Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   CUMA HUTBELERİ  >  2014
 
Cuma Hutbesi:23.05.2014
Tarih: 22/05/2014
   


“Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız.”(Nisa:89)

Çağımızdaki İslami diriliş hareketlerini dikkatle izleyen bu dinin düşmanları, tetik beklemektedirler. Gerek insan psikolojisi alanında ve gerekse İslam hareket tarihi alanında büyük çapta bir uzmanlaşmayla diriliş hareketlerini izlemektedirler. İslami dirilişi engelleyebilmek için bir takım sözde “İslami yaftalar” icat etmeye ayrı bir özen göstermektedirler. Müslümanların hazırlayıp düzenledikleri düşünce, gelenek ve değer ölçülerine, ekol, hareket ve yönetimlere el-Kaideci, radikal islamcı, fundamentalist  gibi sözde “İslami birer etiket” de yapıştırmayı ihmal etmemektedirler. Bundan maksatları, dünyanın her hangi bir yerinde oluşabilecek İslami diriliş hareketlerini çökertmektir. Çünkü bu yalancı İslami etiketlerle, gerçek hareketlerin çıkışını engellemek istiyorlar. Bu tür yalancı yaftaların gerisinde saklanan cahiliyeye karşı koyacak gerçek bir İslami çıkışı böylece engellemek istiyorlar.

Bu din, hem kendi gerçeği, hem de cahiliyenin gerçeği hakkında belli bir bilinçlenme seviyesi sağlandığı her zaman ve her yerde zafer kazanmıştır. Mü’min grup, hem kendi hem de cahiliyenin durumunu iyice tanıdığı her zaman galip gelmiştir. Bu din açısından gerçek tehlike, karşıdaki düşmanın güçlü, bilinçli ve hazırlıklı olmasından çok, aldanmış ve saf derun  dostlara sahip olmasından ileri gelmektedir. Günah olmayanı günah sayan saf derun dostlarından ileri gelmektedir. Yalancı etiketlerin gerisinde İslam’a saldırıp duran düşmanlarının bu sahte etiketlerle korunmasını kabullenen saf derun dostlarından… Öyleyse bu din davetçilerinin yeryüzündeki ilk görevleri; cahili yönetimlerin de kendilerini saklamak için ürettikleri ve gerçek kimliklerini maskeleyen yalancı etiketleri alaşağı etmektir. Bu dinin yeryüzünde arta kalan eserlerini çökerten yönetimleri koruyan maskeleri indirmektir.

Herhangi bir İslami hareketin başlangıç noktası, cahiliyeyi bu sahte kılığından soyutlamaktır. Onu, gerçek haliyle, şirk ve küfür özelliğiyle ortaya koymaktır. İnsanları, pratik hayatlarını temsil eden gerçek nitelikleriyle tanıtmaktır. Çünkü İslam hareketinin bu insanlara gerektiği gibi hitap etmesinin yolu budur. Bu insanların böylesine bir nitelik kazanan gerçek durumlarını fark etmelerinin yolu budur. Olur ki bu fark ediş ve uyanışla kendi hallerini değiştirme yoluna giderler. Onlar, hallerini değiştirecekler ki, Allah da onların halini değiştirsin. İçinde bulundukları yanlışlıkları, işkenceyi ve hayırsızlığı değiştirsin. Yersiz bütün  biçimlere,  görünüş ve yaftalara her tür aldanış; yeryüzündeki İslam diriliş hareketlerinin ilk çıkışını geciktirmek demektir. Bu dinin düşmanlarına sahte etiketler konusunda imkan sağlamak, demektir.

Yeryüzündeki bütün Müslümanların şu anda en çok muhtaç oldukları şey; küfür-iman kavgasının ve dava konusunun hakikatini kavramaktır. Şirk ve küfür ekollerini maskeleyen sahte etiketlere aldanmamalarının şartı budur. Çünkü kafirler ve müşrikler gerekçe ve nedenler ne olursa olsun yalnızca akideleri için Müslümanlarla savaşıyorlar. Sapan ve saptıran tağuti önderlikler, her cahiliyedeki egemen düşüncenin doğrultusunda isim ve biçimleri değişik pek çok ilahlar icad edebilirler. Etraftaki dost komşu güçleri bir araya getirecek ve insanların duygularını coşturacak bu sahte ilahları icat ediyorlar ki, kitleleri diledikleri gibi yönlendirsinler. Kitlelerin kendilerine bağlılık ve itaatini sağlayacak karanlık bir ortamın bulunması için bu sahte ilahları icat ederler. Çünkü bu sahte ilahlardır “pek çok kimseyi, saptıran.” (Nuh:24) İnsanları, putların etrafında toplayan bütün sapık önderliklerin yaptığı budur. Bu putların taştan olmalarıyla kişi ve düşüncelerden olması arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü hepsinde amaç; insanları Allah’ın dininden alıkoymalarıdır. Gönülleri, hile, düzenbazlık ve inat yoluyla İslam davetçilerinin tebliğinden uzak tutmalarıdır.

23/05/2014
Hazırlayan: Emrullah AYAN

Bu içerik 2104 defa görüntülendi.
 
 
CUMA HUTBESİ YAZARI

Emrullah AYAN
  Diğer Cuma Hutbesi Yazıları

 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon