Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   CUMA HUTBELERİ  >  2015
 
Hutbe: Bir Mü’minin Canına Kıymak Büyük Bir Cinayettir
Tarih: 27/11/2015
   


Haksız yere bir başkasının hayatını alan, yalnızca bir kişiye zulmetmekle kalmamış; aynı zamanda insan hayatının kutsallığıyla ilgili hiçbir duygu, başkalarına karşı hiçbir merhamet duygusu taşımadığını göstermiş demektir. Bu nedenle o tüm insanlığın düşmanı demektir. Çünkü herkes aynı tür katı kalpliliğin kurbanı olursa, tüm insanlığın sonunun gelmesi kaçınılmazdır. Buna karşılık, eğer bir kişi tek bir insan hayatının korunmasına yardım ederse, tüm insanlığa yardım etmiş demektir. Bu yardımı o insanın, tüm insan soyunun devamına katkıda bulunacak niteliklere sahip olduğunu gösterir.

Hutbe: Bir Mü’minin Canına Kıymak Büyük Bir Cinayettir

“…Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır…” (Maide: 32)

Başkasının hayatına kıymak, katldir, cinayettir. Cinayet, bir terim olarak insanın hayatına ve vücut tamlığına karşı işlenmesi yasaklanmış bir fiildir. Cinayet, öldürme ve yaralama olmak üzere iki kısma ayrılır. Öldürme, dünya ve ahirette cezayı gerektiren bir fiildir. Dünyadaki cezası kısas, ahiretteki ise cehennem azabıdır. Çünkü o, dünyada Allah’ın yaratmasına tecavüz, toplumun ve toplum hayatının emniyetini tehdit eden bir fiildir.

Başta okuduğum ayet, insan hayatının kutsallığını vurgulamak içindir; insan hayatının korunması için herkesin ve her bir kişinin başkasının hayatının kutsallığını kabul edip onun korunmasına yardım etmesi gerekir. Haksız yere bir başkasının hayatını alan, yalnızca bir kişiye zulmetmekle kalmamış; aynı zamanda insan hayatının kutsallığıyla ilgili hiçbir duygu, başkalarına karşı hiçbir merhamet duygusu taşımadığını göstermiş demektir. Bu nedenle o tüm insanlığın düşmanı demektir. Çünkü herkes aynı tür katı kalpliliğin kurbanı olursa, tüm insanlığın sonunun gelmesi kaçınılmazdır. Buna karşılık, eğer bir kişi tek bir insan hayatının korunmasına yardım ederse, tüm insanlığa yardım etmiş demektir. Bu yardımı o insanın, tüm insan soyunun devamına katkıda bulunacak niteliklere sahip olduğunu gösterir.

Kur’an-ı Kerim’de adam öldürmenin haram olduğunu bildiren birçok ayet vardır. Bu ayetlerin birinde şöyle buyurulur:

“Allah’ın haram kıldığı cana, haklı bir sebep olmadıkça kıymayın…” (İsra: 33)

Diyarbakır’da 6-8 Ekim’de IŞİD bahanesiyle PKK’nın düzenlediği gösterilerde, Kurban Bayramı’nda bir dernek tarafından hazırlanan kurban eti paketlerini yoksullara dağıtırken saldırıya uğrayan Yasin BÖRÜ ve arkadaşları vahşice, gayri insani bir şekilde, defalarca bıçaklanıp sığındığı binanın üst katından atılmış ardından da araba ile ezilerek katledilmişlerdi. Bu olay, cinayeti işleyenlerin vahiyden uzaklaşarak fıtratlarına yabancılaştıklarını ve böylece ne kadar da vahşileştiklerini gösteren açık bir örnektir.

İnsan öldürmek, gerçekte, büyük bir zulüm, hüsran ve nedametin sonuçlarından başka bir şey olmayan büyük bir cinayettir. İnsan olanların bundan son derece sakınmaları gerekir. Hâlbuki insanlık tarihinde bu zulüm olagelen bir iştir. Haksız yere birini öldüren katil, genellikle yaşama hakkı tanımamış, kanların haramlığına, kişilerin masumluğuna saldırmış, adam öldürmeye yol açmış, başkalarına da cesaret vermiş olur. Şu halde bir kimseyi öldüren herkesi öldürmüş gibi, Allah’ın gazabını ve büyük azabını hak etmiş olur da kendisinin hayat hakkı kalmaz kanı boşa gider ve İslam hukukuna göre öldürülmesi gerekir. İşte haksız yere adam öldürme böyle genel bir zarardır.

Bu gibi adam öldürmelerine sevk eden ve herkesin zararını gerektirecek ve genel asayişi bozacak fesat, eşkıyalık da böyledir. Bunun için böyle bir katil veya bozguncuyu öldüren herkesi öldürmüş gibi değil, belki hakkı yerine getirmiş veya bir kurtarma yapmış olur. Her kim de bir kimseye hayat verir yani affetmek veya öldürülmesine engel olmak veya herhangi bir yok olma sebebinden kurtarmak suretiyle hayatının devam etmesine sebep olursa, sanki insanların hepsine hayat vermiş, birine yaptığını kendisi de dâhil olduğu halde hepsine yapmış gibi olur.

Bilinmektedir ki, herhangi bir benzetme, benzeyen ile kendisine benzetilenin her yönde ve bütün hükümlerde eşit olmalarını gerektirmez. Şu halde bundanherkesi ilgilendiren öldürmek veya bir kimsenin hayatta kalmasına sebep olmanın, bir kişiyi ilgilendiren adam öldürme ve hayatta kalmasına sebep olmadan hiçbir şekilde farkı yoktur şeklinde anlaşılmamalıdır. Her iki fıkradaki tepkilerden maksat, adam öldürmenin zararını, kişinin hayatta kalmasına sebep olmanın da genel bir fayda olduğunu açık bir şekilde anlatmak ve dolayısıyla adam öldürmeye karşı kısas olarak yani öldüreni öldürerek ve yeryüzünde bozgunculuk suçuna karşı ceza olarak öldürme ve idamın meşruluğunu tesbit ile adam öldürmeye kalkışmaktan korkutmak ve hayatı muhafaza etmeye teşviktir.

Allah Teala insan hayatının önemi ve bu hayata kıyanlara verilecek cezalar hakkındaki ayetlerini peygamberleri vasıtasıyla göndermiş ve insanlara tebliğ etmiş olmasına rağmen birçok insan yine de yeryüzünde fesat çıkarmaya ve kan dökmeye devam etmektedir.

Yeryüzünde bu tür katiller ve fesatçılar sürekli olarak bulunduğu için İslam bunlara karşı sadece vicdani ve uhrevi ceza ile yetinmemiş, insanların hayat hakkını korumak ve huzurlarını sağlamak için caydırıcı dünyevi müeyyideler getirmiştir.

27.11.2015

Hazırlayan: Emrullah AYAN

 

Bu içerik 4586 defa görüntülendi.
 
 
CUMA HUTBESİ YAZARI

İLKAV
  Diğer Cuma Hutbesi Yazıları

 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon