Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   BASIN AÇIKLAMALARI  >  2009
 
PAKİSTAN´DA MÜSLÜMAN KATLİAMINA SON !
Tarih: 22/05/2009
   


Cuma namazının ardından Çankaya Gazi Osman Paşa’da bulunan Pakistan Büyükelçiliği önünde toplanan Ankaralı Müslümanlar emperyalistlerin emriyle haftalardır Swat Vadisi’ne bomba yağdıran Pakistan yönetimini, işbirlikçi Pakistan ordusunu ve arkasındaki emperyalist katil ABD´yi protesto ettiler.

 
Cuma namazının ardından Çankaya Gazi Osman Paşa’da bulunan Pakistan Büyükelçiliği önünde toplanan Ankaralı Müslümanlar emperyalistlerin emriyle haftalardır Swat Vadisi’ne bomba yağdıran Pakistan yönetimini, işbirlikçi Pakistan ordusunu ve arkasındaki emperyalist katil ABD'yi protesto ettiler.
 
 
"Pakistan’da katliama son " yazılı pankartın açıldığı eylemde "Pakistan Yeni Bir Amerikan Üssü Olmasın", "Uygar dünyayı Tanı, Dökülen Müslüman Kanı", "Amerikan Uşaklığına Hayır", "Emperyalizme ve İşbirlikçilerine Karşı Kardeşlerimizin Yanındayız" yazılı dövizler taşındı. İLKAV’dan Abdurrahman Çeliker, yaptığıaçılışkonuşmasında “işbirlikçi Pakistan ordusunun Swat Vadisi'nde; haftalardır aralıksız düzenlediği saldırıları ve katliamı protesto için toplandıklarını, birçok masum insanın hayatını kaybettiği Swat vadisinde yaşayan Müslümanların yalnız olmadıklarını” belirterek “Kardeşlerimizin acılarını paylaşmak ve onlarla beraber olduğumuzu bütün dünyaya haykırmak için buradayız” dedi.
 
Vahdet vakfı, Genç Birikim Dergisi, Umran Dergisi ve İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfının ortak organizasyonuyla, Pakistan yönetiminin, emperyalist işgalci güçlerin çıkarları adına kendi halkını katletme vahşetine bir son vermesi için düzenlenen basın açıklamasını organizasyon adına Genç Birikim Dergisinden Ali Kaçar Okudu. Kaçar, bölgedeki olayların tarihsel alt yapısı hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra Müslümanlar olarak bu vahşi katliam karşısında suskun kalmamanın İslami ve insani sorumluluk olduğuna işaret etti. Sık sık sloganlarla kesilen konuşmasında Ali Kaçar şunları söyledi:
 
“Pakistan’ın Svat bölgesinde, uygar olduğu iddia edilen dünyanın tepkisiz bakışları altında ve zulme destek anlamındaki suskunluğu karşısında tam anlamıyla bir vahşet yaşanmaktadır. Bir taraftan işbirlikçi Zerdari, diğer taraftan da Obama’nın eli kanlı yönetimi tarafından, karadan ve havadan, çocuk, kadın ve yaşlı ayrımı yapılmadan masum sivil halkın üzerine kan ve ölüm kusan bombalar yağdırılmakta, bini aşkın insan katledilmiş bulunmaktadır. Göçe zorlanan çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan milyonlarca sivil ise, ya atılan bombaların altında ya da açlıktan ve susuzluktan ölmektedir. İşlenen bu vahşet karşısında, öldürülen bir hayvan için dünyayı ayağa kaldıran sözüm ona uluslar arası kuruluşlar sessiz, Birleşmiş Milletler sessiz, halkı Müslüman olan bölge ülke yönetimleri ve Müslüman halklar da sessiz. İşin en acı yanı ise, Müslüman halkların sessiz olmasıdır!..”
 
Bölgede tam anlamıyla kirli ve emperyal amaçlı bir savaş devam ettiğini belirten Kaçar şöyle devam etti: “ABD, dün Vietnam’da, Kamboçya’da, Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da devam ettirdiği insanlık dışı bu sömürge amaçlı savaşı, bugün Pakistan’da da sahnelemeye çalışmaktadır. Çünkü Pakistan, bölgenin en güçlü ve nükleer silaha sahip tek İslam ülkesidir. Çünkü Pakistan’ın Müslüman halkı, başta Filistin ve Afganistan olmak üzere İslam coğrafyasında meydana gelen bütün işgallere karşı direnen Müslümanları desteklemektedir. Çünkü Pakistan halkı, her türlü işgale ve emperyal dayatmalara karşı çıkma onurluluğunu gösteren bir halktır. Zaten bu nedenle, Obama henüz yönetime gelmeden Irak’taki işgalci askeri güçleri bu bölgeye, üstelik ilave güçle göndereceğini açıklamıştır. Çünkü ABD, bu bölgede, teknolojik ve askeri üstünlüğüne rağmen güç kaybetmekte ve bunca katliama rağmen Afganistan’ı kontrol altına alamadığı gibi Pakistan’ı da kaybetmeye başlamıştır.”
 
Müslümanların müslümanca yaşama özgürlüğüne vurgu yapılan Basın açıklamasının son cümleleri şunlardı: “Bizler, bu ülkenin Müslümanları, Pakistan ve Afgan halklarının kardeşleri olarak Swat vadisinde ve diğer bölgelerde, bağımsızlık, Müslüman’ca, insanca yaşama özgürlüğü için direnen kardeşlerimizin yanında olduğumuzu açıkça beyan ediyor ve katil ABD’nin emri, öncülüğü ve desteğiyle kendi halkına karşı saldıran işbirlikçi Pakistan yönetimini, Pakistan’da işlenen bu insanlık dışı katliamdan dolayı nefretle kınıyoruz. Halkının üzerine kan ve ölüm kusan Zerdari, işbirlikçi Pervez Müşerref’i ve kendi eşi Benazir Butto başta olmak üzere, işbirlikçilerin başına gelen akıbeti unutmamalıdır.Askerini NATO emrinde işgalci ABD’nin çıkarları için Afganistan’a gönderip, bu katliamdan bir süre önce de Afganistan ve Pakistan işbirlikçi Başbakanlarını ülkemizde ağırlayan TC yönetimi de dâhil, Pakistan’daki bu katliama, bu insanlık suçuna sessiz kalarak destekçi konumda yer alan, bütün dünya devletlerini ve uluslararası kuruluşları protesto ediyor, utanmaya ve bir an önce bu katliamı durdurmaya çağırıyoruz.”
 
Basın açıklamasına katılan Müslümanlar, açıklamayı dinlerken aşağıdaki sloganları da attı. ‘Tekbir” “la ilahe illallah” “Kahrolsun İşbirlikçi zalimler”, "Katil ABD Afganistan'dan Defol!""Pakistan Ordusu ABD'nin Lejyonu!", "Amerikan Uşağı İşbirlikçi Zerdari!", "Afganistan ABD'ye Mezar Olacak!", "Kahrolsun İşbirlikçi Zalim Rejimler!",
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ
 
22.05.2009
 
 
Pakistan’ın Svat bölgesinde, uygar olduğu iddia edilen dünyanın tepkisiz bakışları altında ve zulme destek anlamındaki suskunluğu karşısında tam anlamıyla bir vahşet yaşanmaktadır. Bir taraftan işbirlikçi Zerdari, diğer taraftan da Obama’nın eli kanlı yönetimi tarafından, karadan ve havadan, çocuk, kadın ve yaşlı ayrımı yapılmadan masum sivil halkın üzerine kan ve ölüm kusan bombalar yağdırılmakta, bini aşkın insan katledilmiş bulunmaktadır. Göçe zorlanan çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan milyonlarca sivil ise, ya atılan bombaların altında ya da açlıktan ve susuzluktan ölmektedir. İşlenen bu vahşet karşısında, öldürülen bir hayvan için dünyayı ayağa kaldıran sözüm ona uluslar arası kuruluşlar sessiz, Birleşmiş Milletler sessiz, halkı Müslüman olan bölge ülke yönetimleri ve Müslüman halklar da sessiz. İşin en acı yanı ise, Müslüman halkların sessiz olmasıdır!..
 
Pakistan, 1947 yılında, dönemin emperyal ülkesi İngiltere’ye ve işbirlikçisi Hindistan’a rağmen İslam’i duyarlılıkla kurulmuş bir devlettir. Pakistan, kuruluşundan bu yana, şekli de olsa var olan kimi İslami özelliklerinden ve İslam’dan uzaklaştırılmak için, birçok katliama, iç çatışmalara, bölgesel savaşlara ve birçok askeri darbeye maruz bırakılmış bir ülkedir. Yerel ve küresel laik, seküler ve işgalci güçlerin bütün baskı ve dayatmalarına rağmen, Pakistan’daki İslami duyarlılık –özellikle de- halk bazında artarak devam etmiştir ve İnşaallah da devam edecektir. İçerideki işbirlikçi laik ve seküler güçlerle, dışarıdaki emperyal işgalci güçlerin tek amacı, Pakistan’ı, bu İslam’i duyarlılıktan uzaklaştırmak ya da kontrol altına alarak ılımlaştırmaktır. Dolayısıyla bugün, Svat vadisinde devam eden bu insanlık dışı katliamın asıl nedeni, İslam’dır; İslami hayat tarzını yaşamaya çalışan Müslüman halktır. Bölge halkı, İslami kimliği ve tercihleri sebebiyle yok edilmeye, ya da terör estirilerek İslami tercihlerinden uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır.
 
Bölgede tam anlamıyla kirli ve emperyal amaçlı bir savaş devam etmektedir. ABD, dün Vietnam’da, Kamboçya’da, Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da devam ettirdiği insanlık dışı bu sömürge amaçlı savaşı, bugün Pakistan’da da sahnelemeye çalışmaktadır. Çünkü Pakistan, bölgenin en güçlü ve nükleer silaha sahip tek İslam ülkesidir. Çünkü Pakistan’ın Müslüman halkı, başta Filistin ve Afganistan olmak üzere İslam coğrafyasında meydana gelen bütün işgallere karşı direnen Müslümanları desteklemektedir. Çünkü Pakistan halkı, her türlü işgale ve emperyal dayatmalara karşı çıkma onurluluğunu gösteren bir halktır. Zaten bu nedenle, Obama henüz yönetime gelmeden Irak’taki işgalci askeri güçleri bu bölgeye, üstelik ilave güçle göndereceğini açıklamıştır. Çünkü ABD, bu bölgede, teknolojik ve askeri üstünlüğüne rağmen güç kaybetmekte ve bunca katliama rağmen Afganistan’ı kontrol altına alamadığı gibi Pakistan’ı da kaybetmeye başlamıştır.
 
Taliban kadroları, ABD işgali öncesindeki Taliban hükümetinin adil icraatını bilen Afgan halkının adalet ve özgürlük özlemini temsil etmektedir. Bu yüzden geniş halk desteğine sahip bulunan Taliban’ın onurlu direnişi karşısında, ABD ve işbirlikçisi Karzai yönetimi Afganistan’da Kabil’e sıkışmış ve Kabil’in dışına adım atabilecek cesareti bile gösteremez hale gelmiştir. Batılı stratejistlerin de belirttiği gibi ABD Afganistan’ı kaybetmek üzeredir. Çünkü Afganistan’ın %70’den fazlası Taliban tarafından kontrol edilmektedir. Taliban’ın bu başarısının, ABD emperyal işgalci güçlerine, NATO’ya ve ISAF’a rağmen gerçekleşmiş olması, bölgedeki işgalci küresel emperyal politikaların da iflası anlamına gelmektedir. Bu nedenledir ki, Afgan halkını katlederek onların onurlu direnişini kıramayacağının farkına varan Amerika, Afgan cihadına destek veren Pakistanlı Müslümanlara yönelmiştir. Bu amaçla, Lal Mescidinde yüzlerce Müslüman’ı vahşice katleden işbirlikçi Perwez yönetiminin yaptığı bu hizmetleri yetersiz bularak onu değiştirmiş, yerine yeni işbirlikçi Zerdari’yi yönetime getirmiştir. Zerdari de, tıpkı Karzai gibi, Müşerref gibi işbirlikçidir ve Svat da, Veziristan’da ve diğer bölgelerde Müslümanların katledilmesinde birinci derecede sorumludur. İşbirlikçilik, bir suçtur, bir ihanettir. Üstelik Zerdari yönetiminin bu işbirlikçiliği, sadece Pakistan halkına karşı değil, bütün İslam ümmetine ve hatta bütün bir insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Kendi halkına ihanet eden işbirlikçilerin sonu ise, her zaman hüsran olmuştur ve tarih, bunun örnekleriyle doludur.
 
Bugün, siyah derili Obama’nın ABD’nin başına geçmiş olması, ABD’nin kuruluşundan bu yana uyguladığı terörist ve işgalci politikaların değişeceği anlamına gelmemektedir. Obama ile ABD politikalarının değişeceğini sanmak, emperyalizmi ve dolayısıyla ABD kapitalizmini tanımamak anlamına gelir. Çünkü işgal, sömürü, istila, kan, gözyaşı ve katliam demek, ABD demektir, ABD’nin ve Batının emperyalist ruhu demektir. Bu anlayış, ABD’nin ve destekçisi tüm Batının ve NATO’nun genlerine işlemiştir; özellikle, Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle dünyanın tek süper ülkesi haline gelmiş olması, ABD’yi daha da azdırmış ve pervasızlaştırmıştır. Laos, Kamboçya, Vietnam, Nikaragua ve daha birçok yerdeki işgal, istila ve saldırılara Irak, Afganistan, Filistin, Sudan’a yapılan işgal ya da saldırılar da ilave edildiği zaman, ABD’nin işgalci ve sömürgeci gerçek ve çirkin yüzü açıkça ortaya çıkmaktadır. Bu işgal ve istilalar da göstermektedir ki, ABD, bir vampir gibi sadece kandan ve gözyaşından beslenmektedir. Dolayısıyla, düne kadar dışlanan, adam yerine konmayan ve sadece derisi siyah olan birisinin ABD’de devlet başkanı seçilmesi, bu emperyal ve işgalci politikaların değiştirilmesi anlamına gelmez. Zaten Obama da, ABD’nin bu politikalarını değiştireceğine dair bir iddiası ve çabası da yoktur. Nitekim Obama yönetiminin Pakistan ve Afganistan’da, sivil halka yönelik işlediği son katliamlar da Bush döneminde devam eden militarist, işgalci, emperyalist politikaların sürdürüleceğini göstermektedir. Ayrıca, Pakistan’ın, Taliban’a karşı –içeride ve dışarıda- savaş açmaması halinde de, Pakistan’da askeri bir darbe için orduya yeşil ışık yakılacağının söylenmesi de, Obama yönetiminin gerçek ve kanlı yüzünü açıkça göstermektedir. Obama’yı, Türkiye ziyaretinde yaptığı konuşmalar nedeniyle yüceltenlerin, yere göğe sığdıramayan yazar, çizer ve politikacıların, onun bu saldırgan ve militarist tutumunu görmezden gelmeleri, iki yüzlülükten başka hiç bir anlam taşımamaktadır. Obama’nın bu saldırgan politikalarının amacı, sadece Afganistan’ı değil, Pakistan’ı da kan gölüne çevirmek ve sonuçta Amerikan çıkarlarına göre kontrol ve denetim altına almaktır. Umut ederiz ki, sadece Obama değil, onun destekçisi, işbirlikçisi olanlar da inşallah bu kan gölünde boğulacaklardır.
 
ABD, ister Obama’nın, ister Bush’un politikalarını uygulasın, Afganistan’da da, Pakistan’da da, geçmişte emperyalist İngiltere’nin ve Sovyetler Birliği’nin uğradığı hezimeti mutlaka tadacaktır. Bugün, ABD’nin ve işbirlikçi diğer işgalci ülke askerlerine rağmen, Taliban’ın, Afganistan’ın %70’den fazlasını elinde tutuyor olması da bunu göstermektedir. Taliban’ın bu başarısında, kendi azim ve kararlığının yanında, Afgan ve Pakistan halkının onurlu katkısı ile dünya Müslümanlarının dualarını unutmamak lazımdır. Emperyalist işgalci ABD’ye ve yerli işbirlikçilerine kurşun atanın da, taş atanın da ortaya koydukları onurlu direnişin takdire şayan olduğu unutulmamalıdır. Asl olan emperyalizme, küfre, şirke, tuğyana, ırkçılığa ve Siyonizm’e karşı mücadele etmektir. Allah’a şükür ki, birçok coğrafyada bu mücadeleyi, bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, yaz ve kış demeden devam ettiren mücahidler, muvahhidler vardır! Ne mutlu onlara!..
 
Bizler, bu ülkenin Müslümanları, Pakistan ve Afgan halklarının kardeşleri olarak Swat vadisinde ve diğer bölgelerde, bağımsızlık, Müslüman’ca, insanca yaşama özgürlüğü için direnen kardeşlerimizin yanında olduğumuzu açıkça beyan ediyor ve katil ABD’nin emri, öncülüğü ve desteğiyle kendi halkına karşı saldıran işbirlikçi Pakistan yönetimini, Pakistan’da işlenen bu insanlık dışı katliamdan dolayı nefretle kınıyoruz. Halkının üzerine kan ve ölüm kusan Zerdari, işbirlikçi Pervez Müşerref’i ve kendi eşi Benazir Butto başta olmak üzere, işbirlikçilerin başına gelen akıbeti unutmamalıdır.
 
Askerini NATO emrinde işgalci ABD’nin çıkarları için Afganistan’a gönderip, bu katliamdan bir süre önce de Afganistan ve Pakistan işbirlikçi Başbakanlarını ülkemizde ağırlayan TC yönetimi de dâhil, Pakistan’daki bu katliama, bu insanlık suçuna sessiz kalarak destekçi konumda yer alan, bütün dünya devletlerini ve uluslararası kuruluşları protesto ediyor, utanmaya ve bir an önce bu katliamı durdurmaya çağırıyoruz.
 
 
 
 
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Genç Birikim Dergisi
Umran Dergisi
Vahdet Vakfı
Bu içerik 2213 defa görüntülendi.
 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon