Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   BASIN AÇIKLAMALARI  >  2006
 
Siyonist Terör Devleti İsrail Elçiği Önünde Protesto Edildi
Tarih: 10/11/2006
   


10 Kasım Cuma günü, Ankara İsrail Elçiliği önünde, İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV)’ın çağrısıyla Siyonist terör devletinin katliamları protesto edildi.

10 Kasım Cuma günü, Ankara İsrail Elçiliği önünde, İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV)’ın çağrısıyla Siyonist terör devletinin katliamları protesto edildi.


İLKAV tarafından düzenlenen Terör Devleti İsrail’i protesto amaçlı basın açıklamasına yüzlerce kişi katıldı. Abdurrahman Çeliker’in, gerçekleştirilen eylemin Siyonist işgali ve katliamları protesto ve Filistin İslami direnişini destekleme amacıyla ilgili açış konuşmasını müteakip, Şeyho Duman tarafından Kur’an-ı Kerim ve meali okundu. Gazze ve Beyt Hanun’da gerçekleştirilen vahşi katliamları protesto içerikli basın açıklamasını ise İLKAV Başkanı Mehmet Pamak yaptı.


Pamak, yaptığı açıklamada İsrail’in Hizbullah’ın muhteşem direnişi karşısında düştüğü zelil durumun acısını Filistinli kadın ve çocuklardan çıkarmaya çalıştığını ve bu sebeple gözü dönmüş katiller gibi kadınlara ve çocuklara saldırdığını ifade etti.


“ABD ve Avrupa desteğine ve büyük silah gücüne rağmen, yarım asrı aşan bir zamandan beri üstesinden gelemediği Filistin halkının şerefli direnişi, şehidlerin aziz kanlarıyla yeni destanlar yazarak sürüyor. Kullandığı en tahripkâr silahlara ve en hayvanca yöntemlere rağmen, Filistin halkının teslimiyete yanaşmayan onurlu itirazı ve direnişi ısrarla yükselmeye devam ediyor. İşte bu sebeple iyice çılgına dönen Siyonist katiller kudurmuş köpekler gibi sınır tanımaz bir azgınlıkla önüne gelen her şeyi yakıyor, yıkıyor; erkek, kadın, çocuk ayırmadan herkesi hunharca katlediyor” dedi.


Bu büyük vahşet karşısında, uluslar arası kurtuluşların ve tüm dünyanın utanç verici suskunluğuna da dikkat çeken Pamak, Türkiye oligarşisinin ve yönetimlerinin her zamanki iki yüzlü ve sonuçta İsrail yanlısı tutumunu kınadı:


“Türkiye oligarşisi İsrail’le stratejik ortak olmanın zilletini sergilemeyi sürdürürken, AKP yönetimi de her zamanki gibi anlamsız, sonuçsuz kınamalarla olayı geçiştirmeye çalışıyor. Bir yandan halkın nabzına uygun mesajlar verirken, diğer yandan da TC oligarşisini ve terörist stratejik ortağını ve hepsinin patronu konumundaki Amerika’yı rahatsız etmemeye çalışarak durumu idare ediyor. Ancak TC ve İsrail terör devleti arasındaki, askeri eğitim, istihbarat ve silah alımı başta olmak üzere tüm anlaşmalar yürürlükte kalmaya devam ediyor. İsrail’in katliamlarına karşı olan Türkiye halklarından alınan vergilerden, İsrail silah şirketlerine milyarlarca dolarlık destek de, Siyonist katil pilotların eğitimlerini hava sahamızda yapmaları da, TBMM’deki “İsrail Dostluk Grubu” da ısrarla sürdürülüyor.”


Bu tür işgaller ve zulümler devam ettiği sürece, direnişi desteklemekten ve zulme itiraz etme çabalarını yerine getirmekten asla bıkmamak ve yılmamak gerektiğine de dikkat çeken Pamak bu konuda şunları söyledi:


“Siyonist katiller, bu tür katliamları ısrarla sürdürerek, Filistin halkını teslim alacakları bir geri çekilmeye ve Müslümanları da bu zulümlerini protesto etmekten bile bıkıp usanacakları bir yılgınlığa sürükleyeceklerini, zulmü kanıksatacaklarını zannediyorlarsa aldanıyorlar. Ne Filistin halkını bu onurlu direnişten vazgeçirebilirler, ne de bizi kardeşlerimizin yanında yer alarak zulme karşı çıkmak bilincinden uzaklaştırabilirler. İslam coğrafyasının muvahhid direnişçi evlatlarını, Mescid-i Aksa’nın, Kudüs’ün ve Filistin’in işgalini kanıksar hale getirmeleri, Allah’ın izniyle asla mümkün olmayacaktır. İşgal sona erene Filistin ve Kudüs özgürleşene kadar direniş de, direnişe destek veren çabalarımız da, işgale, zulme ve emperyalizme itirazımız da Allah’ın izniyle devam edecektir. Asla yılgınlığa düşmeyeceğiz. Bıkmadan, yorulmadan, usanmadan, ibadet bilinciyle direniş ve itirazlarımızı yükseltmeyi ölüm bize gelene kadar ısrarla sürdüreceğiz.”


İnsanlığa ve Müslümanlara sorumluluklarının hatırlatıldığı basın açıklaması şu ifadelerle son buldu: “Değerli kardeşlerim! Allah’ın izniyle biz sorumluluklarımızı samimi bir gayret ve fedakarlıkla yerine getirebilirsek, yani Allah’ın yardımcıları olabilirsek, Allah vadettiği yardımı gönderecek ve o zaman da bize galip gelecek hiç bir güç kalmayacaktır. Samimi bir iman ve salih amelle, yaşayan Kur’an’lar olmayı başarabilirsek, zalimlere karşı zelil bir suskunluğu değil de, bedel ödemeyi göze alan bir direnişi gerçekleştirebilirsek, Rabb’imizin vadi gereği “o zalimler nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini göreceklerdir.”


“Başta İsrail terör devleti olmak üzere, Rabbimiz tüm emperyalist katilleri, işgalci sömürgecileri kahretsin. Allah’ın laneti başta Siyonist katiller olmak üzere, tüm İslam düşmanlarının üzerine olsun.


“Rabbimiz! Mukaddeslerimizi, Mescid-i aksamızı hepimiz adına korumak için direnen Filistinli kardeşlerimize yardım et, onları kafir, zalim işgalcilere karşı muzaffer kıl. Tüm direnişçi kardeşlerimizin sabır ve direnme gücünü arttır, bizlere de direniş ruhunu kazanmayı ve direnen kardeşlerimizin bilinçli ve ihlaslı yardımcıları olmayı nasip et.


Yaşasın İslami dirilişimiz,
Yaşasın Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa için direnişimiz,
Yücelsin tevhid, adalet, özgürlük mücadelemiz”


Basın açıklaması süresince taşınan dövizler ve atılan sloganlar şunlardı:


“şehitlerin kanı katilleri boğacak”, “Yaşasın İslami direnişimiz”, “İslami direniş onurumuz, şehitlerin yolu yolumuz”, “Siyonist terör çetesinin Filistin’deki işgal ve vahşetini protesto ediyoruz”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Yaşasın küresel intifada”, “zalimler için yaşasın cehennem”, “onurlu İslami direniş sürüyor, Rabbimiz aramızdan yeni şehitler seçiyor”.


“Tevhid adalet özgürlük”, “kahrolsun Siyonist İsrail”, “kahrolsun işkenceci katiller”, “kahrolsun işbirlikçi hainler”, “HAMAS’a selam direnişe devam”, “Allah’u ekber”, “la ilahe illallah”, “direniş ateşi katilleri yakacak”, “şehitlerin yolunu sürdüreceğiz”,”zulme karşı direneceğiz”, “her yer Filistin hepimiz Filistinliyiz”.

Basın açıklamasının tam metni aşağıdadır:

BASIN AÇIKLAMASI
10 Kasım 2006


Sayın basın mensupları!
Değerli kardeşlerimiz!
Bugün yeni bir protesto için ve kim bilir kaçıncı kez yine İsrail elçiliği önündeyiz. Evet defalardır buraya ve aynı amaçla geliyoruz. Ama zalim terörist devlet, bizi buraya gelmeye zorlayan yeni vahşetler işlemekten vazgeçmiyor. Her seferinde son derece alçakça ve hayvanca katliamlarla, dünya insanlığı ve Müslümanlar ile adeta alay edercesine bir cüretkarlıkla vahşetini arttırıyor. Kan emici bir vampir gibi kanla besleniyor ve akabinde kanlı dişlerini göstererek insanlık onurunu aşağılayıcı tutumlar sergilemekten de çekinmiyor.

Terör devleti İsrail, ileri teknolojiye dayalı güçlü silahlarla saldırmasına, üzerlerine yağdırdığı on binlerce ton füze ve bombalara, uluslar arası anlaşmaları her zamanki gibi hiçe sayarak kullandığı nükleer ve kimyasal silahlara rağmen, Hizbullah’ın yiğit erlerinin onurlu ve muhteşem direnişi karşısında tattığı utanç verici yenilginin hıncını Filistinli kadınlardan, bebeklerden alarak, korkaklara yakışan bir alçaklığı sergiliyor. BM’lere sığınarak, BM gücünün arkasına saklanarak, Hizbullah’a karşı kendini korumaya alıp, kadınlara, çocuklara saldırıyor.

ABD ve Avrupa desteğine ve büyük silah gücüne rağmen, yarım asrı aşan bir zamandan beri üstesinden gelemediği Filistin halkının şerefli direnişi, şehidlerin aziz kanlarıyla yeni destanlar yazarak sürüyor. Kullandığı en tahripkâr silahlara ve en hayvanca yöntemlere rağmen, Filistin halkının teslimiyete yanaşmayan onurlu itirazı ve direnişi ısrarla yükselmeye devam ediyor. İşte bu sebeple iyice çılgına dönen Siyonist katiller kudurmuş köpekler gibi sınır tanımaz bir azgınlıkla önüne gelen her şeyi yakıyor, yıkıyor; erkek, kadın, çocuk ayırmadan herkesi hunharca katlediyor.

Ahlaki ve insani hiçbir değer tanımayan, alçakça bile denemeyecek kadar çukurları temsil eden karakteriyle, hayvanlardan bile aşağı tutumlar sergiliyor, en vahşi katliamları gerçekleştirmekten çekinmiyor. Gazze’de, Beyt Hanun’da katliamlar gerçekleştiriyor, camileri yıkıyor. En-Nasr Camiine sığınan kardeşlerini, oğullarını, babalarını ve eşlerini korumak üzere camiye yürüyen Filistinin direniş timsali onurlu kadınlarını Siyonist keskin nişancılarla vuruyor. Keskin nişancıların silahları, tanklardan ve helikopterlerden atılan bombalar, füzeler; kadınları, çocukları, bebekleri alçakça şehit ediyor.

Gazze’nin kuşatılmasından bu yana yaklaşık dört ayda 300’ü aşkın Filistinli, erkek, kadın, çocuk ayırmadan katledildi. Sadece Beyt Hanun’da çoğu çocuk ve kadın olduğu halde bir haftada yaklaşık 70 kardeşimiz şehid edildi. Katil Siyonist ordu, Beyt Hanun’da “Güz Bulutları Operasyonu” adıyla sürdürdüğü saldırıları sona erdirip “çekildim” açıklaması yapmasına rağmen sabahın erken saatlerinde saat 5.00 sularında, aniden tanklardan top ateşiyle ve Apaçhi helikopterlerinden fırlattığı füzelerle Filistin halkının üzerine ölüm yağdırdı. Evleri enkaza çevirdi. Bu haince saldırıda, çoğu kadın ve yedisi bebek olmak üzere 25 Filistinli şehid edildi. Bu katliamdan sonra, Siyonist bir milletvekili İsrail meclisinde yaptığı konuşmada, “Yahudilerin morallerinin ancak böylece yerine geldiği” açıklamasını yapacak kadar alçalabildi. Ve böylece kendilerinin nasıl insandışılaştıklarını anlattı.

Bu büyük vahşet karşısında, her zamanki gibi BM benzeri uluslar arası kuruluşlar ve devletler utanç verici bir suskunluğu sergileyerek, katil Siyonistlerin safında yer alıyorlar. İslam ve Müslümanlar karşısında, her zamanki gibi “küfür tek millet” olduğunu ortaya koyuyor. İslam’a ve Müslüman halklara, Siyonist-Haçlı ittifakıyla açılmış küresel savaş, Müslüman halklara tüm İslam coğrafyasında kan kusturmaya devam ediyor.

Türkiye oligarşisi İsrail’le stratejik ortak olmanın zilletini sergilemeyi sürdürürken, AKP yönetimi de her zamanki gibi anlamsız, sonuçsuz kınamalarla olayı geçiştirmeye çalışıyor. Bir yandan halkın nabzına uygun mesajlar verirken, diğer yandan da TC oligarşisini ve terörist stratejik ortağını ve hepsinin patronu konumundaki Amerika’yı rahatsız etmemeye çalışarak durumu idare ediyor. Ancak TC ve İsrail terör devleti arasındaki, askeri eğitim, istihbarat ve silah alımı başta olmak üzere tüm anlaşmalar yürürlükte kalmaya devam ediyor. İsrail’in katliamlarına karşı olan Türkiye halklarından alınan vergilerden, İsrail silah şirketlerine milyarlarca dolarlık destek de, Siyonist katil pilotların eğitimlerini hava sahamızda yapmaları da, TBMM’deki “İsrail Dostluk Grubu” da ısrarla sürdürülüyor.

İşte bugün burada, Siyonist katillerin büyük vahşetini, bu vahşet karşısında her zamanki gibi suskunluğu tercih eden devletlerin ve uluslar arası kuruluşların utanç verici tutumunu ve Türkiye’nin İsrail terör devletine desteğini protesto amacıyla toplanmış bulunuyoruz. Siyonist katiller, bu tür katliamları ısrarla sürdürerek, Filistin halkını teslim alacakları bir geri çekilmeye ve Müslümanları da bu zulümlerini protesto etmekten bile bıkıp usanacakları bir yılgınlığa sürükleyeceklerini, zulmü kanıksatacaklarını zannediyorlarsa aldanıyorlar. Ne Filistin halkını bu onurlu direnişten vazgeçirebilirler, ne de bizi kardeşlerimizin yanında yer alarak zulme karşı çıkmak bilincinden uzaklaştırabilirler. İslam coğrafyasının muvahhid direnişçi evlatlarını, Mescid-i Aksa’nın, Kudüs’ün ve Filistin’in işgalini kanıksar hale getirmeleri, Allah’ın izniyle asla mümkün olmayacaktır.

İşgal sona erene Filistin ve Kudüs özgürleşene kadar direniş de, direnişe destek veren çabalarımız da, işgale, zulme ve emperyalizme itirazımız da Allah’ın izniyle devam edecektir. Asla yılgınlığa düşmeyeceğiz. Bıkmadan, yorulmadan, usanmadan, ibadet bilinciyle direniş ve itirazlarımızı yükseltmeyi ölüm bize gelene kadar ısrarla sürdüreceğiz. Çünkü biz yalnız Allah’a ibadet etmek için yaratılmış olmanın ve bu bağlamda tevhidi ve adaleti ikame etme sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bu amaç uğrunda her şeyimizi feda etmenin, başta canımız ve malımız olmak üzere her şeyimizi Allah yoluna adamanın bilincini inşallah ölüme kadar terk etmeyeceğiz. Hepimizin mukaddesi olan ilk kıblemiz Mescidi Aksa’yı ve Allah’ın mübarek kıldığı beldeyi savunmak için can feda eden mazlum ama zulme, işgale karşı direniş ruhunun zirvesini yaşayan Filistin halkının yanında Allah rızası için yer almaya, ısrarla ve tükenmez bir azimle devam edeceğiz.

HAMAS’lı kardeşlerimizin beyanıyla, tüm İslam ümmetinin onuru olan bu tevhid, adalet ve özgürlük mücadelesi, işgal ve Siyonist terör sona erene, adalet hakim olana kadar devam edecektir. Bütün sıkıntılara, olumsuz şartlara ve bütün dünyanın karşılarında yer almasına rağmen, Allah’ın yardımı ve Mü’min kardeşlerinin desteği inşallah Filistinli kardeşlerimize ulaşacak ve Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksa Allah’ın izniyle özgür olacaktır.

Rabb’imizce yeryüzünde halife kılınarak onurlandırılmış olan insanlığa, fıtrî değerlerini ve erdemlerini yitirmemiş bulunan tüm insanlara sesleniyoruz! İnsanlık onuruna ve tüm insani değerlere savaş açmış bu katillere, işkencecilere ve küresel terörist devletlere karşı ittifaklar oluşturarak, güç birliği yaparak ayağa kalkmalıyız. İtirazımızı küresel boyuta taşıyıp, işgalcilerden, katillerden, işkenceci emperyalistlerden hesap sormalıyız. İnsanlık onurunu hep birlikte savunmalıyız.

Ey, imanın şerefini kuşanmış, adanmışlık ruhu ve kulluk bilinciyle sorumluluklarını müdrik olan Müslüman kardeşlerimiz! El ele, gönül gönüle, omuz omuza verip kolektif iradeyi üreterek, tüm bu zulümlere, şirke, ifsada karşı ıslah bilinciyle direnmek mecburiyetindeyiz. Küresel zalimlere ve arzda fesad çıkaranlara karşı, insanlık onurunu savunmak, tevhid, adalet ve özgürlük mücadelesi vermek, vazgeçemeyeceğimiz, terk edemeyeceğimiz insani ve İslami sorumluluğumuzdur. Adaletin, merhametin temsilcisi ve tüm insanların özgürlüklerinin ayırımsız güvencesi olduğumuzu unutmamalıyız.

Ey zalimler, katiller! Sizler de biliniz ki, bizi vurup kırmakla, öldürmekle bitiremezsiniz, aşağılık katil silahlarınızla korkutup, sindiremezsiniz. Çünkü biz, yok edilemez, tüketilemez, sindirilemez, yıldırılamaz bir imanla ve şehid kanlarının bereketiyle, her türlü zulme karşı sürekli yeniden doğarız. Bizi İslam’ın şeref ve aydınlık bahşeden yolundan, bizi Rasulullah’ın, şahidlerin, şehidlerin yolundan hiçbir güç ve hiçbir tehdit uzaklaştıramaz. İnsanlığın onurunu kurtaracak, insana saygınlık ve şeref kazandıracak Kur’an mesajını temsilden ve dünya insanlığına ulaştırma mücadelesinden bizi hiçbir güç vazgeçiremez. Hiçbir güç ve hiçbir tehdit, bizi, Kur’an’dan uzaklaştıramayacağı ve yalnız Allah’a kulluktan alıkoyamayacağı gibi, bizi, Filistin’i, Mescid-i Aksa’yı, Kudüs’ü, Irak’ı, Afganistan’ı, Çeçenistan’ı savunmaktan vazgeçirebilecek ve bizim bu yoldaki azmimizi, imanımızı tüketebilecek hiçbir silah da henüz icat edilemedi / edilemeyecek. Ve bu yolda mücadele eden Müslümanlar, Allah’ın izniyle hiç bitmedi / bitmeyecek.

İşte bu ruhun varlığını, bu direniş azmini, bu hakikati, bu imanı, Filistinliler, Iraklılar, Lübnanlılar, Afganlılar, Çeçenler... her şeye rağmen haykırıyorlar. Hizbullah olanlar, Lübnan’ın, El-Aksa’nın yiğitleri, El-Halil’in şehidleri, Beyt Hanun’un onurlu, kahraman kadınları ve çocukları haykırıyorlar. Bize düşen ise işte bu haykırış ve direnişlere, bu onurlu duruşlara, kendi şartlarımızın ve imkanlarımızın gerektirdiği her türlü katkıyı vermektir. Bu, tevhid, adalet ve özgürlük mücadelesinin yaygınlaşmasına ve küresel emperyalizmi boğacak bir küresel intifadaya dönüşmesine, insanlığın tek kurtuluş umudu olan İslam’ın mesajının tüm dünya insanlığına ulaşmasına katkıda bulunmaktır. Aynı zamanda Filistin Hükümeti sözcüsü Gazi Hamad’ın şu çağrısına cevap vermektir; "İsrail yeryüzünden silinmelidir. Hiçbir insani değeri tanımayan hayvani bir devlettir. Bir kanserdir. Ortadan kaldırılmalıdır. Bunun gerçekleşmesinde ise herkes görev almalıdır".

Değerli kardeşlerim! Allah’ın izniyle biz sorumluluklarımızı samimi bir gayret ve fedakarlıkla yerine getirebilirsek, yani Allah’ın yardımcıları olabilirsek, Allah vadettiği yardımı gönderecek ve o zaman da bize galip gelecek hiç bir güç kalmayacaktır. Samimi bir iman ve salih amelle, yaşayan Kur’an’lar olmayı başarabilirsek, zalimlere karşı zelil bir suskunluğu değil de, bedel ödemeyi göze alan bir direnişi gerçekleştirebilirsek, Rabb’imizin vadi gereği “o zalimler nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini göreceklerdir.”

Başta İsrail terör devleti olmak üzere, Rabbimiz tüm emperyalist katilleri, işgalci sömürgecileri kahretsin. Allah’ın laneti başta Siyonist katiller olmak üzere, tüm İslam düşmanlarının üzerine olsun.

Rabbimiz! Mukaddeslerimizi, Mescid-i aksamızı hepimiz adına korumak için direnen Filistinli kardeşlerimize yardım et, onları kafir, zalim işgalcilere karşı muzaffer kıl. Tüm direnişçi kardeşlerimizin sabır ve direnme gücünü arttır, bizlere de direniş ruhunu kazanmayı ve direnen kardeşlerimizin bilinçli ve ihlaslı yardımcıları olmayı nasip et.

Yaşasın İslami dirilişimiz,
Yaşasın Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa için direnişimiz,
Yücelsin tevhid, adalet, özgürlük mücadelemiz

İLKAV
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı








Bu içerik 2153 defa görüntülendi.
 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon