Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   CUMA HUTBELERİ  >  2019
 
Hutbe: İnsanlar Arasında Haccı İlan Et...!
Tarih: 09/08/2019
   


“İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.” (Hacc: 27)

Hutbe: İnsanlar Arasında Haccı İlan Et...!                                                                                      
“İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.” (Hacc: 27)
 
Hac, temelde kişinin Allah'a doğru yükselmesidir. Âdem'in yaratılış felsefesinin sembolik bir gösterisidir. Biraz daha açıklayacak olursak hacc ibadeti pek çok şeylerin aynı anda gösterilmesidir, bir "yaratılış gösterisi", bir "tarih gösterisi", "birlik gösterisi", İslâmî düzen gösterisi" ve bir "ümmet gösterisi.”                                                                                                                                      
 
"Bu gösteride şu unsurlar vardır: Allah, sahnenin yöneticisidir. Gösterilen tema, rol alan kişilerin hareketleridir. Âdem, İbrahim, Hacer ve Şeytan başlıca karakterlerdir. Sahneler Mescidü'l-Harâm, haram bölge (mıntıka-i haram), Mes'a (Safâ-Merve arası), Arafat, Meş'ar (Arafat'la Mina arasında hacıların gece kaldığı ve şeytan taşlamak için taş topladığı yer) ve Mina'dır. Önemli semboller, Ka’be, Safâ, Merve, gündüz, gece, güneş ışığı, güneşin batışı ve kurbandır. Kostüm ve makyaj, ihram, halk ve taksirdir. Son olarak da bu gösterideki rollerin tek oyuncusu bir kişidir; yani sen!Erkek ve kadın, genç ve yaşlı, siyah veya beyaz, ne olursan ol gösterinin en önemli özelliğisin...
 
Her yıl dünyanın her tarafından gelen Müslümanlar bu büyük "gösteri"de yer almaya teşvîk edilir. Herkes eşit kabul edilir. Hiçbir ırk, cinsiyet ve sosyal statü ayrımı yapılmaz.
 
Mikat: Kefene Girilen Nokta
 
Gösteri Mikat'ta başlar. Bu noktada aktör (insan) elbiselerini değiştirmelidir. Niçin? Çünkü kişinin elbisesi, kendisi kadar karakterini de örter. Bir başka deyimle, kişi elbise giymez fakat gerçekte elbiseler onu gizler.
 
Elbiseler, model, tercih, mevki ve farklılığı sembolize eder. İnsanlar arasında "ayrılığa" neden olan sun’î sınırlar çizer. Pek çok durumda insanlar arasındaki ayrışma, "ayrıcalığı" doğurur. Daha açık bir deyimle "biz" değil, "ben" kavramı ortaya çıkar. "Ben", ırkımı, kabilemi, sınıfımı, grubumu, mevkiimi, ailemi, değerlerimi anlatmada kullanılır, bir insan olarak "beni" değil.
 
Şimdi elbiseni çıkar. Onları Mikat'ta bırak. Düz, beyaz kumaştan yapılmış kefeni giy. Herkes gibi giyineceksin. "Aynılık" ortaya çıksın. Bir, parçacık halinde kalabalığa katıl, bir damla olarak okyanusa dal! 
 
Sahne, hüküm günü gibidir. Bir ufuktan diğerine bir "beyazlar seli" akar. Herkes kefen giymektedir. Cesetler Mikat'ta bırakılmış ve ruhlar buraya gelmiştir. Ne isimler, ne ırklar, ne de sosyal mevkiler bu büyük birleşimde bir farklılık meydana getirmez. Eşsiz bir birlik havası hâkimdir. Allah'ın tekliğini ilan eden bir insan gösterisidir bu.Haccı edâ etmeden önce, insanlar insan olma özelliklerini kaybetmişlerdi. Kuvvet, servet, kabile, ülke ve ırklarla kendilerinden kopmuşlardı. Hayatları sadece bir "var olmaktan" öte geçmiyordu. Sonunda hacc ibadeti kendilerini keşfetmelerini sağladı. Şimdi, birbirlerini "bir" olarak ve bir tek "fert" olarak algılıyorlar, başka bir şey değil!                                                                                           
 
Lebbeyk: Sömürü ve Despotizmden Allah'a Yükselme                                                
 
Allah'a koş! İhramlıyken, "lebbeyk" de! Allah seni çağırıyor. Artık O'na cevap verme ve tamamen itaat etme zamanıdır:"Lebbeyk [buyur] Allah'ım lebbeyk; hamd ve nimet senin için, mülk de senin için. Senin ortağın yok, lebbeyk!"Dünyanın sömürücü, dolandırıcı ve despotik süper güçlerini reddeden insanlar bağırıyorlar: "Lebbeyk, Allahumme lebbeyk!" Düşün ey insan; manyetik bir alanda bir demir parçacığı gibisin! Mirac'a giden yolun üzerinde göğe doğru uçan bir milyon beyaz kuşun arasında sanki...                                                                                                                                         
 
Hacc: Ka’be'ye Değil, Allah'a Doğru Hareket!                                                            
 
Sonsuzluğa doğru varmaya karar verdikten sonra hacca başlarsın. Hacc, Kâbe'ye doğru değil, Allah'a doğru sonsuz bir harekettir. Ka’be artık hiçbir şeyin yapılamadığı son değil, başlangıçtır.                                                                                                       
 
Mekke'ye gelmeden önce kendi ülkende sürgün hayatı yaşayan bir yabancıydın. Ama şimdi, Allah'ın âilesine katılmaya çağrıldın. İnsanlık, dünyanın en kıymetli âilesi bu Ev’e çağrılır. Bir fert olarak eğer kendini düşünüyorsan, kimsesiz, evsiz ve barınaksız bir yabancı olduğunu hissedeceksin. Bu nedenle, benliğinden gelen eğilimleri at; işte o zaman Ev'e girip âileye katılmaya hazırsın demektir.                                                                     
 
Tavaf: Tevhid Fikrinin Kristalize Hareketi                                                                             
 
Bu [tavaf], tüm dünyanın bir benzeridir. Bir parçacığın (insanın) yönlendirilişini içine alan tevhid fikri üzerine kurulmuş düzenin bir örneğidir. Allah varlığın ortasındadır; bu bir günlük geçici dünyanın odak noktasındadır. Fakat sen olduğundan olman gerekene doğru durum değiştiren hareketli bir parçacıksın.                                                                                                                           
 
Eğer hâlâ kendinleysen, tavaf eden insan çemberinin gerçek bir parçası değilsin. Irmağın içinde değil, kenarında duran bir misafir gibi oluyorsun. Ama kendilerinden kopanlar canlıdırlar ve toplumca hareket etmektedirler.                                                     
Senin İsmâil’in kim veya ne?                                                                                                                             
 
İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmâil'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmâil'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi...
 
Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin. Kim ve ne olursa olsun, beraberinde buraya kurban etmek için getirmelisin. Sana hangisinin olduğunu söyleyemem, ama yardımcı olmak için bazı ipuçları verebilirim; inancını ne zayıflatıyorsa, sorumluluk kabul etmekten ne geri çeviriyorsa, çağrıyı duymana ne ve gerçeği itiraf etmene ne engel oluyorsa, "kaçma"ya ne zorluyorsa, rahatın için bahaneler bulmana ne yol açıyorsa, seni ne kör ve sağır ediyorsa... işte odur kurban edeceğin!  
 
Hacdan Sonra: Makâm-ı İbrahîm'desin Artık                                                                 
 
Şimdi Makâm-ı İbrahîm'de duruyorsun ve O'nun rolünü oynayacaksın; O'nun gibi yaşayacak ve inancının Ka’be'sinin mimarı olacaksın. İnsanları içinde yaşadıkları bataklıktan kurtar. Ayağa kalkmalarına yardım et ve onlara yön ver. Onları hacca çağır, tavaf etmeye çağır. İbrahim'in niteliklerini kazanmak için tavaf etmeye çağır. İbrahim'in niteliklerini kazanmak için, tavâfa katılıp bencilliğini bırakarak temizlendikten sonra yolunu izlemek için Allah'a söz verdin. Allah şahidindir.  
 
Ülkeni güvenlik ülkesi yap, çünkü emin bölgedesin (Mıntıka-i Haram).  
 
Zamanını saygıdeğer bir zamana (Zaman-ı Haram’a) çevir, her zaman ihramlıymışsın gibi. Yeryüzünü kutsal mescid (Mescid-i Haram) yap, çünkü kutsal mesciddesin. 
 
Çünkü, yeryüzü Allah'ın mescididir.Ama şimdi, "öyle olmadığını" görüyorsun!
 
 (Ali Şeriatî; Hacc, Şûrâ Yayınları, 1991, İstanbul)
Bu içerik 1258 defa görüntülendi.
 
 
CUMA HUTBESİ YAZARI

Emrullah AYAN
  Diğer Cuma Hutbesi Yazıları

 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon