Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   HABERLER  >  2009
 
İLKE-DER CUMA SEMİNERLERİ DEVAM EDİYOR
Tarih: 20/10/2009
   


Her hafta Cuma günleri İlke-der Dernek merkezinde düzenlenen Cuma seminerlerinin bu haftaki konuğu Ankara‘dan Emrullah Ayan’dı. “ Kur’an ıstılahında ibadet “ konulu bir sunum yapan Emrullah Ayan özetle şu görüşlere yer verdi.

 

 

 

 

Her hafta Cuma günleri İlke-der Dernek merkezinde düzenlenen Cuma seminerlerinin bu haftaki konuğu Ankara‘dan Emrullah Ayan’dı. “ Kur’an ıstılahında ibadet “ konulu bir sunum yapan Emrullah Ayan özetle şu görüşlere yer verdi.

“ İnsanın herhangi bir konudaki cehaleti, - neticesi ne kadar büyük olursa olsun- belki affedilebilir. Fakat insanın bizzat kendi varlığının sırrı, yaradılışının gayesi ve şu yeryüzündeki görevi ile kişiliği hakkındaki cehaleti affedilir bir hata değildir. Nitekim “Ben cinleri de insanları da ancak bana ibadet etsinler diye tarattım.” ( Zâriyât: 56 ) buyurulur.

İbadet kelimesi bir kök kelime olup, Kur’an bünyesinde bundan türeyen âbid, ibad, abd, gibi kelimelerle ilgili olarak 250’den fazla ayet vardır.

İbadet basit bir tanımlamayla; itaat ve boyun eğmektir. Istılah manasıyla, Allah rızası için ve O’na ta’zim niyetiyle yapılan herhangi bir amel veya iş manası taşır.

Şurası muhakkaktır ki Allah’u Teâlâ’nın rızasını kazanmak ve O’na hakkı ile tâ’zimde bulunabilmek için sahih bir iman şarttır. Allah’u Teâlâ’nın indirdiği hükümleri beğenmeyen ve o hükümlere mukabil hükümler icad eden tağuti güçleri yani azgınları ve sapmışları inkâr etmeden sahih bir imana sahip olmak imkânsızdır.

“ Andolsun ki her ümmete “ Allah’a ibadet edin, Tağut’tan sakının ” diyen bir peygamber göndermişizdir. ” ( Nahl: 36 )

İnsan, ibadetin doğru anlamını idrak etmiş olsaydı, yani onun namaz, oruç, zekât ve hacdan önce yalnız ortaksız Allah’a kul olmak olduğunu ikrar etseydi hayatında tezatlar bulunmazdı. Maalesef milyonlarca insan sınırlı çerçeveler içinde bazı ibadetleri yerine getirenin; Allah’ın helal ve haramlarının zıddına başka birilerinin emir ve yasaklarına rızasıyla boyun eğse de iman-ı kâmil bir mümin olduğunu zannetmektedir.

Allah’u Teâlâ, Kur’an’ında şöyle buyurmaktadır: “ Deki: Namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. O’nun ortağı yoktur. Bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim.” (Enam:162,163)

Bu ayet-i kerimede görüldüğü gibi namaz ve ibadet ayrı ayrı zikredilmiştir. Demek ki günümüzde ibadet kabul edilen belli, sınırlı ibadetler dışında hayatımızın her yönüyle ibadet olması gerekmektedir. ”

Bu içerik 2557 defa görüntülendi.
 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon