın” sloganları ile bölgeyi inletti.

Ankara Filistin Dostları Platformu’nun (AFDP) çağrısı üzerine Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün arkasında bulunan Birleşmiş Milletler Ofisi önünde bir araya gelen Ankaralı Müslümanlar BM’i protesto eden bir basın açıklaması yaptı. Sürekli yağmur yağmasına ve BM binasının bulunduğu yerin oldukça uzak ve bulunması zor bir adreste olmasına rağmen, ellerinde meşaleler taşıyan 3000 civarında Ankaralı Müslümanın katılımı takdire şayandı. Yağmurun altında yaklaşık bir saat hiç kimsenin yerini terk etmemesi ve sloganların gür bir biçimde haykırılması da gerçekten anlamlıydı. Adeta bir miting görüntüsü içinde geçen basın açıklaması ve yapılan konuşmalar süresince meydandanda bekleyen Müslümanlar, “kardeşlerimizin üzerine bombalar yağarken, bize yağmur yağıyor diye buradan ayrılmayız” dediler.

Ankara Filistin Dostları Platformu’nun çağrısı ile BM Ofisi önünde bir araya gelen binlerce Ankaralı Müslüman Genel Sekreter Ban Ki Moon’un şehre girdiği saatlerde “BM Kapatılsın” sloganları ile bölgeyi inletti.

Ankara Filistin Dostları Platformu’nun (AFDP) çağrısı üzerine Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün arkasında bulunan Birleşmiş Milletler Ofisi önünde bir araya gelen Ankaralı Müslümanlar BM’i protesto eden bir basın açıklaması yaptı. Sürekli yağmur yağmasına ve BM binasının bulunduğu yerin oldukça uzak ve bulunması zor bir adreste olmasına rağmen, ellerinde meşaleler taşıyan 3000 civarında Ankaralı Müslümanın katılımı takdire şayandı. Yağmurun altında yaklaşık bir saat hiç kimsenin yerini terk etmemesi ve sloganların gür bir biçimde haykırılması da gerçekten anlamlıydı. Adeta bir miting görüntüsü içinde geçen basın açıklaması ve yapılan konuşmalar süresince meydandanda bekleyen Müslümanlar, “kardeşlerimizin üzerine bombalar yağarken, bize yağmur yağıyor diye buradan ayrılmayız” dediler.

Birleşmiş Milletler’in siyonist işgal devletine karşı takındığı tutumun eleştirildiği eylemde “İsrail’in BM’nin gayri meşru çocuğu” olduğu vurgulandı. Birleşmiş Milletler’in ise emperyalist devletlerin çıkarlarını korumak amacıyla kurulmuş bir teşkilat olduğu anlatılan eylemde, BM’nin Afganistan, Irak, İran söz konusu olduğu zaman sırtlan kesilmesine rağmen, Gazze’deki katliama göstermelik tepkiler vererek soykırıma dolaylı destek verdiği ve göz yumduğu ifade edildi.
 
Eylemde; BM Genel Sekreteri’nin İsrail katliamlarının durdurulması için çözüm aramak yerine bölge ülkelerine yaptığı gecikmiş ziyaretler ile anlamsız, durumu geçiştirmeye çalışan, dostlar alışverişte görsün tarzı politik temaslar yürüttüğü vurgulandı. Müslümanlar söz konusu olduğunda ise, hiçbir işe yaramayan, emperyalizmin çıkarları için ise seferberlik ilan eden BM’nin kapatılması istendi. 18.30’da yoğun bir polis barikatı eşliğinde gerçekleştirilen eylemde, basın açıklamasını AFDP adına Merhamet Derneği Yöneticisi Mehmet Emin Akın okudu.
 
“Kahrolsun Emperyalist Katiller”, “Mazlumlar Tutsak, İşgal altında Yaşasın Küresel İntifada”, “Kahrolsun Siyonist Katiller”, “Birleşmiş Milletler Zulüm Örgütü”, “Birleşmiş Milletler Kapatılsın”, “Katil İsrail Ortadoğu’dan Defol”, “Siyonist Uşağı Birleşmiş Milletler”, “HAMAS’a Selam Direnişe Devam”, “İslami Direniş Engellenemez”, “Allah-u Ekber”, “La ilahe İllallah”, sloganları atıldı.
 
Eylemde “Amerika ve İsrail Terör Devletlerinin Destekçisi BM Kapatılsın” pankartının yanısıra yüzlerce “BM Kapatılsın” dövizi taşıyan protestoculara hitaben Genç Birkim Dergisi Editörü Ali Kaçar ve İLKAV Başkanı Mehmet Pamak da, BM’in emperyalizme hizmetini örneklerle anlatarak kapatılmasını istediler. Emperyalistlerin ve maşaları BM’in terör devletine verdikleri desteğe rağmen, İsrail işgali ve zulmü bitene ve İslami direniş başarıya ulaşana kadar mücadeleye devam edeceklerini bildirdiler.
 
Mehmet Emin Akın okuduğu Basın Açıklamasında; “Yaklaşık 90 yıl önce, Batı destekli terör örgütü olarak bölgeye yerleştirilen ve Filistin halkına yönelik terör eylemleriyle sürekli toprak işgal eden Siyonistler, BM kararıyla Filistin halkından gasp ettikleri topraklar üzerinde 1948 yılından itibaren bir devleti kurmuşlardır. Siyonist İsrail Terör Devleti, BM Genel Kurulu kararıyla kurulan tek devlettir. Buna rağmen, bugüne kadar BM’i asla ciddiye almayan ve hiçbir kararına da uymayan tek devlet de yine İsrail terör devletidir. Üstelik yaptığı katliamlar yanına kalan, hiçbir BM kararına uymama azgınlığına rağmen, hakkında tek bir yaptırım uygulanmayan, ABD ve İngiltere gibi emperyalistlerin desteğiyle BM nezdinde ayrıcalıklı tutulan, korunan devlet de İsrail terör devletidir. Ve bu yüzden de BM, İsrail ve ABD terör devletlerinin işbirlikçisi terörist bir örgüt haline dönüşmüştür. Filistin konusunda Müslümanlara karşı her türlü zulme sessiz kalan BM, İsrail'le ilgili kararlarının hiçbirine sahip çıkmamış, Siyonist işgalcilerin BM kararlarını çiğnemesi karşısında hiçbir ciddi teşebbüste de bulunmamıştır. BM’in, Hamas’ın Siyonist bir askeri esir almasını ve can kaybına da yol açmayan birkaç el yapımı roket atmasını bahane ederek Siyonist Çete yanlısı tavır takınması Gazze’de yaşanan katliama ortak olmasından başka bir şey değildir. Artık ABD öncülüğündeki emperyalist Batının ve emperyalizmin bölgemizdeki temsilcisi, azgın çocuğu İsrail terör devletinin işgal ve katliamlarına meşruiyet kazandırmaktan başka işlevi kalmamış bulunan BM teşkilatı kapatılmalıdır” dedi.
 
Ankara Filistin Dostlarından Genç Birkim Dergisi Editörü Ali Kaçar ise şunları söyledi:
 
“BM Genel Sekreteri’nin Siyonist İsrail’de görüşmeler yaptığı bir sırada!. Genel sekreter göstermelik kınamanın dışında, hiçbir şey yapamamıştır. Eğer Genel Sekreter’de azıcık sorumluluk ve azıcık da haysiyet olsaydı, ya hemen istifa ederdi ya da BM binasının bombalamasının hesabını sorardı, bu Siyonist çapulculara!. Bombalamalar devam ederken insanlıktan ve insani değerlerden yoksun Siyonist siviller, Gazze’nin masum halkı üzerine yağdırılan bombalamaları, gerçekleştirilen katliamları, bir piknik havası içinde, müzik eşliğinde dans ederek izlemektedirler. Bunlar insan olabilir mi? Hatta bunlara bırakın insan demeyi, hayvan demek, aslında hayvanlara hakaret olur. Rabbimizin buyurduğu gibi, ‘bunlar hayvanlar gibidirler, hatta hayvanlardan da aşağıdırlar.’ Şehid edilen Gazzeliler için elbette üzülüyoruz. Ama üzülmeyelim. Çünkü Rabbimiz ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Bilakis onlar diridirler, ama sizler farkında değilsiniz’ buyurmaktadır. Dün şehid edilen HAMAS’ın İçişleri Bakanı Said Muhammed Siyam ve diğer şehidleri tebrik ediyor, Allah’ın onların şehadetlerini kabul etmesini diliyorum. Şehidler, dökülen kanlarıyla sadece Filistinli Müslümanları değil, bütünüyle bir ümmeti canlandırıyor ve diriltiyor. Ne mutlu o şehidlere! Birleşmiş Milletler kuruluş amacı, kâğıt üzerinde barışı sağlamak ise de, kuruluşundan bu yana mazlum halklardan yana hiçbir karar almamıştır. Tersine Siyonist İsrail’i kınayan ya da işgal ettiği topraklardan çekilmesini isteyen 100’den fazla kararı olmasına rağmen, bugüne kadar hiçbirini uygulatamamıştır. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler, en az Siyonist terör devleti İsrail ve emperyal ABD kadar katledilen masum ve mazlum Filistinlilerden sorumludur. Emperyal işgalci devletlerin menfaatlerini yaymak ve kalıcılaştırmak için, işgal ve istilaları meşrulaştırmak ve yasal bir statüye bağlamanın dışında hiçbir fonksiyonu olmayan Birleşmiş Milletler bir an önce kapatılmalıdır.”
 
 
Ankara Filistin Dostlarından İLKAV Başkanı Mehmet Pamak da yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
 
“Gazze halkı, yaklaşık iki yıldır kuşatma ve ambargo altında, açlıkla, elektiriksizlikle, ilaçsızlıkla, susuzlukla sınandı, teslim olmaya İslami devlet talebinden vazgeçmeye ve İsrail terör devletinin işgalini tanımaya, meşrulaştırmaya, küresel emperyalist projelere boyun eğmeğe zorlandı. Başarılı olunamayınca da, emperyalist devletlerin ve BM’in desteğiyle, karadan, havadan, denizden ölüm kusan vahşi silahlarla katliama girişildi. İsrail terör devletinin, dünyanın silah gücü bakımından 3. ordusunun ABD ve Batı destekli büyük gücüne karşı, ambargoyla beli bükülmüş Gazze halkı ve türlü imkansızlıklar içindeki bir avuç onurlu direnişçi üç haftadır muhteşem bir direniş destanı yazıyor. Onlar Allah’ın yardımcıları olma, Allah taraftarı olma özelliğini kazandıkları ve Allah yolunda canlarını feda etmeyi göze aldıkları için, Allah vadettiği yardımını gönderdi ve kardeşlerimiz büyük silah gücüne sahip katil orduların ilerlemesini ve sonuç almasını engellediler. Allah korusun, artık Gazze haritadan silinse bile bu durum, büyük ve muhteşem bir zafer olarak tarihe geçmiştir. Allah kardeşlerimizin yardımcıları olsun, onları muzaffer kılsın ve bizleri de onların yardımcıları kılsın inşallah. Eğer bizler de Kur’an’a ve sünnete sarılarak onlar gibi Allah’ın vadettiği yardıma müstahak olabilirsek, ümmet olarak hablullah’a, vahye sarılarak yeniden izzet kazanabilirsek, inşallah bütün ümmete Allah’ın yardımı gelecek ve işte o zaman, emperyalist devletlere ve onların çıkarlarını korumada kullandıkları bir araç olan BM’lere rağmen Allah’ın yardımı ile galibiyet Müslümanların olacak, Filistin de, ümmet de işte o zaman kurtuluşa erecektir. Emperyalistler ve İsrail terör devletinin bölgedeki işbirlikçileri despot rejimlerin de tek korkusu, Filistin’de İsraili tanımayan ve ona rahat vermeyen bir İslami sistemin kurulmasıdır. Çünkü böyle adil ve güzel bir örneklik, Kur’an’ın toplumsal planda yaşamlaştırılması, Vahyin kurtarıcı, karanlıklardan aydınlığa çıkarıcı mesajının bütün bölgeyi kuşatması ve bütün dünya insanlığına ulaşması ihtimali tek korkulu rüyalarıdır. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, inşallah dünya insanılğının tek ihtiyacı olan bu İslami alternatif gelişecek, toplumsallaşacak ve bütün dünyayı aydınlatacaktır inşallah. Böylece küresel şirke, küfre, ifsada karşı küresel intifada yaygınlaşacak ve küresel ıslah projesi insanlığa adalet ve özgürlük getirecektir.”
 
Mehmet Pamak, konuşmasının sonunda AKP’ye ve hükümete çağrıda bulunarak, “İsrail terörü aleyhinde bir takım sözler söylemeniz ve ağlamanız yetmez. Mutlaka somut bir adım atıp, silah alım ve modernizasyon, askeri eğitim ve istihbarat anlaşmalarını iptal etmedikçe sizin de bu kana eliniz bulaşmış demektir. Hiç değilse Bolivya ve Venzuella kadar olun” dedi
 
 
Basın Açıklaması’nın Tam Metni:
 
Yaklaşık 90 yıl önce, Batı destekli terör örgütü olarak bölgeye yerleştirilen ve Filistin halkına yönelik terör eylemleriyle sürekli toprak işgal eden Siyonistler, BM kararıyla Filistin halkından gasp ettikleri topraklar üzerinde 1948 yılından itibaren bir devleti kurmuşlardır.
 
Siyonist İsrail Terör Devleti, BM Genel Kurulu kararıyla kurulan tek devlettir. Buna rağmen, bugüne kadar BM’i asla ciddiye almayan ve hiçbir kararına da uymayan tek devlet de yine İsrail terör devletidir. Üstelik yaptığı katliamlar yanına kalan, hiçbir BM kararına uymama azgınlığına rağmen, hakkında tek bir yaptırım uygulanmayan, ABD ve İngiltere gibi emperyalistlerin desteğiyle BM nezdinde ayrıcalıklı tutulan, korunan devlet de İsrail terör devletidir. Ve bu yüzden de BM, İsrail ve ABD terör devletlerinin işbirlikçisi terörist bir örgüt haline dönüşmüştür. İşte bizler bu akşam burada, bu terörist devleti koruyan, destekleyen, emperyalizmin maşası olan BM örgütünü protesto etmek için toplandık.
Filistin toprakları tam 60 yıldır, ABD, İngiltere ve BM destekli bu Siyonist çetenin işgali altında. Siyonist Çete emperyalist güçlerin desteğiyle Ortadoğu'nun kalbine saplanmış zehirli bir hançer misali hiçbir insani değer, uluslararası kural ve hukuk tanımaksızın onlarca yıldır açık bir terör uyguluyor.
Toprağını savunduğu için; onurunu, namusunu, İslami kimliğini savunduğu için; ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı, aziz Kudüs'ü savunduğu için Filistin halkı; dünyanın egemen güçlerinin onayı ve işbirlikçilerin de katkısıyla Siyonistlerce vahşice cezalandırılıyor. Hiçbir ayrım gözetilmeksizin genci, yaşlısı, kadını ve erkeğiyle Filistinli kardeşlerimiz, Siyonist işgalcilerin zulümlerine, işkence ve katliamlarına maruz kalmaktalar.
Son iki yıldır vahşi bir kuşatma altında açlıkla, ilaçsızlıkla, yakıtsızlıkla güçsüz düşürülen, teslimiyete zorlanan Gazze, şimdi de canavarca karadan, denizden ve havadan en vahşi silahlarla bombalanıyor. Hastanesiyle, camisiyle, okuluyla, evleriyle tüm Gazze Amerikan yapımı füzelerin hedefinde.
Siyonist Çete, başta Mısır olmak üzere işbirlikçi Arap devletlerinin de desteğiyle, İslami Direniş'i tasfiye etmek amacıyla Gazze halkına yönelik açık bir soykırım uyguluyor. İşgal ettikleri toprakları, hatta bütün yeryüzünü zulüm, işkence ve korkuyla kirletiyor. Çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı binlerce insanı her gün alçakça katlediyor. Bütün bir insanlık aşağılanıyor. Gazze adeta bir tabutluk haline getiriliyor. Zulmün ve vahşet kusan silahların her türlüsü mazlum Gazze halkının üzerinde deneniyor. Çağdaş Firavunluğa soyunan bir ordu, silahlarını sadece Gazze’ye değil tüm insanlığın kalbine çeviriyor.
Batılı ülkeler ise, BM’nin onlarca kararına rağmen bu katliama ve kanlı işgale sessiz kalarak ABD-İsrail safında yer alıyorlar. Bir balinayı, bir batak kuşunu kurtarmak için ortalığı ayağa kaldıran dünya, yaşanan soykırım karşısında sessizliğini koruyor. Neredeyse tüm dünya ülkeleri, maalesef Gazze'de yaşanan vahşeti televizyonlarından film izler gibi seyretmekle yetiniyorlar. Batılı emperyalist ülkeler İsrail'in ağzı ile konuşuyor ve Hamas'ı suçluyorlar.
İran’a ve Kuzey Kore’ye, nükleer silah yapımından dolayı yıllardır ekonomik, siyasi ve askeri ambargo uygulayan BM, dünyanın 3. büyük silah gücüne ve nükleer silahlara sahip işgalci Siyonist Çeteye, yaptığı katliamlar konusunda sürekli destek vermekte ve verdiği bu destek katilleri daha da azgınlaştırmaktadır. Uydurma bahanelerle Irak ve Afganistan’ın işgal edilmesini onaylayan BM, televizyon ekranlarından Siyonist Çetenin kimyasal silah kullandığı belgelenmesine rağmen, ısrarla Hamas’ı ve dolayısıyla Gazze halkını suçlamakta ve onların katledilmesine seyirci kalarak bu katliama ortak olmaktadır.
Bununla birlikte BM’in, insaf sahibi insanların dünya genelinde gösterdiği tepkiler sebebiyle, almak zorunda kaldığı Siyonist Çeteyi kınama kararı, Filistinli Müslüman halkın, topraklarının, haklarının ve varlıklarının Siyonist Çete tehditlerine karşı korunmaya alınması ve vahşi işgalin önüne geçilmesi amacını gütmemektedir. Zira BM, aldığı bu kararın hemen ardından yine ABD’nin baskısıyla işgalin öteki adı olan “Uluslararası Barış Gücü”nün Filistin’e gönderilmesi çalışmalarını başlatarak, işgalin ve kuşatmanın pekişmesine desteğini sürdürmektedir.
Eğer BM aldığı kınama kararı konusunda samimi olsaydı; Siyonist Çetenin şimdiye kadar ki toprak gaspına karşı ciddi bir adım atar, sadece göstermelik kınama kararlarıyla yetinmeyerek işgalci katilleri, BM kararlarına uymaya ve işgal ettiği topraklardan çıkmaya zorlayacak yaptırımlar uygulardı.
Filistin konusunda Müslümanlara karşı her türlü zulme sessiz kalan BM, İsrail'le ilgili kararlarının hiçbirine sahip çıkmamış, Siyonist işgalcilerin BM kararlarını çiğnemesi karşısında hiçbir ciddi teşebbüste de bulunmamıştır. Şimdiye kadar alınmış olan kınama kararlarının tamamı da, katliamlara uzun süre seyirci kaldıktan sonra, gecikerek ve kamuoyu baskısı karşısında sadece durumu kurtarma amacına yönelik olmuştur. Bu itibarla son kınama kararı da işgalci güç için fazla bir şey ifade etmemekte ve katliama devam eden Siyonist Çete azgın saldırılarını cüretkarca şu anda bile sürdürmektedir. Bugüne kadar yaptığı gibi, BM’i ciddiye almamakta, kararlarına uymamakta, BM ise, Siyonist devletin bu azgınlığı karşısında hep geri adım atmaktadır. Hatta, BM çerçevesinde sürdürülen yardımları götüren gemiler, Gazze limanına terör devletinin hücum botları tarafından sokulmadığı için, yardımın önünü açacak yaptırımlara girişeceğine BM, uluslar arası yardımları güvenlik gerekçesiyle durdurma kararı vererek, vahşi siyonistlerin daha da azgınlaşmasına yol açmaktan utanmamıştır.
Bizler Ankara Filistin Dostları Platformu olarak, BM zemininde sergilenen diplomatik temasların artık tamamen Siyonist Çetenin halkla ilişkiler faaliyetine dönüştüğüne inanıyoruz. Alınan anlamsız ve gecikmeli kınama kararı bile, üzerindeki ardı kesilmeyen kelime oyunları sebebiyle Siyonist Çeteye öldürmek için zaman kazandırmakla kalmamakta, aynı zamanda katillere açık bir destek de üretmektedir. Dolayısıyla BM de tamamen ABD ve Siyonist Çetenin denetimine girmiştir. Sonuçta BM, barıştan, güvenlikten ve terörden söz ederken, ABD ve Siyonist Çetenin ağzıyla konuşmaktadır.
BM’in bugüne kadar, dünya kamu oyunun baskısıyla almak zorunda kaldığı aleyhindeki 100’den fazla kararının hiçbirisine İsrail terör devletinin uymaması ve buna rağmen BM’in hiçbir yaptırımı gündeme almaması, tamamen ABD’nin güdümünde hareket etmesinden kaynaklanmıştır.

BM’in, Hamas’ın Siyonist bir askeri esir almasını ve can kaybına da yol açmayan birkaç el yapımı roket atmasını bahane ederek Siyonist Çete yanlısı tavır takınması Gazze’de yaşanan katliama ortak olmasından başka bir şey değildir. Artık ABD öncülüğündeki emperyalist Batının ve emperyalizmin bölgemizdeki temsilcisi, azgın çocuğu İsrail terör devletinin işgal ve katliamlarına meşruiyet kazandırmaktan başka işlevi kalmamış bulunan BM teşkilatı kapatılmalıdır.

,

 

 

Bu içerik 2250 defa görüntülendi.
 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon